İncelemeler

Ekmeğimin Peşindeyim – Travellers Rest İlk Bakış

Bugün nasıl diyorsak, eldekini ceptekini satalım, gidelim Ege‘den bir arazi alalım, ufak bir dükkan açalım, keyfimize bakalım; Hah, eğer ortalık fantastik olsaydı ben de bir hancı olmak isterdim.

Belki bilmiyorsunuzdur ama beni yakından tanıyanlar, uzun yıllardır hizmet sektöründe koşturduğumu bilir. Mutfağından, salonuna, barından, baristasına, işletmesine kadar her noktasında bulundum. Pandemi yüzünden kan ağlamaya başlayan hizmet sektöründen uzaklaşmıştım ki Travellers Rest ile karşılaştım.

Travellers Rest, bir han işletme oyunu. Fakat birkaç farklı ögeyi harmanlayıp erken erişim seçeneğiyle oyuncularla buluşmuş, kendi yağında kavrulmaya çalışan ortalama bir oyun. Burun kıvıra kıvıra ilk bakış için incelemesini yaparken, oyunda 9 saatlik oynama süresini aştığımı gördüm. Peki güzel? Travellers Rest, uygun fiyatıyla el oyalar mı?

Her İşe Koşturan İşletmeci

Travellers Rest, ilk bakışta Stardew Valley‘e çok benziyor. Oynanabilirlik, dünya modellemesi, zanaat işlemleri ve gün akışını neredeyse birebir almış. Ancak onun kadar geniş ve renkli değil. Hoş, Stardew Valley’i sevgiili eşim çok sevse de, kendisi PC’de 183 saat bir yarısı kadar da PS4 üzerinde vakit geçirmiş olmalı, ben bir türlü ısınamamıştım. Sürekli olarak bana bir şeyleri yaptırmaya zorlaması nedeniyle olsa gerek. Kendi yapmak istediklerimi yapamadığımı fark edince ve buna baş kaldırdığımda da her işim ters gidince haliyle oyundan uzaklaşmıştım.

Aynı durumu Travellers Rest oyununda da hissetmedim desem yalan olur. O zaman size birazcık oyunu anlatayım.

Dediğim üzere oyunu en basit haliyle anlatmak gerekirse, bir han işletiyoruz. A’dan Z’ye kadar tüm detayları da biz uğraşıyoruz. Hem işletmesini yapıyoruz, hem alışveriş işlerine koşturuyoruz, hem siparişleri yetiştiriyoruz, hem de mutfak işlerine bakıyoruz. Bunlar yetmezmiş gibi yerlere paspas atıp fırsat buldukça bira, şarap imalatına girişiyoruz.

Oyunun kendine gelebilmesi ve oyuncuya nefes aldırabilmesi biraz zaman alıyor. İlk başlarda iki gün peşpeşe hanı açtığımda, üçüncü gün elimde hiçbir şey kalmadığını görüyordum. Bu yüzden o gün dükkanı açmayıp sadece imalat ile uğraşıp stokları tazeledim. Fakat bu süreç oldukça uzun sürdü. Dükkana ne zaman eleman almaya başladım, işte o zaman kendi istediğim işlerle o zaman uğraşmaya başladım.

Bu Şarapta Meyvemsi Notalar Hissedebilirsiniz

Oyunun en çok hoşuma giden kısmı bira ve şarap yapım süreçleri oldu. Dedim ya hizmet sektöründe bulundum diye. İşte bu uzun yıllarda bira ve şarap eğitimlerine katılıp süreçlerin nasıl olduğunu da öğrendim. Amatör bir hobi de olsa, bu süreçleri araştırmayı, notlar çıkarmayı yeni lezzetler aramayı da pek severim.

Mesela bira yapımında, sadece suyu, maltı, şerbetçiotunu karıştırıp mayalamaya bırakmıyorsunuz. Önce maltın kırılmasını sağlıyor sonrasında wort denilen şıra haline geçilecek sürece başlıyorsunuz. En son şerbetçiotları ve istediğiniz aromaları katacak kısma gelip fermantasyon tankına atıyorsunuz. Çeşit çeşit bira ve farklı aromalar elde etmek mümkün. Ancak bunun oyunda size büyük bir artısı yok.

Mesela yaptığım çift şerbetçiotlu, yoğun buruk IPA biram iyi gider diye düşünüyordum ama düz standart Lager biramdan 10 bakır daha pahalıya satıldığını görünce, bu ürünlerin birbirinden farkı ne diye düşünmeye başladım.

Ne yazık ki Travellers Rest, çeşitlilik bakımından oyuncuyu özgür kılsa da pratiğe döktüğünüzde bunun artısını büyük oranda göremiyorsunuz. Ne kadar egzotik bir şey yaparsanız yapın, en düz ürününüz daha hızlı satılabiliyor. Bunun reklamını yapacak bir alanınız da yok.

Mesela han seviyeniz 7’ye ulaştığında, haftalık trendlere bakabiliyorsunuz. Dört gün sonra biberiye, balık, Stout bira, beyaz şarap ve peynir gibi ürünlerin daha çok satılabileceğini öğreniyorsunuz. İsterseniz bunlarla uğraşmayıp kendi bildiğinizi yapabilirsiniz. Gelen müşterilerin özel bir talebi olmuyor. Eksi puan ya da daha az para kazanmış olmuyorsunuz. Satışınız ve sirkülasyonunuz devam ettikçe, tecrübe puanı ve han seviyesi almaya devam ediyorsunuz.

Rafine Zevkleri Araştırmak

Oyunda, han seviyemizi gelen müşterilerin memnuniyet puanları belirliyor. Buna ek olarak temizlik, mutfak işleri, bira yapımı, sipariş yetiştirme gibi unsularla teknik puanlar kazanıp yeni reçeteler öğrenebiliyoruz. Dilerseniz aşçılık yeteneklerinizi, dilerseniz da bira yapım yeteneklerinizi yükseltebiliyorsunuz.

Bunlara ek olarak hanın dışındaki tabelaya gelen özel siparişleri yaparsanız karakterinize yeni yetenekler katıyorsunuz. Genel olarak daha hızlı çalışmanızı sağlayacak bonuslar kazanıyorsunuz. Sizi özel hissettirecek pek bir alan yok.

Ve yine ne yazık ki bu kadar uğraşınıza rağmen, oyun birkaç saatin ardından bir clicker oyununa dönüyor. Doğru zamanda doğru yerde bulunup siparişleri vermek için farenizin sol tuşuna tıklıyorsunuz. Gece 3 olmadan yatağa giriyorsunuz ve ertesi gün yine aynı tantanaya uyanıyorsunuz.

Aslında işin ne kadar zor olabileceği ve bir kişinin hepsine yetişemeyeceğini kanıtlar nitelikte. Ama ne bir cezalandırması var, ne de ödüllendirme sistemi. Sadece belirlenen saatte yatağa girmezseniz karakteriniz bayılıyor ve dükkanı daha geç açıyorsunuz.

Basit Ama Basit Kalıyor İşte

Travellers Rest, çeşitliliği oyuncu gözüne soksa da belli bir noktadan sonra yapabileceğiniz pek bir şey kalmıyor. Dükkana alacağınız elemanlardan sonra ve üst kattaki pansiyon odalarını açtıktan sonra sadece dar bir alanda geziyorsunuz.

Çiftçilik alanı daha detaylandırılsa, kaynak toplama işi genişletilse, dükkanı bu çalışanlara emanet edip maceralara çıkılsa çok daha iyi bir oyun haline gelebilir. Aldığı örnek olan Stardew Valley, sevmediğimi söylesem de bunu çok iyi yapıyordu. Düzeninizi bir kere kurduktan sonra farklı alanlara yönelebiliyordunuz. Hem de ne alanlar. Bitmek bilmiyordu. Burada durum aynı değil. İşin tantanasından uzaklaşınca sadece vakit geçirmeceye dönüşüyor.

Erken erişimde olması, ilerleyen dönemde daha fazla içeriğin geleceğini de gösteriyor. Fakat bu süreç uzun sürecek gibi. Mesela teknik gelişim ağaçları arasında Sosyal ve Büyü başlıkları var. Bunların oyuna doğrudan nasıl etkisi olacak merak ediyorum. Büyü ile müşterilerin kafasını çelip satmak istediğimiz ürünleri mi pazarlamaya çalışacağız. Gerçi bunu sosyal yeteneklerimizle de yapabiliriz ama büyüyle yapma fikri daha cazip geliyor. Yoksa kim benim beyaz üzümlü, şeftalili, meyvemsi kırmızı şarabımı içmek ister?

Travellers Rest video incelemesini de aşağıdaki bağlantı üzerinden izleyebilirsiniz.

YouTube player

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.