AYBABTUMakaleler

En İyi 15 Batman The Animated Series Bölümü

90ların efsane çizgi filmi Batman The Animated Series artık Amazon Prime’da izlenebiliyor. Dizinin ilk 65 bölümüne Netflix’ten de ulaşmak mümkün. Biz de bunun şerefine dizinin en iyi bölümlerini sıralayalım dedik. Ama iyi bölümlerinin her biri çok iyi olduğundan listeyi kendi içinde sıraya dizmekte zorlandık. Bu yüzden liste en kötüden en iyiye gitmiyor, bölümlerin dizideki sıralamasına göre gidiyor. Dizi büyük oranda episodik bir dizi. Dolayısıyla bu bölümleri karışık sırayla da izlemek mümkün. Diziye direkt bu listeden bölümler deneyerek bile giriş yapabilirsiniz. Listeyi vermeye başlayalım.

Heart Of Ice (Sezon 1 Bölüm 14)

Bir çizgi roman uyarlamasının dinamikleri diğer uyarlamalardan farklıdır. Bir edebi eser uyarlaması izleyen seyirci okuduğu eseri ekranda görmeyi bekler. Çizgi roman uyarlaması izleyen seyirci ise karakteri görmeyi bekler. Uyarlamalarda bir hikaye seçilip o direkt uyarlanmaz, bir sürü hikayeden beslenen orijinal senaryolar yazılır. Bunda kahramanların çok arketipik olmasının da payı vardır. Ama asıl sebep ilk büyük bütçeli süper kahraman uyarlamaları yapılırken bile 25-30 yıllık bir çizgi roman tarihi bulunmasıdır. Yani uyarlanacak tek bir hikaye yoktur. Periyodik yayınların doğası gereği bir çok benzer hikaye vardır, uyarlama bunların hepsinden beslenir. Heart Of Ice’ın ve dizinin başarısı ise çizgi romanlardaki hikayelerden değil tondan ve karakterlerden beslenmemesinde yatar. Batman The Animated Series eski hikayeleri kendi süzgecinden geçirmeyi değil o eski hikayeler kadar başarılı yeni bir hikaye yazmayı tercih eder.

Bölümün kötüsü Mr. Freeze Heart of Ice yayınlanmadan önce önemsiz bir karakterdi. Adam West’li Batman dizisinde görünmüştü ama popülerliği 60larda kalmıştı. Kendisinin ana kötü olduğu son sayı 1984’te çıkmıştı.  Hatta 1991’de çıkan bir çizgi roman sayısında Joker tarafından öldürülmüştü. Bölümün yazarı Paul Dini bu bölümde Mr. Freeze’i buz temalı kelime oyunları yapan bir şakadan derin bir trajediye çevirdi. Mr. Freeze’in geçmişini baştan yazdı ve karısı Nora Fries’i yarattı. Freeze artık karısının intikamını almaya çalışan bir bilim insanıydı. Batman’in yapması gereken şey de o intikamı cinayete başvurmadan almasını sağlamaktı.

Mike Mignola tarafından yapılan yeni Mr. Freeze dizaynı

Bölüm yayınlandığında en iyi animasyon dalında Emmy ödülü kazandı ve ciddi bir başarı elde etti. Öyle ki çizgi romanlar bu yeni popülerliğin etkisiyle Mr. Freeze’i ölümden geri getirdi. Karısı Nora Fries de 1997’de çizgi roman evrenine eklendi, yani karakterin çizgi romanlardaki hikayesi de bölümdekine benzeyecek şekilde değiştirildi. Heart of Ice’tan ögeler 1998’de çıkan Batman & Robin filminde kullanıldı. Mr. Freeze artık bilinen ve sevilen bir Batman kötüsü. Ve bu statüsünü tamamen Heart of Ice’a borçlu. Heart of Ice hala karakteri içeren en iyi hikayelerden biri.

Beware The Grey Ghost (Sezon 1 Bölüm 18)

Anlamlı cameolar kullanan bölümleri izlemesi her zaman zevklidir. Bu bölüm de dizinin en iyi seslendirme tercihlerinden birine sahip. Bölümün baş kötüsü etrafa bombalar bırakan bir terörist. Bu bombalamaların yerleri ve zamanları ise Bruce Wayne’in çocukken izlediği ve onda bir kahraman olma isteği uyandıran Grey Ghost isimli bir diziyle bağlantılı. Batman’in Grey Ghost dizisini araştırması bölümün ana konusunu oluşturuyor. Bölümü bu listeye taşıyan şey ise Grey Ghost dizisinin başrolünün seslendirmeni, Adam West. 1966’da başlayan Batman dizisinin başrolü olan West burada kendi hayatını anımsatan bir rol oynuyor. Zamanında oynadığı rolden farklı roller bulmakta zorlanan ve ekonomik sıkıntılar yaşayan bir oyuncunun geçmişte oynadığı rolün insanlar üzerindeki etkisini anlamasını izliyoruz. Hikaye eski Batman dizisine göndermeler yapmaktan da geri durmuyor. Çocukluğumuzun kahramanlarının bizdeki nostaljik değerini iyi analiz eden bölüm Batman The Animated Series’in de Batman’in Grey Ghost’tan etkilenmesi gibi kendinden önce gelen yapımlardan etkilendiğini söylüyor.

Feat Of Clay (Sezon 1 Bölüm 20 ve Bölüm 21)

Dizinin güçlül yönlerinden bir tanesi de animasyon kalitesi. Storyboardlar ve karakter dizaynları Amerika’da üretilse de her bölümün animasyonu farklı bir stüdyo tarafından yapılıyor. Bu stüdyolardan en iyisi ise Akira, Lupin III gibi anime efsanelerini de yapan TMS. Dizi boyunca 11 bölüm yapan TMS 11 tane harika görünen bölüme sahip. Ama stüdyonun güçlü yönlerini en iyi gösteren karakter Clayface. Sürekli farklı şeylere dönüşen Clayface animasyon kalitesi çok yüksek olmadığı zaman ilgi çekici olamayan bir kötü karakter. Bu bölümde ise animasyon kalitesi zirvede.

Rolden role girmesiyle meşhur bir oyuncu olan Matt Hagen’ın kariyerinin altında bir sır yatmaktadır. Hagen bir süre önce trajik bir trafik kazası geçirmiştir ve yüzü yaralanmıştır. Roland Dagett isimli bir iş adamının şirketi tarafından geliştirilen bir maddeyi yara izini silmek için kullanmaktadır. Kariyerini kaybetmemek için her şeyi yapabilecek olan Hagen, talihsiz olaylar sonucunda Clayface haline geldikten sonra ise intikam aramaya başlar. Bölüm hem karakteri trajik bir figür olarak göstermekte başarılı hem de Batman gibi sıradan bir insanı doğaüstü tehditlerle savaştırması açısından sıradışı bir bölüm. En akılda kalıcı sahne ise bölümün sonuna doğru yaşanan hızlı dönüşüm sahnesi. O sahne kesinlikle dizinin görsel olarak en etkileyici anlarından biri.

Joker’s Favor (Sezon 1 Bölüm 22)

Bir karakteri yeniden tanımlamak çok büyük bir iştir, daha büyüğü ise yeni bir karakter yaratmaktır. Senarist Paul Dini Joker’in tek başına bir kötü olmasını değil kendisi gibi komik karakterlerle birlikte olmasını istiyordu. Bu yüzden Joker’s Favor için “Harlequin” kostümü giyen bir kadın karakter yarattı. Bölüm yayınlandığı zaman yapımcılar karakterin sevildiğini gördü ve onu sonraki bölümlerde de kullandılar. Bir süre Joker bölümlerinde yan karakter olarak görünen Harley Quinn bir noktadan sonra Joker’siz bölümlerde de görünebilecek popülerliğe ulaştı. Ana çizgi roman evrenine de eklenen Harley popülerleşmeye devam etti. Artık en popüler DC karakterlerinden biri olan, sinema filmlerinde başrol olarak görünmüş, kendi çizgi dizisine ve çizgi roman serilerine sahip olan Harley Quinn aslında bu bölümün yan karakteri olarak yaratılmıştı.

Joker’s Favor tarihi öneminin yanında hikaye olarak da iyi Joker bölümlerinden biri. Trafikte Joker’le tartışan sıradan bir adam, Charlie Collins, ona kendisini öldürmemesi için yalvarır. Joker Charlie’ye zarar vermez ama karşılığında ona bir iyilik borçlu olduğunu söyler. Ve yıllar sonra bu borcu tahsil etmek için geri döner. Sıradan bir insan olan Charlie Joker’in büyük planında küçük bir rol oynayacaktır. Mark Hamill’ın efsane Joker performansının oturmaya başladığı bölüm olan Joker’s Favor Joker karakterindeki korkutucu ve komik dengesini çok iyi tutturması ve en popüler DC karakterlerinden birisini yaratmasıyla öne çıkıyor.

Perchance to Dream (Sezon 1 Bölüm 22)

Batman Batman olmayı bırakabilir mi? Bu soru farklı Batman hikayelerinde sık sık sorulur. Ve bu soruya verilen en iyi cevaplardan biri Perchance to Dream’e ait. Bu bölümde kötü karakterlerden biri Batman’e hayallerindeki dünyayı verir. Kendisi bu dünyada Batman değil sadece Bruce Wayne’dir. Annesi ve babası hayattadır, Catwoman olmayan bir Selina Kyle ile nişanlıdır. Ama Batman olduğu dünyayı hatırlar, gerçek dünyada yaşadığı travma hayal aleminde de peşini bırakmaz. Bu hayali dünyada ebeveynlerini görünce verdiği tepki mutluluk değil inanamamaktır. Dünyanın gerçekliğine inanamaması da gerçek dünyadaki acıyı sahte dünyada mutluluğa tercih edip bu dünyadan kaçışın yollarını aramasına sebep olur. Kevin Conroy’un en iyi Batman performanslarından birine sahne olan bölüm harika sürpriz finalinin de etkisiyle bu listede yerini alıyor.

Robin’s Reckoning (Sezon 1 Bölüm 32 ve Bölüm 33)

Robin 1966 dizisinden beri Batman ile özdeşleştirilen bir karakterdi. Herkes kim olduğunu bilirdi. Ama çizgi roman okumayan kimse Dick Grayson’ın nasıl Robin olduğunu bilmezdi. Bu durum Batman The Animated Series başladığında da değişmedi. Robin Batman’in yardımcısıydı ve bu bilgi yeterliydi. Ama Batman The Animated Series yapımcıları Robin’in nasıl Robin olduğunu anlatmaya karar verdi. 1940’ta yayınlanan ilk hikayeyi modernize eden senaristler ortaya Emmy ödüllü duygusal bir başyapıt çıkardı. Geçmiş sahnelerinde Dick Grayson’ın annesi ve babasının ölümünü ve Bruce Wayne tarafından evlatlık alınma sürecini dokunaklı şekilde anlatan bölüm günümüz sahnelerinde de Batman ve Robin arasındaki fikir ayrılıklarını, Dick Grayson’ın büyüyüp bağımsızlığını kazanma sürecini konu alıyordu.

Bugün bu hikaye farklı yapımlarda anlatılarak aynı Batman’in Batman olma süreci gibi toplumsal hafızaya girdi. Ama hala en iyi anlatılışı Batman The Animated Series’teki hali. En iyi animasyon dalında Emmy ödülü de alan bu iki partlık bölüm hem anlatısına zarar vermeden sansürlerin etrafından dolanmayı başarıyor hem de episodik yapı sebebiyle çok yan karakter derinliği bulunmayan bir dizide Dick Grayson’ın kişiliğini başarılı biçimde yansıtıyor. Robin’e odaklı bir bölüm izlemek isteyenlerin izleyebileceği en iyi bölümlerden biri kesinlikle bu bölüm.

Almost Got ‘Im (Sezon 1 Bölüm 46)

Bir kahraman ancak düşmanları kadar ilginç olabilir. Bölüm Batman’in 5 tane düşmanının poker oynarken Batman’i neredeyse öldürdükleri anılarını anlatması hakkında. Her karakterin anısı bir Batman kısa filmi gibi. Ama çerçeve hikaye kesinlikle kısa anılardan daha ilgi çekici. Kötü karakterlerin Batman içermeyen bir ortamda poker oynayıp muhabbet etmesi onları karakter olarak derinleştirmeye yarıyor. Poker oyununda detaylara gösterilen özen de özellikle dikkat çekiyor. Caz esintili müzikleri, çok kaliteli ve çeşitli görselliği, Fleischer Superman çizgi filmlerinden etkilenme biçimi, finalindeki harika plot twist ve kötü karakterlerin arasındaki diyalogların kalitesi bölümü diğer bölümlerden ayırıyor.

The Man Who Killed Batman (Sezon 1 Bölüm 51)

İzleyicinin bir Batman dizisinden beklediği ilk şey Batman’i görmektir. Bu sebeple Batman’i neredeyse hiç içermeyen bir bölüm çekmek çok cesurca bir hareket. Batman’in açığını doldurmak için Robin’i kullanmamak ise bölümü daha da cesur hale getiriyor. Ama bu bölüm konseptinin sıradışılığına rağmen dizinin en iyilerinden olmayı başarıyor. Önemsiz bir suçlunun Batman’i öldürdüğünün sanılması bölümün ana konusu. O önemsiz suçlu Sid The Squid ise bölümün ana karakteri. Onun Batman’i öldürdüğüne inanan farklı kişilerin tepkisi görmek bölümün zevkli yönlerinden biri. En iyi tepki ise Joker’den geliyor, Mark Hamill karakter için yazılmış en iyi monologlardan birini seslendirme fırsatı buluyor. “Film Noir” etkili sinematografisi, dizinin genelinden farklı müzikleri, formülden sapan hikayesi ve muhteşem Joker sahnesiyle bu bölüm gerçek bir başyapıt.

Trial (Sezon 2 Bölüm 3)

Dizi genelde episodik de ilerlese arada bir önceki bölümlerin bahsi geçiyor. Ve bunu yapan bölümlerin en akılda kalıcısı Trial. Arkham’daki kötü karakterlerin Batman’i ve Gotham’ın yeni savcısı Janet Van Dorn’ı kaçırmasını konu alan bölümde daha önceki bölümlerden tanıdığımız bir çok kötü karakteri görüyoruz. Janet Gotham’ın düzelmesi için bir Batman’e gerek olmadığına inanmakta. Ama Batman’i yargılayan suçlular Janet’dan Batman’in avukatlığını yapmasını istiyorlar. Janet da fikirlerini yeniden değerlendirmek zorunda kalıyor. Trial kaliteli görselliği ve Batman’in neden gerekli olduğunu anlatabilmesi yönüyle çok iyi bir bölüm. Ayrıca bölüm çok sayıda kötü karakteri beraber göstermesiyle kendisini dönemin diğer dizilerinden ayırıyor. Çünkü Batman The Animated Series’in çıktığı yıllarda yalnız çizgi filmlerde değil canlı çekim dizilerde de çoğu dizi episodik yapıdaydı. Bu açıdan Trial’a döneminin ilerisinde bir bölüm diyebiliriz.

Babydoll (Sezon 2 Bölüm 11)

Mary Louise Dahl isimli eski bir çocuk oyuncunun intikam arayışı bu bölümün ana konusunu oluşturuyor. Dahl bir hastalık sebebiyle fiziksel olarak büyüyemiyor, bu özelliği onu ideal çocuk oyuncu yapıyor. Çünkü dizi kaç sezon giderse gitsin yaşlanmıyor. Ama fiziksel olarak yaşlanmasa da zihni büyümeye devam ediyor, problemlerinin kökenini de bu oluşturuyor. Karikatürize ve absürt şekilde işlenmeye müsait bir karakteri ciddiye alarak işleyebilmesi bölümün en büyük başarısı. Karakterin gerçekliğine inanıyor, haline üzülüyorsunuz. Ayrıca Mary Dahl tematik olarak Bruce Wayne’in karşıtını oluşturuyor. Sağlam altmetni, muhteşem sinematografisi, duygulu final sahnesi ve Batman’in merhametli yönünü göstermesiyle Babydoll gerçekten harika bir bölüm.

Old Wounds (Sezon 3 Bölüm 17)

Dizinin ikinci sezonu ve üçüncü sezonu arasında bir çok değişiklik var. Bu değişikliklerin en göze çarpanlarından biri ise zaman atlaması ve Dick Grayson’ın artık Nightwing olması. Bu kırılmanın nerede yaşandığını ise bu bölümde görüyoruz. Dick Grayson ve Batman arasındaki gerilim ilk sezonlarda da yer yer baş gösteriyordu. Bu bölüm de uzun süredir gerilen bir ilişkinin koptuğu noktayı çok başarılı bir şekilde anlatıyor. Üçüncü sezonun yeni karakter dizaynları bazı karakterleri olumlu bazılarını ise olumsuz etkiliyor. Ama bu yeni dizaynlar animasyonda akıcılığın artmasını sağlıyor. Hem yeni Robin Tim Drake’in hem de Batgirl Barbara Gordon’un karakter gelişiminde önemli bir noktada duran bölüm aynı taraftaki iki karakterin kavgasını ele alış biçimiyle diğer bölümlerden farklılaşıyor.

Legends of The Dark Knight (Sezon 3 Bölüm 19)

Batman The Animated Series’in bu kadar iyi olma sebeplerinden biri kendinden önce gelen 50 yıllık çizgi roman tarihine duyduğu sevgi. Batman’in tarihindeki hiçbir dönemini reddetmeyen, hepsinden beslenen bir dizi bu dizi. Ve bu bölüm bunun en iyi göstergelerinden biri. Üç tane çocuğun sokaklarda gezip Batman hakkında konuşmasını izliyoruz bölüm boyunca. Hepsi Batman’i bir başka  hayal ediyor, bu sahneler üzerinden Dick Sprang ve Frank Miller gibi önemli Batman çizerlerine göndermeler yapılıyor. Bu çocukların yolu o gece Batman’le de kesişiyor. Finalde her çocuk kendi kafasındaki Batman’e inanmaya devam ediyor, çünkü Batman bu özelliklerin hepsini taşıyor. Özellikle içerdiği farklı çizim tarzları bu bölümü diğerlerinden ayırıyor. Yapımcıların farklı Batman’lerin hepsine duyuduğu çocukça sevgi ise bölümün unutulmaz olmasını sağlıyor.

Mad Love (Sezon 3 Bölüm 21)

Harley Quinn dizideki bölümleri sayesinde bir fenomen haline gelmekteyken karakterin yaratıcıları, yazar Paul Dini ve çizer Bruce Timm, Harley’nin geçmişini anlatan bir çizgi roman yapmaya karar verdiler. En İyi Tek Sayı dalında Eisner Ödülü alan bu çizgi roman karakterin en iyi hikayelerinden biriydi, hala öyle. Dizinin üçüncü sezonunda bu çizgi romanı diziye de uyarladılar. Bu bölüm listedeki diğer bölümlerin çoğunun aksine bir çizgi romanı direkt uyarlıyor. Ama çizgi roman halinde de kaliteli olan bir hikaye diyalogları Kevin Conroy, Mark Hamill ve Arleen Sorkin gibi usta seslerden dinleyince çok daha etkili oluyor. Özellikle Arleen Sorkin’in seslendirdiği sahneye göre sesini değiştirmesi karaktere yeni bir boyut katıyor. Harley Quinn’in geçmişini anlatan bölüm Joker’le arasındaki ilişkiyi göstermekte çok başarılı. Yaratıcı sinematografi tercihleri ve akıllıca diyalog yazımıyla kendisini hafızalara kazıyan bölüm kesinlikle dizinin en iyilerinden biri.

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.