D&D: Arena of War İncelemesi
Dungeons & Dragons: Arena of War isimli mobil oyun, dün akşam saatlerinde iOS işletim sistemli cihazlar için ücretsiz olarak satışa çıktı.
Oyuna daha önce kayıt yapmıştım ve hemen indirip oynamaya başladım. Sizlere biraz oyundan bahsedeyim.
Oyuna girer girmez bir karakter ekranı ile karşılaşıyorsunuz. Ben, bir cüce savaşçı karakter ile başladım. Karakterimin üstünü başını değiştirdikten sonra oyuna girdim. İlk başta bir sürü ekranla karşılaştım ve açıkçası ne yapacağımdan emin olmayarak her yere tıkladım. Bir yandan sandıklar açılıyor, bir yandan özel saldırı ve savunma kartları (kart değil ama ben kart demeyi uygun gördüm çünkü kart gibi görünüyorlar) çıkıyor, bir yandan görevlere gitmem gerektiği söyleniyor. Ne yapacağımı net olarak anlayamadan oyuna başladım.
Oyunun ana ekranından “Adventure” sekmesine bastım ve karşıma Forgotten Realms diyarının şehirlerinin ve bölgelerinin isimleri çıktı. En tepede Baldur’s Gate ismini görünce heyecanlandım doğrusu. Sonrasında harita kitabından Baldur’s Gate haritasını açtım ve ilk görevime gittim.
Görevi anlatmadan önce enerji mantığından biraz bahsedeyim; karakterinizin bir maksimum enerjisi bir de mevcut enerjisi var. Her görev, belli bir enerji gerektiriyor. Mesela bir görev 26 enerji gerektiriyorsa o göreve gidebilmeniz için mevcut enerjinizin 26 veya üzerinde olması gerekiyor. Enerjiniz azaldığında veya bittiğinde ise iksir içerek veya bekleyerek enerjinizin dolmasını sağlıyorsunuz.
Görevler tamamen dövüşlerden ibaret. Birkaç dalga halinde olmak üzere yaratıklar size saldırıyor ve siz de o yaratıkları öldürmeye çalışıyorsunuz. En son saldırı dalgasında ise bölüm sonu canavarı ile karşılaşıyorsunuz. Bu canavarlar, Monster Manual kitaplarını okuyan FRP oyuncularına aşina gelecektir. Bazen illithid, bazen beholder ile karşılaşmak FRP severlerin hoşuna gidiyor tabii ki. Bölüm sonu canavarını da öldürdüğünüzde bir sonraki göreve geçebiliyorsunuz. Eğer görevi tamamen bitirmeden çıkarsanız hiçbir XP (tecrübe puanı) alamıyorsunuz.
Dövüşlerden biraz bahsedeyim. Dövüş ekranında kendi karakterinizi, yaratıkları ve etrafta bulunan bombaları kuş bakışı bir şekilde görüyorsunuz. Yaratıklara saldırma mantığı çok kötü olmuş. Tıpkı bir tilt oyunu veya bilardo oyunu oynar gibi hissediyorsunuz. Karakterinizin üzerine parmağınızla basıp geriye doğru çekiyor ve karakterinizi saldırmak istediğiniz yaratığa doğru fırlatıyorsunuz. Hadi bunu geçtim, bir de karakteriniz veya yaratıklar duvara veya bir yere çarptığında sekip karşıya gidiyorlar. Yani tam bir lastik top gibi görünüyorlar maalesef. Onun dışında bir de savaştığınız alanda bazı bombalar var. Saldırdığınız yaratığı bombaya çarptırıp bombanın patlamasını sağlayabiliyorsunuz. Aynı zamanda bombaya doğru saldırı yapıp bombaya yön vermeniz de mümkün. Kısacası saldırı ekranının maalesef bir bilardo masasından farkı çok az var. Angry Birds oynamış olanlar çok rahat alışabilirler. :)
Saldırı ekranındaki hoş detaylardan bir tanesi çevrenin etkileşimli olması. Bazı alanlarda asit çukuru, ateş çukuru gibi yerler var ve zaman zaman buralar patlıyor. O sırada çukurun üzerindeyseniz siz de hasar görüyorsunuz. Bir de yan duvarlarda bazen geçit kapıları, bazen ise tuzaklar oluyor. Bunlar da oyunda etkileşim sağlıyorlar.
Bunların dışında oyunun en önemli özelliklerinden bir tanesi de yukarıda kart olarak da nitelendirdiğim saldırı ve savunmalar. Her görev bitirdiğinizde ödül olarak sandıklar kazanıyorsunuz ve bu sandıklardan saldırı veya savunma kartları çıkıyor. Bu kartlar ile saldırınızı veya savunmanızı yükseltebiliyorsunuz. Ayrıca kullanmadığınız kartları da “Fusion” bölümünden başka kartlar ile birleştirip daha güçlü ve etkili kartlar yaratabiliyorsunuz.
Oyunun senfonik tarzdaki müzikleri güzel bir ambiyans yaratıyor. Destansı bir hikaye için güzel seçimler yapılmış doğrusu.
Bunun dışında Facebook veya Twitter üzerinden arkadaşlarınızla iletişime geçip parti kurabiliyorsunuz. Seviye atlayıp karakteriniz geliştikçe fazladan güçler de ekleyebiliyorsunuz.
Oyun daha henüz çıktı ve ilerleyen zamanlarda da geliştirilecek gibi görünüyor. Özellikle Forgotten Realms diyarının şu anki yapısını; yani The Sundering‘i anlattığı için Wizards of the Coast firması da oyuna hem içerik hem de geliştirme anlamında yatırım yapacaktır ancak oynanabilirlik ne kadar değişir bilemiyoruz.
Yine de The Sundering kahramanı olarak oynamak insana farklı bir haz vermiyor değil.
Oyunu iOS cihazınıza buradan indirebilirsiniz. Android sürümü de çok yakında aktif olacak.