Bu Kadar Miyavladığımıza Değer mi? – Stray Soru Cevap İncelemesi

25 Temmuz 2022 - 20:11

0 5 dakika okuma süresi

Bir haftadır kimsenin dilinden düşmeyen Stray oyununu inceleyip merak edilen sorulara cevap verdik. Yılın en iyi oyunu mu? İndirimsiz fiyatını hak eder mi? Ne tarz oyunculara hitap eder?

Annapurna Interactive‘in son oyunu Stray, daha çıkmadan önce bile adını duyurmuştu. Zira Steam’in istek listelerine en çok eklenen oyunu olmayı başardı. Ve bir haftadır oyun camiası hep bu kediyi konuşuyor. Hatta Stray’i Elden Ring ile karşılaştırarak yılın oyunu ilan edenler bile var.

Peki bu iddialar ne kadar doğru?

Stray Nasıl Bir Oyun?

Keyifli.

Öncelikle Stray’in basit bir hikayeye ve çok basit mekaniklere sahip bir oyun olduğunu söyleyeyim. Bize karışık bir olay örgüsü vermiyor ve bizi bulmacalarıyla zorlamıyor. Çok az aksiyon sahnesi var ve bunların da beceri gerektiren bir yanı yok. Kısacası oyunu arkamıza yaslanarak rahat rahat oynayabiliyoruz. Ve yer yer oyundan çok bir film gibi hissettiriyor.

Hikayeye bakacak olursak oyunun iki yarısı kalite anlamında birbirinden farklı. İlk yarıda yan görevler ve keşiflerle dopdolu bir oyun görüyoruz. Ana hikayede aklımıza takılan tüm sorulara akla yatan tutarlı cevaplar alabiliyoruz. Fakat ikinci yarıda bu değişiyor. Hikayenin kalitesi “İyi de bu niye böyle oldu?” gibi itirazlarla düşmeye başlıyor. (Bunların detayına spoiler vermemek adına girmiyorum.) Keşfe açık alanlar ikinci yarıda daralırken oyunun sunduğu yan görevlerin sayısı da azalıyor.

Peki oyunu bu kadar keyifli ve popüler yapan ne? Kedi olmak! Oyun bize hayatımızın yaklaşık 8 saatini bir kedi olarak yaşama şansı veriyor. Miyavlıyor, koltukları tırmalıyor, birilerinin bacaklarına sürünüyoruz. Her yere zıplıyor, olmayacak yerlere saklanıp başkalarının eşyalarını deviriyoruz. Hatta kurumamış boyalara basıp sokaklarda pati izleri bırakıyoruz. Ve tüm bunları yaparken çok sevimli görünüyoruz. Dolayısıyla kedileri seven biri için Stray’in keyifli bir oyun olmama şansı yok. Güzel grafikler, ilgi çekici bir dünya ve sevimli karakterleriyle Stray gerçekten keyifli bir deneyim sunuyor.

Oyun Ne Anlatıyor?

Stray, neon lambalarıyla süslenmiş karanlık bir şehrin çöplüğe dönmüş, kokuşmuş sokaklarında güneşi ve kardeşlerini arayan bir kedinin hikayesini anlatıyor.

Kediye, şehri keşfederken karşılaştığı B-12 adında minik bir droid eşlik ediyor. İkili mutualist bir ilişki içinde. Kedi droidin yardımıyla robotlarla konuşabiliyor ve eşyalarla etkileşime geçebiliyor. Droid de kedinin yardımıyla etrafı keşfe çıkarak veri toplayabiliyor. Böylece hem aklındaki sorulara hem de kendi geçmişi hakkındaki bazı konulara yanıt bulmaya çalışıyor.

B-12, oyuncuyla benzer şeyleri merak ediyor: Bu şehir neden bu kadar karanlık? Güneşi görebileceğimiz bir yere nasıl çıkarız? Burada neler olmuş? İnsanlar nereye kaybolmuş? Etrafta zıp zıp zıplayan sevimli pembe yaratıklar nedir?

İkili şehrin hem geçmişini hem de güncel durumunu keşfederken şehrin sakinlerine de ellerinden geldiğince yardım etmeye çalışıyor. Zira burada kapana kısılmış gibi hisseden tek varlık bizim turuncu tüylü kedimiz değil.

Yılın En İyi Oyunu mu?

Hayır.

Ben bu satırları yazarken Stray’in Steam üzerindeki yorumları %97 oranında olumlu. Üstelik oyun için 41 bine yakın yorum var. Şu ana dek 2022’nin en iyi oyunu listelerindeki en güçlü aday Elden Ring idi. Şubat’ın sonunda çıkan Elden Ring, 391 bin oyuncudan %90 oranında olumlu yorum almış. Ancak bizim listemizde çok değerli başka oyunlar da var. Ve listemize bakınca Stray’in ilk üçe girmesini pek mümkün görmüyorum.

%96 olumlu yorum alan Citizen Sleeper veya Elden Ring ile adil bir şekilde karşılaştırıldığında Stray, yılın oyunu olmayı hak edemeyecek kadar sıradan bir oyun. Ne Elden Ring kadar etkileyici bir dünya tasarımı, ne de Citizen Sleeper kadar yenilikçi bir yaklaşım var bu oyunda. Yalnızca çok sevimli bir kedi ve çok sevilesi robotlar var.

Peki Annapurna Interactive’in en iyi oyunu mu?

Bence bu sorunun cevabı da hayır.

Bir Annapurna Interactive hayranı olarak satış rekoru kırdıkları bu oyuna en iyi oyunları demeye gönlüm el vermez. Mesela firmanın ilk oyunu What Remains of Edith Finch, hikaye anlatımıyla büyülemişti bizleri. Florence ise oyunun mekaniklerini oyuncuya hikayeyi sezdirmek için kullanması açısından harikaydı. The Artful Escape zayıf bir hikaye ve sıkıcı oynanış sunsa da görsel bir şölendi. Kentucky Route Zero ise gelmiş geçmiş en iyi bilgisayar oyunlarından biri olan Disco Elysium‘a ilham vermişti.

Böyle bakınca Stray diğer Annapurna Interactive oyunları arasında dahi ilk sıraya çıkamıyor. Yine de Annapurna’nın filmlerini ya da oyunlarını seviyorsanız bu oyundan da keyif alırsınız. Zira firmanın hikaye anlatımına önem veren, film gibi oyunlar üretmeyi tercih eden tutumu bu oyunda da kendini birçok yerde gösteriyor.

Seviyorum bu şirketi…

Oyun Kimlere Hitap Ediyor?

Kedilerden hoşlanan herkese.

FRPNET yazarları arasında bu oyunu çocuğuyla birlikte oynayan da var, kedisiyle birlikte izleyen de. Fantastikçiler de beğendi, bilimkurgucular da. Kısacası gördük ki kedileri seven herkes bu oyunu da keyifle oynadı.

Çocuklar ve hayvanlar ile ilgili şöyle uyarılar yapabiliriz: Bazı korkutucu bölümler (kanalizasyon bölümü gibi) dışında çocukların da ilgiyle takip edebileceği bir oyun olmuş. Dolayısıyla birlikte zaman geçirmek için ideal. Hayvanların oyuna tepkisi de zaten sosyal medyaya bomba gibi düştü. Kediler de, köpekler de Stray’i izlemekten keyif alıyorlar. Ancak arada bir heyecanlanıp ekranınıza toslayabilirler, o yüzden dikkat etmekte fayda var.

Peki oyuncu tipleri açısından kime hitap ediyor?

Hikaye odaklı, tek oyunculu oyunları sevenlere. Oyunların zorlayıcı olması ve beceri istemesi gibi bir beklentiniz varsa bu oyun size göre olmayabilir. Seçimlerinizle hikayeyi dallandırmayı tercih eden koyu bir RPG oyuncusuysanız da bu oyunda rahat edemeyebilirsiniz. Zira oyunun tek bir sonu var. Ancak oyunun size kedi rolü yapmanız için birçok imkan, fırsat ve mekanik sunduğunu söyleyebilirim. Yani oyunu dilerseniz yaramaz bir kedi, dilerseniz uslu bir kedi olarak oynayabilirsiniz. İster cana yakın olursunuz, ister mesafeli. Fakat yaptığınız rol, olayların akışını değiştirmiyor.

Özetle Stray hikaye ve rol ağırlıklı, film gibi bir oyun. Böyle oyunlara tepkili değilseniz ve kedilerden hoşlanıyorsanız bu oyun size hitap edecektir.

Verdiğim Paraya Değer mi?

Ekonomik sebeplerle cevaplaması gittikçe daha da zorlaşan bir soru bu.

Oyun, her yeri gezip her görevi tamamlamak istediğinizde yaklaşık 8 saat sürüyor. Her oynanışta yeni bir deneyim sunmadığı için eşe, dosta, kediye göstermek için oynamayacaksanız tekrar oynayacağınız bir oyun olacağını sanmıyorum. Bu da oyunun saat başına 20 TL’lik bir fiyata denk geldiğini gösteriyor. Ancak tabii oyuna mod’lar çıkmaya başladı. O yüzden mod’layarak tekrar tekrar oynamanız mümkün olabilir.

Normal şartlarda %50 indirimi bekleyin derdim. Ancak oyun fiyatları her geçen gün artıyor. Bu yüzden %50 indirimli fiyatının daha pahalı olmayacağının garantisi yok. O yüzden “kaçırmayın, güzel oyun” demekten yana hissediyorum.

Yine normal şartlarda bağımsız bir oyun için 160 TL’lik fiyatın çok olduğunu söylerdim. Ancak şu an bu miktar yaklaşık 20 muz satın almaya denk geliyor. Böyle bakarsak Stray, 20 muzu hak ediyor bence. Öte yandan bu miktar asgari ücretin 34’te 1’lik kısmına denk geliyor. Öyle bakınca da gönül rahatlığıyla hakkını vereceğini iddia edemiyorum.

Ayrıca Epic Games‘in her hafta ücretsiz oyun dağıttığı, Amazon’un 7.90 TL karşılığında çılgın teklifler yaptığı bir dönemde yaşıyoruz. Bu yüzden bir gün ansızın Stray’i bedava edinme şansımız da olabilir. Bu olasılık da insanın aklını çeliyor.

Dolayısıyla kafam çok karışık. Siz söyleyin, sevimli bir kedi olarak keyifli ama basit bir oyun oynamak için saatte 20 TL vermek ister misiniz? Bu sizin bütçenizi zorlamayacak bir miktarsa eğer, oyun sizi keyiflendirerek ücretinin karşılığını verecektir.

Oyunda Çok Bug Görüyor muyuz?

Çok değil.

Tabii bağımsız bir firmadan çıkan bir oyun olduğu için bug görmemek mucize olurdu. Benim denk geldiğim dört hata oldu.

Devrilen bir kovanın sesi takılıp kaldı. O bölgedeyken sürekli bir gürültü vardı. Kaydedip yeniden açınca yok oldu.
Bazı düşmanlar duvarların içinde sıkıştılar. Onları görebiliyordum ama onlarla etkileşime geçemiyordum. Seslerini duymak ve onları kısmen görmek dışında bana bir zararları olmadı.
Bir kez oyun çöküp kapandı. Ancak bunun gelen güncellemeyle alakalı olduğu ortaya çıktı.
Sokaklarda gezen robotlardan biri, onu gördüğüm son bölümde hayalete dönüştü. Korkutucu olması dışında bir zararı yoktu.

Diğer Sorular

Aklınıza takılan başka sorular varsa ve onları yorumlarda iletirseniz cevaplamaya çalışabiliriz. O yüzden, sorularınızı bekliyoruz!

İthaki geçtiğimiz günlerde yeni bir iddiada bulundu. “Stray’i oynayanlar Japon Klasikleri serisinden Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın romanına bayılır” dedi. Bildiğiniz gibi İthaki’nin bu tarz iddialarını test ettiğimiz bir inceleme serisi başlattık. O serinin en son yayınladığımız yazısına buradan ulaşabilirsiniz. Ancak bu kedisel iddiayı test etmek şu an planlarımız arasında yok. Dolayısıyla, siz test ederseniz görüşlerinizi yorumlarda duymayı çok isteriz.

Bu arada İthaki Stray ile alakalı paylaşımlarını bu iddiasıyla bitirmedi. Bir de kendi kitaplarının kapaklarını Stray evreniyle birleştirip harika kapak tasarımlar sundular. Keşke varyant kapak olarak satsalar bunları. Üstelik hepsi de okurlarımıza önerebileceğimiz kitaplar!

R.U.R. ve Ben, Robot‘tan bahsettiğimiz yazıya buradan ulaşabilirsiniz.

Martha Wells’in Katilbot Günlükleri zaten son yılların en iyi Cyberpunk romanları arasında geçiyor. Güvenlik yazılımını etkisiz bırakarak kişilik kazanan bir güvenlik robotunun başından geçenleri okuduğumuz 5 kitaplık bir seri. Muhteşem.

Değiştirilmiş Karbon da Cyberpunk temalı bir dedektif hikayesi. Polisiye romanlardan da hoşlanan bilimkurgu tutkunlarına tavsiyemizdir. Dizisine bakarak yargılamayın.