Taştaki Kılıç – Gerçek Kılıç Bir Şapelde Duruyor
Taştaki Kılıç deyince Kral Arthur ve Excalibur efsanesini hatırlarız. Ancak İtalya’nın Toskana bölgesinde taşın içinde başka bir kılıç daha var. Ortaçağda önemli bir yere sahip olduğu anlaşılan bu kılıç, bir kral tarafından kayadan çıkarılmamış, bir aziz tarafından kayaya saplanmıştır.
Toskana bölgesinin gizemli tarihine ışık tutan bir hikaye, İtalya’nın Montesiepi Şapeli‘nde bulunan bir kılıçla öne çıkıyor. Bu özel kılıç, Ortaçağ’ın derinliklerinden gelen bir öyküye sahip. İşte Montesiepi Şapeli’nde saklı olan taştaki kılıcın hikayesi.
Galgano Guidotti’nin Göksel Görüsü ve Dönüşümü
Hikaye, 1148 yılında Galgano Guidotti‘nin doğumuyla başlıyor. Okuma yazma bilmeyen bir derebeyinin oğlu olan Guidotti, acımasız bir şövalye olarak biliniyordu. Ancak 1180’de Başmelek Mikail‘in bir görüntüsü, hayatını tamamen değiştirmesi için ona ilham verdi.
Guidotti’nin gördüğü ikinci görüde, Başmelek Mikail onu Montesiepi tepesine yönlendirdi. Burada 12 Havari, Guidotti’ye Tanrı’nın yüceliği için bir ev inşa etmesini, dünyevi mülklerinden vazgeçmesini ve münzevi bir yaşam sürmesini söyledi.
Kılıcın Kayaya Saplanışı
Guidotti, Havarilerin taleplerini yerine getirmek adına kılıcıyla bir kayayı yarmak istedi. Ancak bu, imgelemde kolay bir görev olarak görülüyordu. Guidotti, kılıcını yakındaki bir kayaya sapladığında, kılıç tereyağı gibi kayayı kesti, bu olay onun dönüşümünün başlangıcı oldu.
Nişanlısıyla buluşmaya giderken, Guidotti’nin atı aniden yön değiştirdi ve imgeleminde gördüğü tepenin üzerinde dolaşmaya başladı. Bu olaydan o kadar etkilenmiş ki, oraya bir haç yerleştirmeye yemin etmiş. Yanında haç yoktu ve onun yerine kılıcını yakındaki bir taşa sapladı. Kılıcın büyük bir kısmı saklıyken, sapı bir haçı andırıyordu.
Kendine gelen Guidotti, münzevi bir yaşama başladı ve kısa bir süre sonra ölümüne kadar Tanrı’ya adandı. Ölümünden bir yıl sonra, 1185 yılında Papa Lucius III tarafından aziz ilan edildi.
Montesiepi Şapeli ve Kılıcın Mucizevi Korunması
Montesiepi Şapeli, Guidotti’nin kılıcını korumak adına inşa edildi. İddialara göre sayısız insan kılıcı çalmaya çalışmıştır. Kılıcı çalmaya çalışan ve vahşi kurtlar tarafından aniden katledilen bir hırsızın mumyalanmış elleri şapelde sergilenmektedir. Neden sadece ellerin kaldığı açıklanamamakla birlikte, kılıç hırsızlarına bir uyarı niteliği taşımaktadır. Bugünlerde kılıç, bedensiz ellerin yanı sıra Perspex bir kalkanla da korunmaktadır.
Bilimsel İnceleme ve Mucizevi Kesinlik
1960’larda bir adam kılıcın bir kısmını çekip çıkarmayı başardı. Başka bir adam da 1991 yılında aynı şeyi denedi. Her iki seferde de rahipler kılıcı betonla sabitledi. Bu durum bazı insanların kılıcın artık orijinal kılıç olmadığına ve birilerinin onun yerine sahtesini koyduğuna ya da kılıcın alt yarısının var olmadığına inanmasına yol açtı.
2001 yılında Montesiepi Şapeli rahipleri, Pavia Üniversitesi’nden bilim adamlarına kılıcı incelemeleri için başvurdu. Demir parçaları toplandı ve bunları eser metaller açısından analiz ederek bileşimin “Ortaçağ kökeniyle tamamen uyumlu olduğu” sonucuna vardı. Yapılan analizler, kılıcın stilinin 12. yüzyılın sonlarına uygun olduğunu ve Guidotti’nin zamanına ait olduğunu doğruladı.
Kılıç, yıllar içinde çeşitli müdahalelere rağmen hâlâ korunuyor. Ancak bazıları, kılıcın orijinal olup olmadığına dair şüpheler taşıyor. Bu gizemli hikaye, kılıcın taşın içine nasıl girdiği sorusunu hala yanıtsız bırakıyor.
Montesiepi Şapeli’nde bulunan kılıç, sadece tarih kokan bir eser değil, aynı zamanda birçok kişi için hala çözülmeyen bir gizem olma özelliği taşıyor.