Hoşgeldin Bruce Wayne – Batman: Dünya İncelemesi
14 ülkeden Batman hikayeleri içeren Batman: Dünya cildini JBC‘nin Retro! baskısıyla inceledik. Bruce Wayne’i İstanbul, Ankara ve Sivas’ta ağırlamaktan memnuniyet duyduk.
DC’nin 14 ülkeden Batman hikayeleri topladığı Batman: Dünya cildine bizim ülkemizden de bir hikaye dahil oldu. Türkiye’nin hikayesini JBC‘nin sahibi ve yayın yönetmeni Ertan Ergil yazdı. Çizimlerini de Ethem Onur Bilgiç yaptı.
Cilt aslında 2021’de raflara gelmişti. Fakat içeriği gibi koleksiyonluk olan o baskı tüm okurların cüzdanına uygun değildi. Dolayısıyla JBC geçen yıl kitabı daha düşük fiyatla Retro! serisinde yeniden yayımladı. Bu kez kitap kağıdı ve karton kapak ile daha hafif bir baskı yaptılar. Ayrıca hem Lee Bermejo’nun hem de Ethem Onur Bilgiç’in çizdiği kapak varyantlarını Retro! baskısıyla okura sundular.
Batman: Dünya
Cilt, Batman severler için çok keyifli bir iş olmuş. Zira her kültürün kahramanlara bakışını görüyoruz bu kitapta. Bu hikayeler üzerinden ülkelerin kendilerine nasıl baktıklarını, endişelerini ve gurur duydukları şeyleri görmek de mümkün oluyor.
Öyle ki Bruce Wayne’in ilgilendiği şeyler, ruh hali ve genel tavrı her hikayede birbirinden farklı. Amerika’nın hikayesinde aşina olduğumuz iddialı Batman, İspanya’nın hikayesinde Akdeniz’in güneşi altında bunalıp yatıyor. Fransa’nın hikayesinde daha duygusal, Brezilya’nın hikayesinde ise daha öfkeli bir Bruce Wayne görüyoruz. Üstelik sadece hikayede değil bu farklılık. Çizerlerin Batman’i tasvir edişi de çok farklı. Sayfaları şöyle bir çevirmek 14 ülkenin düzenlediği bir geçit törenini izlemek gibi. Hepsi birbirinden büyüleyici çizgiler ve renkler…
Tabii Türkiye’yi soracaksınız bana. Onu mümkün olduğunca sürpriz bozmadan anlatacağım.
Türkiye’nin hikayesi tabii ki turizmi öne çıkarıyor. Hikayenin adı Beşik, Anadolu’nun medeniyetlerin yuvası olmasına gönderme yapıyor. Aynı zamanda Ertan Ergil’in Beşiktaş taraftarı olmasına da gönderme yapıyor olabilir. Nightwing, Batman’i Batman’a götürmekle ilgili o klişe espriyi yaptığı için azar yiyor. Alfred, Bruce Wayne ile bir sen’li, bir siz’li konuşuyor. Ertan Ergil’in kalemi başta bizi endişelendiriyor. Zira 14 yazar arasında özgeçmişinde yazarlık deneyiminden bahsetmeyen tek kişi o. Fakat hikayenin ikinci yarısında kalemi klişelerden kurtuluyor. Hem Türkiye’ye iki kadın süper kahraman/kötü kazandırıyor hem de zaten varolan bir Batman efsanesini kendi hikayesiyle zenginleştiriyor. Yani yeni hikayelerin önünü açıyor. Böylece hikayeyi tatmin olmuş bir şekilde bitiriyoruz.
Ethem Onur Bilgiç de Bruce Wayne’i tanıdık bir sima, sokakta görsek garipsemeyeceğimiz bir suratla gayet sempatik çiziyor. Sokak köşelerine kediler, kentin karanlığına minareler ekliyor. Ankara için gri yerine masmavi bir gökyüzü resmediyor. Ve Batman’in pelerinini Galata’nın tepesinde dalgalandırıyor.
Hikayelere Kısa Bakışlar
Diğer hikayelere de kısaca bakacak olursak:
Öncelikle İspanya’nın hikayesini Paco Roca kaleme almış. Hem yazmış, hem çizmiş. Paco Roca‘nın kalemini sizlere daha önce övmüştüm. Burada da Batman’in bunalımlı ruh hallerini anlattığı bir hikayesini okuyoruz.
Rusya, başka bir ülkenin popüler kültürünü takip etmek ve bir kahraman figürünü ithal etmek üzerine bir hikaye yazmış. Onların hikayesi direkt Bruce Wayne’i odağına almayan tek hikaye olmuş.
Fransa, sanata verdiği önemi öne çıkaran romantik bir hikaye yazmış tabii ki. Çizimleri de gazete köşelerinden fırlamış gibi görünüyor. Garfield ya da Snoopy’nin ciddiyetsizliğini andıran yuvarlak hatlı çizimlerle Bruce Wayne’i görmek eğlenceli oluyor.
İtalya, tarihini öne çıkaran ilginç sonlu bir hikaye yazmış.
Almanya da iklim, ahlak ve intikam üzerine bir hikaye yazmış. Ancak hikayesi asıl mavi-mor-kırmızı tonlarındaki renk kullanımıyla ve görsellerinin stiliyle akla kazınıyor.
Polonya prensipler, bağımsızlık ve mücadeleler üzerine bir hikaye anlatmış. 800 yaşında olmasına rağmen son yüzyılda tamamen yıkılıp yeniden inşa edilen Varşova şehrini anlatarak hem yüreğimizi parçalıyor hem de bize umut veriyor.
Meksika ölüler üzerine inşa edilmiş bir şehrin hikayesini anlatıyor. Batman, şehrin hayaletleri için adalet arıyor.
Brezilya ise müteahhitlere para yediren yozlaşmış devlet adamlarına hikayesinde yer vermiş. Batman birkaçının ağzını burnunu kırıyor. Ama pelerini tüm bu yolsuzluğu kapatmaya yetmiyor. Brezilya’yı Brezilya’nın halkından başka kimsenin kurtaramayacağını anlıyor.
Güney Kore iki farklı çizerinin farklı tekniklerini hikayesiyle uyumlu şekilde kullanarak farklı bir şey denemiş. Sonuç da çok “havalı” olmuş.
Japonya da tabii ki manga göndermiş. Öyle yapmamış olsa üzülürdük zaten.
Gördünüz mü? Geçit töreni gibi hissettirdiğini söylemiştim.