Fantastik Romanlar
Görülmeyene ve olağanüstüye olan ilgi, insanın tarih boyunca içinde fantastik olayların geçtiği öyküler yaratmasına yol açmıştır.
Fantastik romanlar, gerçek ve bilinen dünyanın ötesinde, hayal gücüne dayalı bir dünya oluşturarak burada geçen olayların (öykülerin) anlatıldığı romanlardır. Bu romanlar, gerçek dünyaya bilimdışı ya da fantastik olayların katıldığı romanlar değil, gerçek dünyada yaşanamayacak olayların, kurgulanan fantastik bir dünyada anlatıldığı romanlardır. Başka bir deyişle, fantastik romanlarda gerçek dışı olaylar gerçek dışı bir dünyada anlatılır.
Bu anlatılarda “görülmemiş yaratıklar, konuşan hayvanlar, canlanan ağaçlar, gizemli ve doğaüstü olaylar, fizik yasaları hiçe sayılarak” yer alır. (Kesmez, 2007: 32)
Anlatılanların gerçek dışı dünyada geçmesi, fantastik romanların en önemli özelliğidir.
“Teknolojinin yerini büyünün alması ise bu türün diğer belirgin özelliği ve ‘eğlenceli’ tarafıdır. Burada kasdedilen büyü, kısmet kapama büyüsü gibi ‘kültürel’ büyüler değildir.
Fantastik kurgunun kahramanları, büyüleri kullanarak bir yerden başka bir yere uçabilir, yüz mil ötesini görebilir, kendilerini koruyacak aletler yapabilir ya da kötülerle savaşabilirler.” (Müstecaplıoğlu, 2003:117)
“Fantezi okura ‘İnanma duygunu askıya al!’ diyor, yani ‘suspend your disbelief’. Ben sana bir öykü anlatacağım, bitene kadar inanıyormuş gibi yap.” (Somay, 2000: 98)
Masallar, fabllar, mitolojik öyküler ve destanlar da fantastik öğeler ( “gerçeküstü, gerçekdışı, düşşel”, B. Larousse) içeren türlerdir.
“Fantezi, hayali edebiyatın en eski dalıdır. En az insanoğlunun kendisi kadar eskidir.
(…) Eğer fanteziyi bilindik gerçekliğin ötesindeki dünyaları anlatan bir edebiyat dalı olarak tanımlamak mümkünse, o halde günümüze kadar ulaşabilmiş en eski hikâye, Gılgamış’ın hikayesi, bir fantastik edebiyat örneğidir. Çünkü Gılgamış’ın sonsuz hayat anlayışını anlatmaktadır.
(…)
Fantastik bir şeyler yaratma dürtüsü tabii ki modern çağda, mikroskopların ve teleskopların, buhar makinelerinin ve raylı sistemlerin, telgrafın, fonografın ve elektrik ışığının doğduğu çağda kaybolmamıştır. Görülmeyene ve görülemeyene karşı olan ilgimiz, rüya gibi gelen birçok şeyin gerçekleşmesi nedeniyle sonlanmamıştır. Her şeyden öte,
koskoca bir senfoni orkestrasının sesinin bir plastik diskten çıkabilmesinden (…) daha fantastik ne olabilir ki? Yirminci yüzyılda da olağanüstüye karşı olan ilgimiz sönmemiştir.”
(Güngör, 2008)
Fantastiğin Türkiye’de tanınması ve yaygınlaşmasında katkıları olan Barış Müstecaplıoğlu (2003:117), bu türle ilgili şunları yazmaktadır: “Bir roman türünün diğerlerinden daha iyi ya da kötü olduğu söylenemez. Hepsi edebiyatın ayrı bir rengidir.
Fantazi edebiyatı da, gücünü yaratıcılıktan ve evrensellikten alarak, diğer türler arasında kendisine sağlam bir yar edinmiştir.”
Fantastik Romanlar ve Masallar
Fantastik romanların masallarla pek çok farklı ve benzer yanları vardır:
Fantastik türdeki roman ve öyküler uzun anlatılardır. Masallar ise kısadır. Fantastik anlatıların bir yazarı olmasına karşılık, masallar anonimdir. Masalın başında iyi ya da kötü olarak tanıtılan kişiler, masalın sonuna kadar böyle kalır. Kişilerin ruhsal ve fiziksel özelliklerinin ayrıntılı betimlemesi yapılmaz. “Fantastik kitaplarda ise ele alınan, anlatılan kişiler oldukça yakından tanıtılır okura. İyi yanları olduğu kadar kötü yanları da çizilirken, olaylara karşı verdikleri tepkiler de ayrıntısıyla çizilmeye çalışılır.” (Dilidüzgün, 2003 :41)
Masal ve fantastiğin gerçeklik karşısındaki tutumları da farklı farklıdır:
“Fantastik öykü, aydınlanmacı bir hareketin dünyayı tepeden tırnağa determine ettiği , her şeyi kesin bir sebep sonuç ilişkisine bağladığı bir sırada, masalın ardılı olarak ortaya çıkmıştır. Masal mucizelerin, açıklanamaz tuhaflıkların dünyasıyken, fantastik öykü, mucizevi, tuhaf ve açıklanamaz olan ile aklın gerçekliği arasındaki hesaplaşmanın alanını oluşturur. Fantastik, masalla ne kadar yakından akraba gibi görünse de ikisini birbirinden ayıran çizgiler çok nettir. Masal bizden, gerçekliğin dışındaki dünyasına kendimizi tamamen teslim etmemizi ister. Buna karşılık fantastik, masalın açıklanamaz, mucizevi yanının gerçekliğin içine girişini anlatır. Gerçekliğin içinde zaten hayaletlere, hortlaklara yer olmadığı için, gerçekliğin kendisi de huzur vericidir. Fantastik öykü (sanat) ise hayali olanı, imajiner olanı alıp gerçekliğin ortasına koyar; hayali olan ile gerçeklik hesaplaşsın diye.” (Roloff – Seeplen, 1995:86)
“Masalların kurduğu dünya, salt düşsel bir kurguda gelişirken, fantastik türlerde sürekli bir gerçek-düş çatışması, gerçek dünya ile düş dünyası arasında bir hesaplaşma vardır.
Başka bir deyişle, masalın kurduğu usdışı dünyada düş-gerçek çatışması bulunmaz, tersine en garip olaylar bile sanki gerçekmiş gibi anlatılır. Bu anlamda, masalın mantığı bütün kurguya ve anlatıya egemendir. Oysa fantastik kitaplardaki öykülerde gerçek dünyanın değerleri, ortaya konan usdışı değerleri sorgular, gerçek dünyaya gidiş gelişler görülür. (…) Fantastik çocuk kitapları düşsel imgelerden bolca yararlanır. Sözkonusu fantastik öğeler, her zaman gerçek dünyaya köprüler kurularak verilir. Böylece fantastik kitaplar, masallardan ayrı olarak düş ürünlerini gerçekle bağdaştırır.” (Dilidüzgün, 2003:39)
Masallarda yer ve zaman belirsizdir. “Fantastik öykülerde her ne kadar kurmaca bir dünya sözkonusu edilse de, yer ve zaman gerçekçi bağlantılar içinde çizilmeye çalışılır.” ( Dilidüzgün, 2003:40)
“Fantastik edebiyatta, masallardaki cinlerin ve cadıların yerine vampirler, ölmeyenler ve yapay insanlar geçmiştir.”(Roloff – Seeplen, 1995:85)
Son yıllarda fantastik romanların yoğun ilgi görmesini, kimi bilim insanları onların masallarla benzerliğine bağlamaktadır. Prof. Gülçin Alpöge (2008), “Harry Potter kitapları birer fantastik öykü ama masallara çok benziyorlar ve masal öğelerinden çok yararlanıyorlar.
Çocuklara masal tadında bir anlatım sunuyorlar.” demektedir.
Fantastik kitaplarda öncelikle iyi ile kötünün mücadelesi anlatılmaktadır. İyiyle kötünün mücadelesinde, herhangi bir ulusu iyi ya da kötü göstererek ötekileştirme yapılmaz.
“Bu türün en önemli özelliği, anlatılan öykülerin gerçek dünyada değil, tamamen yazarın hayal gücüne dayanan bir dünyada geçmesidir. Mitolojisi, coğrafyası, tarihi, ırkları, kültürü ile ‘yani her detayıyla’ yazara ait bir dünyadır bu.” (Müstecaplıoğlu, 2003:116)
Bu romanlarda iyiler kazanır, kötüler kaybeder ya da cezalandırılır. Masallarda olduğu gibi iyi ile kötünün arasındaki savaşta şiddet vardır. Kitaplar çocuğa, günlük hayatta şiddetle başa çıkabilmesi için iyi ile kötünün, doğru ile yanlışın ayrımını yapmasını sağlar.
Masallarda olduğu gibi kahraman amacına ulaşmak için tek başına savaşır.
Hayvanlarla konuşma, onların kılığına girme, hayvanların insan olması, büyüme ve küçülme gibi imkânlar bu kitaplarda da vardır.
Masallardaki iyilik, adalet, haktanırlık gibi kavramları içeren bu kitaplar empati, cömertlik, sadakat, cesaret, özveri gibi değer yargılarının da benimsetilmesini sağlarlar.
Fantastik Kitapların İlgi Görmesi
Fantastik romanların masala benzerliklerinin yanı sıra, ilgi görmelerinin bir nedeni de evrensel nitelikle olmalarıdır. Fantastik romanlar, evrensel temaları zaman, mekân ve ulusal kültürlerden bağımsız olarak işler. Bu niteliklerinden dolayı da tüm insanlığa seslenme olanağı bulurlar. “Tolkein’ın iktidar hırsını ve insanın kendi çıkarlarına doğayı katledişini, Ursula Le Guin’in kişinin kendine yabancılaşmasını işlerken kullandığı imgeler, Türk okura ne kadar yakınsa, bir Arap, bir Amerikalı ya da Çinliye de aynı derecede yakındır ve güzeldir.” (Müstecaplıoğlu, 2006)
Fantastik romanlar, gerçek yaşamla bağdaşmayan özellikler taşır; fakat yaşadığımız dünyaya gönderme yaptıkları için de ilgi gören romanlardır. “Asıl güçlerini çarpıcı karakterleri, sürükleyici öyküleri ve okura yaşattıkları sürprizlerden alırlar.” ( Müstecaplıoğlu, 2006)
“Fantastik çocuk kitaplarının önemli özelliklerinden biri olan eğlendirme ve güldürme işlevi (Doder,37), sürekli canlı tutularak okurun ilgisi çekilmelidir.” ( Dilidüzgün, 2003: 47-48)
Fantastik çocuk kitabı, bilgilendirme ve eğitme işlevini yerine getirirken sıkıcı ve bunaltıcı olmamalıdır. Çocuğa, ” görmekte zorlandığı gerçekleri farklı bakış açılarından göstermeli. (…) Onda kendini bağımsız kılabilme, eşitlikçi bir anlayışın yerleşmesine” (Dilidüzgün, 2003:49-53) olanak sağlamalıdır.
Fantastik Romanlarda Gerçeklik ve Eleştiriler
Fantastik kitaplara çocukları gerçeklikten uzaklaştırdığı, onlarda korku uyandırdığı, çocuklara hayalci ve melankolik kişilik kazandırdığı, erişemeyecekleri ve sahip olamayacakları şeyleri kolay yoldan sunarak onları tatmin ettiği gibi eleştiriler yöneltilmiştir.
