On Yıl Boyunca Bir Daha Uçamadım – Pelerin İncelemesi
Joe Hill, sırtına eski battaniyesini pelerin gibi takınca uçabilen bir çocuğun hikayesini anlatıyor. Ancak nostaljik ve rengarenk başlayan hikaye kısa sürede ürkütücü, kanlı ama çok başarılı bir anlatım kazanıyor.
Açıkçası Pelerin çizgi romanına dair bildiğim tek şey sırtına battaniye bağlayıp uçabilen bir adam hakkında olduğuydu. Çünkü kitabın arka kapağını bile okumamıştım. Bence siz de okumayın, sürprizleri bozmayın.
Okuyacağım hikayenin Life is Strange serisinin ücretsiz yan oyunu olan The Awesome Adventures of Captain Spirit gibi olacağını sanmıştım.
O oyunda kendini süper kahraman olarak hayal eden bir çocuğu oynuyoruz. Ev işlerini yaparken hayali süper güçlerimizle kendimizi eğlendiriyoruz. Oyuncaklarımızla oynayıp, kardan adamımıza savaş açıyoruz. Dolayısıyla pelerin takıp uçabildiğini söyleyen çocuklarla ilgili bir hikaye ilginizi çektiyse bu vesileyle Captain Spirit’i de tavsiye edeyim. Gerçi onu Life is Strange 2’nin ilk iki bölümü arasında oynamak daha keyifli ama tek başına ayrı bir oyun olarak da oynayabilirsiniz.
Aslında Pelerin’i Captain Spirit gibi bir şey sanmakla çok büyük hata ettiğimi fark etmeliydim. Zira hikaye Joe Hill’in bir kısa öyküsünden uyarlanmıştı. Yani Stephen King’in, onun adımlarını takip eden oğlu tabii ki sevimli bir hikaye anlatmazdı.
Gerçekten kötü olan her şey masumiyetle başlar.
Ernest Hemingway.
Anlatmadı tabii ki. Hikaye daha üçüncü sayfasından kanlı sürprizler yapmaya başladı.
Bu kare de “Acaba Kick Ass gibi bir şey mi okuyacağız?” diye düşündürdü. Ama yine alakası yoktu.
Joe Hill ilk sayı boyunca her sayfada okuru şaşırtmayı başarıyor. Son karede de bir güzel şok edip bırakıyor. Yani ilk sayı muhteşem. O sürükleyicilik ve heyecan da cilt bitene kadar devam ediyor. Cilt bitince “Yok mu bunun devamı?” diyebilirsiniz. Var. Farklı hikayeler anlatan iki cilt daha var. Üçüncüsü zaten daha geçen ay çıktı.
Pelerin: King Ailesi Hikaye Anlatmayı Biliyor
Evet, Pelerin’in hikaye anlatımı çok güzel. Ancak görselleri de benim çok hoşuma gitti. Özellikle de gölgelendirme için klasik çizgi roman noktacıları kullanmaları detayına bayıldım.
Hikayenin ana karakteri rengarenk hayal gücüyle küçük bir çocuk değil. Depresyonla boğuşan kocaman bir adam. Sanırım uçmak tüm dertleri çözmüyor, ne dersiniz? Gerçi Nathan Petrelli sadece uçabilmenin tek başına çok bir işe yaramadığını yıllar önce söylemişti. Fakat Pelerin’de sadece uçabilmenin de yeterince güçlü olduğunu görüyoruz.
Pelerin hakkında daha fazla bilgi vermek istemiyorum. Çünkü hikayenin sürprizlerini bozmak istemem. Özetle ben, Stephen King’in ve Joe Hill’in öykülerini seven bir okur olarak bu hikayeyi de beğendim. Serinin diğer ciltlerini de çok merak ettim. Ancak hikayenin bu ciltte bittiğine de açıklık getirmekte fayda var. Yani bu ciltlerce devam eden seri şeklindeki çizgi romanlardan değil. Diğer ciltler bu pelerinle ilgili başka hikayeler anlatıyorlar.
Pelerin’i dilimize Presstij kazandırdı. 139 sayfadan oluşan cilt 5 sayıyı bir araya topluyor. Ayrıca karton kapaklı edisyonu bile kapağının dokusuyla ve renklerinin kalitesiyle okuru ilk görüşte etkiliyor.
Pelerinli diğer iki çizgi roman cildinin adları da Pelerin: 1969 ve Pelerin: Günahkar bu arada. Yayınevi üç hikaye için de en az iki kapak varyantı sunuyor. Yani seçip beğenip alabilirsiniz.
Bakalım diğer iki cilt de bu ilki kadar memnun edecek mi.
Siz Pelerin’i ya da Joe Hill’in diğer çizgi romanlarını okudunuz mu? Bu hikaye hakkında ne düşünüyorsunuz? Diğer ciltleri tavsiye eder misiniz? Yorumlarınızı bekliyoruz.