Makaleler

Türkiye’de Bilimkurgunun Geçmişi

bilimkurgu-banner-700

Türkiye’de Bilimkurgu

Türkiye’de “bilim” ve “kurgu”nun yanyana ya da bir arada anılmasını sağlayan kişi Orhan Duru olarak bilinir. Bilimkurgu sözcüğünü Türkçe’de ilk defa yazar Orhan Duru kullanmıştır. Kelimeye kaynaklık eden Science-Fiction kelimesi ise, 20. yüzyılın başında ilk kez 1927 yılında Lüksemburg asıllı Amerikalı yazar ve yayıncı Hugo Gernsback tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Bilimkurgu edebiyatının önemli ödüllerinden Hugo Ödülleri’nin (The Hugo Awards) isim babasıdır.

Bilimkurgu, Türkçe yazı hayatına Batı Edebiyat’ındaki Ütopya ile girmiş, fakat Tanzimat döneminde siyasi bir araç olarak, yazarların yakın geleceğe dair rüyalarını anlattıkları bir yazın türüne dönüşmüştür. Batı’daki anlamı ile bilim-kurgu türündeki öykülerin dergilerde görünmeye başlaması, 1950’li yılları bulmaktadır. Çoğunluğu çeviri olan romanlar, Çocuk Edebiyatı içinde görülmüştür.

Tanzimat ve Bilimkurgu

Jules Verne’den yapılan ilk tercüme Kaptan Hatras’ın Sergüzeşti (1877) adıyla basılır. Jules Verne’in diğer kitapları da 1886’dan 1907’ye kadar Türkçeye çevrilip yayımlanır: Merkez-i Arza Seyahat, Beş Hafta Balonla Seyahat, Seksen Günde Devriâlem, Kaptan Grant’ın Çocukları, Denizler Altında Yirmi Bin Fersah ve Deniz Feneri.

Tanzimat döneminde Jules Verne çevirileri ile birlikte Ütopya/Bilimkurgu kavramı, Tanzimat yazarlarının ilgisini çekmiş ve “Rüya” kavramı ile politik bir kimlik de kazanmıştır.

Tanzimat ve “Rüya”

XX. Yüzyıl başında teknolojik bakımdan geri kalmış bir toplum özelliğine dönüşmüş bulunan Osmanlı toplumunun içinde düşüncelerini şekillendiren Türk aydını kendi üretmediği ideolojilerin bombardımanı altında, ileri toplumlar tarafından üretilmiş bir bugünü “yarın” olarak düşlemek konumuna düşmüştür. Bunun en önemli görünümlerinden biri de Türk düşününde geleceğe ilişkin özgün tasarımlara çok az rastlanmasıdır. Gerçekleştirilecek “yarın”a ilişkin proje ya yoktur ya da örtük olarak ileri teknolojiye sahip olan toplumlardaki düşünüş ve uygulamalardır.

Ziya Paşa 1869’da Hürriyet gazetesinde yayınladığı yazı­da, Londra’da bir parkta gördüğü rüyayı anlatır. Rüya’sında, dönemin padişahı olan Sultan Aziz’e, yönetimin bozukluğun­dan, Sadrazam’ın yolsuzluklarından yakınır. Çare olarak mil­let meclisi kurulmasını önerir, Öneriyi kabul eden sultan, sadrazamı azleder.

Rüya devam ederken, park bekçileri gelirler, Ziya Paşa’yı uyandırırlar, o da gördüklerinin rüya olduğunu anlar.

Namık Kemal’in 1872’de Boğaziçi’nde gördüğü rüya’da “ütopya” özelliği daha belirgindir:

Özgürlük perisi zincire vurulmuştur. Halkı vatan yolunda özveriye çağırmaktadır. Baskıya karşı ayaklandırmak için coş­turucu şeyler söylemektedir. Tembel ve uyuşuk olanları eleş­tirmekte, bir an önce harekete geçilmesini, bilim ve teknik­ten yararlanılarak yepyeni bir toplum kurulmasını istemektedir.

Namık Kemal kitabında, özlediği bilim ve hukuk toplu­munu çarpıcı hiçimde betimler. Devletin talih bayrağının öz­gürlük eliyle yükseleceğini söyler.

