İncelemeler

Fanusta Yaşamak Çok Tehlikeli Olabiliyor: Encased İncelemesi

Dark Cyrstal Games, Encased için verdiği sözleri tutmuş. Fallout ve Divinity‘nin ilk oyunlarını anımsatan bir RPG yaratmayı başarmışlar. Hikayesi ve keyifli oynanışı ile oyun akıp gitse de Encased’i tüm kalbimizle sevemedik.

Encased Fallout ve Divinity: Original Sin oyunlarını sevenlerin katkılarıyla kickstarter projesinden doğmuş bir oyun. Dünya düzeni, grafikleri, ara yüzü ve hikayesi ile bu oyunları andırıyor. Yer yer nostaljik dahi hissettiriyor. Ancak 2 yıllık bir erken erişim sürecini geride bırakmış bir oyun olmak için birçok eksiği de var.

Bu inceleme yazımızda çok az miktarda spoiler bulunmaktadır. Oyundan alacağınız zevki azaltacak bir bilgi verilmemektedir. Yine de dilerseniz spoiler içermeyen tanıtım yazımızı buradan okuyabilirsiniz.

Tanıtım

Hikayemiz çölün ortasında bir kubbenin keşfedilmesiyle başlıyor. Bu kubbe camdan yapılmış bir şey değil. Ancak dokunarak algılayabildiğiniz, görünmez katı bir maddeden yapılmış. Kubbenin içi kaşiflerin açıklayamadığı anomaliler ve garip varlıklar ile dolu. Tabii bir de değerli malzemelerle. Kubbeden çıkarılan artifact‘ler öyle sıra dışı özelliklere sahip ki onları orada bırakmak söz konusu olamaz. Güçlü ülkeler bir araya gelerek CRONUS adında bir şirket kuruyorlar ve kubbenin içini araştırabilmek için eleman arıyorlar. Biz de bu iş ilanına başvuran kişilerden biriyiz. Başvururken de biliyoruz ki kubbeye giren kişilerin genetiğindeki bazı değişimler onları kubbe dışında yaşayamaz hale getiriyor. Yani kubbeye giriş serbest ama oradan çıkış söz konusu değil.

Elemanlar kubbenin tepesinden inen bir asansör ile şirkete gönderiliyorlar. CRONUS şirketi 5 tip elemana ihtiyaç duyuyor. Beyazlar kubbenin içindeki anomalileri ve materyalleri inceleyen bilim adamları. Maviler beyazların ekipmanlarının tamiratından ve kullanımından sorumlu mühendis ve pilotlar. Griler içerideki düzenin işlediğini kontrol eden yöneticiler. Siyahlar da diğerlerini korumakla görevli güvenlik güçleri. Bir de turuncular var. Dünyanın dört bir yanından deney faresi olmayı kabul ederek gelen suçlular. Kubbedeki bilinmeyenlere ve tehlikelere hazırlıksız gönderilen harcanabilir elemanlar. Onlar bir anomaliye yaklaşıp ölmezse beyazlar oraya gidip incelemeye başlayabiliyor.

Düzen biz gelene kadar gayet iyi işliyor. Ancak biz geldikten sonra yaşanan anomaliden kaynaklı bir patlama ve fırtına her şeyi değiştiriyor. Zira kubbenin tepesinden inen asansör parçalanıyor ve dış dünya ile iletişim kesiliyor. İletişimin kesilmesi ve anomalinin yarattığı büyük çaplı yıkım CRONUS’un otoritesinin sonunu getiriyor. Böylece kubbenin içindeki dünyamızda post-apokaliptik bir düzenin içinde buluyoruz kendimizi.