Buna karşılık yazar ve bilim adamları eleştirilerin aksini savunmaktadır. “Fantastik yazının (edebiyatın) amacı, gerçekçi türdeki kitapların erişemediği noktalara erişmek, salt gerçeklerle anlatılması olanaksız olanı anlatmak, düşgücünün sınırsız olanaklarından yararlanarak okurunda yeni ufuklar açmaktır. Öte yandan, çocukların gerçek yaşamdaki deneyimsizliklerine toplumsal bir bakış açısı kazandırabilmek, fantastik kitapların diğer bir amacı olarak görülür (Doderer, 1975). Bu yolla gerçeğin üzeri kapatılmıyor, tersine, çocukların gerçek ile hesaplaşabilmeleri kolaylaşıyor.” (Dilidüzgün, 2003:38)
“Bu tarz romanlar bazen dünyanın rutinliğinden ve acı veren gerçeklerinden kaçış amaçlı da kullanılabilir, birçok aşk, macera, entrika romanları gibi (evet, gerçeklerden kaçmak isteyen sadece fantezi okumaz!).” (Müstecaplıoğlu, 2006)
Fantastik edebiyat ürünleri çocuğa, “(…) masalsı olayların gerçekleştiği, düşlerin ve mucizelerin olduğu bir dünyaya girebilme olanağı sağlar. Çocuk, böylece bilincinde olmadan, örneğin, mantıklı ile mantıksız olanı, düş ile gerçek olanı ayırt edebilme, aynı zamanda bu iki karşıt uç arasında bağlantılar kurma olanağını elde etmektedir. Bu yönüyle fantastik yazın, çocuğun gerçeklerden kopmasını değil, gerçekle yüzleşmesini kolaylaştıran, korkularını yenmesini öğreten bir işleve sahiptir.” (Dilidüzgün, 2003:38)
Fantastik romanlar mantıklı ve mantıksız, düş ve gerçek, iyi ve kötü gibi karşıt yargılar arasında bağlantılar kurma olanağı vererek, çocuk ve gençlerin gerçekle yüzleşmesini sağlamalıdır.
Fantastik çocuk kitaplarında, “(…) olağandışılıkların işlevi, gerçekleri başka bir boyutta göstermek, çocuğa göremediği gerçeği farklı bakış açısından anlatmaktır.” (Dilidüzgün, 2003:40)
Fantastik romanlarda gerçek yaşama benzemeyen özellikler anlatılsa bile, yaşadığımız dünyaya gönderme yapılmalıdır. Fantastik kitapların kimilerinde ana karakter olan çocuk bulunduğu yerden uzaklaşır. Bu, ya kendi içine ya da farklı bir mekâna uzaklaşma biçiminde gerçekleşir.
Uzaklaşma sorunları görmemek, onları çözmemek için yapılmış bir kaçış değildir. Bu kaçışla, insanın düşsel kaçışlara olan ihtiyacı karşılanır. Asıl amaçlanan, çocuğu bu tür düşsel yolculuklarla, düşsel bir dünyanın içine sokmak, gerçek yaşamda göremediği ve bilincine varamadığı şeyleri ona göstermek, “gerçeklikle farklı bir ilişkiye girmesini sağlamak”, kendine güven kazandırmak ve sosyalleşmesine katkıda bulunmaktır.
Zühtü Bayar (2001:34) fantastiğin işleviyle ilgili şunları belirtir: “Bu türde etkinlik gösteren yazarların birinci amacı, aksiyomlarına bilimsel ve mantıki kanıtlar getirmekten çok, fantastik bir atmosfer, bir hava yaratarak okuru düşler dünyasına itikleyebimektir.”
Fantastik romanlar, çocuğun günlük yaşamda gerçekleştiremeyeceği maceraları ona düşsel dünyada yaşatarak çocuğun düşsel kaçış ihtiyacını karşılamalı, kendine güven duygusun sağlamalı ve sosyalleşmesine yardımcı olmalıdır.
Fantastik kitaplar üzerine incelemeleri bulunan Şükran Kara (2008), bu kitaplarla ilgili aşağıdaki ölçütleri belirlemiştir:
- Fantastik kitaplar gelecek, savaş, ölüm gibi toplumsal korkulara seslenmemelidir.
- Bu kitaplar, çocuk ve gençleri teknolojinin karanlık bir gelecek yaratacağı kaygısına itmemeli, onların kaygılarını yönlendirmemelidir.
- Fantastik kitaplar bilinçaltı korkularına seslenen, öz savunma aracı olarak şiddeti ve korkuyu yaratan “kötü yabancıların” varlığı motifini işlememelidir. Bu kitaplarda insani değerler yok sayılmamalıdır.
- Fantastik kitaplar, savaşın gücünü destekleyen alınyazısı ya da yazgı (kader) gibi batıl inançlara çocuk ve gençleri yöneltmemelidir.
- Fantastik kitaplar estetik biçimde sunulmalı; konular, çocukların gelişim düzeyine uygun ve ilgi çekici olmalı; merak uyandırmalı, akıcı ve sürükleyici olmalıdır.
