GTFO İncelemesi – Adının Hakkını Sonuna Kadar Getiren Bir Oyun
GTFO çıktığı ilk günden beri herkesin dilinden düşmeyen bir oyun oldu. Henüz erken erişimdeki oyun İsveçli bağımsız bir stüdyo olan
10 Chambers Collective tarafından geliştirildi. 9 kişiden oluşan bu ekip GTFO oyununu tasarlarken gerçekten büyük bir çaba sarf etmiş.
Karakterleri ya da yaratıkları sadece tasarlamakla kalmayıp onlara bir ruh vermişler. Birçok şey en ince ayrıntısına kadar planlanmış. Bağımsız bir geliştiricinin elinden çıkmasına rağmen size AAA hissiyatını veriyor ve sloganından adına kadar size ne sunduğunu çok iyi anlatıyor.
Anca Beraber Kanca Beraber
Sloganınında da geçtiği üzere oyun tamamen “birlikte çalış ya da birlikte öl” mantığında. 4 kişiyle beraber oynanabilen GTFO, FPS bakış açısına ve bol bol gerilim ögesine sahip bir aksiyon oyunu. Fakat diğerlerinin aksine bu oyunda olabildiğince dikkatli, yavaş ve stratejik ilerlemeniz gerekiyor. Takım arkadaşlarınızla iyi iletişim kurmalı, koordineli bir şekilde hareket etmeli ve stratejinizi çok iyi planlamalısınız. GTFO en ufak bir hatayı bile kaldırmıyor. Yanlışlıkla yakılan bir fener ışığı yüzünden tüm ilerlemenizi kaybedebilir ve en başa dönmek zorunda kalabilirsiniz.
Oyun size hikayesini direkt olarak anlatmıyor. Oyunda ilerledikçe içinde bulunduğunuz durumla ilgili daha fazla bilgi sahibi oluyorsunuz. Geliştiriciler bu durumun erken erişime özgü bir durum olmadığını, hikayeyi oyuna gelecek güncellemeler ile anlatacaklarını belirtiyor.
Oynanış ve Atmosfer
Oyunda bir yer altı kompleksine her gün inip Warden olarak bilinen bir yaratık türü hakkında bilgi toplayan 4 adet yağmacısınız. İnsanları canlı canlı yiyen bu yaratıkların pek de sevimli olduklarını söyleyemem. Askeri bir tecrübeye sahip olmamakla birlikte ekipmanlarınız da profesyonellikten oldukça uzak. Her kapalı kapı sizi farklı bir keşfe çıkarıyor fakat hayatta kalmak sandığınız kadar kolay değil. Oyuna başlarken cephanenizin az olması sıkıntı gibi mi duruyor? Hazır olun, çünkü oyun boyunca bir an bile cephaneniz size yetmeyecek. Olabildiğince çatışmadan kaçınmalı ve yara almamaya çalışmalısınız. Keza kendinizi iyileştirmeniz de mermi bulmak kadar zor.
Yaratıklar birbirine benzese de farklı özelliklere sahip. Tek ortak noktaları ise ışığa duyarlı olmaları. Bu yüzden bolca içgüdülerinize güvenmeniz gerekecek. Aynı zamanda ayak sesinizi bile rahatça duyabilen bu yaratıklarla baş etmeye çalışırken çıt çıkarmamalısınız. Yoksa ne ara görevin başarısızlıkla sonuçlandığını anlamayabilirsiniz.
Görev demişken, neden buradasınız? Bu yaratıklar neler? Bu 4 kişi burada ne yapıyor? Amacınız ne? Tüm bunlardan önce buranın bir çıkışı var mı?! Bu soruların cevaplarını oyun ilerledikçe bulmaya başlıyorsunuz.
Oyunda hayatta kalmak gerçekten güç. GTFO bu açıdan sinirlerinizi bayağı bir yıpratacak. Oyunun içeriği çok “korkunç” olmasa da bolca gerilim yaşatıyor. Dört saatlik ilk oyunun ardından bilgisayar başından kalktığımda vücudum kaskatı haldeydi. Ne kadar gerildiğime ben bile şaşırdım. Demem o ki oyun, fark ettirmeden sizi ekran başında yorabiliyor.
Oynanabilirlik
İlk denememde beni pek sarmasa da kendimi bir gün geçmeden okeye dördüncü arar gibi oyun arkadaşı ararken buldum. Normalde FPS türünde oyunları pek tercih etmesem de GTFO sizi çileden çıkartıp görevi bitirme arzusuyla daha fazla oynamaya zorluyor. Harita içeriğinin sürekli değişiyor olması da ekstra olarak oyunun tekrar oynanabilirlik özelliğini arttırıyor.
GTFO açıkça herkese hitap eden bir oyun değil. Meydan okumaları seviyorsanız, takım arkadaşlarınızla beraber sorunları çözmekten zevk alıyorsanız, zor oyunlar oynamak sizi motive ediyorsa bu oyunu sevme ihtimaliniz çok yüksek.
Grafik, Detaylar ve Müzik
Oyun görsel açıdan gayet tatmin edici. Gerilim dolu bir deneyim yaşatma konusunda görsel olarak oldukça başarılı. Oyun genelde sessiz sakin ilerlese de arada giren aksiyon müzikleri ise klasik “şarkı başladı galiba yaratık var”, “müzik kesildiğine göre burası artık temiz” anlarını yaşatıyor. Bu açıdan fazla beğendiğimi söyleyemeyeceğim.
Bunlara ek olarak oyun içinde karakterlerin kendine has bir kişiliği var. Karakterlerin olaylara verdiği tepkiler, diğer karakterler arasındaki diyaloglar ve seslendirmeler GTFO gibi co-op bir FPS oyunu için fazlaca başarılı.
Benim İçin Eksiler
Bir yere kadar her şey çok güzel fakat oyundaki ganimet sistemi insanı çileden çıkartıyor. Bir noktada “glow stick” görünce sinir krizine girmeniz olası. Dolaplardan, kutulardan, eşyaların üstünden, her yerden glow stick fışkırıyor! Ama adam akıllı mermi yok! Tamam oyun hayatta kalma üzerine, tamam zor yapmak istediniz ama en azından oyuna başlarken cephanemiz dolu olsun insaf be kardeşim. Bırakın da oynayalım. Bir de kilitli kutuları açarken oynamanız gereken mini oyun ise bir o kadar sinir bozucu ve gereksiz.
Oyunda 10 saat saat harcadık fakat pek de bir ilerleme kaydedemedik. Çünkü haritada birçok yeri de keşfetmemize rağmen bir türlü kayıt noktası bulamadık. Bu da oyun şevkimizi bayağı bir kırdı. Oyunun oynanabilirliğini birçok şeyle artırmak istemişler fakat sürekli sürekli en baştan almak bir süre sonra oyunu bırakma isteğini doğuruyor.
Son olarak ise GTFO 159 TL’lik (34,99$) fiyatı ile içinde bulunduğu pazara göre biraz pahalı. Özellikle 4 kişi olmanız gerektiği düşünüldüğünde bir arkadaş grubu için biraz cep yakabilir. Kişisel fikrim, fiyatının yaşattığı deneyime göre fazla olması.
Son Olarak GTFO
GTFO, arkadaşlarınızla korku evinden kaçış oyununa gitmişsiniz gibi bir hissiyat yaratıyor.
Geliştiriciler oyuna ve topluluğa bayağı bir değer veriyor. Ortaya çıkan iş çok kaliteli ve verilen emek çok fazla. Sıkı bir FPS oyuncusuysanız ve zorlu oyunları seviyorsanız bu oyun tam size göre. Fakat indirimli fiyatından almanın daha uygun olacağını düşünüyorum. Ek olarak eğer oyunu alırsanız diğer oyuncularla iletişim kurup takım arkadaşları bulabileceğiniz resmi Discord kanalları da mevcut. Satın almak ve daha fazla incelemek için oyunun resmi sitesine veya Steam sayfasına ulaşabilirsiniz.