Yeni Indiana Jones Oyunu Nasıl Olmalı?

Lucasfilm Games ve Bethesda ile yapılan anlaşma sonucunda duyurulan Indiana Jones oyunu nasıl olmalı? Fallout benzeri açık dünya bir Indiana Jones oyunu mu geliştirilecek? Yoksa beklentilerimizi aşacak başka bir oyun mu olacak?

Yıllardır sağlam bir Indiana Jones oyunu göremiyorduk. 90’lı yıllarda ve 2000’lerin başında birçok farklı firmanın geliştirdiği Indiana Jones oyunu gördük. Macera ve bulmaca tabanlı bu oyunların hepsinin başarılı işler çıkardığını söylemek güç.

Aralarında Fate of Atlantis, Last Crusade ve Infernal Machine gibi oyunlar büyük başarı elde etmişti. Fakat sonrası bir türlü gelmedi. Keza Indiana Jones’un ismini sinemada da pek göremedik (Crystal Skull faciasını hatırlamak istemiyoruz değil mi?).

Marka değişikliğine giden Lucasfilm Games, bundan sonra elindeki lisansları üçüncü parti firmalara lisanslayarak ilerleyecek gibi duruyor. Mesela EA ile olan anlaşma 2023 yılında bittikten sonra Ubisoft‘a bağlı Massive Entertainment‘tan yeni bir Star Wars oyunu göreceğiz. Bu da büyük bir yolculuğun başlangıcı olacak.

LucasArts’tan kalan haklardan biri de Indiana Jones oyunlarıydı. Herhangi bir Indy oyunu beklemiyorduk ancak yapılan duyuru dikkatlerden kaçmadı. Bethesda’ya bağlı İsveç merkezli MachineGames, yepyeni bir Indiana Jones oyunu yapacak.

Bir Indiana Jones Oyununda Neler Olmalı?

Yazının girişinde bahsettiğim, artık klasikleşmiş Indiana Jones oyunlarına baktığımızda hepsinin de macera oyunu olduğunu görüyoruz. Point&Click tadında oyunların artık pek de geçerliliğinin olmadığı bir dönemde, MachineGames’ten elbette bu tarzda bir oyun beklemiyoruz. Ancak ortaya çıkacak oyun Fallout benzeri, açık dünyaya dayalı bir RYO-Aksiyon oyunu da olmamalı.

Zaten MachineGames’in karnesine baktığımızda iki tane şahane oyun görüyoruz. Wolfenstein 1 ve 2, lineer yapıya sahip aksiyonu bol, hikaye anlatıcılığı yerinde keyifli oyunlardı. Artık unutulmaya yüz tutmuş bir marka, MachineGames ellerinde tekrar yükselişe geçmişti. Firmanın aynı formülü kullanarak benzer tatta bir Indiana Jones oyunu yapacaklarını düşünüyorum.

İyi bir Indiana Jones hayranı olarak ben ve benim gibi oyuncular neler bekliyor? Cevap aslında oldukça basit. Indiana Jones oyununun açık dünyaya sahip bir oyun olmaması gerekiyor. Kuleleri basıp haritayı açtığımız, ormanlık arazide minik görevler peşinde koştuğumuz bir oyun olmamalı.

Indiana Jones filmlerine de baktığınızda macera ve gizem ruhunu kolaylıkla görebilirsiniz. Zaten filmleri bu kadar başarılı yapan da hikaye anlatıcılığının ve görselliğin doyum noktasında olmasıdır. Bir Indiana Jones oyunu da aynı tarzda ve temada olmalı diye düşünüyorum.

Benzetmesini yapmaktan kaçınmak istiyordum ama en iyi anlatabileceğim yollardan biri olduğu için Uncharted örneğini vermek istiyorum. PS3 ile birlikte hayatımıza giren Uncharted serisi, bu tarz bir kadim hazine bulma, bilinmeyen topraklarda dolaşma, balta girmemiş ormanlara kafadan dalma hissiyatını mükemmel bir biçimde sunuyordu. Aksiyon dozajı tadında, bulmacaları tatlı ve oynaması keyifli bir seriydi.

Indiana Jones oyunu da bunun gibi olmalı. Karakterle özdeşleşmiş kamçı ile onlarca şey yapabilmek istiyorum. Bu sadece düşmanları kamçılamak ya da bir yerden bir yere atlamak için ip gibi kullanmak olmamalı. Wolfenstein’in görselliği ve aksiyon türüne katkıları düşünüldüğünde MachineGames, farklı yapıda özellikler sunacaktır.

Özgürlük Mü, Özgünlük Mü?

Son dönem oyunlara baktığınızda büyük çoğunluğunun sırtını açık dünyaya yasladığını görüyoruz. Ancak bu bir özellik olmaktan çıkıp sorun oluşturmaya başladı. Sadece oyunu daha dolu göstermek için birbirlerinden alakasız görevler yapmak, eşyalar toplamak, haritayı açmak özgünlüğünü yitiren bir mekanik oldu.

