AYBABTUMakaleler

The Sandman’deki Uyku Hastalığı 1900’lerin Başında Gerçekten Yaşandı

The Sandman‘de Rüya’nın hapsedilmesiyle başlayan uyku hastalığı 1900’lerin başında gerçekten yaşanmış bir salgındı. Encephalitis lethargica adlı medikal duruma neyin sebep olduğu bugün hâlâ bilinmiyor.

Encephalitis lethargica‘nın en ünlü vakası konserden eve dönerken aniden vücudunun yarısı felç olan ve bu olaydan yarım saat sonra uykuya dalan genç bir kız. Bu hasta 12 gün uyuduktan sonra uyanamayarak hayata veda etti.

Durum ilginç bir hastalık olarak tıp kitaplarında kalmadı. Bir salgın haline geldi. Avrupa ve Amerika’da bir milyona yakın kişiye bulaştı. Ve çoğunun ölümüne sebep oldu.

Hastalar genelde 15-35 yaş arasındaki kişilerden oluşuyordu. Ve hastalanan kişi kendisini sürekli yorgun hissediyor, hep uyumak istiyordu. Ancak dizidekinin aksine uyanamıyor değillerdi. Gözlerini açıp bazı hareketler yapabiliyor olsalar da asla tam anlamıyla uyanık gibi de olmuyorlardı.

Örneğin aşağıdaki videoda kendisine söylenen “burnuna dokun” komutunu duyup buna uyabilen bir uyku hastalığı hastası görüyoruz. Hastalar uyurken dahi zihninin açık olduğunu ve etrafta olan bitenleri algılayabiliyor. Ancak uyanabilseler dahi uzun süre uyanık kalamıyorlar. Ayağa kalkarlarsa dengelerini sağlayamıyorlar ve yere yığılıyorlar.

YouTube player

Uyku hastalığı herkeste aynı semptomlara sebep olmuyor. Dönemin psikiyatristleri ve doktorları hastaları üç gruba ayırıyorlar.

İlki yukarıdaki videodaki gibi sürekli uyku halinde olanlar. İkinci grup ise uyuyamayanlar. Bu grup da o kadar ciddi bir uykusuzluk çekiyor ki uyanık olsalar da ruh gibi dolaşıyorlar. Hastalar uykuya dalamadıkları için vücutları yorgunluktan tükeniyor, algıları kapanıyor ve hafızaları bozuluyor. Üçüncü grup ise en nadir görüleni: Onlar hiç hareket edemeden heykel gibi kalıyorlar. Çoğu komaya girip yıllarca çıkamıyor. Yani Uyuyan Güzel masalındaki prensesi bu gruplardan birine koyacak olsak bu üçüncüsü olurdu.

Uyku Hastalığı Ne Zaman, Nasıl ve Nerede Başladı?

Uyku hastalığının ilk vakası 1915 yılında Birinci Dünya Savaşı’ndan dönen bir askerdi. Ve semptomlar ilk kez 1917’de Constantin von Economo adlı Viyana’lı bir nörolog tarafından rapor edildi. Zaten ilk hastaların çoğu askerlerden oluşuyordu. Bu yüzden doktorların ilk tahmini bunun hardal gazının bir yan etkisi olabileceği yönündeydi. Fakat hastalık siviller arasında da yayılmaya başladı. Böylece hardal gazı ihtimali ortadan kalktı.

1915 ve 1940 yılları arasında Avrupa ve Amerika’da birçok ülkeden bir milyona yakın insan uyku hastalığına yakalandı. Bu salgının sebebini öğrenemediler ve hâlâ bilmiyoruz. Ayrıca o sıralar İspanyol Gribi salgını da olduğunu unutmamak gerek. Bu yüzden çoğu hasta ihtiyacı olan ilgi ve bakıma sahip olamadı. Ve çoğu solunum yetersizliği sebebiyle öldü. Yine de hastaların bir kısmı solunum sıkıntısı yaşamadan 30-40 yıl boyunca uyumaya devam etti.

Hastaların %40’ının uykusunda öldüğü, %25’inin de bitkisel hayattan hiç çıkamadığı tahmin ediliyor. %26’sı uyandıkları halde semptomların tamamından kurtulamadı. Yalnızca %14’ü hastalığı atlatıp iyileşmeyi başardı.

Uyku hastalığı ilk vaka görüldükten yaklaşık 10 yıl sonra bitti. 1940 ile 2010 tarihleri arasında dünya genelinde yalnızca 14 kişi bu hastalığın tanımına uyan semptomlar gösterdi.

Uyku Hastalığına Ne Sebep Oldu ve Nasıl Salgın Haline Geldi?

Bu soruların cevabını bugün bile bilmiyoruz.

Ölen hastaların beyinleri incelendiğinde biçimsel ve renksel değişimlerin olduğu gözlemlendi. Yani hastalığın nörolojik ve fiziksel bir sebebi ya da etkisi de oluyor.

Araştırmacılar sebebin toksik, bakteriyel ya da genetik olabileceğini düşünmüşler. Ancak vakalar arttıkça ve deneyler yaptıkça ellerindeki tüm teoriler birer birer çürümüş. Hastalığın genetik olduğunu gösteren hiçbir iz bulunamamış. Hastaların birçok ülkeye yayılmış olması bir bölgede bulunan toksik bir etki teorisini de geçersiz kılmış. Ayrıca hastalığın bulaşmasını gözlemlemek için hayvanlar ve insanlar üzerinde yapılan deneyler de başarısız olmuş. Yani hastalığın ne kaynağı ne de nasıl bulaştığı asla ortaya çıkmamış.

Uyku Hastalığı Trajedisi: Bükük zihinler, kırık bedenler (1. bölümden bir sahne)

Mesela 1919’da kız çocuklarının kaldığı bir yetimhanede yaşayan kızlar ve bakıcılar 2 hafta içinde birer birer hasta olmuş. 21 kızdan 12’si uyku hastalığına yakalanmış. Bunlardan altısı ilk 10 gün içerisinde hayata veda etmiş. Ancak hastalarıyla aynı evde kaldıkları halde hiç hastalanmayan birçok aile de var.

Beyindeki biçimsel değişimler Parkinson hastalığına benzediği için doktorlar hastalar üzerinde Parkinson ilaçlarını deneysel olarak kullanmışlar. Ve bir ilacın 30 yıldan fazla süredir uyuyan hastaları uyandırabildiğini gözlemlemişler.

Hastalık Hakkında Daha Çok Şey Öğrenmek İsterseniz:

Sıcacık bir film ile o deneysel ilaç sayesinde uyanmayı başaran hastaların dramatik hikayesini izleyebilirsiniz.

Oliver Sacks 1960’lı yıllarda nöroloji ve psikoloji alanında uzman bir isimdi. Ayrıca uyku hastalarına o deneysel ilacın uygulandığı tesiste çalışan uzman doktorlardan biriydi. O yıllarda 40 yıla yakın süredir uyuyan hastaların uyanmalarının ardından yaşadıklarını ve tanık olduğu vakaları Uyanışlar adlı anı kitabında anlattı. Yapı Kredi Yayınları da doktorun çoğu eseriyle birlikte o kitabını da dilimize kazandırdı.

Kitap Robin Williams ve Robert De Niro‘nun başrolleriyle daha sonra filme de uyarlandı. Awakenings’in fragmanını aşağıdan izleyebilirsiniz.

YouTube player

The Sandman dizisiyle bu kadar ses getiren Netflix bu filme de platformunda yer verir sanmıştım. Ancak ne yazık ki filmi Netflix, Amazon Prime ya da Disney+ üzerinden izleyemiyoruz. En azından şimdilik. Anı kitabının da baskısı tükenmiş. Ancak sahaflarda kitabı bulmak hâlâ mümkün.

Bu arada bazı tarihçiler bu salgının ilk kez 1910’larda yaşanmadığına inanıyormuş. Şu tarih ve bölgelerde bu salgının farklı isimler altında yaşanmış olabileceğini, ancak temiz bir şekilde raporlanamadığı için gözden kaçmış olabileceğini söylüyorlar:

  • 1529’da İngiltere’de: English Sweats
  • 1597’de İtalya’da: Mal Mazzuco
  • 1672’de Almanya’da: Kriebelkrankheit
  • 1754’te İsveç’te: Rafania
  • 1890’da İtalya’da: Nona

Kaynaklar: Brain, IndyTurk, CuriousHistorian, TheConversation

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.