|
Büyük resim için tıklayınız.
|
The Lower Planes : Baator – Genel
Baator, aynı zamanda dokuz cehennem olarak da bilinen (Nine Hells) Lawful evil karakterde bir boyuttur. Dokuz katmanı vardır, ve katmanların yönetimleri, Dokuzların Lordları (Lords of the Nine) tarafından yapılmaktadır. Zorunlu olmadıkça veya delirmedikçe bir gezginin gitmemesi gereken yerlerin başını çeker. Nine Hells deyimi daha çok Clueless’larca kullanılır – ve cluelessların, genellikle ilk ziyaret etmek istedikleri boyuttur. Nine Hells yaşayanları, yani Baatezu’lar, diğer boyutlardaki diğer yaşayanlar gibi aptal değildirler, oldukça zekidirler ve acımasızlıkta ve kana susamışlıkta evrende üstlerine yoktur. Abyss’in derinliklerinde bile, bu konuda ellerine su dökecek yaratık bulunmaz.
Lawful karakterine istinaden, çok güçlü bir düzen, ve katı bir totaliter anlayış vardır. Ancak kuralların sınırları içinde de, politik ve diplomatik entrikalar, bozulmuşluk ve birbirinin kuyusunu kazma, artık günlük yaşamın bir parçası gibidir. Evrenin hiç bir yerinde şahit olunamayacak ağır bir totaliter hakimiyet zihniyeti, kendilerine büyük kan savaşının da başrolünü vermiştir. Kan Savaşı –ayrı bir yazıda incelenecek– Baatezu ve Tanar’ri’ler arasında, Tüm Lower Plane’lerin kontrolü için çıkan ve bütün evreni etkileyen, asırlarca süren bir savaştır. Savaşın asırlardır kazanan taraf olmadan devam etmesi, düşmanın sonsuz katmandan ve ordudan oluşan Abyss olduğu düşünüldüğünde, dokuz katlı Baator için neden cehennem yakıştırması yapıldığı daha anlaşılır olmaktadır.
|
Büyük resim için tıklayınız.
|
Baator denildiğinde akla iki şey gelir:
Bunlardan ilki Kara Sekizdir. Kara Sekiz, Baator’un akıl almaz ordularını ve Kan savaşlarını yöneten sekiz Pit Fiend’dan oluşur. İkincisi ise Dokuzların Efendileri’dir. Bunlar, Baator’un her bir katmanını yönetenlerdir. Dokuzların Efendileri, Pit Fiend’lar ile tanrılar arasında bir güce sahiptirler.
Baator karakteristik olarak, kandırmacaların ve üç kağıtların boyutudur. Bu nedenle illüzyon büyüleri çok iyi çalışır ancak wild büyüler neredeyse hiç çalışmaz, hatta geri teper. Çünkü Baator her şeyden önce, kuralcı bir boyuttur, ve kaotik olgular özüne ve yapısına terstir, ve boyut tarafından anında reddedilirler.
Baator’da hiç bir yer güvenli değildir ancak, nasıl davranılmasını gerektiğini bildiğinizde bir şansınız olabilecek yerler vardır. Bunların başında, Eskiden bir Outlands kasabası olan Darkspine gelir. Darkspine, Baator’un “kendisi” tarafından Outland’den Baator’a çekilmiştir. Şu an Baator’da ikamet eden bu kasaba yağmalanmış yanmış ve aşağılık bir yer haline gelmiştir, ancak gene de bir boyut gezgini için, nasıl davrandığını bildiği sürece güvenli bir yerdir. Yani… nispeten güvenli…
Darkspine’i Lord Alfredo Mallizik yönetmektedir. Baator’a çekilmeden önce de kendisi yönetiyordu ve çekildikten sonra da, Baatezu’lar Lord Mallizik’in burayı yönetmeye devam etmesine izin verdiler. Tabii ki bu izin bedavaya olmadı; Lord Alfredo’nun Darkspine’in Baator’a çekilmesinde Baatezu’lara yaptığı yardımların bir bedelidir şimdiki hükümdarlığı. Ancak bu cümle ile birlikte enteresan bir kafa karışıklığı da ortaya çıkıyor.
Darkspine, Baatezu’ların direk müdahelesi olmadan, Baator’un kendi dinamiği içinde bu boyuta çekilmiştir ancak, Baatezuların –ve Lord Alfredo’nun– dürtüklemeleri sonucu diyelim, Baator doğası gereği davranarak bu şehri çekmiştir. Aynı bir insanı Jaws’ın ağzına itmek gibi…
Darkspine’in ordusu yoktur ancak, şehirde nöbet tutan dörtlü Abishai grupları vardır, ve bunlar, sadece belirli tipleri aramakla yükümlüdürler. Bu tipler, şunlardır:
1-Baator’a yeni geldiğini ispatlayamayanlar 2-Avernus’un efendisi Bel’e bağlılık yemini etmeyenler 3-Ve ticaret vergilerini ödemeyenler.
