1:OINOS
Fiziksel Özellikleri: Oinos, Gray Waste’in birinci katmanıdır. Bu katman; asla büyümeyen kısa kalmış ağaçlarla, sürekli ağıtlar yakarak dolaşan kötü ruhlu yaratıklarla ve asla bitmeyen kuvvetli salgın hastalıklarla doludur. İşte bu katman Blood War’un merkez cephesidir. Yapılan yıkıcı büyülerin gümbürtüleri, havada ses çıkaran pençelerin sesleri, iblislerin ve şeytanların acı ve zafer dolu çığlıkları tüm katmana yayılmıştır. Ayrıca efsanevi Styx nehri bu katmandan da geçer. Oinos Yerleşkeleri ve Tanrıları Yerleşkeleri
Khin-Oin (The Wasting Tower): Oinos katmanı Mydianchlarus adlı Prens lakaplı bir Ultroloth tarafından yönetilir. Yönetim merkezi Khin-Oin (Virane Kule) adındaki devasa bir kaledir. Ama bu yapıya kale diyip geçmek tamamen aşağılamak olur. Bu yapı uzaktan bakıldığında derisi yüzülmüş yaratıklardan yapılan ve bir zincir halinde dönerek gökyüzünü delip geçen bir kulesi olan yapıdır. Söylenenlere göre bu yapı yaklaşık 35 kilometre boyunca gökyüzüne çıkmakta; aynı şekilde bir 35 kilometre kadar da yer altına inmektedir. Bu büyük kulenin yanında ondan daha küçük (hepsi 5-10 kilometre arası) kuleler vardır. Ancak uzaktan sadece ana kule gözle görülür; zira onun heybeti yanında diğer küçük kuleler devede kulak bile kalamamaktadır. Kalenin içinde büyülü araştırmalar için yüzlerce laboratuar, meditasyon odaları, dinlenme odaları gibi bölümler mevcuttur. Her ne kadar bu kale gibi Yugoloth ırkının arasında bir birlik varmış gibi görünse de durum böyle değildir. Aslında lider Ultroloth prensimiz, kendi kandaşları olan Yugolothlar ile sürekli rekabet halindedir. Bunun sebebi de bu devasa yapının en tepesindeki odasında bulunan Yönetim Tahtıdır. Bu tahtın adı The Siege Malicious idir. Bakalım neymiş;
The Siege Malicious: Bu taht Oinos katmanına hükmetme yetkisini üzerine oturan kişiye veren artifekt seviyesinde büyülü bir tahttır. Gümüş, bakır ve pirinç metallerinden yapılmıştır. Taht bizzat kule ile bir bütündür hatta Oinos’un kendisiyle bir bütündür. Yerinden asla oynatamazsınız. Taht çok büyüktür öyle ki üzerine Huge (devasa) boy bir karakter oturabilir (Örneğin bir Bulut Devi). Tahtın en tepesinde hükümdarlığın sembolü olan kırmızı yakuttan bir taç vardır. Her kim bu katmana hükmetmek istiyorsa bin bir zorluğu aşıp kuleye girip en üst odasına kadar çıkıp Tahtta oturan kişiyi öldürmelidir ve tacı almalıdır. Eğer eski taht sahibini öldürmeden tahta oturmaya kalkarsanız taht sizi zehirler ve Gray Wasting denen bir hastalıkla suratınızı kemik ve yanmış et yığınına çevirir. Ve Charisma puanına 3d6+6 kalıcı zarar alırsınız. Eski taht sahibini öldürüp de tahta geçerseniz gene Charisma zararı alır ancak 1d4 kadar alırsınız. Tacı takan kişi Oinos katmanının efendisi olur ve Oinoloth lakabıyla anılır. Gelelim tahtın, sahibine kazandırdığı güce. Oinos hakkında yukarıda yazdığım üzere bu katman sürekli salgın hastalıklarla kaplıdır demiştik. İşte bu hastalığın sebebi aslında bu tahttır. Tahta oturan kişi sadece tek bir düşüncesiyle hayal bile edemeyeceğiniz bir hastalığı tüm katmana yayabilir. Hastalık iki aşamadan oluşur. Birinci aşama da Ability Puanlarınıza (Strength, Dexterity, Constitution, Intelligence, Wisdom, Charisma) kalıcı eksiler alırsınız. Ancak bu alacağınız hasarlarla ilgili bazı sınırlamalar vardır. İlk olarak hastalığa karşı yapacağınız kurtarma atışlarında DC; yani kurtarma zarı ile geçmeniz gereken miktar 20’yi geçemez. Hastalık sonucu Dayanıklılık yani Constitution hariç diğer Ability puanlarınıza alacağınız kalıcı hasar 1d8 den fazla olamaz; Dayanıklılık puanınıza da 1d6’dan fazla kalıcı hasar alamazsınız. Hastalığın ikinci aşaması tamamen Oinoloth’a bağlıdır. İsterse hastalığa yakalanan kişilerin kör, sağır, dilsiz, akıl yoksunu ya da deforme olmuş bir surata sahip olması gibi olasılıklarını tek bir düşüncesiyle gerçekleştirebilir.
Oinos’ta İkamet Eden Tanrılar:
- AD&D sistemindeki Veba, Hastalık ve Salgın Tanrısı Incabulos ve diyarı Charnelhouse,
- Eskiden Unutulmuş Diyarların Ölüm Tanrısı olan Myrkul’un Ölüler Şehri Crystal Spire burada bulunur. Bu şehir Myrkul ölünce, Ölüm portfolyosunu eline alan Ölüm-Nifak-Katiller Tanrısı Deli Cyric tarafından yönetilmiştir. Ardından Cyric’in ölümlü zamanlarındaki dostu, ölümlü insan Kelemvor bu şehirde bir isyan başlatmış ve Cyric’in elinden Ölüm portfolyosunu alarak Ölüm Tanrısı olmuştur. Şu anda da şehri o yönetmektedir.
- Dungeons and Dragons sisteminde yer alan Ork Tanrılarından biri olan Yurtus (Intermediate yani Orta seviye bir tanrı) ve diyarı Fleshslough,
- D&D sisteminde kötü cücelerin sıkça tapındığı orta seviye bir tanrı olan Abbathor (Intermediate seviyesinde bir tanrı) ve diyarı Glitterhell,
- Ejderha Mızrağı Panteonundaki Hastalık ve Salgın Tanrısı Morgion ve diyarı The Fortress of Disease,
- Koboldlarla uzaktan akraba olduğu tahmin edilen ve ejderhalar ile olan ilişkileri sonucu doğan Urd ırkının (bildiğiniz kanatlı kobold işte) tapındığı Tanrı Kuraulyek (Demi-God) ve diyarı Urdrest; Oinost’ta bulunan tanrılardır.
2:NIFLHEIM
Fiziksel Özellikleri: Niflheim Gray Waste’in ikinci katmanıdır. Birinci katmana göre daha haraketlidir. Oinos katmanındaki büyümeyen ağaçlar artık burada büyümeye başlamaktadır. Renkleri gene gri de olsa her yerde çam ağaçları vardır. Birinci katmandaki bitmeyen şiddetli salgın hastalıklar burada bir son bulur. Her yer sürekli bir sis ile kaplıdır. Bu sis Niflheim’ın bilinen en büyük fiziksel özelliğidir. Sis adeta Ravenloft sislerini aratmayacak kadar canlıdır. Sisin en ince olduğu yerde görüş açısı maksimum 33 metredir; ki bu sis çok nadir incelmektedir. Sis o kadar yoğundur ki duyma duyunuzu da etkiler işitme kaybı yaşarsınız. Bu yüzden Listen Skill Checklerinize (Dinleme Yetenek Denemesi) -4 ceza alırsınız.
Oinos katmanı gibi büyük bir savaş alanı değildir burası. Ancak sisin içinde gizli avcılar her an sizin kokunuzu ve ayak izlerinizi arıyor olacaktır. Özellikle dev kurtlara (dire wolf) ve Trollere dikkat edin. Bu katmana boyut kapıları ya da portallar dışında özel bir ulaşım yolu daha vardır. Ysgard (Asgard) düzleminde bulunan World Ash (Dünyalar Ağacı) denen ve İskandinav mitolojisinde tüm kozmolojinin merkezindeki dev ağaç olarak bilinen Yggdrasil’in köklerinden birini takip ederseniz Niflheim’e ulaşırsınız. Yalnız bu kök başıboş değildir. Bu kökte efsanevi kanatsız ejderha Nidhogg bulunmaktadır. Keskin pençeleriyle ve zehirli nefesiyle ağacı öldürmektedir. Bu hiç bitmez. Eninde sonunda ağacı öldürecektir (bkz. Norse Mitolojisi). Nidhogg öldürülebilir ancak sürekli ürediği için onun yerini çocukları doldurmaktadır. O yüzden tecrübe puanı (XP) dışında bir amacınız yoksa bu ejderhaya dokunmamanız ve bir portal aramanız sizin için en iyisidir.