Cumhuriyet Öncesi Dönem

O dönemin Avrupası’nın bilim ve teknolojisini bir çözüm olarak yarına ait kılan bu dönem edebiyatı içinde, politik tonu ağır basan ve belki de ilk bilim-kurgu olarak adlandırılabilecek eser Teşkilat-ı Mahsusacı Ruşenî’nin yazdığı küçük bir kitapçıktır. “Müslümanların ‘Megali İdeası Gaye-i Hayyâliyesi” altbaşlığını taşıyan roman, 20 Ocak 1914’te Bağdat’ta yazılmıştır. Tam bir bilimkurgu örneği olan bu rüya bir yüzyıl sonrasını kurgula­maktadır. Aslında bu rüya aynı zamanda İttihatçıların ve özellikle Enver Paşa’nın genel özlemlerini yansıtmaktadır:

“Türk Genci”ni var olmak için büyük gayeler peşinde koşmaya çağıran Ruşeni’nin rüyası tayyare diye adlandırdığı ancak “Büyük istasyon kule”leri­ne yanaşarak inildiğine göre balon olması gereken bir “sefıne-yi hevâiye” ile Cava ve Hindistan’ı dolaşmasıyla başlar. Bu ülkeler Jön Türklerin yardımla­rıyla bağımsızlıklarına kavuşmuşlar ve gelişmişlerdir. Fakat bu gelişmiş dü­zeyleri Türkiye’nin yanında yine de sönüktür. Genel harbin sonunda Türkiye ve İslam dünyası kazanmış; bir İslam Amerikası’na dönüşen Afrika’da Arab Cemâhir-i Müttefika-yı İslamiyesi, Asya’da artık Müslümanlığın geçerli ol­duğu Cava, Kaşgar, Afganistan ve İran’da bağımsız devletler kurulmuştur.”

Cumhuriyet ve Sonrası

Orhan Duru, Türk Dili dergisinin 1973 yılı Ocak sayısında Scince-fiction sözcüğünün karşılığı olarak Türkçe’de bilimkurgu sözcüğünün kullanılması ile ilgili bir yazı kaleme almıştır. Bilimkurgu sözcüğü kabul görmüş ve Türk Dil Kurumu tarafından onaylanmıştır. Orhan Duru, isim babası olduğu türe katkıda bulunmak için az sayıda da olsa öykü ve deneme kaleme almıştır.

Bilimkurgu’nun Tanımı

Bilim-Kurgu’yu tanımlamak çok zor. Kişinin ve yazarın görüşüne göre değişiyor. Bu tanım, gerçeklerle, bilimsel verilerle bir ölçüde sınırlı bir düşçülük diyebiliriz bilim-kurguya. Orhan Duru

Bilim kurgu, Amis’in (1960) yaptığı tanıma göre, bildiğimiz dünyada var olmayan, ama bilim ve teknolojideki gerçek ya da hayali yenilikler üzerine temellendirilmiş durumları konu eden öyküsel bir düz yazı türüdür (Roberts, 2000).

Van Shaik’e (1999) göre ise bilim kurgu, tekil bir vizyon tarafından hayal edilmiş gelecek öngörüsüdür.

Bilim kurguyu pek çok farklı biçimde tanımlamak mümkündür, fakat ismi koruduğumuz sürece, insanın kendisini ve çevresini gözlem, hipotez ve deney yoluyla anlayabilme aracı olan bilim ile ilişkisi konusunda ısrarcı olmak mantıklı görünüyor. Bilim kurgu, bilimsel rasyonalizm, zamanın çizgiselliği ve tarihsel değişimin kaçınılmazlığından yola çıkarak kökleri günümüzde bulunan eleştirel gelecek senaryoları üretir. Yani bilim kurgu özünde, günümüze özgü birtakım şeylerin (en az bir şeyin) gelecekte radikal biçimde değişeceği varsayımının yattığı deneysel bir yabancılaştırma sanatıdır. Bilim kurgu sanatçısı, çağına ait toplumsal, ideolojik, etik bilimsel tartışmaları başka bir zaman ve fiziksel çerçeveye taşıyarak, bu tartışmaların tahmin edilen sonuçlarını hipotetik biçimde göstermeye çalışır (Özakın, 2001).

Roloff ve Seesslen (1995) bilim kurgunun başlıca niteliklerini ”…spekülatif bir hayal gücü; doğa bilimsel-teknolojik yanların işin içine katılması, romantik dönemden beri özellikle cazip bir hal alan bilimsel sınır fenomeninin (bilimsel uç olaylarının) ilgi alanına girmesi, daha önce mitolojinin ya da ilkece gizli, esrarengiz alanların içinde yer alan şeylerin, akla dayalı açıklamayla çözülebileceğine ve izah edilebileceğine duyulan inanç ve insanın geleceğiyle ve gelecekteki olasılıklarla sürekli ilinti içinde olması…” olarak sıralar.

Tepkiler, Eleştiriler

Fikret Hakan: (atılarak) Ben bilimkurguculara bir şey sormak istiyorum sorabilir miyim? Bilimkurgu bir firari edebiyatıdır. Tam da 1950′lerde Türkiye’de başlayan İkinci Yeni şiiri gibi hapse girmek istemeyen şairlerin röneşarj şiirine sarılıp absülütasyona varması ve gerçekleri allayıp pullayarak başka başka absürd imajlar haline getirmiş olduğu bir sosyolojik bozulma işi gibidir. Bilimkurgu! Benim için bir kaçıştır bu. Siz uyuyorsunuz hepiniz! Türkiyelisiniz güya (protesto alkışları) 15 milyon genç yaşıyor bu ülkenin varoşlarında. Bunların edebiyatı, bunları irdelemek varken nelerle uğraşıyorsunuz böyle hayretler içindeyim yani. Alkışlıyorum sizleri bravo. (karşı-alkışlar) 15 milyon genç var, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Eskişehir’in varoşlarında bunların edebiyatı, bunların acıları sancıları varken siz nelerle uğraşıyorsunuz çocuklar hayretler içindeyim yani. Vallahi korkunç bir şey. Gidin oraları araştırın. Onlar yazmıyorlarsa siz yazın siz irdeleyin siz öğrenin.

MUSTAFA YELKENLİ: Nasıl olsun ki.. Bizde bilim var mı ki, kurgusu olsun? Yakın tarihimizi her türlü şartlanmışlıktan uzak bir gözle inceleyin bakalım neler bulacaksınız. 1933 yılında zamanın bilim yuvası, üniversitesi, Darülfünun devletin resmi görüşü olan ırkçılığa, uydurma Güneş Dil Teorisine, tarih anlayışına karşı çıktığı için kapatıldı. Onurlu bilim adamları üniversiteden atıldılar. Böylesi ortamlarda bilim olmazken kurgusu olabilir mi? Birkaç bilimkurgu örneği de öykünmekten öteye gidemedi ne yazık ki.

Yayın Faaliyeti

Türkiye’de yayınlanmış bilim-kurgu türündeki eser sayısınin kesin olmamakla birlikte, 700 civarında olduğu söylenebilir. 1943’ten Nisan 2004’e kadar bu türde yayınlanmış yerli yazarların yazdığı kitapların sayısı 71 olarak belirtilmiştir. Bir başka rakam ise, 1950’den 1990’lı yıllara kadar basılan kitap sayısının 250 civarında olduğu yönündedir.

1950 ve sonrası

İlk basılı ve seri halinde yayınlanan bilim-kurgu kitapları 1955 yılında piyasa çıkmıştır. Bu tarihte önce Flash Gordon filmleri ile başlayan bir furya, Gordon’un “Baytekin” olarak yerlileştirilmesine yol açmış, çok beğenilen bu filmlere rağmen, bilim-kurgu bir tür olarak değil, çocuklar için bir eğlence olarak görülmüştür. Çağlayan Yayınevi’nin yayınladığı 10 ciltlik roman serisinin alt başlığı “Yeni Dünyalar” olmuştur.

Çağlayan Yayınları (Yeni Dünyalar – 1950’ler) 10 Kitap

Çağlayan’ın Yeni Dünyalar serisinde yer alan romanlar :
  • 1. Merihten Saldıranlar “The Puppet Masters” – Robert Heinlein
  • 2. Seyyareler Çarpışıyor “The King of the Stars” – Edmond Hamilton
  • 3. İntikam Roketi
  • 4. Kainat Fatihi “The Currents of Space” – Isaac Asimov
  • 5. Feza Canavarları “The Voyage of the Space Beagle” – A. E. von Vogt
  • 6. Mavi Ölüm Isaac Asimov
  • 7. Boşluk Korsanları Murray Leinster
  • 8. Mazisiz Adam “The Sun Smasher” – Edmond Hamilton
  • 9. Çıldıran Dünya Leigh Brackett
  • 10. Hücum “What Mad Universe” – Frederick Brown

