Loncamızı Kurup Zindan Yağmalamaya Gidiyoruz – Guild of Dungeoneering İncelemesi
Son zamanlarda çıkan en eğlenceli zindan dolaşmaca (dungeon crawl) türündeki fantastik oyunlardan birisi olan Guild of Dungeoneering hem eğlenceli hem de stratejik bir deneyim sunuyor.
Oyunun Türkçe ismine bakacak olursak Zindancılar Loncası demek doğru olabilir çünkü oyunda zindanları dolaşan ve yağmalayan zindancı ekibini yönetiyoruz ve bir lonca kuruyoruz.
Oyuna ilk başladığımızda loncamızda sadece bir zindancı gönüllü var. Bu zindancı ile oyundaki ilk başlangıç zindanımıza giriyoruz. Amacımız ise etraftaki mağaraları ve zindanları yağmalayarak, oradaki yaratıkları öldürerek para kazanmak ve loncamızı büyütmek.
İlk zindana girdiğimizde amacımız 3 tane yaratığı öldürmek. Bunu yaptığımızda o zindanı tamamlamış oluyoruz, tabii elimizde de bir miktar altınla loncamıza dönüyoruz.
İlk zindan zaten biraz öğretici gibi. Zindana girince biz zindanın bir odasında başlıyoruz ancak yanımızda gidebileceğimiz başka odalar yok. Oraları, elimizdeki kartlarla biz oluşturuyoruz. Zindanın diğer odalarıyla uyumlu bir şekilde kendi yolumuzu belirliyoruz. Girer girmez oyun, bizim için zaten ilk odayı oluşturuyor ve gidebileceğimiz bir yer sağlıyor. Zaten oyunun neredeyse tamamı da lonca dışındaki zindanlarda geçiyor o nedenle zindan kurmayı ve taktikleri iyi öğrenmek önemli.
Zindanlarda dolaşırken elimizde 3 tür kart oluyor. Bunlar Dread (Ölüm), Hope (Umut) ve Seek (Arama) kartları. Dread kartları, zindanda karşımıza çıkarabileceğimiz yaratıkları içeriyor. Hope kartları yine zindan içerisine koyabileceğimiz altın, gümüş, cevher gibi hazineleri, Seek ise zindan yollarını içeriyor.
Dread kartları: Zindanda neden karşımızda durup dururken yaratık çıkaralım diye düşünebilirsiniz. Olay şu ki yaratık öldürdükçe zindancı karakterimiz seviye atlıyor ve yeni eşyalar buluyor. Bu nedenle karşınıza düşük seviye yaratıklar koyarak güçlenme şansınız var.
Hope kartları: Bu kartların içerisinden gümüş, altın, cevher, altın kesesi gibi rastgele paralar çıkıyor. Bunları da zindan odalarına yerleştirip hemen kendi hazinenize ekleyebiliyorsunuz. Bu kartı kullanmak için illa ki bir yaratık öldürmenize gerek yok, boş odalara da koyup hemen bu paraları alabilirsiniz.
Seek kartları: Bu kartlar, zindanı oluştururken en çok ihtiyacımız olan kartlar. Bu kartlar sayesinde zindandaki boşlukları doldurup kendi yolumuzu çizebiliyoruz. Bazen en kısa yol işinize gelirken bazen de yolu uzatmak işinize gelebilir.
Kartlarda dikkat etmemiz gereken diğer hususlar ise her turda sadece 3 kart koyabiliyoruz. Bu nedenle seçiminizi iyi yapmanız gerekiyor. Bazı durumlarda sadece 1 kart koyarak da turu tamamlayabiliyorsunuz. Diğer olay ise her turda kartlar değişiyor. Mesela elinizde hazine kartınız varsa bir sonraki tura saklayayım diye düşünmeyin çünkü bir sonraki turda elinizdeki 5 kart da değişiyor ve yerine bambaşka kartlar gelebiliyor.
Peki nasıl savaşıyoruz?
Oyundaki savaşlar da yine kartlarla yapılıyor. Aslında oyunun geneline baktığımızda stratejik bir kart oyunu gibi görebiliriz. Karşımızdaki yaratığın elinde bir deste kart var, bizde de var. Karşımızdaki yaratığın hamlesini görüp biz de ona göre elimizdeki açık kartlardan birini seçiyoruz. Destedeki sadece üç kartı görebiliyoruz ve onlardan birini seçiyoruz. Her turda elimizde yine 3 tane oynayabileceğimiz kart oluyor. Bazı durumlarda bu sayı düşebiliyor. Eğer karşı tarafın hamlesinde kart yok etme seçeneği varsa elimizdeki açık kart sayısı 2’ye düşebiliyor, biz de ekstra kart hamlesi yaparak elimizdeki açık kart sayısını arttırabiliyoruz.
Fiziksel hasar ve büyü hasarı diye iki tip hasar var. Fiziksel savunma sadece fiziksel hasarı savuştururken büyü hasarını engellemek için büyü savunması yapmak gerekiyor. Ayrıca kartların ekstra özellikleri de olabiliyor; mesela 2 fiziksel hasar ver ama senin canından bir can gitsin veya karşı tarafa 1 büyü hasarı ver ve 1 kart çek gibi. Elinize aldığınız eşyaların özelliklerine göre de elinize ekstra kartlar gelebiliyor. Bu da dövüş stratejisinin bir parçası. Ona göre eşya seçmekte fayda var.
Kazandığımız parayı ne yapacağız?
Zindanlardan kazandığımız hazinelerle loncamızı geliştiriyoruz. Loncamıza yeni odalar katarak bir yandan büyürken bir yandan da yeni zindancıların loncamıza katılmasını sağlıyoruz. Mesela savaşçı bir zindancı arıyorsak Baraka, büyücü bir zindancı arıyorsak Kütüphane yapmamız gerekiyor. Gerçi saldırı türleri dışında pek de bir farkları yok. Bu arada şunu da belirtelim; zindandaki hazineyi loncaya getirebilmeniz için zindandan sağ çıkmanız gerekiyor. Ölürseniz yağmaladığınız para da gidiyor.
Loncamıza derici, demirci gibi ek odalar yapınca zindanda çıkan eşyaların çeşitliliği de artıyor. Her oda 4 adet yeni eşyayı oyuna ekliyor. Böylece zindanda çıkan eşya seçme şansınız da artıyor.
Oyuna genel olarak baktığımızda müzikleri ve anlatıcı olması eğlenceli bir hava katmış. Çizimler karakalem, masaüstü oyunda bir oyun yöneticisinin çizdiği haritalar gibi. Bunun dışında çok sürükleyici olduğunu söylemek doğru olmaz çünkü ortada sürükleyecek bir senaryo yok. Sürekli olarak birbirine benzeyen zindanlara girip para kazanmaya ve loncamızı geliştirmeye çalışıyoruz ancak bundan çok da farklı bir şey olmuyor.
Oyun her şeye rağmen keyifli vakit geçirmenizi sağlıyor. Karakterler zindandan çıktıktan sonra da gelişmiş ve seviye atlamış olsa; ya da zindanda kazandığı eşyalar üzerinde kalsa daha da hoş olabilirmiş. Her karakter normal haline dönüyor ve bu da karakterlere bağlanmamızın önüne geçmiş.
Oyun bir fantastik rol yapma oyunu havasından çok stratejik ve eğlenceli bir kart oyunu gibi olmuş. Yine de masaüstü FRP severler, kağıt üzerine çizilmiş gibi duran haritalar üzerinde karakterlerini oynatmaktan keyif alacaklardır.
Oyunu hemen Steam üzerinden satın alabilirsiniz. İyi eğlenceler.
Burada da keyifli bir oynanış videosu var:
