Oyun Dünyasının Tam Keşfedilmemiş Türleri ve Fikirleri

Oyun dünyası son zamanlarda aksiyon oyunları, yüksek grafikler ve zaman zaman da piksellerin renkli dünyasını yaşatan bağımsız oyunlarla dolu. Büyük firmalar belirli türlerde oyunlar çıkarmaya devam ederken bağımsız oyun yapımcıları birbirinden ilginç fikirler ve tasarımlarla oyun dünyasını renklendirmeye devam ediyorlar.

Bunun dışında yeni bir oyun çıktığında, “Yine mi FPS?” nidaları da eski oyuncuların sıkça attığı nidalar arasında yerini alırken bazı tam keşfedilememiş muhteşem fikirler de akıllara geliyor tabii ki. Yılların oyuncusu Robert Bernstein bazı tam keşfedilmemiş fikirleri ve türleri ortaya atmış. Biz de onun düşüncelerinden etkilenip yazdık. Bakalım siz neler düşüneceksiniz?

Tarih Öncesi

DOS zamanından kalma UGH! oyununu veya Prehistorik serisini hatırlayanlar mutlaka vardır. Bunun dışında geçtiğimiz yıllarda çıkan From Dust oyunu da tarih öncesi bir kabilede geçen sandbox türünde güzel bir oyundu ancak yine de Prehistorik tür, oyun dünyasının halen iyi işleyemediği bir tür maalesef. Ateşin henüz bulunduğu, tüylü mamutların ve kazma dişli kaplanların her an sizi avlamaya çalıştığı bir tarih öncesi rol yapma oyunu iyi olmaz mıydı? Taşlara sürterek henüz sivrileştirdiğiniz bir sopa ile avlanmaya çalışıp karnınızı doyurmaya çalışırken bir yandan da keşfedilmemiş bir dünyanın gizemlerini bulmak güzel olurdu. Açık-dünya (open-world) yapısında bir rol yapma oyununda avcı bir karakteri oynamak veya iki kabile arasındaki savaşta önemli bir karakteri canlandırmak etkileyici bir oyun çıkarabilir.

Kurgusal Spor

Kurgusal spor deyince robot dövüşleri veya bilimkurgu türündeki yakar top oyunu gibi sahneler gözünüzün önüne gelebilir. Ama bahsettiğimiz şey hiç varolmamış sporlar olabilir. Aklınıza League of Legends oyunu gelebilir ancak gerçek bir spor müsabakasından söz ediyoruz. Mesela Star Wars serisindeki Pod yarışlarını ele alalım. Yıllar önce çıkan Pod yarışı oyunu oldukça eğlenceliydi. Ya da Final Fantasy serisindeki Blitzball da güzel bir deneyimdi ancak çevrimiçi olarak oynanan, herkesin bir karakteri yönettiği çok oyunculu bir Quidditch müsabakası kulağa çok hoş geliyor. Ya da yeni tasarlanacak sportif oyunlar, ilerleyen zamanlarda e-sporun önemli bir parçasını oluşturabilir.

Steampunk

Steampunk konsepti aslında son zamanlarda keşfedilmeye başlandı. Arcanum, Dishonored, Bioshock, Damnation ve City of Steam gibi oyunlar, bizleri buhar dumanı altında gaz lambaları ile aydınlatılmış şehirlere götürdü ancak; halen açık-dünya yapısına sahip, istediğimiz gibi dolaşabildiğimiz çok iyi bir oyun çıkmadı. Buhar gücüyle çalışan robotların, mekanik hayvanların, puslu sokakların olduğu açık-dünya bir oyunda haritanın her yerinde dolaşıp topladığım abuk subuk parçalardan mekanik silahlar yapmayı çok isterim. Batman by Gaslight oyunu iptal edilmeseydi güzel bir atmosfer ile karşılaşabilirdik belki. Halen bu yarı keşfedilmiş türün keşfedilememiş çok potansiyeli olduğunu düşünüyorum.

Western

Amerika’nın batısının üstün silahşorlarının at koşturduğu, en hızlı silah çekenin hayatta kaldığı, yüzlerce filme konu olan hatta bir sinema türüne de adını veren Western; maalesef oyun dünyasında çok sık karşımıza çıkmadı. “Red Dead Redemption” ve “Call of Juarez” oyunları gerçekten başarılı oyunlar olarak karşımıza çıkmasına rağmen; tarihte de özel bir yere sahip olan bu tür hakkında daha fazla oyun çıkmalı bence. Askeri FPS oyunları bu kadar tutarken bir Kızılderili-kovboy savaşı çok heyecanlı olabilir. Üstelik tarihi bir western yapılsa tadından yenmez bence. Düellolar yapabildiğimiz, atımıza binerek kasabaları dolaşabileceğimiz, nehirlerde günlerimizi harcayıp altın bulmaya çalıştığımız açık-dünya bir oyun olsa da oynasak.