Dövüş

Encased’in dövüş mekanikleri eğlenceli. Taktiksel sıra tabanlı dövüş oyunu konusunda beklentileri karşılamayı kesinlikle başarıyor. Dövüşlerde gerçekten stratejik davranabiliyoruz ki davranmamız da gerekiyor zaten. Örneğin kontrol edebildiğiniz karakterlerden ikisi dövüşürken diğeri gizlice düşman grubun arkasına sızıp jenaratörleri ve dolayısıyla elektrikle çalışan savunma sistemlerini etkisiz hale getirebiliyor. Ya da saldıracağınız karakterlerin hareket etmesini engelleyerek koşup yardım çağırmasının önüne geçebiliyorsunuz. Bu tarz kararlar almak da dövüşün seyrini ciddi şekilde değiştirebiliyor.

Karşılaştığınız rakipler çok fazla farklılık göstermiyor ancak sürekli tekrara da düşmüyor. Kubbe (Dome) daima size yeni sürprizler ve anomaliler sunmaya devam edebiliyor.

Yani dövüş açısından Encased tavsiye edilesi bir oyun. Fallout ve Divinity: Original Sin ile karşılaştırıldığında daha stratejik bir deneyim sunuyor.

Hikaye

Burada oyun bizi arada bırakıyor. Genel hikaye fena ilerlemiyor. Grupların dış dünya ile iletişimleri kesildikten sonraki çatışmaları, bozulan sistemin yarattığı kaos gayet güzel işleniyor. Karakterimizin kendisini içinde bulduğu durum da ilgi çekici. Yan görevler de hiç sıkıcı değiller ve oyun akıp gidiyor. Yani birazdan bahsedeceğimiz olumsuz yanlarına karşın oynadıkça oynamaya devam etme isteği yaratan bir oyun olmayı başarmış.

Ana Hikaye

RPG dediğimiz zaman yaptığımız seçimlerin hikayeyi değiştirebilmesini isteriz. Ana hikayede olayların gidişatını değiştirme şansımız neredeyse hiç olmuyor. RPG sevenler için bu son derece rahatsız edici. Örneğin, arabada giderken kaza yapacağınız bir durum oluşuyor. Eğer Pilot (Sürüş) yeteneğiniz yüksekse arabanın kontrolünü yeniden sağlama seçeneği çıkıyor. Yani, bu seçenek yeteneğinize puan vermediyseniz çıkmıyor. Fakat o seçeneğe basabiliyor olsanız da kaza yapıyorsunuz. Bir fark olmuyor. Başka bir sahnede bir ekipman hata verme tehlikesiyle karşı karşıya. Yalnızca mekanik bilgileriniz yüksekse ekipmanı soğutmak gerektiğini düşünebiliyorsunuz. Soğutabiliyorsunuz da. Fakat ekipman yine de patlıyor. Özetle, ana hikayede yeteneklerinizin yüksek oluşu hikayeye yalnızca sonucu değiştirmeyen bir iki cümlelik betimlemeler ekliyor.

Olayların gidişatını etkilemek ya da yeteneklerimizi kullanmak oyunun genelinde bir etki yaratıyor. Fakat ana hikayeyi değiştirmiyor. RPG hayranları geliştirilerin bu tercihini ne kadar affedebilir, bilmiyorum. Ben ara sıra bu zorla ilerleyen hikayeden rahatsız olsam da oyunu affetmeyi seçtim.

Yan Görevler

Yan görevlerde olaylarla nasıl başa çıkacağınız yetenekleriniz çerçevesinde şekilleniyor. Gri üniformalıysanız otoritenizi konuşturabilir, turuncu üniformalıysanız da bıçağınızı çekebilirsiniz. Bilgisayar kullanmak konusunda iyiyseniz sisteme sızıp kilitli kapıları açabilir, kaslı biriyseniz o kapıları zorlayarak kırabilirsiniz. Geliştiriciler belli ki bir RPG’nin nasıl olması gerektiğinin gayet farkındalar. Sadece bunun ana hikayeyi çok etkilemesini istememişler.

Karakterler

Companion karakterler ve dünya üzerindeki NPC’ler yer yer güzel ve doğal konuşurken yer yer son derece saçma tepkiler verebiliyorlar. Bu konuşmalardan bazılarının saçmalığını kubbenin yarattığı bir anomali olarak algılamak mümkün. Fakat bazen de bahanesi olmayacak şekilde kötü yazılmış diyaloglara denk geliyoruz.

Oyunda sıklıkla komedi ögesi olarak kullanılan karakterler ve diyaloglar ile karşılaşıyoruz. Bunlardan bazıları oyuncuyu güldürmeyi başarıyor. Bazıları ise banallikleri ile göz devirtiyor. Örneğin geliştiriciler belli ki bir testi geçmek için o testi uygulayan kişilere iltifat etmenin gerekli olmasını komik bulmuşlar. Ancak testte diğer her şeyi doğru tamamladıktan sonra testi uygulayan kişiye dair görüşlerim sorulduğunda nötr kaldım diye testimin başarısız olarak değerlendirilmesini ben komik ya da eğlenceli bulmadım.

Companion karakterlerle olan etkileşim de CRPG’lerden beklediğimiz gibi. Yanınızdaki karakterler aldığınız kararlara yorum yapıyorlar. Sizden memnun kalabiliyor ya da nefret edebiliyorlar. Eğer bir süre yıldızınız barışmazsa ve farklı dünyaların insanları olduğunuzu fark ederlerse çekip gidebiliyorlar.

Hem yanınızdaki karakterler, hem de NPC’ler ile olan ilişkileriniz yan görevlerde yapabileceğiniz şeyleri değiştiriyor. Örneğin aranız iyiyse yanınızdaki kaslı arkadaşınızdan sizi tehdit eden adamı dövmesini isteyebiliyorsunuz. Fakat aranız iyi değilse tehdit karşısında sinmek ya da silahınızı çekmek zorunda kalıyorsunuz. İlişkilerinizin seviyesine göre oyunun farklı hareket seçenekleri sağlaması güzel.

Anlatım

Hikayenin anlatımındaki betimlemeler ile grafiklerin gösterdiği arasında uyumsuzluk var. Bu uyumsuzluğu kapatabilecek görseller de var ellerinde ama denk getirmek için çaba harcamamışlar. Örneğin NPC portrelerinden bazılarında karakterin yüzü karanlıkta kalıyor. Fakat bunları kullanmak yerine yüzlerini açık açık gördüğümüz kişilerin portrelerine uymayan betimlemeler yapılmasını sorun etmemişler. Anlatım “karşında bir beyaz duruyor” derken karşımızdaki kişinin üniforması mavi olabiliyor. Ya da “adam bıyıklarıyla oynuyor” derken gösterdiği portredeki suratın bıyığı olmayabiliyor.

Hikaye Akışında ve Anlatımında Bozukluklar

Encased bazen sizin yapmadığınız şeyleri yapmışsınız gibi size sunabiliyor. Örneğin keşfetmeyi seven bir oyuncu olarak ana hikayenin beni gönderdiği bölgeye gitmeden önce bulunduğum yeri didik didik inceliyordum. Bir odaya girdiğim zaman odada bulunan karakter “Sizi böyle telaşla buraya getirdiğimiz için üzgünüz” diye konuşmaya girdi. Halbuki ben kendim gelmiştim, kimse beni telaşla tutup getirmemişti. Ana hikaye gitmem gereken yere gitmişim ve oradaki karakterlerle etkileşime girmişim gibi devam etti. Aradaki adımları gerçekten yapıp yapmadığımı kontrol etmedi.

Bir yerde bir karakterin yardım çığlıklarını uzun uzun dinledim. Eninde sonunda kendisine tıklayarak etkileşime geçebilirim sanıyordum. Ancak karakter sessizleşti ve çok geç kalmış oldum. Hikayenin benim olaylara verdiğim tepkinin süresine göre değiştiğini sanıp bundan memnun kalmıştım. Fakat oyunu yeniden yükleyip karakterin hemen yardımına koştuğumda bir önceki sefer uzun uzun dinlediğim çığlıkları kesiliverdi. Anlaşılan hemen koşsam da bayağı bir vakit harcasam da bir şey değişmiyor. Çok geç kalmak kaderde varmış.