- Fantastik kitaplar, eğlendirici olduğu kadar düşündürücü olmalı, öğreticiliği değil, sorgulayıcılığı öne çıkarmalıdır.
- Fantastik kitaplar, maddi dünyadaki kötülüklerden kurtuluşun büyüsel yollarla gerçekleşeceği izlenimini vermemelidir.
- Fantastik kitaplar her türlü önyargıdan arınmış olmalı, cinsiyet ve kimlik ayrımcılığı yapmamalıdır.
- Bu kitaplarda kullanılan fantastik öğeler, modern dünyadaki deneysel bilim kadar etkin bilgi edinme ve günlük yaşamı sürdürme yöntemi gibi sunulmamalı; çocuklar ve gençler akıl ve bilim dışılığa özendirilmemelidir.
- Çocuklar ve gençlere yanılmaz, her şeyi bilen, olağanüstü güçlere sahip insan örnekleri model olarak sunulmamalıdır.
Ek: Harry Potter Olgusu
Harry Potter kitaplarının Türkçe çevirmenlerinden Sevin Okyay’ın verdiği bilgiye göre Harry Potter ve Melez Prens, ABD ve İngiltere’de satışa sunulduğu ilk gün 10 milyon adet sattı. (Rakamın 10 değil, 8 milyon olduğunu söyleyenler de vardır.) Böylece kitap, yayıncılık tarihinde “en kısa sürede en çok satan kitap” unvanını kazandı. 62 dile çevrilen ve 200’ü aşkın ülkede 2007 yılının sonunda satış rakamları 325 milyona ulaştı.
“325 milyon satarak politik ve dini içerik taşımayan kitaplar arasında iki numaraya yerleşmiş oldu. Bir numara hâlâ Cervantes’in Don Kişot’u.” (Ateş, 2007)
Kitapların yoğun ilgi görmesi, çeşitli eleştirilere ve yorumlara yol açmıştır.
Eleştirilerin başında, bu kitapların gerçeklikle ilişkisi yer almaktadır. Kitaplar, çocuklar ve gençlerin gerçeklerle yüzleşmesini engellemekte, onları sorgulayıcılıktan uzaklaştırdığı iddia edilmektedir. Bu kitaplar kaçış amaçlı kullanılmaktadır. Çocuklar ve gençler, günlük hayatın sorunlarından ve sorumluluklarından kaçarak kitapların sunduğu fantastik dünyaya sığınmaktadır. Büyü (sihir) yöntemiyle kötü ve karanlık güçlerle savaşılarak mutlu ve huzurlu bir dünyaya ulaşılabileceği mesajı (iletisi) verilmektedir. Harry Potter kitapları, satır aralarında hurafelere dayalı mesajlar içerdiği için çocuklara yönelik zihinsel bir terördür. Çocuklara yönelik seküler bir din kurma projesidir. ABD dini çevrelerine göre ise, bu kitaplar sihir içerdiğinden yasaklanmalıdır. Kitaplarda şiddet, örtük ve estetik olarak etkileyici bir biçimde sunulmaktadır. Bu düşsel öykülerde iyi ile kötünün sınırı açıkça belirtilmediği için, iyi ile kötü ayırt edilememektedir. Kitaplarda ve filmlerde korkutucu sahneler nedeniyle 12 yaş altı uyarılarda bulunulmamakta, çocukların bilinçaltına korkunç, karanlık, gizemli yaratık ve imgeler yerleştirilmektedir.
Kitaplara karşı olan yoğun ilgi ve eleştirilerin yanı sıra, ilginç ve ikna edici yorumlar da yok değildir:
“Şimdiye kadar hiçbir çocuk kitabı bu kadar kısa sürede bu kadar çok okuyucu ile buluşmamıştı. Bu olguyu yalnızca yürütülen reklam kampanyaları ile açıklamak yeterli değildir diye düşünüyorum. (…) Öyleyse nedir? Kanımca H. Potter kitaplarının fantastik bir öyküden çok, masal havası taşımasıdır. (…) Masallar uzun zamandan beri arka plana itildi.
