Makaleler

Einstein’ın Düşleri ve Arrival

zamanda-yolculuk-saat

Size Arrival filmini anlatmayacağım. Ancak filmi izledikten sonra tartışılacak bir kaç teoriye değineceğim. Bu yazı teorik fizikçi ve gök biliminin önde gelen isimlerinden Alan Lightman’ın TÜBİTAK Yayınları tarafından 1996’da Yıldızların Zamanı ve Aylak Kitap yayınevinin yeni basımı olan Einstein’ın Düşleri adlı kitap bağlamında Arrival filmini konu almaktadır. Zamanın bir nicelik değil, bir nitelik olduğunu varsayalım. İşte yazıda, bu olguda olan iki ayrı yapıtın bağlantıları irdelenmektedir.

Farz edin ki zaman kendi üzerine bükülen bir çember ve dünya hiçbir değişikliğe mahal vermeden sürekli kendini yineliyor…
– Einstein’ın Düşleri

Bir hastanede, bir kadın kızına veda ediyor. Kızı yattığı yataktan annesine boş gözlerle bakıyor. Yatağın başında oturan kadın yaklaşıyor ve kızının elini usulca öpüp fısıldayarak veda ediyor. Zamanın yeniden başlayacağını, yeniden doğacağını, yine okula gideceğini, yine göle bakan evinin penceresi önünde romantik saatler geçireceğini, yine doğum yapacağını yine çocuğunun zayıf düşerek sonun bu hastanede, bu odada, bu yatakta, bu anda geleceğini bilmiyor. Nasıl bilsin?

Filmin giriş sahnesi olan bu anlatım, kitabın ilk bölümüne ait bir hikayeye de çok benzemektedir fakat yanlış anlaşılmasın bu benzerlik, “çalınmış” iddialarını doğurmak için yazılmamıştır. Burada asıl değinilecek nokta, filmde bize gösterilen kısım içerisinde Louise’in bu döngüyü ilk kez mi yaşayıp yaşamadığıydı. Yani öğrenmeye yeni mi başladı yoksa zamana ayak mı uyduruyordu?

zamanda-yolculuk

Neden bazen sonuçtan önce, bazen sonra geliyor. Ya da belki neden daima geçmişte, sonuç hep gelecekte ama geçmişle gelecek birbirine dolanmış…
– Einstein’ın Düşleri

Tıpkı filmin başından beri, Louise Banks’e ait olan kitabın sonlarda kendisi tarafından okunarak zamanın çözümlenmesi gibi…

Zamanın geçişi artan düzeni getiriyor bu dünyaya. Filozoflar düzene gidişattan yoksun zamanın anlamsızlaşacağını, geleceğin geçmişten ayırt edilemez hale geleceğini, olay dizisinin binlerce romandan gelişigüzel sahnelere döneceğini öne sürmüşlerdi.

Örneğin, Arrival’daki uzaylı formunun imgeler yoluyla iletişimi. Kendileri gibi alfabeleri de “fiziksel zamana” hapsolmuş değil. Burada anlatılmak istenen Einstein’ın da dediği gibi zamanı insan aklıyla ya da yargılarıyla düşünmemek gerek. “Fiziksel zaman” yani zamanın sayılabilen, ölçülebilen, miktarı eşit parçalara bölünebilen, toplamı doğrudan sayı olarak belirtilebilen bir kavram olmadığını, tam tersine sayısal olarak ölçülemeyen ancak “duyusal zaman” olarak var olduğunu düşünmemiz gerek.

zamanda-yolculuk-gorsel

“Zamanın hiç bulamadığı bir dünya. Sadece imgeler var.”
– Einstein’ın Düşleri

Einstein’ın Düşleri kitabına göre bu dünya, zamanın süregelen olmadığı bir dünya. Bu dünyada zaman, devamsız. Zaman sinir liflerinden bir uzam burada. Uzaktan bakınca tek parça ve süregelen duruyor ama yaklaştıkça lifler arasında mikroskobik boşluklar bulunduğunu, kopukluğu hemen görülüyor. Sinirsel akım bir zaman parçası boyunca akıyor, aniden duruyor, duraklıyor, boşluğu sıçrayarak açıyor ya da Arrival filminde anlatılmak istenen gibi zaman, yeni bir çember, yeni bir döngü oluşturarak boşluğu aşıyor.

Tüm bunların ışığında, zamanda yolculuk bilinçli ya da bilinçsiz olsun ancak ve ancak fiziksel zaman kavramı yargıları bir kenara bırakıldığında bu problemler çözülebilecektir. Psikolojik ve termodinamik zaman oku olarak zamanın geçmiş ve gelecek arasındaki yönünü belirtmekte kullanılan bu iki kavram gelişimin temelini atmaktadır.

Termodinamik zaman oku çerçevesinde entropi kanuna göre maddenin karmaşık düzeni, zamanın aktığı yöne rağmen entropi kazanacaktır. Yani zamanın hangi yöne aktığının bir önemi yoktur. Bununla birlikte zaten insanlık henüz denklemler yoluyla zamanın ileriye doğru mu, yoksa geriye doğru mu aktığını ayırt edebilmiş değildir. Bu da apaçık insanoğlunun idrakı gelişimini tamamladığında yeni medeniyetine erişebilirliğine işarettir.

Yazar: Berk Bayındır 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu