AYBABTUİncelemeler

Sense8 Final Bölümü İncelemesi – Sonuna Kadar Hep Beraber

Lana ve Lilly Wachowski Kardeşler ile Michael Straczynski’nin yaratıcılığını üstlendiği Netflix orijinal yapımı Sense8, iki buçuk saatlik final bölümü ile hayranlarına veda ediyor. İlk olarak 2015 yılında başlayan bilimkurgu dizisi geçtiğimiz sene Mayıs ayında yayınlanan ikinci sezonu ile oldukça heyecanlı bir sezon finali yapmıştı. Üçüncü sezon için geri sayımlara başlamışken maalesef dizinin iptal kararı açıklandı. Sense8 hayranları sosyal medya aracılığıyla #RenewSense8 hashtagi ile iptal kararına tepki göstermiş ve Netflix’e seslerini duyurmayı başarmıştı. Tüm bu tepkiler üzerine Netflix, Sense8 için bir final bölümü çekeceğini açıklamıştı. “Sonuna kadar hep beraber” sloganı ile yola çıkan final bölümünden Mayıs ayının başında ilk görseller de gelmişti. Final bölümüne dair teoriler havalarda uçuşurken ve bu bölümü erken izleme fırsatı yakalamışken hakkında üç kiloluk bir yazı yazmaya karar verdim.

**Yazının geri kalanı birinci ve ikinci sezona dair sürpriz kaçıran bilgiler içermektedir**

İlk İki Sezonda Neler Olmuştu?

Sense8, dünyanın 8 farklı yerinden 8 farklı karakterin zihinsel ve duyusal olarak birbirine bağlı olmasını temel alıyor. Aynı gün doğan ve evrimsel süreç içerisinde farklılaşan bu insanlara homo sensorium deniliyor. Bu insanları duyusal olarak doğuran ve onlara kendi hatıralarını da aktaran bir anneleri veya babaları oluyor. Her sensate kümesi 8 kişiden oluşuyor ve küme içerisindeki insanların zevkleri, acıları, sevinçleri kısacası hisleri ve hatıraları ortak oluyor. Her sensate kendi kümesi dışından biriyle göz teması kurduğunda onu telepatik olarak ziyaret edebiliyor ancak kendi kümelerindeki gibi duygu paylaşımı yapamıyorlar. İlk sezonda dünyanın farklı yerlerinde yaşayan, farklı kültüre ve topluma ait olan 8 kişinin bu duruma uyum sağlama çabalarını ve duyusalları avlamaya çalışan BPO isimli bir örgüt ile aralarındaki mücadeleyi izlemiştik.

Sense8, ilk sezonunun ardından hem eşcinsel karakterleri nedeniyle hem de toplu seks sahneleriyle eleştiri yağmuruna tutulmuştu. İkinci sezondan önce yayınlanan iki saatlik Noel özel bölümü ile Wachowski Kardeşler “eşcinsellik propagandası” eleştirilerine karşı “Alışın, buradayız” diye bağırarak cevap verdi. İlk sezondan sonra gelen hakarete varacak düzeydeki eleştirilere, ders verdiği öğrencileri tarafından eşcinsel olduğu için aşağılanan Hernando şöyle seslendi:

Görülen şey göreni ele veriyor. Çünkü seyredenin gözleri istediği yerde sadece güzelliği değil ayrıca sığlığı, çirkinliği, karmaşayı ve önyargıyı bulur. Seyreden görmek istediğini görecektir ki bu da sizin görmek istediğinizin “homo pornosu” olduğunu gösterir. Bunun yanında sosyal eğilimlerin, temel önyargıların ötesini görebilen bir çift göz, zevk anında görüntülenmiş iki erkeği görebilir. Her ikisi de birbirlerine aşkla bağlı iki erkeği. Sanat halka açık aşktır.

Sense8, ilk iki sezonu ve özel bölümü de dahil olmak üzere hiçbir zaman yalnızca bilimkurgu hikayesi anlatan bir dizi olmadı. Dünyanın 8 farklı yerinden 8 karakteri başrolüne alan dizi; bu insanların yaşayış biçimlerini, geleneklerini ve önyargılarını da ana hikayeye taşıdı. Wolfgang’in bu kadar iyi silah kullanabilmesi ve karşısındakini tereddüt etmeden öldürmesinin altında küçük yaşında babasını diri diri yakması yatarken, hayatı boyunca cinsiyeti nedeniyle ayrımcılığa uğrayan Sun’ın ise dizinin en güçlü karakterlerinden biri olması elbette ki tesadüf değil. Felsefe, sosyoloji, politika, cinsiyet ve cinsellik hakkındaki araştırmaları ve Matrix gibi kült bir eser ile tanınan Wachowskiler kendilerine yakışır bir finale imza atıyorlar. (Final bölümünde yalnızca Lana Wachowski yer alıyor) Özellikle son beş yıldır tüm kolektif hareketlerin sosyal medya üzerinden başlaması gibi Wachowskiler de dijital yayın platformu üzerinden bir aydınlanma hareketi başlattılar. Dizinin hayranlarının bir araya gelip seslerini Netflix’e duyurmayı başarmasını ve final bölümünün çekilmesini sağlamalarını ise bunun en büyük kanıtı olarak kabul edebiliriz.

Bunun yanı sıra ataerkil toplum yapısı, ekonomik eşitsizlikler, cinsiyetçilik, adalet sistemindeki sorunlar, nefret söylemi, LGBTİ hakları, önyargı, devlet destekli kurumların çalışmaları, homofobi, politik yalanlar ve sosyal adaletsizlik gibi birçok konuya değinerek farkındalık yarattılar. Seks sahneleri ile eleştiri oklarını üzerilerine çekseler de tüm duyguları aynı anda yaşayabilen insanların seks sırasındaki hazzını göstermekten kaçınmak ucuz bir sansürden başka bir şey olamazdı. Tüm bunları karakterlerin hayatlarının olağan akışında, gözümüze sokmadan anlatarak dizinin samimi ve doğal olmasını da sağladılar. Özel olanın politik olduğunu daima haykırıyoruz. Günümüzde cinsel yönelimleri doğrultusunda öldürülen yüz binlerce insan, ataerkil baskı sonucu hayatını kaybeden veya istemedikleri bir hayata hapsedilen kadınlar, ekonomik eşitsizlikten dolayı keşfedilemeyen yetenekler ve yitip giden hayatlar, aradığı adaleti bulamayanlar ve nefret söylemleri yüzünden kendi hayatlarına son veren insanlar varken tüm bunlara kulak tıkamak Wachowskiler için mümkün değildi. Onlar da kendi bildiklerini okuyarak -yalnızca iki sezon sürse de- alışılmışın dışında, kültleşmiş dizilerin arasına girebilecek bir eser yarattılar. Böylece kişisel olanın ortak bir bilinci uyandırmasını ilmek ilmek dokuyarak; yardımlaşma, dayanışma ve paylaşmanın önemine de hem bir kez daha değinmiş oldular hem de ortak bir iyiliğin oluşabileceğini gösterdiler.

Seviyorum Ama Kimi

Rembrandt – Gece Devriyesi

“Rembrandt, ismi başyapıtla eşanlamlı ve bu da en iyi eserlerinden biri. Ortak bir iyilik için farklılıklarını bir kenara koyan insanların simgeleşmiş çalışması. Ama gördüklerimiz insanların yüzlerce yıl önce gördükleriyle aynı değil. Gördüklerimiz değişiyor çünkü duyularımız gelişiyor. Duyusallar doğaları gereği gizliliğe bir tehdittir.”

