Felsefe Yolda Olmaktır – Broken Roads İncelemesi
“Felsefe yolda olmaktır, bir yere varmak değildir” derler. Felsefi RPG olarak tasarlanan Broken Roads da oyunu bitirmeseniz de oynuyor olmaktan keyif alacağınız bir RPG. Güzel bir yolculuk bu, güvenin bize.
Broken Roads, Avustralyalı Fallout olarak tanıtıldı. Zaten oyunun ekibinde de Fallout 2 yazarlarından Colin McComb var. Ekibin niyeti Fallout’a ve izometrik RPG‘lere duydukları sevgiyi Avustralya kültürüyle ve felsefeyle harmanlamaktı. Zira geliştiriciler büyük oranda felsefe bölümünden mezun Avustralyalı kimseler.
Oyunun en ilgi çekici yanlarından biri klasik RPG’lerdeki iyi -kötü (good – evil) ayrımını ortadan kaldırarak yerine bir ahlak pusulası (moral compass) koymasıydı. Çünkü ahlak tanımının içinde bulunduğumuz duruma ve bakış açımıza göre değişebileceğini biliyor geliştiriciler. Yani bu oyunda mutlak bir iyi, mutlak bir kötü, mutlak bir doğru ya da mutlak bir yanlış yok.
Karakterinizin hayata bakış açısını dört felsefi akımla yönetiyorsunuz. Örneğin Nihilist bir bakış açısıyla aslında bu gerçekliğin hiçbir önemi olmadığını savunabilir ya da Humanist bakış açısıyla bu gerçekliğin başka bir insanı mutlu etme amacı taşıdığını iddia edebilirsiniz. Fakat Nihilist bakış açısı “başkalarının ne dediklerinin bir önemi yok” diye bencil bir bakış açısını destekleyebileceği gibi “benim ne istediğimin bir önemi yok” diyerek bencillikten uzak bir yöne de götürebilir karakteri. Dolayısıyla ahlak pusulasının bize sunduğu konuşma opsiyonlarında aynı felsefi akımın birbirinden çok farklı diyalog seçenekleri üretebildiğini göreceksiniz. Bunu görmek de sizi ister istemez felsefe üzerine düşünmeye cesaretlendirecek.
Broken Roads işte bu amaçlarla çıktı yola: Bize Avustralya’yı tanıtmak istediler, yeni bir ahlak sistemi sözü verdiler, felsefe tutkunlarının merakını cezbedip bir de izometrik RPG sevenlerle bir araya gelmeye niyetlendiler.
Ne yazık ki oyunun adından (Bozuk Yollar) gelen bir talihsizlik olacak, Drop Bear Bytes’ın oyunu geliştirme yolculuğu tökezlemelerle, aksaklıklarla dolu geçti. Ana seslendirme sanatçısının ölümünden tutun da yayıncı stüdyolarının kapanmasına kadar felaket üstüne felaket atlattılar. Yine de tutkuyla bağlı oldukları ve belli ki eğlenerek yaptıkları bu oyunu bizlerle buluşturmayı başardılar.
Oyun 10 Nisan’da çıktığında bize sunduğu maceranın başarısı sistemsel hatalarla lekelendi. Buna rağmen yılmadılar. Oyuncuların raporladıkları tüm bug’ların üstünde çalışıp düzelterek oyunu geliştirmeye devam ettiler, ediyorlar. Neyse ki oyuncular da ekibin özenli çabasının farkında ve hatalar düzeldikçe yorumlarını olumluya çekmekten geri durmuyor.
Tabii yine de ilk gelen yorumlar negatif olunca Steam’in o negatif etiketinden kurtulmak kolay olmuyor. Bu da açıkçası benim kalbimi kırıyor. Çünkü Broken Roads o yaftayı kesinlikle hak etmeyen, güzelliklerle dolu bir oyun. Bu yüzden onu tüm RPG tutkunlarına ısrarla önermeye devam edeceğim.
Felsefe Yolda Olmaktır, Zira Oyunun Sonunu Göremedim
Broken Roads oyuncusunu özgür bırakmak ve oyuncuların yaptığı seçimlere göre hikayenin değişmesine izin vermek istemiş. Üstelik bize görevleri bitirmenin birçok farklı yöntemini de sunmaya hazırlanmış. Hem de tüm bunların karakterimizin hayata bakış açısı, geçmişte edindiği yetenekler ve aldığı kararlarla değişebilmesine kasmışlar.
Yani demem o ki, oyun fazlasıyla dallanan etkileşimler silsilesini göğüslemeye çalışmış. Ancak henüz ilk oyununu yapan Drop Bear Bytes, oyunu test edecek eleman yetersizliği de yaşayınca bazı hikaye akışlarında var olan kod hatalarını kolayca tespit edememiş.
Oyunu biz çıkmadan önce oynadığımızda en büyük problemin dövüş sisteminde olduğu konusunda hemfikir olmuştuk. Drop Bear Bytes da dövüş sistemini hem toparlamış, hem de eğlenceli özelliklerle ilginç hale getirmiş. Ancak tüm dallanan etkileşimleri test edemedikleri için yer yer hikayede ilerlememizi engelleyen hatalar baki kalmış.
Ben de ana hikayede ilerlemek için konuşmam gereken kişilerin bir türlü gelmemesi sebebiyle oyunu bitiremedim. Üstelik onlarla konuşabilseydim oyun bitmek üzereydi! “Ben bir şeyi yanlış yapıyorum herhalde” diyerek diğer oyuncuların nasıl ilerlediklerine baktım ve oyun onlara konuşacakları karakterleri sunmak konusunda son derece cömertti. Ben ise belli ki yaptığım (daha önce test edilmemiş) seçimler sebebiyle bu yolda yalnız bırakıldım.
Buna rağmen oyun bitmemiş haliyle de ağızda güzel bir tat bıraktı. Çünkü yolculuk güzeldi, içtiğim tüm biralar ve yediğim tüm hamur işleri de öyle. Tanışıp beraber yolculuk yaptığımız kişilerle tanıştığıma memnunum. E, oyunun felsefi RPG olması da bize sonuca ulaşmaktan ziyade yolda olmaktan eğlenmek konusunda ilham veriyor. Bize de oynadığımız kısımlarda ne kadar eğlendiğimizi söylemek düşüyor!
Yine de bu hatayı raporladığım için yoluma bir sonraki güncellemede devam edebileceğimi bilmek önemli. Çünkü Drop Bear Bytes tespit edilen hataları düzelterek göz bebekleri olan bu oyunu ayağa kaldırmak konusunda kararlı.
Post-Apokaliptik Avustralya Yolumuzun Üstü
Broken Roads, nükleer bombalarla zedelenmiş Avustralya topraklarında hayatta kalma mücadelesi veren küçük insan topluluklarının hikayesi. Biz de bu minik toplumların bir parçası olmak ya da dertlerini çözmek istiyoruz. Tabii dilerseniz bu toplumları mahvetmek gibi bir amacınız da olabilir. Size kalmış.
Başlangıçta bize bir geçmiş / meslek seçimi yaptırıyorlar. İster hayvanlardan anlayan bir Jackaroo olun, ister bu yeni Avustralya topraklarını arşınlayan haritacılardan biri, Surveyor… Sonuçta kader sizi bir grup talihsiz paralı asker ile bir araya getiriyor.
Bizimle yolculuk eden companion karakterlerle etkileşimimiz çok sınırlı. Buna rağmen bize kendilerini sevdirmeyi başarıyorlar. Keşfettiğimiz Avustralya ise var olan gerçek binalar ve mekanları içeriyor. Yalnızca onları alıp biraz kıyamet rüzgarıyla hırpalıyor.
Oyunun grafikleri, görsel stili zaten şahane. Görsel detaylar da oyun boyunca bizi durup durup etrafı seyretmeye itiyor. Yolculuk esnasında da tepkilerimiz “Koala mı o? Dur seveyim!“, “Kanguru eti derken?” ve “Ulan tabii ki Avustralya’da devasa örümcek dövüşü olacaktı. Lanet olsun!”lar arasında sekiyor.
Hikaye ve Görevler Güzel Olmuş, Yazarlara Benden Bira!
Broken Roads hikaye anlatımına önem veren bir oyun olacak demişlerdi. Gerçekten de oyunun bize sunduğu macera akıp gidiyor. Görevler ilgi çekici, tekrara düşmüyor. Hatta bazı sahneler hayli akılda kalıcı. Zira oyun, ahlak pusulasını merkezine alarak, bize vicdani açıdan zorlayıcı kararlar aldırmaya niyetli.
Karakterlerle etkileşimlerimiz sınırlı ve kısa kalsa da onları sevmemek elde değil. Çünkü çoğu NPC, kendimizden bir şeyler bulabileceğimiz minik özelliklere sahip. Kimsenin anlamadığı ve değer vermediği bir işe sadece ilgi duyduğu için ömrünü adamış bir karakter görünce dönüp çizgi roman koleksiyonuma bakmamam ve o karakterin ilgi duyduğu şeyi takip etmesi için yüreklendirmemem elde değil. “Sevdiğin işi yap. Ben onu yapmamanı söyleyen herkesi döverim” diyorum. Al işte yine beş saniyede sevdik bir karakteri.
Konu görevlerden açılmışken şunu söylemeden geçemeyeceğim: Görev sonu ses efekti! Muhteşem… Her bir görevi bitirdiğimizde soğuk bir biranın açılmasını ve onu içen kişinin memnuniyetle bıraktığı nefesi duymak çok eğlenceli. Yani oyun diyor ki, arkanıza yaslanıp bira içerek rahat rahat oynayın bu oyunu. Yolda olmanın tadını çıkarın işte!
Zaten bira mevzusu muhtemelen Avustralya kültüründe önemli bir yere sahip. Zira oyunda çeşit çeşit bira var ve bunların büyük kısmı Avustralya’da varolan markalar. Hiçbir yerleşim merkezinde sağlık merkezi yokken hemen hepsinde bir pub olması da bize bir şeyler anlatıyor.
Sözün özü, buzdolabınızda bira olsun oynarken.
Yolda Tabela Yok, Gelen Geçene Sormak Gerek
Broken Roads görevlerde oyuncuyu elinden tutup götüren bir tavra sahip değil. Sizin kendi başınıza yürümeyi öğrenmeniz gerekiyor.
Mesela görevleri işaretlediğiniz zaman size haritada nereye gitmeniz gerektiğini söylemiyor. Hatta çoğu zaman o görevi nasıl yapacağınızı da bilmiyor oluyorsunuz. Zaten bir görevi tamamlamanın en az iki, çoğu zaman ikiden de fazla yolu olduğu için oyunun bizi tek bir yere yönlendirmemesi makul. Görevleri tamamlamanın yeni yollarını oyunda ilerledikçe keşfedebileceğiniz konusunda da sizi uyarayım. Bir görevi bitirebilmenin yolunu bulmanız onu hemen bitirmeniz gerektiği anlamına gelmeyebilir. Kimi zaman görevleri hangi sırada yaptığınızın da birbirlerini etkilemesi söz konusu oluyor.
Ancak bu yol gösteren olmaması durumu haberdar olduğumuz bazı olayların görev listemize dahi girmemesi ile boyut değiştiriyor. Yani diğer karakterlerle konuşurken laf arasında size verdikleri bazı bilgileri sizin hatırlamanız gerekiyor. Bu bilgileri kullanarak kendinize yeni maceralar yaratabilirsiniz. Yok, ne dediklerine dikkat etmezseniz yine sorun değil. Oyunun size sunabileceği etkileşimlerin bir kısmından mahrum kalırsınız yalnızca.
Size benden hediye olsun, şuraya şu konuşmayı bırakayım mesela. Koorda’nın kapısının nasıl açılacağının sırrı başka bir şehrin kütüphanecisinde yatıyor. Kütüphaneciyle bunu konuşmuş olmanız bu bilginin ajandanıza ekleneceği anlamına gelmiyor:
Bu tabelasız, GPS’siz yolculuk etme olayı aslında belli bir grup oyuncu için son derece çekici. Fakat ne yazık ki oyun tamamen bug’larından arındırılmış olmadığı için ne yapacağımızı kısa sürede keşfedemiyorsak “Acaba bug mı oldu ya?” diye düşünmek bizi görevi nasıl yapacağımızı çözmeye çalışmaktan alıkoyabiliyor. Oyunun detaylı bir rehberi ya da wiki sayfası da bulunmadığı için bug olup olmadığını anlamak da kolay olmuyor.
Kimi zaman görev tanıtımındaki yönlendirmelerin yeterince net olmaması da yardımcı olmuyor. Örneğin bazen bir şeyi tamir etmeye çalıştığımızda “gerekli malzemelerin yok” uyarısı alıyoruz ama gerekli malzemenin ne olduğunu bize söylemeyebiliyor oyun. Bunun için tavsiyem de her türden eşyayı üstünüzde bulundurmaya çalışmanız. Nasıl olsa oyunda bir eşya/ağırlık sınırı yok!
Fantastik, Bilim Kurgu Bir Şeyler; Ne Bileyim Dövüş Falan Yok Mu?
Vaaaar.
Oyunun fantastik bir içeriği var. Ancak fantastik elementlerin sürpriz olmasını istiyor geliştiriciler, bu yüzden anlatmayacağım ben de.
Dövüşe gelirsek de, çok ciddi bir iyileşme var. Oyunu son incelediğimizde karakterler salakça kararlar alıyor, adeta intihar edecek şekilde davranıyordu. Yani düşman karakterlerin kurallarını güzel yazamamışlardı. Bu sorunu çok büyük ölçüde çözmüşler. Artık dövüşler belli bir seviyeye gelinceye kadar zorlayıcı olabiliyor.
Yukarıda görebileceğiniz gibi, karakteriniz belli bir seviyeyi aşıp da adeta sonsuz sayıda aksiyon alabildiğinde dövüş karşılaşmalarının gerginliği yok oluyor. Artık sadece karakterinizin aşırı güçlü olmasıyla gurur duyup eğlenebilirsiniz.
Sadece kimi zaman, muhtemelen bir bug’dan ötürü, karakterler çantalarında silah bulundursalar da gelip yumruk sallamayı tercih ediyor bizimkilere. Eğer bu olursa oyunu kaydedip tekrar yüklemek bu sorunu çözüyor ve tekrar eli silah tutan düşmanlarınız oluyor.
Bu oyunun yeri ya İstek Listesi ya da Kütüphane
Sonuç olarak oyun gayet güzel ama şu canı çıkasıca bug’ların tamamını tespit edip temizleyemediler. Zaten oyunda ilerlemenin 36 binden fazla yolu olduğunu söylemişlerdi. Haliyle her bir yolculuk ve her bir bug size özgü olabiliyor. Dolayısıyla bug tespitine siz de bir el atıp oyunda hata gördükçe geliştiricilere Discord kanalları üzerinden bildirebilirsiniz. Böylece oyunun mükemmelleştirilmesinde sizin de bir tuzunuz olur.
Zaten oyundaki çoğu hata sizin hikayede ilerlemenizi engellemiyor ve onları görmezden gelerek yola devam edebilirsiniz. Oyunda ilerlemenizi engelleyen hatalara rastlarsanız da geliştiricilerin sizin sesinizi duymaya istekli olduklarını bilmek güzel.
Broken Roads’un aldığı negatif yorum miktarını hiç adil bulmadığımı tekrar vurgulayayım. Bence bu oyunun en azından %70 seviyelerinde olumlu yorum alması gerekiyordu. Bunu Steam’deki diğer indie izometrik RPG’lere bakarak söylüyorum. Mesela Broken Roads’un Encased, Sovereign Syndicate veya Gamedec‘ten daha olumsuz tepki alması bence kabul edilemez. Bu yüzden siz bize güvenin, bu oyuna bir şans verin. Hele ki hikaye ağırlıklı oyunları seviyorsanız!
Broken Roads’un Steam sayfasına buradan göz atabilirsiniz.
Bu arada 21 Temmuz Lamington Day olarak geçiyor ve bunu Broken Roads ile kutlayabilir, bardan kendinize bir Lamington keyfi ısmarlayabilirsiniz.
(A bir de, benim demo’yu incelediğim karakterimin adı Brooke ile kendi adımı birleştiren Brooke Farnham karakteriyle de sohbet etmeden geçmeyin. Kendisi nerd’ün önde gideni ve kitaplardan konuşmayı seviyor.)
Güncelleme – 20 Temmuz
Biz incelememizi yayınladıktan hemen sonra Drop Bear Bytes bizimle iletişime geçti ve ana görevde neden ilerleyemediğimizi sordu. Sorunu kendilerine detaylı bir şekilde anlattıktan sonra 24 saat içerisinde bir yama getirdiler ve böylece oyunun sonunu görebildim. Oyuncuların sesine hakikaten kulak verdiklerini söylemiştim!
Ana hikaye bizi bir grup daha zorlayıcı seçim yaptırarak sona taşıdı. Aldığımız karaların vicdani sorumluluğunu hissettirmeden de salmadı. Geriye tamamlayamadığım birkaç yan görev kalmıştı. Onları da tamamlama yöntemini öğrendiğim için yeni bir karakterle en baştan başladım oyuna. Yeni orijin hikayesi, yeni seçimler getirdi. Özetle, hikayenin sonu da kalanı ile uyumlu ve güzel olmuş. Üstelik yepyeni bir karakterle oyuna yeniden başlayıp en azından farklı orijin hikayelerini denemenizi de kesinlikle tavsiye ederim.