 

okat-bilimkurgu-setOkat Yayınevi – 1970’ler – 16 Kitap

  • 1. Uzayda Suikast – Philip K. Dick
  • 2. Uzayda Buyuk Sıçrayış – Leigh Bracket
  • 3. Uzayda İsyan – Leigh Bracket
  • 4. Fahrenheit 451 – Ray Bradbury
  • 5. Dünya Batıyor (Mavi Ölüm) – Isaac Asimov
  • 6. Robot x 81 – A. R. MOORE
  • 7. Maymunlar Gezegeni – P. BOULLE
  • 8. Kan Damarlarında Yolculuk (Fantastic Voyage) – Isaac Asimov
  • 9. Anarşist –
  • 10. Uzaydan Gelen Ajan – M. ST. CLAIR
  • 11. Yaratılan Dünya – Philip K. Dick
  • 12. Çelik Mağaralar – Isaac Asimov
  • 13. Kutsal Gezegen – J. STRİKE
  • 14. Ölüm Melodisi – Kenneth Robeson
  • 15. Uzayda İlk Oyun – Robert A. Heinlein
  • 16. Sürgündeki Yıldız – K-H Scheer & Clark Darlton

Baskan Yayınları -1980’ler – 25 Kitap

baskan-bilimkurgu-setBaskan Bilim-Kurgu dizisi şu tanıtımla çıkmıştır:

– onbeş günde bir yayınlanacak olan bu dizi, sizi uzayın sonsuz boşluklarına götürecek, – galaksiler arası mücadeleyi, yeni yeni kahramanlarla birlikte yaşatacak, – dünyamıza uzayın derinliklerinden gelen amansız tehlikeler karşısında ürpertecek, – bilim ve teknolojinin inanılmaz düzeylere eriştiği zamanlara yollayacak, – düşleyebildiğiniz, hatta düşleyemediğiniz herşeyi onbeş günde bir evinize kadar getirecektir. – bu dizi ile, dünyanın en ünlü kurgu-bilim yazarlarının, dünyada satış rekorları kıran eserlerinden oluşan zengin bir kitaplığa sahip olacaksınız. – yarın neler olabilir? bilim ve macera elele işte bu sorunun cevabını veriyor. her yeni kitap yeni bir gelecek sunuyor. – «baskan kurgu-bilim dizisi» onbeş günde bir yeni yeni macera ve kahramanlarıyla gazete bayinizde…

  • 01 Uzayda Dehşet Tora – Peter Randa
  • 02 Dünyanın Sonuna Doğru – H.G. Wells
  • 03 Uzay Şeytanları – Ronny Laws
  • 04 Alfa Cellatları – Emil Petaja
  • 05 Mars’tan Gelen Ölüm – Peter Randa
  • 06 Çelik Mağaralar – Isaac Asimov
  • 07 Şafak Projesi Phobos – Arthur C. Clarke
  • 08 Asi Gezegen Tyrran – Isaac Asimov
  • 09 Dünyalı İstilacılar – Robert Silverberg
  • 10 Uğursuz Gezegen Galactica – Isaac Asimov
  • 11 Uzay Düğümü – C.J. Cherryh
  • 12 Uzaylı – A. E. Van Vogt
  • 13 Susuz Deniz – Arthur C. Clarke
  • 14 Gümüş Çekirgeler – Ray Bradbury
  • 15 Evrenin Ucu – Ronny Laws
  • 16 Yıldızların Dönüşü – Stanislaw Lem
  • 17 Kara Güneş – Arthur C. Clarke
  • 18 Colossus – D. F. Jones
  • 19 Uzayda Satranç – Gerard Klein
  • 20 Fahrenheit 451 – Ray Bradbury
  • 21 Onuncu Gezegen – Edmund Cooper
  • 22 Dünyamızı Kim Yok Etti – Paul Anderson
  • 23 Terra’nın Gizli Ajanı – John Brunner
  • 24 New York 5000 – Ray Cummings
  • 25 Uzayda İntikam – Rabdall Garrett

Metis Bilim-Kurgu Dizisi 1990’lar

Bülent Somay editörlüğünde, 1995 yılında, “İyi Edebiyat, İyi Bilimkurgu” alt başlığı altında, Eric Frank Russell’ın Ve Sonra Hiç Kalmadı romanı ile başlayan Metis bilim kurgu dizisi, 2011 yılında 2. baskısını yapan “Asker Kaçağı” kitabı ile yayın hayatına aksak da olsa devam ediyor. Dizide Philip K. Dick, Ursula K. Leguin gibi isimler yanında, özellikle Amerikan Yeni Dalga bilim-kurgusunun ilginç isimleri de yer alıyor. Dizide yer alan tek Türk yazar ise Müfit Özdeş. Özdeş’in öyküleri “Son Tiryaki” adı altında derlenmiş. Son Tiryaki’deki öyküler sadece bilim-kurgu değil, aynı zaman da “fantasik” diyebileceğimiz özellikler de taşıyor.

  • Alfa Ayının Kabileleri – Philip K. Dick
  • Asker Kaçağı Savaşa Karşı Bilimkurgu Öyküleri – Philip K. Dick ve diğerleri
  • Bağışlanmanın Dört Yolu – Ursula K. Le Guin
  • Balıkçıl Gözü – Ursula K. Le Guin
  • Bu Ölümsüz – Roger Zelazny
  • Dünyaya Orman Denir – Ursula K. Le Guin
  • En Son Kale – Jack Vance
  • Ergenlik Ayini – Alexei Panshin
  • Gökteki Göz – Philip K. Dick
  • Hukuk Gladyatörü – Cyril M. Kornbluth, Frederik Pohl
  • İki Dünya Savaşıyor – Poul Anderson
  • İkiz Yıldız – Robert A. Heinlein
  • Kaybolan Miras – Robert A. Heinlein
  • Kızıl Gezegen – Robert A. Heinlein
  • Kobaylar Kampı – Thomas Disch
  • Korkunun Bütün Sesleri – Harlan Ellison ve diğerleri
  • Mevki Uygarlığı – Robert Sheckley
  • Mülksüzler – Ursula K. Le Guin
  • Otomatik Piyano – Kurt Vonnegut Jr.
  • Paslanmaz Çelik Sıçan – Harry Harrison
  • Paslanmaz Çelik Sıçanın İntikamı – Harry Harrison
  • Pısırıklar Çağı – Frederik Pohl
  • Postacı – David Brin
  • Rocannon’un Dünyası – Ursula K. Le Guin
  • Serçe Mary – Doria Russell
  • Son Tiryaki – Müfit Özdeş
  • Şok Dalgası Süvarisi – John Brunner
  • Teşkilat – Cyril M. Kornbluth
  • Triton – Samuel Delany
  • Uzay Elbisemle Yolculuğa Hazırım – Robert A. Heinlein
  • Uzay Tacirleri – Cyril M. Kornbluth, Frederik Pohl
  • Ve Sonra Hiç Kalmadı – Eric Frank Russell
  • Vulcan’ın Çekici – Philip K. Dick
  • Yer Açın! Yer Açın! – Harry Harrison
  • Yıldız Gemisi – Brian W. Aldiss
  • Yüksek Şatodaki Adam – Philip K. Dick

 

Kaynaklar

Türk Bilimkurgu Yazarları

  • Orhan Duru
  • Zühtü Bayar
  • Müfit Özdeş
  • Alev Alatlı
  • Haldun Aydingün
  • Gurur Ası
  • Barış Müstecaplıoğlu
  • Özlem (Kurdoğlu) Alpin
  • Orkun Uçar
  • Aşkın Güngör
  • Metin Atak

 

Dergiler

  • Türkiye’de yayınlanmış ilk bilim-kurgu dergisi Antares, 1971 yılında yayın hayatına başlamıştır. Kurucusu Sezar Erkin Ergin’dir. Biraz daha fazla bilgi ek$isozluk’te mevcut. Antares daha sonra X-Bilinmeyen’e de ilham vermiştir.
  • X-Bilinmeyen, 1976 yılında yayın hayatına başlayan ve 1981 yılına kadar aralıklarla çıkmaya devam edern bilim-kurgu dergisi. Derginin arşivlerine siteden ulaşılabilir.
  • Atılgan, 1996 yılında Hakan Alpin’in sahipliği ve Bülent Akkoç’un editörlüğünde çıkmaya başlayan Atılgan Bilimkurgu dergisi toplam 14 sayı basılmıştır.
  • NOSTROMO, 1997-1999 yılları arasında yayınlanmış bir bilimkurgu dergisidir. Sahibi Nilgün Birgül, yazı işleri müdürü Metin Demirhandır. 4 sayı çıkmıştır.
  • izmir çıkışlı bilim-kurgu fanzini Albemuth (2002). PDF olarak web üzerinden okunabilir.

Alıntıdır: Poetikhars.com

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.