İstanbul Odyssey İncelemesi
Arkabahçe Yayıncılık çizgi roman yayınına muhteşem bir dönüş yaptı. Zamanında yayınladıkları Daredevil ile geri döndüler, onu Fraction’ın Iron Man’i, Masallar (Fables) ve New 52 Flash izledi.
Bu serileri Türkçeleştirmenin yanında daha önemli ve benim hepsinden daha çok merak ettiğim bir işleri vardı: Türkiye’nin ilk bağımsız çizgi romanını yayınlamak. Arkabahçe bunu başardı, ben de Doğu Yürür’ün İstanbul Odyssey’ini çıkar çıkmaz alıp bir solukta okudum.
Çizgi roman çok güzel başlıyor, (“şimdi Zeus varsa” muhabbetine hâlâ gülüyorum) çizgi romanına konu bulmaya çalışan yazar teması hoş olmuş. Hikaye tamamen bunun üzerinden yürüyor, aralarda saçmalıyor ama tarzı böyle zaten.
Hemen başlarda, uzun zamandır dışarı çıkmayan yazarın evinin kapısının önünde timsahlı bir göl görmesiyle karşılaşıyoruz ve tüm kitap yazarın hayalleri ve olayları gördüğü şekillerle ilerliyor. Çok ilginç şeyler görüyoruz, Doğu Yürür’ün hayal gücüne hayran kaldım. Çizimleri de bu çılgın hikayeye yakışıyor. Karikatür dergilerinden alışık olduğumuz çizimler daha köşeli ve değişik ışıklandırmalı bir stille birleşmiş. Doğu’nun çizimleri hikayeye uyumunun yanında karikatür havasıyla da bizden bir hikayenin anlatılmasına yardımcı oluyor.
Çizgi roman tüm aksiyonunun arasında ülkeyle ilgili birçok konuya değiniyor, sonuçta İstanbul’da geçiyor ve aramızdan insanlar, içimizden diyaloglar var. İlginç hikaye ve çizim İstanbul’la güzelce harmanlanmış.
Bizi böyle farklı ve güzel bir çizgi romanla buluşturduğu için Arkabahçe’ye teşekkür ediyorum. Doğu Yürür gelecek vaad ediyor ve hazır kitap 10 TL gibi oldukça ucuz bir fiyattayken bu yazarı desteklemeliyiz diye düşünüyorum.
Yazan: Berke Kadam