The Rings of Power ile Orta Dünya’ya Döndük! İlk 2 Bölüm Anlatımı [SPOILER İÇERMEZ]
Yüzüklerin Efendisi dizisi The Rings of Power‘ı erkenden izledik. Spoiler vermeden ilk iki bölümde nerelere gittik, kimlerle tanıştık, neler gördük anlatalım dedik.
Uzun zamandır heyecanla beklediğimiz dizi için beklenen an geldi. Yarın, The Lord of the Rings: The Rings of Power dizisi Amazon Prime Video ekranlarında yayınlanacak. Daha önce ilk iki bölümün aynı gün yayınlanacağı duyurulmuştu. FRPNET olarak diziyi erkenden izleme şansı bulduk.
İlk iki bölümü ve gördüklerimizi kısaca aktaralım yavaş yavaş…
The Lord of the Rings: The Rings of Power 1. Bölüm
Galadriel‘in çocukluğu ile açılan dizi ilk andan renkli, büyülü bir dünyaya bizi sokuyor. Hatta sadece insanların değil elf çocuklarının da bazen acımasız olabileceğini gözler önüne seriyor. Rengarenk, aydınlık bir atmosferde Orta Dünya’ya adımımızı atıyoruz.
Işıklarının hiç sönmeyeceğini düşünen elfler; sonrasında Morgoth’un Valinor’un İki Ağacı‘nı yok etmesiyle direniş için savaşa gidiyorlar. Valinor’u terkeden elfler, Orta Dünya’ya ayak basıyorlar. Morgoth’un yok edilmesi sonrası Orta Dünya’nın her köşesinde orklar cirit atıyor. Kurnaz büyücü Sauron’un önderliğinde her geçen gün çoğalan orklar iyice tehlikeli bir hale dönüşüyorlar. Galadriel’in erkek kardeşi Finrod‘un da savaşta ölmesi üzerine Galadriel, hem intikam hem de toprakları karanlığa karşı korumak için kendisini adıyor. Dizi başlarken bu olayın üzerinden birkaç yüzyıl geçmiş tabii…
Başlarda Galadriel‘in hem kumandanlık yaparken kendisini takip edenlere hem de olaylara karşı zorluklarına şahit oluyoruz. Nazik, kırılgan görülen Galadriel yerine güçlü, vurduğunu indiren Kumandan Galadriel ile tanışıyoruz. Yine dövüş sahnelerinde Legolas’tan aşina olduğumuz o kendine güvenen, estetik hareketleri görebiliyoruz.
Hobbitlere (Harfootlar) ilk konuk olduğumuz sahnede aklıma ilk gelen şey Star Wars’taki Ewoklar oldu. :) Kostümleri ve aksesuarlarıyla o kadar çok yeşile bürünmüşler ki Yüzüklerin Efendisi filmlerinden aşina olduğumuz hobbitlerden daha farklılar. Bununla birlikte Yüzüklerin Efendisi’nde 4 karakter dışında hobbitleri çok yakından tanıma şansı bulamamıştık. The Rings of Power dizisi bize hobbitlerin yaşamını daha yakından sunuyor.
Elflerin mekanlarına dönecek olursak, High Elflerin başkenti Lindon, tasarım olarak muhteşem olmuş. Lindon, aydınlık atmosferiyle içinizi ısıtıyor. Ayrıca Gil-galad‘ı kanlı canlı görmek benim için heyecan vericiydi. Bununla birlikte Shadow of Mordor oyununda yakından tanıma fırsatı bulduğumuz ve Güç Yüzükleri‘ni de döven Celebrimbor‘u da ilk kez kanlı canlı görmek tüylerimi diken diken etti doğrusu.
Başrol karakteri Galadriel’i canlandıran Morfydd Clark‘ın da başarılı bir oyunculuk sergilediğini söyleyebilirim. Duru güzelliği ile hem çok iyi bir oyuncu seçimi olmuş hem de rolün üstesinden başarıyla geliyor.
Elrond ilk başta karakter – oyuncu uyumsuzluğu hissettirse de sonradan çok ısındım. Galadriel kadar iyi olmasa da iyi bir oyuncu seçimi olmuş bence.
İlk bölümden büyük olayların yaşanacağının ipuçları veriliyor. Tıpkı Yüzüklerin Efendisi’nde olduğu gibi karanlığın uyandığı belirtiliyor. İnsanlar, elfler ve hobbitler; yükselen karanlığın kendilerince farkına varıyorlar. Belli ki Galadriel öncülüğünde Sauron‘a karşı verilen savaş, dizinin ana konusu olarak işlenecek.
The Lord of the Rings: The Rings of Power 2. Bölüm
Dizinin ilk bölümü büyük bir gizemle sona ererken ikinci bölüm de aynı gizemi devam ettirerek başlıyor. Bu anlamda ilk iki bölümün peşpeşe yayınlanması iyi olmuş. Yabancı, gizemli bir karakter olarak karşımıza çıkıyor ancak belli ki seride önemli bir rol oynayacak.
Bu karakterin kim olabileceğini bir süre pek çok yerde tartışılırken göreceğiz.
Bu bölümde Elf zanaatkarlarının diyarı olan Eregion ile karşılaşıyoruz. Göğe yükselen bembeyaz binaları, yamaçtan aşağıya deniz kenarına uzanan topraklar üzerine kurulmuş yapısıyla Atlantis tasvirlerini andırıyor. Tam anlamıyla büyüleyici bir tasarım. Burada Feanor’un çekici ve silmarillerin hikayesi bizi karşılıyor. Eregion’da sohbet silmarillerden açılınca konu da Güç Yüzükleri’ne doğru yavaşça evriliyor.
Tabii zanaat, bir cevher döverek şekillendirmek deyince cücelere ulaşmamak imkansız.
Yüzüklerin Efendisi’nde de adını sıkça duyduğumuz Durin ile tanışıyoruz. Üstelik daha önce harabe şeklinde gördüğümüz meşhur Khazad-Dûm madenlerinde. Görkemli Khazad-Dûm şehrine hayran kalmamak elde değil.
Burada Elrond ve Durin‘in karşılaşması da oldukça keyifli olmuş. Hem cücelerin sadece huysuz olmadıklarını aslında ne kadar duygusal olabileceklerine de tanık oluyoruz.
Orta Dünya’da daha önce hiç görmediğimiz yaratıklarla da ikinci bölümden itibaren karşılaşmaya başlıyoruz. Orklar, Yüzüklerin Efendisi eserinde Tek Yüzük’ü takip ederken bu sefer başka bir büyülü nesneye çekiliyorlar.
İkinci bölümün bitimiyle birlikte yayınlanan “Coming This Season” fragmanı da artık Númenor halkıyla daha içli dışlı olacağımızı ve orkları da görmeye başlayacağımızı söylüyor. İkinci bölümün ardından gitgide hikaye derinleşmeye başlayacak belli ki.
Spoiler vermemek için çok detaylara girmiyorum ancak izleyince çok keyif alacağınızı düşünüyorum.
Fragmanlarda ve yayınlanan fotoğraflarda gördüğümüz neredeyse her şeyi ilk iki bölümde izliyoruz. Bundan sonra daha fazla neler göreceğimiz daha da merak uyandırıyor.
Görseller ve Görsel Efektler
Dizinin görselleri ortaya çıkmaya başladığında en çok korktuğum şey bilgisayarlı görsel efektlerin ve özellikle mekanların nasıl olacağıydı. Yüzüklerin Efendisi filmi için kocaman setler kurulmuş ve dijital görsel efektler mümkün olduğunca az kullanılmıştı. Hobbit film serisinde ise neredeyse tamamen dijital efektlerden oluşmuş bir film izledik. Bu da beni rahatsız etmişti. (Hatta burada yazısı da var.)
The Lord of the Rings: The Rings of Power dizisini izlerken en çok dikkat ettiğim şeylerden birisi CGI kullanımı oldu. Evet, dizide pek çok yerde dijital görseller var ancak Amazon, dizi için yatırdığı servetin hakkını vermiş. Her kare özenle işlenmiş. Mekanlarda, aksiyon sahnelerinde, kısaca hiçbir yerde rahatsız etmedi beni. Hatta muhteşem bir iş çıktığını söyleyebilirim.
The Lord of the Rings: The Rings of Power Kostümleri
Amazon tarafından yapılan The Wheel of Time (Zaman Çarkı) dizi uyarlamasında en çok eleştirilen şeylerden birisi kostümlerdi. Ucuz cosplay havası veren kostümler nedeniyle pek çok hayranın tadı kaçmıştı. Yine bir Amazon yapımı olan The Rings of Power için de aynı şeyin olmasından korkuyordum ama korktuğum gibi olmadı.
Daha önce Amazon, diziden karakter posterleri yayınlamıştı. Burada kostümleri yakından görmüştük. Amazon belli ki bu sefer kostüm konusunda iyi iş çıkardığından çok emin, bu nedenle de kostümleri yakından gösterme cesaretinde bulundu. Gerçekten de dizide kostümler, hem kalite hem de tasarım olarak harika olmuş. Hem Tolkien’in tasarımlarına sadık kalınmış hem de başarılı bir şekilde uyarlanmış.
Son Olarak da Müzikler
Bear McCreary çok başarılı bir iş çıkarmış doğrusu. Daha önce yayınlanan müzikleri dinleyenler zaten müziklerin ne kadar iyi olduğunu biliyorlar. Bu müzikler, sahnelere de çok güzel uydurulmuş. Lindon’da mıyız, Khazad-Dûm’e mi geldik hemen değişen müziklerden anlamak mümkün.
Belli ki Bear McCreary, Yüzüklerin Efendisi filmlerini de bolca izlemiş. Müzikler aynı tonu koruyor, farklı olmasına rağmen çok tanıdık geliyor. Bu da tanıdığımız topraklara dönmüşüz hissini verip bizi dizinin içerisine daha da çekiyor.
Sonuçta…
Şimdiye kadar 3 Yüzüklerin Efendisi ve 3 Hobbit filminde Orta Dünya’yı gezme şansı bulduk. The Rings of Power dizisiyle eski Orta Dünya’yı daha detaylı ve derinlerine inerek gezme şansı da bulacağız.
İlk Orta Dünya temalı dizi ile karşı karşıyayız ve bu toprakları sevenler için bu uzun soluklu yapım, doyumsuz bir tat bırakacak. Biliyorum beklentiler çok yüksek ve bu nedenle en ufak kusur bile tadımızı kaçırabilir. Belli ki yapımcılar da bunun farkındalar ve her şeyin kusursuz olması için çok çaba sarfetmişler.
Yarın kendinize 2 saat ayırın. Bence ayırdığınız zamanın karşılığını alacaksınız. The Rings of Power’ın ilk iki bölümü Türkiye saati ile sabaha karşı 04:00’te Prime Video’da yayınlanacak.
Şimdiden iyi seyirler!
“Ufak hatalar” ? Kitapla ilgisi olmayan karakter isimleri bir yana dursun. Kitaptan bağımsız (kitaba sadık kalacaklarını söylemelerine rağmen) bambaşka ve çok zayıf/hatalı bir dizi girişi başlangıcı vardı. O kadar haklı eleştiriler aldılar (almaya devam ediyorlar) ki olumsuz yorumları silecek kadar düştüler. Bu dizi görselleri dışında vasat bir yapım. IMd b 6,6 puan bile fazla.