Oyuncuların kafasındaki korku Fallout benzeri, açık dünyada geçen bir Indiana Jones oyunu ile karşılaşmak. Benim beklentimse bir God of War ya da Control havasında geçecek, yarı-açık olmasına karşın oyuncuyu belli noktalara sığdıran, hikayeyle desteklenmiş yerlerde dolaşabilmek.

Bu açıdan baktığımda oyunun kendisini sattırabilmesi için özgünlüğe de ihtiyacının olduğunu düşünüyorum. Tamamen özgür bırakılan bir Indiana Jones’u kimse oynamak istemez. Çünkü karakterin kim olduğunu, neler hoşlandığını, nelerden hoşlanmadığını (Yılanlar) biliyoruz. Karşımıza çoklu seçenekler, karakter inşaası, yetenek ağacı ya da puan dağıtma gibi kısımlar kürekle atılarak sunulduğunda keyifli bir oynanabilirlikten mahrum kalacağımıza inanıyorum. Öte yandan sıradan olmaması için de elindeki elementleri iyi kullanması gerekiyor.

Hızlıca düşündüğümde filmdeki sahnelerin birebir aynısı sahneleri oynamak istemeyeceğime karar verdim. Filmlerin öncesinde, aralarında geçen maceraları konu edinen; belki de Indy’nin ilk arkeoloji kazılarına bakabileceğimiz bir oyun, uzun vadede daha da geliştirilebilecek bir serinin önünü açacaktır.

Düzgün Güdüler

Yine son dönemin oyunlarında sıklıkla karşılaştığım bir sorun. Ana karakterlerin ya da kötü karakterlerin geçerli güdülere sahip olmaması. Diyelim ki karşımızda bir oyun var. Oyun diyor ki “Ölümcül bir hastalığa sahipsin, hayatta kalmak için sana yardım edecek birilerini bulman lazım.” Sonra oyun çıkıp diyor ki, “Artık bu şehri keşfedebilirsin.” Evet, Cyberpunk 2077‘den bahsediyorum ama anlatmak istediğimi anladınız. Tutarlılık ve karakterle bağdaştıracağımız güdülerin açıkça sunulması gerekiyor.

God of War’ı ele alalım. Oyunun en başında Kratos‘un eşini kaybettiğini görüyoruz. Eşi, vasiyet olarak küllerinin diyarların en yüksek tepesinden serpilmesini istemiş. Kratos, oraya ulaşmaya çalışırken karşınıza çıkan sorunları çözmek adına birçok kişiyi sinirlendirmeye başlıyor. Sırf keyfine gidip de Baldr‘a yumruk atıp tanrıları kızdırmaya çalışmıyor. Karşısındaki engeli kaldırabilmek için onu yok etmesi gerektiğini bilen bir karakteri canlandırıyoruz.

Indiana Jones’u tanıyorsak yeri geldiğinde tam gaz topuklayarak sıcak ortamlardan kaçması gereken bir karakter olduğunu da biliyoruz. Buna benzer durumlarla karşılaştığımızda, örneğin karşımıza bir tabur Nazi askeri çıktığında onlara kamçıyla saldırmamız gerekiyor. Bunun oyuncuya verebileceği büyük cezaları olmalı diye düşünüyorum. Çoklu seçim durumu bu açıdan mümkün ancak Indy’nin yapacağı şey en kısa yoldan aralarından geçmek ya da dikkatlerini başka yöne çekip hızlıca içlerinden geçmek.

Shiva’ya İhanet Etmeyelim, Edenleri Uyaralım

Son olarak bahsetmek istediğim kısım ise Indiana Jones filmlerinin içerisinde hep bir gizem, hep bir mistisizm olmuştur. Ezoterik bağlantılar, kadim bilgiler hikayelerin önemli bir parçasıdır. Ahit Sandığı‘nı açtığında yüzü eriyen Nazi subayları ya da Shiva’ya ihanet ettiği için ölüme düşen kötü adamlar olmalı.

Indy, bu durumlar karşısında her daim “Yok artık daha neler!” tepkisini koruyan ve ortalık durulduğunda yine aynı materyalist düşüncelerine köküne kadar bağlı kalmayı başarmış bir bilim-insanı. MachineGames bu elementleri tespit etmeyi başaracak bir firma.

Peki Beni Ne Korkutuyor?

Açıkçası Bethesda’nın başındaki isim Todd Howard‘ın projenin başında olması beni bir hayli korkutuyor. Artık oyun sektöründe geçerliliğini yitirmiş fikirlerin adamı haline gelen Howard, projeye ne kadar eğilir, ne kadar kendi isteklerini baskılar bilemiyorum. Ancak projenin sadece devam ettirilmesi adına yönetimde kalıp geliştirici ekibi rahat bırakması, ortaya çıkacak oyunun da iyi olmasını sağlayabilir.

Şu aşamada bu devasa yazıdaki macerama benimle birlikte ortak olduğunuz için sizlere teşekkürlerimi sunuyorum. Ortada henüz hiçbir şey yokken, bu tarz yazılar yazmanın pek geçerliliği olmuyor. Ancak benim gibi düşünen ve ortaya iyi bir iş çıkmasını umut eden birçok oyuncu var. Umarım, zamanı geldiğinde hepimizin hoşuna gidebilecek bir yapım olur.