Niflheim katmanının efendisi İskandinav Mitolojisinden Ölüm Tanrıçası Hel’dir. Zaten mitolojideki Asgard’ın da içinde bulunduğu Dokuz Ölümsüz Boyuttan biri de Ölüm Tanrısı Hel’in hükmettiği ve mitolojide Sisler Diyarı olarak bilinen Niflheim’dır. Niflheim Yerleşkeleri ve Tanrıları Yerleşkeleri
Death of Innocence (Masumiyetin Ölümü) : Sislerin çevirdiği çam ormanlarının içinde gizlenmiş küçük bir şehirdir burası. Görebileceğiniz her şey çam ağacından ve taştan yapılmıştır. Hiç demir ya da metal bulunmaz yapının içinde. Binalarda harç yerine Ooze kanı kullanılmıştır. Şehrin etrafını çam odunundan yapılmış duvarlar destekler. Bu duvarlar baştan aşağı dikenlerle ve tahta mızraklarla doludur. Şehrin ortasında bir su kaynağı şehrin su ihtiyacını karşılar. Şehrin içinde hemen hemen 4500-5000 arası ölümlü yaşar. Tabii ölümlü dediysek gerçekten ruhları kendilerine ait olan ölümlüler. Henüz larvae olmamış ölümlüler. Larvae olmasalar da Gray Waste’ten nasiplerini mutlaka almışlardır. Hepsi derin bir kasvet ve bulanımla doludur. Bırakın bu boyuttan kaçmayı, şehrin dışına bile çıkmazlar.
Niflheim’da İkamet Eden Tanrılar:
- Ölüm Tanrıçası Hel (Heim) ve gene bu katmanla aynı isme sahip diyarı Niflheim. Bu diyar tamamen ağaç kökleriyle kaplı, tavanından asitler damlayan; yerleri de ölümcül zehirler taşıyan sürüngenlerle dolu olan devasa bir salondur. Salonundaki dev bir tahtta oturan Tanrıça Hel, sürekli yayılan sislerin içinde hüzün dolu ve dinleyeni bulanıma sürükleyen şarkılar söyler. Bazı tarihçelerde Loki’nin kızı olduğu rivayet edilir.
- Unutulmuş Diyarlar Panteonundaki ilk iki tanrıçadan biri olan Gecenin ve Karanlığın Hanımı Shar ve diyarı Palace of Loss burada bulunur
- Dungeons and Dragons sisteminde bulunan Katiller Tanrısı Pazuriel ve diyarı Rezuriel burada bulunur. Kendisi Orta Seviye (Intermediate Deity) tanrıdır. Pazuriel aslında okyanuslarda ve denizlerde iş gören bir tanrıdır. Ona tapanlar gelende su altı yaratıklarıdır. Deniz Elflerinden (aquatic elf) nefret eder.
- Unutulmuş Diyarlar Panteonundaki Hırsızlar Tanrısı Mask ve diyarı Shadow Keep burada bulunur. Ancak Mask, Tanrıça Shar’a olan 1000 yıllık bir borcu yüzünden anlaşmaları gereği Tanrılık Özü’nden ve yaşamından vazgeçmiştir. Tanrılık Özü, kendisine tapınan ve seçilmişleri olan iki Shade’e gitmiştir. Erevis Cale ve Drasek Riven. Üçüncüsü ise Rivalen Tanthul adında hem güçlü bir büyücü hem de bir Shar rahibidir. Erevis Cale, Tanrılık Özü’nü alırken Mephisto’nun yardımını da almıştır. Ve ona bir söz vermiştir. Tanrılık Özü’nün bir kısmını Mephisto’ya verecektir. Aynı şekilde rüyalarına giren Tanrı Mask da Tanrılık Özü’nün bir kısmını tekrar dirilmek için ondan talep etmektedir. Bunlar gerçekleşmeden Mephisto, Erevis’i öldürmüş ve Tanrılık Özü’nü çalmıştır. Drasek ve Rivalen hâlâ özleri içlerinde barındırmaktadır ancak Shadow Keep hâlâ boş bir şekilde durmaktadır. Drasek ve Rivalen’in neden orada yaşamadıkları benim için de hâlâ bir soru işareti. Neyse çok uzattım. Sonuç olarak Tanrı Mask dirildiğinde tekrar Niflheim’daki Shadow Keep adlı kalesine gelecektir. Bu kadar emin konuşmamın sebebi kitapları okurken karşıma çıkan bazı ince detaylar olmuştur. İlk olarak Mask, Tanrılık Özü’nü parçalarken son düşünceleri “İyi ki sırrı Shar’dan saklayabildim,” olmuştur. İkinci olarak Erevis Cale’in Spellplague’dan hemen sonra doğan bir oğlu vardır. Bu oğlan da büyük ihtimalle bir miktar Tanrılık Özü taşımaktadır. Üçüncü olarak da Rivalen’in Mephisto’nun oğlu Magadon ile geçen bir diyalogdur. Bu diyalogda Rivalen, Magadon’a Tanrı Mask’ın geri döneceğini açıkça belirtiyor.
- Celtic Mitolojisinden Tanrı Arawn ve diyarı Annwn (Lanetlenmişin Adaları – Isles of the Cursed)
- Hindistan Budizm Tanrılarından Gecenin ve Karanlığın Tanrısı Ratri ve diyarı Dark of Night;
Niflheim’da bulunan Tanrılardır.
3:PLUTON Fiziksel Özellikleri: Gelelim Gray Waste’in üçüncü katmanı Pluton’a. Pluton, Ölüm Lordu Hades’in diyarıdır. Gelmek isteyeceğiniz en son katmanlardan biridir burası. Ne için geldiğinizi asla hatırlamazsınız ve diğer katmanlara göre bunalıma ve depresyona, kısaca solma sürecine daha çabuk girersiniz.
Pek çok ağaç türü barındırır içinde. Meşe, söğüt, kavak hatta Ege’nin mis kokulu zeytin ağaçları bile bulunur. Bulunur bulunmasına ama Pluton’un toprakları verimsiz ve tamamen zehirlidir. Bu yüzdendir ki bu ağaçlar bakımsızlıktan ve susuzluktan dehşet bir deformasyona uğramışlardır. (Eh Hades’in elinde sulama tenekesiyle hepsini sulayacağını beklemiyorduk zaten). Pluton Yerleşkeleri ve Tanrılar:
The Underworld: Bu katmanın en çok bilinen özelliği Hades’in diyarı The Underworld’dür (yeraltı dünyası). Hades’in eline düşen ölüleri sonsuz bir işkenceye maruz bıraktığı yerdir burası. Merkezinde Hades’in yaşadığı yer bulunur. Etrafı gri renk mermer duvarlarla kaplıdır (pembe olmasını beklemiyorduk zaten) ve sadece tek bir dev bronz kapılarla giriş çıkışı sağlar ve bu duvarlar göz alabildiğince uzanır (binlerce kilometre). Çok güçlü büyüler ya da aşırı güçlü yaratıklar hariç kapıyı ve duvarı kımıldatmak imkansızdır. Ha tabii ki kapıyı oynatabilmek için önce kapıyı koruyan muhafızı yenmeli ya da atlatmalısınız. Yunan Mitolojisinden sıkça duyduğumuz üç başlı bir Cehennem köpeği (cerberus) bu kapının bekçisidir. Cerberus’un bedenini Hades’in diyarına gelme cüretini gösteren aptalların (ya da cesur olduğunu sanan aptallar) kıvranan ve çığlık atan vücut parçaları oluşturur.
Şehrin içine gelince, dışarıdan pek bir farkı yoktur. Kararmış ve korkunç şekillere girmiş ağaçlar, kısa ve son derece zehirli çalılar, lanetli topraklar, kirli sular vs. İçeride gizlenenler hariç hiçbir ölümlü ırk yaşamaz. Tüm halkı Larvaelar oluşturur. Hâlâ içinde duygu kalmış Larvaelar da Wraithlere (Tayflar) benzeyen yaratıklar tarafından bulunur ve son kalan duygu parçaları da sökülüp alınır. Son duygusal özellikleri de onlardan alındıklarında Larvaeların özleri, yani ruhları Pluton katmanı ile bir olur. Eğer olurda solmuş veya Larvae olmuş bir dostunuzu, sevgilinizi ya da kardeşinizi kurtarmak için buraya gelecekseniz dikkatli olsanız iyi olur. Çünkü her köşede demonlar, devillar, yugolothlar bu aptallığı yapmanız için sizi beklemektedirler.
Şehrin içinde bir takım gizli boyutlararası özellik gösteren Tüneller mevcuttur. Bu tüneller doğrudan Mount Olympus (Olimpos Dağı) ile bağlantılıdır.
Pluton’da İkamet Eden Tanrılar:
- Eh tabii ki herkesten önce Ölüm Lordu Hades ve diyarı Underworld
- Hag adlı ırkın Tanrıçası Cegilune ve diyarı Hagsend
- Yunan Mitolojisindeki Büyünün Büyücülerin Cadıların ve Nekromansinin Tanrıçası Hecate (Hekate) ve diyarı Aeaea.
|