Bu kriterlerde birine rastlayan Abishai grubu, önce kişiyi “kibar bir konuşma(?!?)” yapmaya götürürler. Tabii ki arada bu görüşmelerden canlı çıkan bir kaç değerli kişi olabiliyor, tabii onlar da pek normal çıkmıyor. Genelde Bel’in damgası dağlanmış, ruh ve bedence çökmüş halde çıkıyorlar. Ama gene de, hayattalar… adil bir anlaşma gibi görünüyor… Baator gibi bir yerde, şükredilmesi gereken bir lüks…
Son zamanlarda, Baator’un kapı şehri olan Ribcage’e açılan kapıda kayda değer bir Baatezu yığılması olduğu, bir takım dedikodulara neden olmuştur. Bir takım dediğime bakmayın, Ribcage’in kapısında olan yığılma sadece iki şeyin işareti olabilir: Ya Darkspine geri dönüyor, ya da Ribcage olduğu gibi Baator’a çekiliyor. Her iki durumda da, oldukça sevimsiz bir değişim olacağı kesin gibi görünüyor. Çünkü her ne kadar Baatezu’ların Darkspine üzerindeki tutuşları sağlam değilse de, kendi evlerinden bir parça’nın –ya da uzun süredir evin bir parçası olmuş bir mekanın– kendilerinden alınması, oldukça can sıkıcıdır… Baatezular açısından.
|
Büyük resim için tıklayınız.
|
Darkspine’in yanında, Avernus’un gizli ve muhteşem Bahçesi (Garden), boyut gezginlerinin kendilerini –gene nispeten– güvende hissedebilecekleri ve Baator gibi çirkin ve yıkımla yoğrulan bir yerde şaşırtıcı derece güzel olan bir mekandır. Bahçe, her ne kadar Avernus’un diğer yerleşim bölgelerinden oldukça uzak olsa da, hatırı sayılır bir ziyaretçi kitlesi vardır, çünkü Baatezuların bile gitmeye korktuğu bir yer olarak bilinir. Kısacası, buraya pek dokunan olmaz.
Bu bahçe’nin ağaçları, Arborea’nınkilerle boy ölçüşür, çok da lezzetli ancak çok yenildiğinde rahatsız edici etkisi olan meyveleri olduğu söylenir. Baator’da saf su bulabileceğiniz tek yerdir, gökyüzünün rengi ile kızıl renge bürünmüş muazzam bir göl vardır. Yer yer ufak bataklıklar ve ufak tepecikler, manzaranın mükemmelliğini tamamlar. Ağaçların dalları yerlere kadar sarkar ve lezzetli ve rengarenk meyveler, ulaşılabilir yüksekliktedir. Bahçe’ye adımınızı attığınızda burnunuz hafif ve güzel çiçek kokuları alır. Böceklerin sesleri, Baator’da –hatta evrende zor bulunur– bir huzurla insanı, derin ve rüyasız bir uykuya daldırabilir ve kuşların müzikal sesleri canlanmış olarak uyanmanızı sağlayabilir. Söylenene göre bahçeye giden kişi fazlalaştıkça, bahçe de kendi kendine büyümektedir.
Başı belada olan bir gezgin’in, şüphesiz bu cehennemde sığınabileceği tek güvenli yerdir burası. Buraya gelen huzur bulur, cehennemin içinde, cenneti yaşar. Burada fazla Baatezu’ya ya da yaratığa da rastlanmaz, çünkü genelde yaratıklar için buranın güzelliği, korkutucu bir özellik taşır.
Bu bahçenin yan etkisi, şiddet unsuru burada etkisini tamamen yitirmektedir. Buraya girildiğinde, kimse şiddet düşünmez, huzur ve barış ve güzellik içinde gezinirler. En ufak bir kötü düşüncenin bile bahçeyi kirletilmesine izin verilmez, bahçe buna kendisi izin vermez. Muhtemelen de yaratıkların buradan korkmaları ve sevmemelerinin nedeni budur. Ancak burada, bahçede vakit geçirmenin de bir bedeli vardır. Bu bedel tam olarak bilinmemekle birlikte, genelde burada fazlası ile mutlu olanlar arasında görülür: kaybolurlar. Eşyalarını bahçede bırakıp, ortadan kaybolurlar, ve kimse nereye gittiklerini bilmez. Kimse de buradayken aksini düşünemez. Çünkü şüphe ve şiddet gibi kötü düşünceler, burada etkisini yitirir. Ancak burada fazla kalan ilahi mutluluğu mu yakalar, yoksa bulduğu huzurun bedeli olarak acı çekmeye mi gider… Hiç kimse bilmiyor… Ama gene de, insanlar buradaki huzuru ve güzelliği, dozunda yaşamaya devam ediyorlar. Tabii ki, herkeste aynı –ve haklı– kuşkulu yaklaşım mevcut: Bu kadar güzel bir yerin, Baator’da işi ne? Bir şekilde gelmişse bile, burada halen işi ne, bilakis Baatezu’lar buna kesinlikle izin vermezdi. Baatezuları geçin, en başta lordlar izin vermezdi…
|