Kadim Tanrılara Adanmış Bir Şehir – Worshippers of Cthulhu İncelemesi
Worshippers of Cthulhu oyununda bir yandan tanrıları mutlu etmeye çalışırken bir yandan da onların lüftu ile şehrimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Tanrılar için daha karanlık ve onlara hizmet eden bir toplum yaratmaya çalışıyoruz. Klasik şehir kurma simülasyonu oyunlarından farklı olan bu oyuna gelin derinlemesine bakalım.
Worshippers of Cthulhu Nedir?
Oyun, H.P. Lovecraft’ın yarattığı Cthulhu mitosundan esinlenerek yaratılmış bir strateji ve şehir kurma simülasyonu. Lovecraft’ın 1920 sonları ve 1930 başlarında yayınladığı Cthulhu’nun Çağrısı ve Deliliğin Dağları gibi eserlerle yarattığı Cthulhu mitosu, son yıllarda popüler kültürün de bir parçası haline geldi. Bu mitosa göre Cthulhu’nun bir gün denizin dibindeki R’lyeh’deki evindeki uykusundan uyanıp yeniden dünyaya geleceğine inanan Cthulhu mezhebi anlatılır.
Worshippers of Cthulhu oyununda da Cthulhu’nun tanrısal güçlerinden beslenerek büyük bir toplum kurmaya çalışıyoruz.
Oynanış
Worshippers of Cthulhu oyununa, denizin ortasında orta boy adalardan oluşan bir haritada başlıyoruz. Adalar; Cthulhu heykelleri, büyülü yapılar, sunaklar ve tapınaklarla dolu ancak bu kadim bilgeliği ve büyüleri yeniden uyandırmamız gerekiyor. Bunların hepsi Yüce Eskiler adı verilen kadim tanrıları dünyaya getirmenin yolları olarak görülüyor. Bunu yaparken de şehir kurma simülasyonu devreye giriyor.
Bulunduğumuz ilk adadaki ilk insanlarla odun kesip, kereste üretip evler inşa ederek oyuna başlıyoruz. Sonrasında midye toplayıcılar, mısır tarlaları, koyun tarlaları derken bir yandan toplumun temel ihtiyaçlarını karşılarken bir yandan da tanrılara kurbanlar vererek onların lütfunu kazanıyoruz.
Bu lütuf neden önemli? Bu lütufları, klasik şehir kurma simülasyonlarındaki teknoloji ağacı gibi düşünebilirsiniz. Tanrılar bize lütuf bahşettikçe biz de yeni binalar yapabiliyor ve toplumumuzu ilerletebiliyoruz. Lütuf kazanma işi, “ben sadece şehrimi yapayım,” diyenler için kafa karıştırıcı veya zorlayıcı olabiliyor ancak Worshippers of Cthulhu oyununu diğer oyunlardan ayıran özellik de bu. Oyunda para yok, bunun yerine lütuf var. Bunu kazanmak için de toplumun ihtiyaçlarını karşılayarak onları Cthulhu’nun bir müridi haline getirebiliyorsunuz veya tanrılara kurbanlar verebiliyorsunuz. Bu sayede tanrılar da size müritleri oranında veya kurbanlar karşılığında lütuf veriyorlar. Bu sayede yeni binaların kilitlerini açıp toplumumuzu geliştiriyoruz.
Bina üretiminde ise klasik oyunlardan aşina olduğumuz binaların dışında yapılar da var. Mesela tapınaklar, sunaklar, büyülü yapılar gibi binalar oyundaki gelişim için kritik öneme sahip. Bu binaların bazıları insan kurban etmek, bazıları insanların uzmanlığını değiştirmek, bazıları da müritlerin inancını arttırmak için kullanılıyor. Uzmanlığını değiştirmek kısmına şöyle değinebilirim; mesela mısır tarlasında çalışacak uzman birine ihtiyacınız var ancak halkınız arasında bu uzmanlığa sahip kimse yok. Siz gidip başka uzmanlığı olan birini Ceremony Hall binasına götürüp sırtına bıçakla dövmeler kazıyorsunuz. Bu sayede o kişinin uzmanlığını değiştirebiliyorsunuz. Bir nevi, siz tanrılara kan sunuyorsunuz, tanrılar da o kişiye uzmanlık bahşediyor gibi düşünebilirsiniz.
Bunun dışında oyun yavaş gelişiyor. Bir anda hızlı bir şekilde toplum geliştirmek gibi bir hayaliniz varsa bunu bir kenara bırakın. Oyunda gitgide farklı adalara yayılıyoruz ancak her adaya geçiş için belirli seviyelere ve tanrısal lütuflara ihtiyacımız var. Bu nedenle hem toplumsal düzeni sağlayıp hem de tanrıları mutlu etmeye çalışırken odaklandığınız tek şey kaynak üretmek ve gelişmek olmuyor. Biraz mikro biraz makro yönetim gerekiyor. Yeni adalara geçtikçe de yeni tapınaklar, yeni kaynaklar buluyoruz. Tabii adaların sayısı arttıkça adaların mikro yönetimi de işin içine giriyor. Biraz adalar arası hızlı gezinti yapıyorsunuz.
