Makaleler

Dizi Olsa Game of Thrones Kadar Başarılı Olacak 10 Eser

game-of-thrones-banner

Game of Thrones dizisinin başarısını kimse tartışamaz bu bir gerçek. Ancak işin edebiyat kısmına bakmaya ne dersiniz?

Şüphesiz ki Buz ve Ateşin Şarkısı serisini yıllar önce okuduğumda çok az zevk almıştım; çünkü o zamanlar okuduğum Ejderha Mızrağı ve Unutulmuş Diyarlar gibi serilerin yanında hiç fantastik gelmiyordu. Dizisinin çıktığını ilk gördüğümde ve izlediğimde ise çok şaşırmıştım.

“Bana göre” çok iyi olmayan bir serinin televizyon uyarlaması bu kadar güzel oluyorsa, diğer fantezi edebiyatı serilerinin uyarlamaları nasıl olurdu ki? Biz de sizlere, keşke dizi olsa dediğimiz 10 adet fantezi edebiyatı uyarlamalarını yazmak istedik:

Dragonlance (Ejderha Mızrağı):

dragonlance-background

Düşüncesi bile içimi titretiyor doğrusu! Dungeons and Dragons FRP sisteminin dünyalarından biri olan ve tüm dünyada en çok sevilen “evrenlerden” biri olan Krynn ve unutulmaz ana karakterleri şüphesiz televizyon dünyasını şöyle bir sallayacaktır. Hastalıklı, aşırı kurnaz, kötüyle iyi arasında gidip gelen Raistlin, ikizi şefkatli Caramon, “ödünç alıcı” kenderimiz Tasslehoff, sürgün hayatı yaşayan bilge yarı-elfimiz Tanis, ağzı bozuk sinirli yaşlı cücemiz Flint, hayatını şövalyelik düsturuna adamış Sturm ve daha niceleri!

Game of Thrones dünyası Krynn’e göre çok daha karanlık gelebilir bazılarına. Sizi temin ederim, göründüğünden fazlası var. 13 yaşındaki bir kızın ergenliğe girer girmez evlendirildiği bir dünya mı daha ilgi çekici; yoksa bir yarı-elfin, bir elf ve insan kadınının aşkı arasında kalması mı? Hayatının her saniyesini onunla birlikte geçirdiği ikiz kardeşini bir anlık kıskançlıkla öldürebilen bir karakter mi, yoksa ikiz kardeşiyle ensest ilişki yaşayan şövalye mi? Karar sizin. Ne olursa olsun, dizi olmayı hak eden dünyaların başında kesinlikle Ejderha Mızrağı gelmelidir.

Tabii ki asıl güzel kısmı ejderhalar! Game of Thrones’taki gibi iki bacaklı iki kanatlı wyvernlara benzemez buranın ejderhaları. Hepsi son derece zeki; hem büyü hem kas açısından kuvvetli, konuşabilen, iki arka iki ön olmak üzere dört ayaklı ve iki kanatlı yaratıklardır ve 5 renk iyi 5 renk kötü olmak üzere bolca çeşidi mevcuttur. (Detaylar burada)

Earthsea (Yerdeniz):

EarthSea

Ursula K. Le Guin, fantezi edebiyatının kraliçesi. Bu kadının Yerdeniz serisinin -veya başka bir kitabının- diziye çevrilmesini hem çok istiyor hem de bir o kadar istemiyorum. Kendisi felsefe ve fanteziyi bir araya getiren, eğlendirdiği ve korkuttuğu kadar düşündüren muazzam yetenekli bir yazardır. Dönemimiz fantezi edebiyatının şekillenmesinde çok büyük bir payı olan Ursula’nın Yerdeniz serisi tabii ki unutulmazlar arasına girmiştir. Büyücülerle, iblislerle ve ölülerle savaşan kahramanların yanında o kahramanların kendi içlerindeki iblislerle ve gölgelerle de savaşmasına tanık oluyoruz. İşte bu yüzden dizi olmasını istemiyorum diyebilirim. Çünkü büyük bir kitle tarafından kolay kolay anlaşılamayacak bir olay örgüsü yazdığı için. Yine de Ursula’nın Yerdeniz’i dizi olmayı kesinlikle hak ediyor! (Daha önce yapılmış iki bölümlük bir mini seri vardı, bahsimiz o değil tabii ki.)