Özetle oyunda hikayenin dallanmasını yeterince iyi yapmamışlar. “Oyuncu şunu yaptıysa olaylar böyle gelişsin, bunu yaptıysa şöyle gelişsin” gibi dallanmalar ana hikayede pek yer almıyor. Oyuncunun yapabileceklerini geliştiriciler ya yeterince ön görememiş ya da umursamamışlar sanıyorum.

Oynanış ve Mekanikler

Oyunun kimilerinin hoşuna gidebilecek, kimilerinin hoşlanmayacağı bir özelliği de keşif. Yeni bir bölgeye girdiğinizde tüm harita açık oluyor ve ekranınızı kaydırarak her yeri inceleyebiliyorsunuz. Eşyaların bir kısmını ve insanları yaklaştıkça görmeye başlıyorsunuz. Fakat bazı “gizli” eşyalar ya da bölgeler yalnızca dibine kadar yürüdüğünüzde görünür oluyor. Ne yazık ki bazı görevlerin tamamlanması için bu gizlerin ortaya çıkması gerekiyor ve sonuçta tüm haritalara karış karış tıklamak zorunda kalıyorsunuz. Oyunda zaten interaksiyona geçilebilen, tıklanabilen çok fazla nesne var. Bir de gizler işin içine girince uzun seanslar oynadığınızda tıklamaktan usanabiliyorsunuz.

Öte yandan giz bulmanızın zorunlu olmadığı durumlarda bir şey keşfettiğinizde de oyun sizi mutlu ediyor. Örneğin, felaketin ardından CRONUS çalışanlarının büyük bir kısmı kayboldu ve etrafta gördüğünüz cesetlerde tarama yaparak kimliklerini veri tabanına işliyorsunuz. Böylece çalışanlardan hangilerinin öldüğünün bilgisine hayatta kalan yakınları erişebiliyor. Fakat bunu yapmanız zorunlu değil. Yine de gezdiğiniz haritanın ücra bir köşesinde birinin gizli bedenini keşfettiğinizde bu sizi memnun ediyor.

Son olarak da Fallout ve Baldur’s Gate gibi CRPG’lerdekine benzer şekilde bir haritadan çıkmak için kenarına yürümek gerekiyor. Siz bunu belki seviyorsunuzdur. Ancak yıl olmuş 2021… Ben “şehirden çık” butonuyla haritanın kenarına ışınlanmayı tercih ederdim.

Arayüz

Arayüz de hikaye gibi karışık duygular yaratıyor. Konuşma penceresi ve harita gibi ekranlar adeta Fallout oyunlarından fırlamış. Arayüzü öğrenmek ve ona alışmak da gayet doğal geliyor. Kolay kullanılabilir, akıcı, hatasız bir arayüz sunmakta başarılılar. Fakat eksiklikleri de çok fazla.

Öncelikle aldığınız görevlerin haritada işaretlenemiyor olması bazı oyuncuları memnun edebilecek olsa da beni rahatsız ediyor. Elimde bir isimle tüm haritayı dolaşarak o karakteri aramak isimleri hatırlamak konusunda zorlanan biri olduğum için bana hiç eğlenceli gelmiyor. Bunun yanısıra bazı ekipmanların nasıl kullanılacağı da arayüzde yeterince açık yazmıyor. Örneğin 35 saatin sonunda hâlâ teleporter ya da jetpack’i nasıl kullanabileceğimi çözememiştim.