Oyunda ilerledikçe Cthulhu’nun Sabrı (Cthulhu’s Patiance) mekaniği de devreye giriyor. Görevler yaparak veya adaklar adayarak Cthulhu’yu mutlu etmeniz gerekiyor aksi takdirde zaman içerisinde sabrı azalıyor. Eğer sabrı tükenirse de oyunu kaybediyorsunuz. Bu tür zamana dayalı görevler veya süreçler sizi geriyorsa bunu kapatmanız da mümkün, bunu düşünmeleri hoş olmuş.
Grafikler
Worshippers of Cthulhu grafikleri çok üst seviyede olmasa da oldukça tatmin edici seviyede diyebilirim. Realistik bir tasarım olsun diye düşünülmemiş ancak oyunun yapısına oldukça uygun. Tabii tema gereği sürekli karanlık bir atmosferde oyunu oynuyorsunuz, bu da bir süre sonra bazı oyuncular için sıkıcı veya tekdüze gelebilir. Bina tasarımları da tabii yine koyu tonlarda olduğundan birbirine renk anlamında benziyor ancak tasarımsal olarak birbirinden farklı oldukları için ayırt edebiliyorsunuz.
Bununla birlikte tapınaklar, sunaklar ve tanrılar için hazırlanmış binaların tasarımları gerçekten çok güzel. Büyülü, ışıklı ve gotik mimariye sahip yapılar gerçekten şehrinize farklılık ve güzellik katıyor. Ayrıca bu binaları kullandığınızda oluşan görsel efektler de atmosfere oldukça uymuş. Mesela yukarıda bahsettiğim uzmanlık değiştirme kısmındaki Ceremony Hall binasında kurbanın sırtına törensel bir bıçakla istediğiniz mührü çizerek kazıyabiliyorsunuz. Bunu çok güzel yapmışlar. Ayrıca Cthulhu’ya bir kurban adadığınızda o kurbanın kabul edilme anı da izlemeye değer.
Ses ve Müzik
Oyunda genel olarak ses ve müzik zayıf kalmış diyebilirim. Güzel bir arkaplan müziği hoş olabilirdi ancak bunun yerine ürpertici, atmosferik bir ses kullanılmış. Halbuki Metallica’nın “The Call of Ktulu” şarkısı ve Nox Arcana’nın “Necronomicon” isimli 21 parçadan oluşan Cthulhu temalı albümü varken bunlardan esinlenerek arkaplan müzikleri yapılabilirdi.
Ses efektleri ise ara sahnelerde güzel işlenmiş. Mitos yaratıklarının seslendirmesi ve konuşmaları ürpertici olmuş ama oyun esnasındaki ses efektleri çok etkileyici değiller.
Bu bahsettiklerim kötü oldukları anlamına gelmiyor. Sonuçta bu sizi yerinizden sıçratmaya çalışan bir korku oyunu değil. Ses ve müzik de ürperticilik anlamında atmosferle uyumlu ama daha iyi işler çıkabilir miydi, bence çıkabilirdi.
Worshippers of Cthulhu – Sonuç
Eğer Cthulhu Mitosunu seviyorsanız ve şehir kurma simülasyonlarını oynamaktan keyif alıyorsanız bu oyunu mutlaka kütüphanenize ekleyin. Yalnız şunu net şekilde belirtmek isterim ki, hem Cthulhu mitosu hem de şehir kurma oyunlarını seviyorsanız bu oyun sizi uzun süre tatmin edecektir. Bunlardan “sadece bir tanesi” ilginizi çekiyorsa oyundan çok keyif almayabilirsiniz. Ben ikisini de çok sevdiğim için vakit geçirirken keyif aldım. Yine de oyundaki gelişimin yavaşlığı ve mikro yönetimlere dönem dönem odaklanma gerekliliği yorucu oluyor. Bu nedenle tanrıları mutlu etme kısmı veya Cthulu mitosu sizin ilgi alanınız değilse, sadece şehir kurmak için oynamaktan keyif almayabilirsiniz.
Oyunu Steam üzerinden satın alıp oynayabilirsiniz. İyi eğlenceler!
Worshippers of Cthulhu İncelemesi
Oynanış - 8
Grafik - 7
Ses - Müzik - 5
Tema - 7.5
6.9
Öğrenmesi zevkli, oynaması yavaş, farklı bir şehir kurma deneyimi
Hem Cthulhu mitosunu hem de şehir kurma simülasyonlarını seviyorsanız Worshippers of Cthulhu sizi iki anlamda da tatmin edecek bir yapım!