The Flash Cilt 1: İleri İncelemesi
Türkçeleşen birçok New 52 serisinden biri var elimizde. Ülkece New 52 olayını çok sevdik herhalde, Batman, Detective Comics, Action Comics, Justice League derken Flash’ın da ilk cildi yayınlandı. Tabii bunda dizisinin de etkisi var. (Arrow ve Flash dizileri Türkiye’de de oldukça popüler, Arkabahçe güzel bir ticari hamle yapmış) Flash’ı yalnızca TV ekranından takip ediyorsanız çizgi romanın farklı olduğunu söylemek gerek. Iris, Barry’nin en yakın arkadaşı değil; Barry yüzüğüyle kostüm değiştiriyor; Mercury Labs çok ön planda, STAR Labs görünmüyor bile.
Dizi izleyicisini en çok şaşırtacaklar Flash’ın güçleri ve Speed Force, ya da Türkçesiyle Sürat Kuvveti olacaktır. Çizgi romandaki Barry, dizidekinden çok daha güçlü, sonuçta 5 yıldır sahip güçlerine ve bu zaman zarfında birçoğunun farkına varmış, hatta Sürat Kuvveti’nin gizemlerini çözmeye çalışıyor. Flash okuru ilk ciltten maddelerin içinden geçme, zamanda yolculuk ve Sürat Kuvveti’nin fantastik dünyasıyla tanıştırılıyor. Öyle bir cilt ki Flash hakkındaki kesin kararınızı bunu okuyarak karar verebilirsiniz. Karakterin birçok özelliğini, en uçuk maceralarını ve azılı düşmanlarını görüyoruz. The Flash: İleri, ya karakterden nefret ettirecek ya da karakterin hayranlarına bir yenisini ekleyecek.
DC’nin yükselen değerlerinden, şu anda Detective Comics’le uğraşan, Francis Manapul – Brian Buccellato ikilisi yazıp çiziyor çizgi romanı. Çizimler çok sağlam. Arka kapakta “Flash bir noktada, en iyi süper kahraman çizgi roman serilerinden biri olabilir” yazıyor ve karakterin bu potansiyelinden fazlasıyla yararlanılmış. Flash, bir saniye içerisinde birçok şey düşünebiliyor, yapacaklarının sonucunu görüp olasılıkları gözden geçiriyor ve en iyi seçeneği uyguluyor. O bir saniyelik zaman dilimi içinde aklından geçen olaylar, bağımsız küçük çerçeveler içerisine bölünerek söz konusu ‘an’ın resimlendirildiği sayfaya serpiştirilmiş. Saniyelik aksiyonların küçük kareler kullanılarak aktarılması fikri ve uygulaması çok başarılı. Kapak çizimleri, renklendirmeler ve flashbacklerdeki tonlar da övgüyü hak ediyor.
Çizgi romanın konusuna gelecek olursak, Flash’ın ilk kısımda Manuel Lago’yla, ikinci kısımda Captain Cold’la olan mücadelelerini görüyoruz. Central City’nin elektriksiz kalışı hikayede büyük öneme sahip, ayrıca Flash’ın Speed- Sürat Kuvveti’ni (buna alışmak zor olacak) keşfi arkaplanda gelişiyor sürekli.
Çizgi roman oldukça iyi başlıyor aslında. Manapul-Buccellato ürünü olan Manuel Lago’nun hikayesi merak uyandırıyor. Elektrik kesintisinin şehir hayatına etkisi de güzel yansıtılıyor. Kaos ortamı oluşuyor, polis başta olmak üzere tüm ekipler seferber oluyor. Hikaye buradan çok daha iyi yerlere gidebilecekken (hafif spoiler olabilir, okumayanlar cümleyi atlasın) Lago’nun Barry’i hiç düşünmeden ölüme terk ederken bir süre sonra “Barry’yi öldürdünüz mü?” diye ağlamaya başlaması gibi olaylarla saçmalamaya başlıyor ve sonrasında Captain Cold’a rağmen toparlayamıyor. Captain Cold da hikayenin Sürat Kuvveti’ne kaymasıyla hemencecik unutuluyor zaten. Ek olarak, Sürat Kuvveti’nin zaman yolculuğu konusuna yeterince değinilmediğini düşünmekteyiz.
Oldukça güçlü bir halini gördüğümüz Captain Cold’la savaş sahneleri gayet güzel. Çizimlerden bahsederken övdüğümüz renkler burada ön plana çıkmış. Sarı-kırmızı ile mavi-beyazın kolajı harika olmuş. Çizimler Manapul, renklendirme Buccellato ve Ian Herring imzalı.
The Flash: İleri görselliğiyle fark yaratıyor. Ancak hikayesi o kadar iyi değil, Türkçe New 52 serisi okumak istiyorsanız The Flash’tan önce daha iyi seçenekler mevcut. Flash’ı sadece dizisinden tanıyanları daha farklı ve fantastik şeylerin beklediğini tekrarlayalım. Tüm olumsuz eleştirilerimize rağmen Flash hayranlarını tatmin edebilecek bir cilt The Flash: İleri. Arka Bahçe’nin baskısı kaliteli. Baloncuktan taşan yazılar, hep Türkçeleştirilen “DC Comics Proudly Presents” yazılarının bir fire vermesi gibi görmezden gelinebilecek hatalar var ama düzeltilemeyecek şeyler değil, ileride her şey daha iyi olacaktır. Çizgi roman yayıncılığına Flash hızında bir -yeniden- giriş yaptın Arka Bahçe, lütfen bu hızını kaybetme.
Yazan: Berke Kadam & Sıla Gökdeniz
Açıkçası biraz hayal kırıklığına uğradım. Sakın yanlış anlaşılmasın. Yazı gayet iyi. İnceleme yazınca biraz farklı şeyler de beklemiştim.
Ülkemizde ne yazık ki bizce büyük belki sizce küçük bir sorun var. Türkçesi yayınlanmış Çizgiromanların baskı ve grafik kalitelerinin kimi zaman yerlerde sürünmesi. Sayfada aşağı inince bahsedersiniz diye ummuştum fakat görmeyince üzüldüm. Biraz ama biraz daha özen gösterseler şu grafik düzenlemelerde, çıkan işler tartışmasız bir numara olur.
Son zamanlarda JBC kalitesini bariz yükseltti. Hem Türkçeleştirilen grafiklerde hem orjinal font kullanımında hem de Balon içi düzenlemede. Sizden ricam inceleme yaparken bunları da baz almanız. Sonuçta bir bedel ödüyoruz ve bu bedelin aldığımız esere değmesi gerekiyor. Geçen seneki YKY’nin çıkarttığı Action Comics faciasını hatırlatırım.
Haklısınız, bu hataların belirtilmesi gerekiyor yayıncılarımızın gelişmesi için ve ben de olabildiğince bunlardan bahsetmeye çalışıyorum. Bu yazıda gözüme batan hatalardan da son paragrafta bahsettim. JBC’yi de çizgi romanlarını incelediğim yazılarda övmüştüm. JBC baskı kalitesinde bir numara ve diğer yayınların da onu örnek alması gerektiğini düşünmekteyim.