Amerika ve Sovyetler Birliği Arasındaki Uzay Yarışı’nı Ruslar Kazansaydı?
Neil Armstrong’un 1969’da Ay’a ayak basmasıyla uzay yarışını Amerikalılar kazanmıştı.
Peki Ay’a ilk Amerikalılar değil de Sovyetler Birliği gitseydi ne olurdu?
BBC bilim muhabiri Pallab Ghosh’ın haberimde durum şöyle açıklanıyor.
ABD ile Rusya’nın uzay yarışı
Bu gelişme, Sovyetler’in sekiz yıl önce gerçekleştirdiği ilk uzay yolculuğunu gölgede bıraktı. Peki Ay’a ilk Amerikalılar değil de Sovyetler Birliği gitseydi ne olurdu?
Apollo Ay programı 1972’ye kadar devam etti ve bu tarihe kadar 12 astronot Ay’a ayak bastı ama Amerikan televizyon kanalları Ay yolculuklarından çabuk sıkıldı. Siyasetçiler de ilgisini kaybedince, Apollo programı sona erdi. Ondan sonra da Ay’a giden olmadı. Uzay yolculukları, dünyanın alt yörüngesiyle sınırlı kaldı.
Ama Ay’a ilk Sovyet bayrağı dikilseydi tarih farklı şekillenir miydi?
“Uzay Ruslar’ın İşiydi”
Rus kozmonot Yuri Gagarin‘in “Starman” adlı biyografisinin müşterek yazarlarından Piers Bizony, “Uzay fethi Rusların işiydi. Amerikalılar bir tür yarış içinde olduklarını düşündüler. Yarışların doğası gereği kazandığınızı düşündüğünüz anda koşmamaya başlıyorsunuz” diyor.
Aya ilk Ruslar çıksaydı, Amerikalılar kadar meydanı hızlı terk etmezlerdi. SSCB’nin bir demokrasi olmaması, uzay projelerine para harcamalarını ve ülkenin yeteneklerini, Amerika’nın yapamayacağı yollarla devşirmelerini sağlamış olabilir.
Uzay tarihçisi Dr. Christopher Riley‘ye göre, Ruslar uzay yolculuklarına devam etmekle kalmayıp belki Ay üsleri bile inşa edeceklerdi. Riley’e göre, bu durumda Amerikalılar da yarışa dahil olup komünist rakibini geçmeye çalışacaktı, “Bambaşka bir tarih yazılacaktı.”
“Şimdi Ay, 1980’de Mars”
1969 yazında Apollo 11’in mürettebatının Ay yolculuğu sırasında ABD Başkan Yardımcısı Spiro Agnew, 1980’de Mars’a çıkacaklarını ilan etti. 1960’lardaki gelişmelerin hızı dikkate alınınca, bu o zamanlar gerçekleştirilebilir bir hedef olarak görülüyordu.
Dr. Riley, “Şüphesiz kafalarında ve planlarında bu vardı. Rusların Ay’a çıkma olasılığı durumunda devreye sokacakları planları vardı.” diyor.
Bu alternatif gerçekliğe ne kadar yakındık?
Bu soruya “Bir hayli” diye yanıt veren Piers Bizony’ye göre, “Apollo kendi kendisiyle yarışıyordu diye düşünenler yanılıyor” diyor. Amerika Birleşik Devletleri 1968’de Apollo 8 yolculuğuyla ayın yörüngesine üç astronot gönderdiğinde liderliği elde etmiş görünüyordu ama Amerikalılar, Ruslar’ın kendilerini yeniden geçebilecekleri korkusuyla projoye hız verdiler.
SSCB o zaman, bugün hâlâ kullanımda olan Proton adlı bir roket kullanıyordu. Sovyetler, kozmonotları yörüngeye girmeden, Ay’ın çevresinde dolaştırıp geri getirme amacıyla denemeler yapıyordu.
Apollo 8’in izlediği güzergahta birkaç ay önce insansız bir uçuş gerçekleştirmişlerdi.
Sovyetler N-1 adını verdikleri kendi Ay roketlerini ve kozmonotları Ay’a indirecek uzay araçlarını da yapmışlardı.
Peki o zaman nasıl oldu da yarışı Amerikalılar kazandı?
Beyingücü seferberliği
Rekabetin tohumlarını 1957’de, Ruslar’ın ilk uyduyu fırlatmasından sonra Başkan Eisenhower atmıştı. Sputnik 1 Amerika’yı çok korkutmuştu. Amerika, Rusya’nın teknolojik açıdan gerisinde kaldığınının farkına vardı. Başkan Dwight Eisenhower, Amerikan üniversitelerinde akademik standartları yükseltmek için eğitime bütçede ayrılan payı arttırma kararı aldı.
Dr. Riley’ye göre, Amerika beyin gücünü arttırarak, teknoloji yarışında Ruslar’ın karşısına çıkacak ve onları geçecekti. Eisenhower ayrıca tonlarca ağırlıktaki casus uyduları uzaya fırlatmak için Saturn 5 fırlatma roketleri için emir verdi ama Beyaz Saray’ın yeni patronu Kennedy, Gagarin’in uzay yolculuğuna yanıt vermek zorunda kaldığında Saturn 5 hâlâ yapım aşamasındaydı. Amerikalılar’ın aya çıkmasını Saturn 5 mümkün kıldı.
Sovyetler’in ilk uzay başarılarının arkasında Sputnik’i ve Yuri Gagarin’i yörüngeye çıkaran R7 roketinin mimarı Korolev vardı. Korolev 1966’da ölünce Sovyetler uzay çabalarında odak noktalarını kaybetti.
Peki Gagarin Ay’a ilk ayan basan insan olabilir miydi?
Gagarin 1968’de bir uçak kazasında öldü. Ama zateni bu kadar değerli bir “ulusal hazine” böyle riskli bir yolculuğa çıkarılamazdı.
Bununla birlikte eğer Korolev ve Gagarin biraz daha yaşasalar ve Rus casuslar, Amerika’nın üstün bilgisayar teknolojisini çalabilselerdi belki tarih başka şekilde yazılacak, Ay’da Mars ve belki ötesine insanlı yolculukların gerçekleştirileceği bir üs olacaktı.
Rusya, şimdi de 2029 için büyük uzay yolculukları planlıyor. Gelecek neler gösterecek, hep birlikte göreceğiz.
Kaynak: BBC