Dark Elfler ya da Drowlar
Forgotten Realms’ın göz bebekleri:
Dark Elfler ya da Drowlar:
Bütün AD&D ve D&D dünyalarında dark elf olarak geçen elfler bulunmaktadır. Ve bütün Elfleri tek bir tanrının Corellon’un yaratığı bilinmektedir. Genel olarak dark elfler kötü niyeyli ve elf toplumundan dışlanan elfleri takılan bir isimdir. Gücün karanlık tarafı gibi. Ama Forgotten Realms da ise ki dark elfler Drow’dur farkı nedir diğeceksiniz. Farkı bunlar simsiyah derili, kırmızı gözlü ve gümüş saçlıdırlar. İskandinav efsanelerindeki Trowlar gibi güneşten nefret ederler ama onlar taşa dönmezler çok büyük acı çekerler.
Bu elfler niye dark elf diyeceksiniz sanki farklı bir ırk gibi ama FR’de bütün olaylar bir efsaneye dayanır. Bu efsane ise FR daha çok gençken daha insanlar taş devrindeyken “Crown War” adlı bir savaş yaşamışlardır. Bunun savaşın nedeni ise Corellon’un ve karısı Arnushniy’nin kendi aralarında savaşmalarından doğan savaşın nedeni kadınsal kıskançlıktır. Bu savaşın sonunda Arnuhniy lanetlenir ve Lolth adını alır ve Abbys’e atılır onu bir Tanar’ri (Bir Tür Şeytan) ye çevirirler. Lolth daha pes etmemiştir ve bu savaşı yeryüzüne indirir ve elf ırkı kendi içinde savaşmaya başlar. Savaşında sonunda elf toplumu yok olma tehlikesi ile karşıkarşıya gelmişti. Ama Drowlar yenilmişti. Corellon onları lanetledi, “İçinizdeki kötülük dışarı vursun ve size bakanlar sizin kötülüğünüzü gözlerinizden anlasın” diyerek. Drowlar’da yer altına sürüldüler. Ve sırf bundan dolayıdır ki Lolth’u Arvandor’dan sürdüğü için Corellondan ve bütün erkeklerden nefret eder. Bundan dolayıdır ki erkekler Drowlarda zavallıları temsil ederler. Her zaman bir ailenin üçüncü doğan erkek çocuğu Lolth’a kurban edilir.
Drowlar hakkında ki hikayeleri sadece iki tane yazar yazmıştır. Bu yazarlardan R.A.Salvator Drowların yaşadığı Underdark’ı kendisi geliştirmiş ve en bilen Drowu yani dokuzuncu evin ikinci oğlu olan Drizzt Do’Urden’i yaratmıştır. Salvatore den sonra en etkili bir şekilde drowlar hakkında yazan yazar Elaine Cunningham’dır.
Yazan: Geylani Özçubukçu
Bu yazı daha önce Kayıp Dünya’da yayınlanmıştır.