The First Law (İlk Yasa):

the-first-law

Joe Abercrombie’nin yazdığı bu seri, son 10 yıldır çok konuşulan ve satan fantezi romanları arasına girdi. Kendisi daha genç olmasına rağmen, eski fantezi yazım adetlerinden vazgeçememiş, üstüne kendinden yenilikler katarak savaş ve kaosun olduğu bir dünyadan düzenin çıkmasını sağlamıştır.

Kitabının konusu ise genel olarak şöyle;

Bu kitap aynı Game of Thrones’ta olduğu gibi çok fazla fantastik yaratık barındırmıyor. Birbiriyle savaş halinde olan grupların arasında kalmış bir grup maceracının hayatta kalmasını anlatıyor. Her karakterin geçmişi bir şekilde savaşla bağlantılı olmakla birlikte kralların, generallerin ve büyücülerin etraflarına ördüğü entrika ağı, Game of Thrones’taki entrikalar ile yarışabilir gözüküyor!

Weaveworld (Ağ Dünya):

weaveworld

Clive Barker, meşhur korku edebiyatı yazarı, oyun tasarımcısı ve film yönetmeni. Özellikle harmanladığı korku ve fantezi edebiyatı ürünleriyle meşhur. Weaveworld ise bambaşka bir dünya. İçeriğine bakalım;
Hikayemiz Fugue isimli bir dünyada geçiyor. Bu dünya; Seerkind isimli büyülü yaratıkların insanlardan kaçabilmek için yarattığı bir dünya. Ama bu kadar değil. Bu dünya bir halı şeklinde aslında. Direkt bir halı düşünmeyin tabii ki. Halının ipliklerini düşünün. Her iplik yeni bir olasılık demektir ve her olasılık yeni bir olasılık daha doğurur mantığıyla çalışan ve verilen her kararın son derece büyük bir öneme sahip olduğu bir dünya burası. Yani televizyon dizisi olsaydı konu sıkıntısı çekmeyecek nadir serilerden biri olurdu. Olasılık çok!

Wheel of Time (Zaman Çarkı):

zaman-carki-genis

Ho hoy! Biraz ağırdan al dediğinizi duyar gibiyim. Her yerde sürekli söylemekten asla bıkmadığım cümlem; “Zaman Çarkı gelmiş geçmiş en güzel fantezi edebiyatı serisidir!”

14 ciltlik koskoca bir dünyayı filmden ziyade dizi yapmak zaten yapılabilecek en mantıklı hareket olurdu. Merhum ustamız Robert Jordan’ın yarattığı ve Game of Thrones’taki entrikaları bile kutu kutu pense oyununa döndüren sinsi olay örgüleriyle bizi bizden aldı. Öyle diğer dünyalar gibi elfler, cüceler, ejderhalar yok bu dünyada. Sadece insanların yaşadığı büyük krallıklardan oluşan bir dünya –kötü yapay ırkları saymıyorum-. Kitap serisinde insanların ülkeleri arasındaki bitmek bilmez oyunları ve savaşları izlerken, bir yandan da onları birleştirmeye ve aynı zamanda da kırmaya çalışan ve kainatın zıt gücü Karanlık Varlık’ı yenmeye çalışan bir Ejder görüyoruz. İnsanların en karanlık zamanlarda bile bencilce düşünebilme “yetisinin” olduğunu, Karanlık’a karşı birleşirken bile dünyanın kaderini umursamadan gelecekte yapacağı entrikaları planladığını dizi olarak görmek son derece “öğretici” olurdu her halde.

1 2Sonraki sayfa

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu