Sherlock Holmes Karındeşen Jack’e Karşı!
Biri İngiltere’nin en ünlü hayali dedektifi, diğeri ise en gizemli seri katili! Peki bu iki fenomenin yolları kesişirse ne olur?
Sir Arthur Conan Doyle’un keskin zekasının gelecek polisiye romanlarını etkileyecek olan karakteri Sherlock Holmes her ne kadar 19. yüzyıla ait olsa da kültleşmiş yapısıyla günümüze kadar taşınmış durumda. Hali hazırda BBC’de devam eden film tadında bir diziye de sahip olan Holmes pek çok kitaba, filme ve oyuna da konu olmuş bir kahraman aslında. Londra’nın arka sokaklarında sadece dikkatini çeken olaylara el atan özel dedektifin zekasını ise alt edebilecek neredeyse kimse yok, pek sevgili “yardımcısı” ve hatta Holmes pek dillendirmese de arkadaşı Dr. Watson ile maceradan maceraya koşan Holmes’un anıları ise nefes kesici.
Elinden hiçbir suçluyu kaçırmayan Sherlock Holmes’ü az çok tanıyoruz peki ama Londra’nın arka sokaklarında dehşet saçan ve kimliği asla bulunamayan Karındeşen Jack’i ne kadar tanıyoruz?
Karındeşen Jack 1888 yılının Londra’sında henüz bu havalı ismini almadan önce, ilk kurbanını öldürdüğü sokak olan Whitechapel sokağını kendisine isim edinmişti ve Whitechapel Katili olarak anılıyordu. Dönem Londra’sının ara sokaklarında, kuytu bir köşede bir fahişeyi öldüren katil bir anda tüm şehre ismini duyurmuştu. Başta sıradan bir fahişe cinayeti gibi gözüken durum ise zamanla vahşetini arttırarak sansasyonel bir olaya dönüştü.
İlk kurbanının boğazını kesmekle yetinen Karındeşen’in lakabının bu olmasının ise bir sebebi var elbet. Bir kez kanın sıcaklığını alan katilin Londra sokaklarındaki terörü hızla devam etti. Karanlık köşelerde ucuz fahişeleri öldüren katil her yeni cinayetle olayı korkunçlaştırarak kurbanlarını bir cerrahın titizliğiyle kesip biçmeye başlamıştı. Her cinayetle artan dehşet boğaz kesikleri, karın deşip organları çıkartma ve hatta hatıra bir organ almaya kadar ilerledi. Son kurbanını ise tam bir başyapıt olarak bırakan Jack’in kesin olarak kaç kişiyi öldürdüğü bilinmese de, ona ait olduğu emin olunan kurban sayısı beş.
İnsanın kanını donduracak soğuk kanlılığa sahip bu katil için ise pek çok şüpheli vardı tabii ki. Dönemin polisinin oldukça canını sıkan Jack belki de ulaşmaya çalıştığı popülerliği kolayca elde etti. Karakollar ve gazete basım evleri kendisinin Karındeşen Jack olduğunu iddia eden yüzlerce farklı el yazısına sahip mektup alır oldu. Belki de gerçekten içlerinden biri Jack’ti ama bunu bilmek imkansız tabii.
Polis Jack’in bu cinayetleri neden işlediğini de asla bulamadı fakat ortada pek çok teori hala konuşuluyor. Bazı uzmanlar Jack’in hayatının bir fahişeden kaptığı bir hastalık yüzünden mahvolduğunu iddia ederken, bazıları onun aklını yitirmiş biri olduğunu savunuyor, kimisi ise Karındeşen Jack’in geçmişinden gelen bir tacizin onu gelecekte böyle bir canavara dönüştürebileceğini düşünüyor. Motivasyonu her ne olursa olsun Londra’nın bu eli kanlı katilini o dönem yakalayabilecek kimse çıkmadı fakat kimsenin de bir Sherlock Holmes olmadığı açıktı.
Watson Yazıyor: Holmes’un Yeni Davası Tam Bir Baş Belası
Bir macera oyunu olan “Sherlock Holmes vs. Jack the Ripper” oyuncuya bol bol bulmaca, diyalog ve kan dondurucu bir hikaye sunuyor. Oyuncuya kamera açısını seçme şansı veren oyunu Third Person veya First Person olarak oynayabilirsiniz. Kamera açılarında zaman zaman sıkıntı çıkartabilen oyun harita olarak da sizi çok rahat bırakmıyor. Oyunda ilginiz olmayan yerlere gezmeye gidemiyorsunuz yani. Onun dışında haritanızda işaretli olan yerlere ışınlanabilirken, aynı alan içerisinde yürüyerek de bir yerden bir yere gitmeniz mümkün.
Londra sokaklarında ünlü Sherlock Holmes’u herkes tanıyor ama “nedense” kimse bize kolay kolay yardım etmeye yanaşmıyor tabii ki. Bu noktada bir ipucu için pek çok yan görev yapmanız bekleniyor. Bazıları çok sıkıcı, bazıları görülmeye değer onlarca görev yapıyorsunuz. Yazının başında da belirttiğim gibi aslında çok uzun olan şüpheli listesi oyun içerisinde oldukça kısıtlı olduğu için belirli bölgelerde, belirli topluluklarla oluyor diyaloglarınız. Bu durum oyunu bazen monotonluğa sürükleyebiliyor ne yazık ki.
Oyun boyunca topladığınız tüm ipuçlarını Karar Tablo’suna yazıp teoriler üretiyorsunuz ki oyunun en güzel ve zihni kurcalayabilecek kısımlarından biri belki de burası. Bunun dışında ipuçlarını toplarken yaptığınız görevlerde ise pek çok bulmaca var. Saçma sapan işlem bulmacalarından, tarih bilginizi sorgulayacak anlamsız bulmacalara kadar onlarca bulmaca çözerken elbet arada zorlanacağınız birkaç bulmaca da konmuş durumda. Kanıtlarla çözülen bulmacalar oyun boyunca favorim oldu diyebilirim. Onları çözerken notlarınızdan doğru kanıtları seçmeli ve baştan okumalısınız ki bir dedektif de titizlikle bu şekilde yapar zaten incelemesini.
Oyuna başlamadan önce büyük bir heyecanla beklediğim kısım ise cesetlerin incelenme kısmıydı sanırım. İnanılmaz merak ediyordum nasıl olacağını, nasıl görüneceğini çünkü Karındeşek Jack’in cinayetleri büyük bir titizlikle dosyalandığı için hangi kurbanını nasıl öldürdüğüyle ilgili oldukça detaylı bilgi hali hazırda mevcuttu. Oyunun en büyük hayal kırıklığı da bu oldu. Polisiye bir oyunda cinayet çözmeye çalışıyorsunuz fakat katilinizin işlediği cinayetlere ait tek bir ceset bile göremiyorsunuz. Tabii cesetleri inceliyorsunuz fakat iki boyutlu çizimlerini inceliyorsunuz. Bu durumun pek çok açıklaması olabilir tabii belki kişilerin bir zamanlar yaşayan insanlar olmasının getirdiği bir ahlaki yük, belki oyun için hedefledikleri kitlenin yaş aralığı (ki bu pek geçerli değil diye düşünüyorum çünkü oyun ciddi anlamda gösterilmese de sapıkça bir şiddet içeriyor. Bu sebeple oyunu bitirip durumu araştıracak kitlenin yaş aralığının da belli bir seviyede olmalı kesinlikle) olabilir fakat yine de oyuncunun oyuna başlamadan gelen o beklentisini çok ağır bir şekilde kırdıkları su götürmez bir gerçek.
Oyunla ilgili başka bir hayal kırıklığım da aslında yarım kalmış bu hikayeyi kendilerince değiştirmeleri. Çok fazla detaya girmeyeceğim fakat oyunu bitirdikten sonra ağzımda acı bir tat bıraktı diyebilirim.
Yazımı Sherlock Holmes’un sözleriyle kapatmam gerekirse; “Ben adalet dağıtmıyorum Watson, ben sadece gerçekleri ortaya seriyorum.”
Oyunun fragmanı: