Korktuk Ama Kaçtık – Sihirbazın Laneti
Türkiye’nin çeşitli illerinde mantar gibi türemeye başlayan Kaçış Evi bulmacalarına yeni bir isim eklendi: Sihirbazın Laneti. Bulmacalarla ve illüzyonlarla dolu bu kaçış evinin arkasında, iki ünlü isim var.
Hani şu geçtiğimiz yıllarda televizyon programlarında sıklıkla karşımıza çıkan iki sihirbaz isim vardı: Kıvanç ve Burak. Yaptıkları numaralar ile televizyon izleyicilerinin dikkatlerini çekmişlerdi. Yığınla sahne performansı ve Anadolu turlarının ardından, Kadıköy’de yeni bir konsept ile karşımıza çıkıyorlar: Sihirbazın Laneti.
Daha önce sitede de bol bol yer verdik bu tarz mekanlara. Ama daha önce birine gitme fırsatı yakalayamamıştım. Kaçış Evi konseptine sadece kulaktan dolma bilgilerle aşinaydım. O kadar yıllık bilgisayar oyuncusuyuz, kaç yıldır masaüstü oyunlar düzenliyorum. Kesin 20 dakikada çıkarım diye böbürleniyordum. Olay hiç de sandığım gibi değilmiş.
Her kaçış evinin bir hikayesi oluyor. Kıvanç ve Burak ikilisi bu ev için Houdini’nin hikayesini tercih etmiş. Hani 20. yy’ın başındaki şu efsanevi kaçış ustası. Denize atılan kilitli sandığın içerisinden çıkan. Hatırladınız değil mi?
Houdini tercihi tam da nokta atışı olmuş. Kendisine ün sağlayan tüm gösterilerinde kilitler kullanmıştır. Haliyle bu kaçış evinin içerisinde de her yerde kilitler bulunuyor.
Şimdi oturup evin içindeki tüm detayları, bulmacaları anlatacak değilim. İşin sürprizi kaçacaktır. Ancak suya sabuna dokunmadan anlatabileceğim iyi ve kötü şeyler yok değil.
Daha önce bir kaçış evine katılmadığım için karşılaştırma yapamıyorum. Zaten yapmamak gerek. Ama söylemeden geçemeyeceğim evin içi çok karanlıktı. Zaman zaman birbirimizin ayağının üzerine bastık. Elimize verdikleri ufak bir fener de pek yardımcı olmuyordu açıkçası. Atmosfer yaratacağım derken ipin ucu biraz kaçmış gibi. Ama bunu bir kenara koyduğumuzda, gerilimi yüksek bir kaçış evi içerisinde bulduk kendimizi.
Bulmacaları detaylıca düşünmeye çalışmaktan çok fazla süre kaybına uğradık. Aslında işi çözdüğümüzde, tüm bulmacaların o kadar zorlayıcı olmadığını gördük. İşi zorlaştıran etmen insan ögesi oluyor.
Zaten takıldığınız yerlerde, oyunu uzaktan kontrol eden arkadaş bir ses değiştirici aracılığıyla size ipuçları veriyor. Tabi ipucunu isteyip, istememek size kalmış. Her odada bir kamera bulunuyor. Oyun yöneticisi zaten sizi sürekli olarak takip ediyor. Bu sayede ciddi bir problem yaşandığında (Yaralanma, ufak çaplı kazalar vs.) anında müdahale etme şansları var.
Gelelim oyunun korku seviyesine. Oyuna girmeden önce korku seviyesini ayarlama imkanınız var. Oyunun içerisinde 9 oda bulunuyor. Çoğu karanlık ya da yarı aydınlatılmış durumda. Her odada bulunan ses sistemi üzerinden korku temasına uyacak müzikler çalınıyor. Oyun yöneticisinin ses değiştiricisi kullanarak anlattığı hikayeler de tüylerinizi diken diken ediyor. Yani korku seviyesini üst seviyede tutmak, fazlasıyla cesaret gerektiriyor. Açıkçası ben korku unsurunu çok da sevmeyen birisi olarak, sık sık soğuk terler döktüm.
Yazıyı şöyle hızlıca toparlayalım. İçerisinde korku unsuru bulunduran, bulmacaları illüzyon ve sihirbazlık numaralarıyla birleştiren keyifli bir kaçış evi var karşımızda. Şans tanımakta fayda var. Eksi anları elbette yok değil. Ama keyifli bir saat geçireceğinizin garantisini verebilirim.
Bu güzel fırsatı bize sunan sevgili dostum Kerim Yılmaz’a teşekkürleri borç bilirim. Eğer bir gün fırsat bulur da, mekana gitme şansı yakalarsanız kendisine selamlarımı iletmeyi unutmayın.
Gerekli detaylar ve rezervasyon işlemleri için resmi web sitesini ya da Facebook sayfasını kullanabilirsiniz.