Tutamıyorum Zamanı – Anomaly Agent İncelemesi
Anomaly Agent çıkar çıkmaz oynadık! Taze indie ekiplerimizden Phew Phew Games‘in ilk oyunu Anomaly Agent‘ı sizler için inceledik, artısını eksisini enine boyuna konuştuk.
Hızla büyümekte olan yerli indie külliyatımızın son parçası Anomaly Agent nihayet dün piyasaya çıktı. Enis Kirazoğlu‘nun başını çektiği Phew Phew Games tarafından geliştirilen oyun demosuyla büyük beğeni toplamıştı, aynı başarıyı çıkışta da sürdürebilmiş mi buyurun birlikte bakalım.
Ajanlık Önemli Bir Müessesedir
Anomaly Agent’ın Cyberpunk esintili dünyasında Tday adlı bir organizasyona mensup Ajan 70 ile oynuyoruz. Tday’in ve Ajan 70’in amacı, ortaya çıkan SCP benzeri “Anomalileri” ortadan kaldırarak düzeni korumak. Ne var ki oyunun tutorial görevi gören ilk bölümünün ardından tam terfi alacağımız anda büyük bir kriz ortaya çıkıyor ve uzay-zaman döngülerini aşan bir macera başlıyor.
Yolculuğumuz süresince epey eğlenceli ve şahsına münhasır NPC’lerle karşılaşıyoruz. Bosslar’ın zaten her biri evlere şenlik simalar. Odak aksiyon olan bir oyun bu, haliyle uzun uzun diyaloglar izlemiyoruz. Ancak bu kısa diyalog sekansları hikaye anlatımında çok etkili bir şekilde kullanılmış; yeri geliyor kahkahalara boğuluyorsunuz, yeri geliyor “Şimdi ne olacak” diye iyice oyuna dalıyorsunuz. Açıkçası ben oyunun ilk yarısını bitirdiğimde bünyemde aşırı bir ilgi veya merak uyanmamıştı. Ancak ikinci yarıdan itibaren hikaye sayesinde iyiden iyiye Anomaly Agent’a tutunmuş buldum kendimi. Belki demoyu oynamadığım içindir, belki de beklentisiz başladığım içindir orasını bilemiyorum ama ilgi uyandırmayı başarıyor.
Sanat Yönetimi ve Müzikler
Öncelikle oyunun sanat kanadına değinmek istiyorum çünkü hem gözlere hem kulaklara bayram ettirmişler. Anomaly Agent’ın estetik anlayışı sırtını büyük ölçüde cyberpunk temasına ve minimal piksel karakter tasarımlarına yaslamış. Karakterler ve arka planlar aksiyonun içinde boğulmuyor, gayet kendine has ve göz doyuran bir stil var ortada. Oynarken bol bol ekran görüntüsü aldım, hatta bazı yerlerde ilerlemeyi bırakıp şehir manzarasını, uçan arabaları, gezinen insanları izledim, duvarlara asılı posterlerde easter-egg’ler yakaladım ufak ufak. Bu kulvarda gerçekten çok başarılı bir iş çıkartılmış.
Müziklerse tek kelimeyle ŞA-HA-NE! Oyunda size temaya cuk oturmuş, aksiyon dozunu iyiden iyiye yükselten muhteşem 80’ler disko hitlerinden hallice bir soundrack albümü eşlik ediyor. Her biri gayet akılda kalıcı, oyunu kapattıktan sonra akla takılan cinsten. Hatta şu anda incelemeyi yazarken bir yandan da Spotify’dan soundtrack albümünü döndürüyorum, eminim oyunu bitiren herkes uzunca bir süre dinleyecektir. Bu iki alanda emeği geçen herkesin ellerine sağlık!
Vur Patlasın
Müzikleri övdük, sanat yönetimini övdük, hikayemizi övdük şimdi zurnanın zırt dediği yere gelelim. Bir 2D Aksiyon-Macera oyunu olan Anomaly Agent’ın odak noktası tabii ki oynanış. Yakın menzilli ve uzak menzilli saldırılar gerçekleştirebilen Agent 70 düşmanlardan düşen silahları kullanabiliyor, bölümün içindeki mekanikleri fırsata çevirebiliyor ve bazen tam da bu sebeple zor durumda kalabiliyor. İlerledikçe yeni silahlar ve güçler kazanıyorsunuz. Asıl ilerlemenizi ise para ve “Duygu” harcayarak kaydediyorsunuz.
Düşmanları alt ederek ve karşınıza çıkan sandıkları açarak kazandığınız paralarla daha fazla mühimmat taşıma, daha fazla hasar verme gibi geliştirmeler satın alabiliyorsunuz. Bu geliştirmeler 4 seviyeden oluşuyor ve size yeni güçler vermiyor, halihazırda var olan becerilerinizi kuvvetlendiriyor. Geliştirmeler arasında daha fazla yeni kombo görmeyi çok isterdim şahsen çünkü sahip olduğunuz silah ve güçler çok tatmin edici. Bunları kullanmanın daha farklı yollarını görmek güzel bir artı puan olurdu.
“Duygular” ise biraz daha farklı: Oyunda karşımıza çıkan NPC’lerle konuşurken iki seçenekten birini seçmemiz isteniyor. Bu seçeneklerden bazıları NPC’lerden “Olumlu” ve “Olumsuz” dönütler almamıza yol açıyor. Küçük bir rol yapma öğesi gibi düşünebilirsiniz bunu: Nasıl bir Ajan 70 oynamak istediğinize bağlı olarak karşınızdaki kişiyi terslerseniz olumsuz, daha sıcak yaklaşırsanız olumlu puan kazanıyorsunuz. Olumlu puan harcadığınızda can barınız artıyor. Olumsuz puanlar ise harcadığınızda size bonus para olarak dönüyor. Gayet tatlı bir mekanik ancak diyalog seçimi kısmı ilk etapta biraz yanıltıcı gelebilir. Yaptığınız seçimler puan kazandırması dışında işleve sahip değil. Bazen küçük ek sekanslar çıkabiliyor bunların içinden ama ana hikayeyi veya diyalogları değiştirmiyor. Hikayeyi etkileyen tek seçim oyunun sonunda karşınıza çıkacak olan seçim.
Çal Oynasın
Oynanıştan devam edelim. Aksiyon gerçekten fazlasıyla akıcı. Öğrenmesi kolay, ustalaşması zor diyebileceğim bir sistem var ortada. Kombolar savaştan alnınızın akıyla çıkmanın anahtarı ancak düşmanlar oldukça hareketli ve hatayı affetmiyorlar. Ancak şöyle bir güzellik var: Saldırılarınızın arasında sıvışmak kombonuzu bozmuyor. Vur, kaç, vur, kaç şeklinde darbe almadan ilerlemeyi başarırsanız kombolarınızı başarıyla tamamlayabiliyorsunuz ve savaşın akışı duraksamamış oluyor. Ancak dediğim gibi bu noktada ustalaşmak zor ve çok önemli.
Oyun sırasında herhangi bir hata veya çökmeyle karşılaşmadım ancak savaş sırasında bazen kaçınmalarımı ve vuruşlarımı algılamadı oyun. Özellikle kalabalık düşman gruplarıyla savaşırken birkaç defa başıma geldi ve kombolarımın bozulmasına yol açtı, ufak bir yamayla düzeltilir diye düşünüyorum. Unutmadan şunu da ekleyeyim: Anomaly Agent kesinlikle controller ile oynanması gereken bir oyun. Oyun açılırken de “kontrol cihazıyla oynayın” diyor zaten ama ben ilk etapta klavyeyle denemek istedim, istemez olaydım parmaklarım resmen eridi gitti vallahi. Savaşların hızı arttıkça klavye hantal kalmanıza ve gereksiz yorulmanıza yol açıyor, o yüzden mutlaka kolla oynayıp keyfinize bakın dostlar.
Anomaly Agent Bölüm Tasarımları
Bölüm tasarımlarında çok güzel fikirler var. Çoğu noktada hem çevresel hasara dikkat etmek hem de üstünüze akın akın yağan düşmanları alt etmek zorunda kalıyorsunuz. Ben normal zorlukta oynarken bile bünyemdeki adrenalini bolca hissettim. Ne var ki bazen bölüm tasarımları tekrara düşmüş gibi geldi. İlerledikçe çok güzel çevresel mekaniklerle karşılaşıyoruz ancak sonraki bölümlerde tam anlamıyla değerlendirilememiş gibi geliyor. “Burası biraz boş kalmış, keşke araya şunlardan da serpiştirselerdi” dediğim yerler çok oldu. Oyun bu noktalarda aksiyon dozunu yükseltip tekrara düşmenin önüne geçerek tekrar kendine çekiyor ama bu düşünce sürekli kafamın bir yerinde durdu oynarken. Tabii bunun bir indie olduğunu ve ekibin zaman-maliyet kısıtlamalarıyla boğuştuğu için istediği her şeyi yapamadığını biliyoruz. O yüzden bunu çok eksiden saymak istemiyorum ama yine de geri bildirim geri bildirimdir diyerek iliştireyim buraya.
Bosslar! (ve diğerleri)
Yazının başında da dediğim gibi Anomaly Agent’ta bosslarımız gerçekten evlere şenlik. Her biri kendine has “Anomalilere” sahip olan bu düşmanlarımız farklı farklı becerilere sahip. Kimisi para saçıyor, kimisi yerçekimini büküyor. Ajan 70 de bu mücadelelerden galip çıktıkça yeni yeni güçler kazanıyor tabii.
Boss dövüşlerini bu kadar sevmemin sebebi gerçekten çok yaratıcı ve eğlenceli tasarlanmış olması. Boss çeşitliği ve saldırı prensipleri ince düşünülerek hazırlanmış. Savaşın her fazında strateji değiştirmenizi gerektiren yeni alanlara ışınlanıyorsunuz. Bu dövüşler asla tekrara binmiyor, aksine tadı damakta kalıyor. Oynarken en sabırsızlıkla beklediğim ve en çok eğlendiğim bölümlerin bunlar olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Bosslar dışındaki düşmanlar da gayet zorlayıcı. Yakın dövüş ve uzun dövüş odaklı düşmanlarımız üstünüze kalabalık gruplar halinde geliyor ve yeterince hızlı olmazsanız birleşerek daha güçlü düşmanlara dönüşüp miniboss kıvamında tatsız varlıklara dönüşüyorlar. Uzakçı düşmanlar öldükten sonra çeşitli ateşli silahlar, yakıncı düşmanlar ise anlık olarak sersemletmeye ve patlama hasarı vermeye yarayan eşyalar düşürüyor. Bu da ara savaşların oldukça hareketli geçmesini sağlıyor. İlerledikçe yeni düşman çeşitleri saflara katılıyor. Bu noktada bir tık daha çeşitlilik görmek isteyebilirdim çünkü farklı düşmanlar gelse de temelde yaptıkları şey aynı aslında: Uzun menzilde silahla sıkmak, yakın menzilde vurmak. Hepsini aynı kaçınma mekaniğini çözerek rahatça alt edebiliyorsunuz. Ha ama “Hard” modda oynasam farklı düşünebilirdim belki, o ayrı.
Sonuçta…
Anomaly Agent öyle platformer türünü değiştirecek inanılmaz eşsiz bir oyun değil. Tekrara düşme hissiyatı oyunun belli seviyelerinde ve düşmanlarında kendini hissettiriyor. Ancak oynanışı, müzikleri, sanat tarzı ve hikayesi gerçekten çok keyifli. Benim nezdimde vadettiklerini gayet iyi yapan ve ekibin gelecek işleri için bünyemde büyük heyecan uyandırmaya yeten bir oyun oldu. Türün sevenlerini mutlu edecek, aşina olmayanları da zorlayacak ama keyifli birkaç saat geçirmelerini sağlayacaktır. Ekibin ellerine sağlık!
FRPNET Puanı
Hikaye - 9
Oynanış - 8.5
Müzikler ve Sanat Yönetimi - 10
Bölüm Tasarımları - 8
8.9
Vadettiklerini başarıyla sunan, eğlenceli bir indie.
Ekibin gelecek işleri için heyecan uyandırmaya yeten, türün sevenlerini mutlu edecek, aşina olmayanların da keyifli birkaç saat geçirmelerini sağlayacak başarılı bir 2D platformer.