The Flash – Bölüm 9 İncelemesi
Captain Cold, Captain Boomerang, Arrow… Flash’ın çok güçlü rakipleri oldu, ancak en güçlüsü sezon ortası finalinde geldi: Reverse-Flash! Sonunda Reverse Flash’ı ve Mercury Labs’ı görebildik. Tabii ki daha kesinleşmiş bir isim yok, Cisco Opposite Flash’ı denese de “Man in Yellow Suit” olarak anılıyor.
Kendisi tam kapasitesine ulaşamamış Flash’ımızdan çok daha hızlı ve güçlü. İki Flash’ın kovalamacasını ve dövüşünü izlemek harikaydı. Annesinin katilini yakalamak isteyen Barry ve amacını hala kavrayamadığımız Reverse Flash’ın mücadelesi bölümün az ama öz aksiyon sahnelerini oluşturdu. Geri kalan sürede ise dram vardı, bolca dram.
Barry, Iris’e tahminimden önce açıldı. The Flash’ın CW dizisi olmasının etkisiyle olayın kötü işleneceğini düşündüm ama yanılmışım. Barry-Iris ilişkisi çok doğaldı, Caitlin’in acısı da öyle. bunun yanında Barry’nin hapisteki babasıyla ve manevi babasıyla duygusal anları oldu. Joe West yine oyunculuğunu konuşturdu. Dramatik sahneler fazla yer kapladı, bir süper kahraman dizisinin sezon ortası finalinde büyük bir risk demek bu. Ancak heyecanlı aksiyon sahneleri ve kafamızda uçuşan teorilerin yanına eklenen abartısız dram bölüme tat kattı.
Burada teorilerden bahsetmeyeceğim. Reverse Flash’ın Eddie’ye dokunmaması, Eddie’nin Flash’ı yakalamak için bir ekip oluşturması, Dr. Wells’in yüzüğü derken beynim yandı. İleride neler olacağını acayip merak ediyorum. The Flash, Reverse Flash’ı oyuna en baştan sokarak doğru bir hamle yaptı. Merak duygusunu çok iyi körüklüyorlar.
The CW çizgi roman dizilerine dramı nasıl katacağını çözmüş gibi görünüyor. Arrow’un “The Brave and The Bold”unda da dramatik sahneler güzeldi, bu bölümde de öyle oldu. Firestorm’un biraz havada kalması dışındaki diğer her şey de mükemmeldi! Sevgili Flash hayranları, sezon arasına Mercury Labs’ı, Flash yüzüğünü, Reverse-Flash’ı görmüş olarak ve doruğa ulaşan merakla giriyoruz!