Arayüz açısından oyun erken erişimden çıkmayı hak etmemiş gibi duruyor. Bir diğer örneğimiz “My Storage” kutuları. Bunların her yerden ulaşabildiğimiz zulalarımız olduğu hiçbir yerde yazmıyor. Tabii biz bu kavrama alışkınız fakat alışkın olduğumuz diğer tüm kavramlar için tutorial penceresi çıkarken buna benzer bazı şeyler için hiçbir açıklama yapılmıyor. Hiçbir açıklamaya sahip olmayan bir diğer şey de dövüşlerden çıktıktan sonra düşmanların üzerinde beliren ikonlar. Aşağıya dönük baş parmak ikonunun ne anlam ifade ettiğini de hâlâ bilmiyorum. Bilen bir okurumuz beni aydınlatabilirse çok sevinirim.

Diğer bir uyarı da haritadaki tıklanabilir her şeye tıklamayı seven oyunculara gelsin. Alt tuşuna basmak interaksiyona girebileceğiniz objelerden yalnızca bazılarını vurguluyor. Hepsini değil. Neden? Bilemiyorum. Encased gizemlerle dolu bir oyun gerçekten de.

Müzik ve Ses

Oyunun müzikleri ve seslendirmeleri de hatalarla dolu. Yine de hatasız olanları genel olarak güzel. Çoğu konuşma seslendirilmiş değil. Zira oyun bağımsız geliştiricilerin elinden çıkma ve tüm oyunu seslendirmek çok tuzlu bir iş. Bu yüzden yalnızca ana hikaye ve onunla yakından bağlı kimselerin bazı konuşmaları seslendirilmiş.

Bazen şöyle bir uyumsuzluk olabiliyor: Bazı konuşmaların sadece dış ses betimlemesi seslendirilmişken konuşan kişinin ağzından çıkanlar seslendirilmemiş olabiliyor. Siz üstte karakterin ağzından çıkanları okurken dış sesin seslendirmesi çalışıyor ve altta yazanları okuyor. Böylece size karakterin konuştuktan sonra neler yaptığını konuşmasını okuyamadan dinlemeye başlıyorsunuz.

Fakat oyunun seslerine dair en korkunç şey arka planda çalan müziklerden birinin bir nesneyle etkileşime geçmişiz gibi bir ses çıkarması. O müzik çalarken dikkatimiz o kadar dağılıyor ki… Her 4 saniyede bir görev güncellendi, giz ortaya çıktı ya da bir nesne ile etkileşime geçtik sanıyoruz. Arayüzü kontrol ediyoruz. Sonra oynamaya devam ederken müzik o sesi tekrar ediyor. Paranoyak bir şekilde yine gözümüz arayüze kayıyor. Etkileşime geçme efektini andıran bir sesi oyun arka plan müziği olarak kullanmak gerçekten affedilemez bir hata.

Encased – Genel Değerlendirme

Fallout ve Divinity: Original Sin’i andıran gibi bir oyun oynamak istiyorsanız ve beklentileriniz çok yüksek değilse oyunu tavsiye ederim. Encased kötü bir oyun değil. Sadece eksik bir oyun. Neden bu kadar eksiği varken erken erişimden çıktığını anlamak pek mümkün değil. Ancak erken erişimi geride bırakmış olmaları eksiklerini kapatmayacakları anlamına gelmiyor. Oyun yayınlandığı günden beri güncelleme paketi almaya devam ediyor. Geliştiriciler, oyuncuların neler düşündüğüne çok önem verdiklerini ve geri dönüşleri dikkate alacaklarını söylemişler.

Encased karışık duygular yaratıyor. Arayüze, seslere, zorlama seçeneklere ve hatalara kızıyorum. Bazen oyunu oynamaktan yorulduğumu hissediyorum. Ancak günün sonunda, biraz dinlenmenin ardından yine oyunu açıp devam etmek istiyorum. Yani oyunu ne tüm kalbimle sevebildim, ne de sevmediğimi söyleyebilirim.

Siz Encased hakkında ne düşünüyorsunuz? Oyunu erken erişimdeyken denediniz mi? Yorumlarınızı bekliyoruz.

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.