İncelemeler

Ne Dayak Yedin Be Mando! – The Mandalorian 3. Sezona İlk Yorumlar

The Mandalorian 3. sezonunun ilk 2 bölümünü yayınladı. İzlediyseniz gelin, üstüne biraz konuşalım. İzlemediyseniz bu yazıdan uzak durun, sürprizler bozulmasın. This is the way.

Fragmanı ilk 24 saatte en çok izlenen Star Wars yapımı olmayı başaran The Mandalorian 3. sezon bölümlerine nihayet kavuştu. Tabii nihayet birbirine kavuşan tek şey dizi ve seyircileri değil. Mando ve Grogu da bu sezonda tekrar bir aradalar. Jon Favreau’nun yaptığı açıklamaya göre ikilinin ayrı kaldığı süre 1-2 yıl gibi bir şey. Zaten Grogu’nun Güç kullanımında kendini ne kadar geliştirdiğinden anlayabiliyoruz bunu.

Bir de galiba yavaş yavaş konuşmaya başlıyor kerata.

Grogu Konuşuyor mu, Napıyor?

Konuşmuyorsa bile dağarcığına yeni bir ifade eklemiş. Arada bir zort çekiyor. Türkçesi buymuş arkadaşlar. Blowing raspberries de İngilizcesi. Hani dili dışarı çıkararak yapılan bir saygısızlık ifadesi var ya, o işte.

Grogu’nun bu sesi neden çıkardığını çok anlayamadım. “Oooo, o iş kolay” der gibi mi yapıyor, yoksa “Başlarım böyle işe” gibi bir ifade mi?

Fakat çocuk gelişimi makalelerinde bunun yeri var. Çocuklar 3-4 aylıkken “cooing” dedikleri sevgi dolu bebek mırıldanmalarını yapmaya başlıyorlar. Bu da Grogu’nun ilk sezondan beri verdiği sevimli tepki. İnsan çocuklar beşinci aydan itibaren de blowing raspberries olayına başlıyorlarmış. Yani Grogu büyüdü! 50 yaşını geçkin olduğunu biliyoruz Grogu’nun. Bu da her 10-15 yılı insan bebeklerin 1 ayına denk düşüyor demek. Eğer matematiğim ya da Star Wars senaristleri beni yanıltmıyorsa…

Bizim Mando Amma Dayak Yedi Be

Ya arkadaş… Hani bu kaskın içinde bir sürü güzel radar, ısı ölçer falan bir şeyler vardı. Çok da güzeldi onlar. Çok da mantıklıydı. Hatta çok da doğruydu. Bizim Mando o özelliklerini niye kullanmıyor artık şu miğferinin? Aaa suyun altında bir şey varmış. Tüh. Aaa toprağın altında bir şey varmış. Vah.

Hadi toprağın altındakine laf etmeyeyim, neyse. Belki o metal şeyin içi ısı geçirmiyordur. Belki o şey de kapalı halde bir droiddir zaten. Ne olduğunu anlayamadan öldü gitti zavallı. Ona bir şey demiyorum. Ama dandik uzaylı canavarlara karşı bile tereddütsüz çektiğin o Darksaber’ını neden çekmedin be Mando. İki demir kapana yenilecek adam mıydın sen? Bunca yıldır Bo-Katan olmadan nasıl hayatta kaldın ya? Yakışıyor mu? Çek Darksaber’ını, parçala geç o metalleri.

Hadi sen çekemedin Darksaber’ı diyelim. Grogu, evladım, alsana babanın Darksaber’ını. Hem Jedi’sın hem Mandalorian. O kılıç en çok senin hakkın. Al o kılıcı, kurtar babayı çat çat. Neyse ama. Grogu daha bebek. Üstüne gitmemek gerek.

Mando’nun da üstüne çok gitmeyeyim. İlk bölümde korsanları karada ve uzayda çok iyi dövdü. Ben bir ara yosun tutmuş Davy Jones’u da dövecek sandım. Ondan kaçtı, gitti. Belki sezonlar arasında biraz paslanmıştır, zamanla açılır.

This is the Way

Şimdi fragmanlardan, Darksaber mevzusundan ve genel atmosferden Bo-Katan ve Mando karşı karşıya gelecek diyorduk. Fakat bu son bölümde Bo-Katan, Mando’dan çok memnun kalmaya başladı gibi. Adam gitti Mandalore’u her tehlikeye rağmen keşfe çıktı. Bir bebeği tek başına uzay yolculuğu yapabilecek kadar Mandalorian yetiştirdi. Bo-Katan’ın babasının ölüm haberini “This is the way” ile onurlandırdı. Kimse görmeyecek olsa da madenin sularında yıkanmayı bir onur meselesi haline getirdi. Bo-Katan’ın gözünde bir bağnaz olsa da doğru bildiği yoldan hiç sapmadı.

Gerçi silahını bırakmanın bile dine aykırı olduğu bir toplulukta bu kadar yardıma muhtaç kalmak da hoş karşılanmazdı ya… Neyse. Zaten ilk sezonda Grogu onun hayatını Mudhorn’a karşı kurtardı diye canı bayağı sıkılmıştı. Onur meselesi olmuştu bu durum onun için. Şimdi de Bo-Katan’a borçlandı yine.

Keşke yine sakin, ne yaptığını bilen, on parmağında on mühimmat bir adam olsa. Hani Fennec Shand’ı yakaladığı bölümdeki gibi. Yahu Mandalorian dediğin şey Jedi avlıyor. Metal kıskaçlardan kurtulamayan Force’tan nasıl kaçacak? Dur yine konudan saptım.

Söylemek istediğim şuydu: Bo-Katan bence Mando’dan etkilendi. Ona karşı savaşmaya da hevesi yok. Ayrıca Mandalore yıkılıp yok olmuşken Mythosaur’un hayatta olduğunu görmek de ona güç verdi. Bence bu bir işaret olmalı diyerek Mando ile güçleri birleştirirler. Ne diyorsunuz?

Rahat Bırak Artık Şu Droid’i

Bizim ilk sezon ilk bölümde tanıdığımız Bounty Hunter droidi bu sezonda da rahat bırakmadılar. Tamam, güzel karakter. Eğlenceli karakter. Kendini patlatınca da hepimiz üzülmüştük. Fakat artık rahat bırakın şu IG-11’ı yahu.

Onuruna dikilmiş heykeli kırmaya ne gerek vardı?

Bir de ilk sezonda Mando, Grogu’ya ilk kez bakarken elindeki pistolle bir tane vurup çat diye indirmişti bizim droidi. Sonra Kuiil gitmiş, bulmuş onu. Tamir etmiş bir şekilde. Hani şu galaksinin hiçbir yerinde yedek parçası bulunamayan o droidi, evet. Üstüne bir de arkadaşı koruma görevine atamıştı. Fakat kodlamayı çok başarılı yapamamış olmalı. Bizim robot yine kendini imha etme zorunluluğunu hatırladı. Sevdiklerini korumak için kendini imha etti.

Ama kendini imha özelliği en başta niye vardı? Droidin planları çalınmasın diye. Çok güzel. Zaten bu yüzden yedek parça bulmak da imkansıza çok yakın. Harika. Bak ne güzel tutarlı.

Peki kendini imha eden robotu çalıştırabiliyor olmaları perhiz mi, lahana turşusu mu? Yeniden çalıştırılabilecekse neden kendini imha etti bu IG-11? Planlarını böyle de çalarsınız siz bunun? Ayrıca yeniden çalışınca Mando o blaster pistol’ü ile kaç kez vurdu, droid bana mısın demedi. Yahu ilk sezonda tek atmıştın ya. Bir de diyor ki “tüm kol ve bacaklarıyla ben bunu durduramam.” Ya yapma, etme Mando. Ağzını burnunu kırarsın sen onun ya. Senin ataların Jedi öldürüyor. Bu ne özgüvensizlik? Ayrıca koca galakside sana droid mi yok?

Yine de Çok Güzel, Yine de This is The Way

Eleştirmesine eleştiriyorum da günün sonunda yine herkese The Mandalorian tavsiye edeceğim. Bu diziyi sadece end credits’i için bile tavsiye edebilirim. Bunu başka hangi dizi için söyleyebiliriz? Belki Cyberpunk: Edgerunners, belki Cowboy Bebop. Neyse, çok yok ama. Onu demek istiyorum.

Mandalore’un tasviri de çok hoştu bana sorarsanız. Yer altında yıkılmış o şehre bak bak doyamadım ben. Oyun olsaydı da keşfe çıksaydım dedim hatta. Gerçi yakınlarda bir oyun geliyor, biliyorsunuz. Belki çıkarız keşfe.

Greef Karga’nın pelerininin uçlarını tutan droidleri de çok beğendim. Sizce güzel fikir miydi?

Ayrıca son üçlemeden beğendiğim belki de tek karakter olan Babu Frik‘i kullanmış olmalarından da çok memnununum. En azından o uzaylı ırkı.

Grogu’yu zaten hep beğeniyoruz. O tartışmaya açık bir mevzu değil.

Bir de bu sezon da bize bomba gibi bir sürpriz hazırlıyorlarmış. Jon Favreau ve Dave Filoni şöyle diyorlardı: “İlk sezonda Grogu’yu saklamayı başardık. İkinci sezonda da Luke Skywalker’ı sızdırmadık. Bu sezonki sürprizimiz de sızmayacak diye umut ediyoruz.”

İşte o sürpriz bozulmasın diye bölümleri çıkar çıkmaz izlemenizi tavsiye ederim. Muhtemelen yine algımızı büküp tüm hataları ve eksiklikleri bize unutturacaklar. Günün sonunda yine Grogu aşığı, Mando fan’ı olarak ayrılacağız üçüncü sezondan.


Hep ben konuşmuş oldum. Ama şöyle Mando hayranları oturup konuşalım, tartışalım istiyorum.

Sizler üçüncü sezon hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.