Çocukların duygularıyla başa çıkabilme çabalarında, onları bir kolaylıktan yoksun bıraktık. H. Potter kitapları birer fantastik öykü ama masallara çok benziyorlar ve masal öğelerinden çok yararlanıyorlar. Çocuklara masal tadında bir anlatım sunuyorlar. Onlara içsel güç verme, gerçeklikle baş etme, hayalgücünü geliştirme gibi destekler sağlıyorlar ve yaşamlarına zenginlik katmalarına ve bir anlam vermelerine yardımcı oluyorlar diye düşünüyorum.”
(Alpöge, 948)
Harry Potter kitapları, eğlendirerek ve merak uyandırarak çocukların dikkatini çekmektedir. Yoğun ve sürprizli hikâye örgüsü, kitaplara bir çırpıda okunabilme özelliği kazandırmaktadır.
Sihir ve sihirli güçler ise, nasıl masalların büyük bir bölümünü oluşturuyor ve çocukları gerçeklikten uzaklaştırmıyorsa, fantastik kitaplarda da bu güçler hayalgücünü geliştirme işlevini görmektedir.
Bu kitapların korku ve şiddet içermesi sıkça eleştirilmiştir. Hatta kitaplardaki şiddet ile filmlerdeki şiddet birbirine karıştırılmıştır.
“Potter kitaplarında iyi ile kötü arasındaki savaş şiddet içerir.Tıpkı masallarda olduğu gibi. Günümüzde çocuk, gerçek hayatta şiddetle karşı karşıyadır. Şiddetle duygusal olarak başa çıkmak zorundadır. Bunu yapabilmesi için de iyi-kötü, doğru-yanlış ayrımını yapabilmesi gerekir. Bugün bu gibi değerleri sorgulayan kaç kitap var? İşte Potter bunlardan biri.
Burada Potter filmleri ile Potter kitaplarının farklı konumlarda olduğunu söylemek isterim. Filmlerde şiddet abartılmıştır. Filmler görsel oldukları için de, ne yazık ki, çocukların kitap okurken hayal edemeyecekleri sahneleri sergilerler.” ( Alpöge, 948)
Harry Potter kitaplarını, ırkçılık karşıtı birey yetiştirme yolu olarak görenler de vardır.
“H.Potter serisi, büyücü veya cadıları başrole oturtsa da, olay örgüsü son derece fantastik olsa da, yaşadığımız dünyayı yansıtıyor, hatta idealize ediyor. Farklı olana duyulan korku bu dünyada da fazlasıyla var. Safkan büyücü olma noktasına odaklanan ırkçılık, yaşadığımız dünyadan çok daha açık ve rahat bir şekilde yapılıyor. En ağır ırkçı hareketlerden biri olan ve anne babasında büyücü kanı olmayan kişiler için kullanılan ‘bulanık’, duyanları dehşete düşürse de sık sık dile getiriliyor. (…) Ama her zaman farklıdan yana tavır çizdiği için Harry ve çevresi ideal toplumu yansıtıyor. Bu ideal toplum modeli içinde Harry, tüm popülerliğine rağmen dostlarını güzelliklerine ve asaletlerine göre seçmiyor. Aslında Rowling, her kitabında dışlanan garip kişilikler yaratıyor ve Harry de gidip bu kişileri buluyor. Yeteneklerinden çok, soyağaçlarıyla üstün olan kişilerle Harry ve çevresinin hiç işi yok.” (Erdem, 2005)
“Rowling’in safkan, kötü büyücülerin, ‘bulanıklar’a (annesi ve babası büyücü olmayanlara) ve muggle’lara (büyücülük yeteneği olmayan, sıradan insanlara) uyguladığı ‘mahalle baskısı’ ve ötesindeki mezalim, insana ister istemez Nazilerin Yahudilere yaptıklarını hatırlatıyor.
Serinin önceki kitaplarında (H. Potter ve Ölüm Yadigârları öncesi kitaplar) da değinilen bu ‘kan’ meselesinden anlaşılıyor ki dünyada yükselen ırkçılık Rowling’i de rahatsız ediyor. Bundan böyle ırkçılık karşıtı bireyler yetiştirmenin bir yolu da onlara Harry Potter’ı okutmak olacak demek ki.” (Onat, 2007)
Kitapların sevilmesinde en önemli etkenlerin başında, içerdiği değerlerle verdiği mesajlar gelmektedir.
Kitaplar dostluk, arkadaşlık, cömertlik, özveride bulunma, cesaret, sadakat, empati yapmanın yanı sıra, arkadaş seçiminde şekilci kalıplara göre davranılmaması, kişinin zorluklara katlanması, alınteri harcaması, hak ve adaletin ne olduğu, hiçbir haksızlığın gizlenemeyeceği, okul hayatının zannedildiği kadar sıkıcı olmadığı gibi değerleri de içermektedir.
KAYNAKÇA
Alpöge Gülçin
“Harry Potter Kitaplarını Okumak”, Sihirli Değnek, Cumhuriyet Kitap, Sayı:948, İstanbul, 2008.
Ateş Z. Heyzen
“Bir Kuşak H. Potter’la Büyüdü”, Radikal Kitap, İstanbul 2007.
Bayar Zühtü
Bilimkurgu ve Gerçeklik, Broy Yayınevi, İstanbul, 2001.
Civelek Yakup
“Fantastik Edebiyat ve 1001 Gece Masalları”, Folklor ve Edebiyat, Sayı: 53, Ankara, 2008.
Cumhuriyet
“H. Potter ve Sihirli Para”, Haber, İstanbul,2001.
Dilidüzgün Selahattin
Çağdaş Çocuk Yazını / Yazın Eğitimine Atılan İlk Adım, Morpa Kültür Yayınları, 2003.
Erdem Yeşim
“Yalnız ve Aşık Savaşçı Harry”, Radikal Kitap, İstanbul, 2005.
Güngör Aşkın
“Bilimkurgu ve Edebiyat”, Eğitim-Sen Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Ölçütleri İçin Öneriler, 2008.
Kara Şükran
“Milyonlarca Dolarlık Sanayi: H.Potter ve Şiddet”, Cumhuriyet Kitap, Sayı:913.
“Narnia Günlükleri’nde Din Cinayet ve Irk Ayrımcılığı” Cumhuriyet Kitap, Sayı:973.
“Fantastik Çocuk Yazını Tehlikede mi?”, Cumhuriyet Kitap, Sayı:917, İstanbul.
“H. Potter ve Felsefe Taşı Şiddet ve İdeoloji” “Fantastik Çocuk ve Gençlik Kitapları”, Eğitim-Sen
Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Ölçütleri İçin Öneriler, 2008.
Kesmez Necdet
“Fantezi, Ütopya, Bilimkurgu, Gelecekbilim”, Lacivert / Öykü ve Şiir Dergisi, Sayı:14, Ankara, 2007.
Moran Berna
Türk Romanına Eleştirel Bakış, c.3, İletişim Yayınları, İstanbul, 2004.
Müstecaplıoğlu Barış
“Fantastik Dünyanın Klasikleri”, Radikal Kitap, İst.,2006.
“Fantastik Kurgu ve Bazı Tanımlar”, Kitap-lık, Sayı:61, İstanbul, 2003.
Okyay Sevin
“H. Potter Büyümüş de Delikanlı Olmuş”, Radikal Kitap, İstanbul, 2005.
Onat Aslı
“Irkçılığın Panzehiri H. Potter / H. Potter’da ‘Mahalle Baskısı’, Milliyet Kitap, İstanbul, 2007.
Roloff Bernhard –Ütopik Sinema / Bilimkurgu Sinemasının Tarihi ve Seeplen Georg Mitolojisi, Alan Yayıncılık, İstanbul, 1995.
Somay Bülent
“Söyleşi”, Evireçevire, Sayı:6, BÜÇEV Yayını, İstanbul, 2000.
Temel Hale
“H. Potter ve Masal”, Hece/ Çocuk Edebiyatı Özel Sayısı, Ankara, 2005.
Zengin H. Salih
“Çocuk Kitabı Nasıl Seçilmeli?”, Eğitimbilim Dergisi, İstanbul, Nisan 2003
Yazan: Mehmet Kaya
Bu yazı daha önce Kayıp Dünya’da yayınlanmıştır.
İşime yaradı teşekkürler.