İlk sezona kıyasla daha cesur, politik ve sert bir çizgide ilerleyen ikinci sezonda BPO’ya dair çoğu bilgiye ulaşmıştık. Ruth isimli bir bilim insanı tarafından kurulan BPO’nun amacı homosapienslerden daha üstün olan duyusalları birbirine yakınlaştırmak, korumak ve böylece daha güvenli bir dünya yaratmaktı. Ruth’un ölümüyle birlikte kurumda bozulmalar meydana gelmiş, Whispers’ın gücü eline almasıyla birlikteyse BPO, bir zombi yaratma projesi haline gelmişti. Whispers, sensate kümelerini avlayan ve onları kontrol etmek isteyen bir avcı olarak karşımıza çıktı. Üstelik dünyanın dört bir yanından da BPO için finansal desteğe sahip. Zira hiçbir homosapien, kendilerinden üstün duyusalların gizliliklerini tehdit etmesini istemiyor. Kendi çıkarlarını korumak uğruna, evrimsel süreç içerisinde farklılaşan ve doğuştan bu yeteneklere sahip insanların zombileştirilmesini destekliyor.

**Yazının geri kalanı final bölümüne dair sürpriz kaçıran bilgiler içermektedir**

İkinci sezon finalinde BPO tarafından yakalanan Wolfgang’i işkencelere maruz kaldığı bir ameliyat masasında bırakmıştık. Final bölümü de tam burada başlıyor. Paris’te bir araya gelen kümemiz hem Wolfgang’i kurtarma planları yapıyor hem de BPO’ya savaş ilan ediyor. Üstelik bunu tek başlarına değil, BPO’ya karşı duran tüm duyusallar ile birleşerek yapıyorlar. Sense8’in final bölümünde çözüme kavuşması gereken birkaç konu vardı. Lana Wachowski, iki buçuk saatlik bir süreçte, ilk iki sezonda yarattığı estetiği bozmadan tüm sorunları çözüme kavuşturuyor. Dizinin bir anda iptal edilmesiyle birlikte havada kalan bazı yan roller olsa da temel soruların yanıtlarını alıyoruz.

İlk iki sezonda karakterlerin farklılıklarını ve dünya görüşlerini gözümüze sokmadan anlatan Wachowskiler final bölümünde bazı şeylerin dozunu biraz kaçırıyor. Hem Wolfgang hem de Rajan ile ilişkisini sürdüren Kala’nın kararının normal olduğunu öylesine vurguluyorlar ki gerçekten normal olan bu kararı neredeyse anormalleştiriyorlar. Final bölümüne dair bir diğer eksik ise Capheus’un Nairobi’deki hayatıyla ilgili. İkinci sezonda başkanlık yarışlarına giren Capheus’un kendini Paris’te bulması elbette ki seçim sürecini aksattı. Kala’nın tarihi geçmiş ilaçları ele geçirmesi konusu da rafa kalkan sorunlardan bir tanesi. Ancak BPO’nun yok edilmesi ve aile kavramını Nietzsche’nin “Seni öldürmeyen şey güçlendirir” sözüyle bağdaştıran Nomi’nin hem yeni bir aile kurmasını hem de kendi ailesiyle arasındaki zıtlaşmanın önüne geçmesini huzur içinde seyrediyoruz. Nomi ve Amanita’nın, Eiffel Kulesi’ndeki peri masalı misali düğünlerinde muazzam bir konuşma yapmaları ve bölümün sonundaki alışık olduğumuz toplu seks sahnesi ile Sense8, unutulmayacak bir finalle ekranlara veda etti. İki sezon ve iki özel bölüm boyunca Wachowskiler ve Straczynski, farklılıklarımız ile güzel olduğumuzu vurgularken karakterlerin gelişimiyle de izleyicilerine her daim mesaj vermeyi ihmal etmediler.

Sense8, 8 Haziran’da tüm dünyada aynı anda Netflix ekranlarında olacak.

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.