Cowboy Bebop İncelemesi
Anime takipçilerinin en çok konuştuğu serilerden biri olan Cowboy Bebop animesini enine boyuna dikine yazdık inceledik.
Hem bir anime hem de mecha tutkunu olan yazarımız Burak N. Aydın oturdu yazdı. Her şeyiyle Cowboy Bebop animesini ve dünyasını anlattı.
Haydi Şimdi Atlara!
Uzayın derin boşluğu tahmin ettiğiniz kadar derin olmayabilir. Ya insanlık yüzlerce, binlerce gezegene yayıldıysa ve uzay da insanlığın at koşturduğu genişçe bir düzlük haline geldiyse?
İşte çıktığı zamandan beri “New Cool” adı verilen bir akımın öncüsü olan Cowboy Bebop (bu akımda Trigun ve Outlaw Star da yer alıyor) böyle bir zamanda geçen bir bilim-kurgu öyküsü. Cowboy Bebop 1998’de, ünlü anime yönetmeni Shinichiro Watanabe’nin elinden 26 bölümlük bir senaryo olarak çıktı. Watanabe senaryoyu Japonya’nın en çok anime yayınlayan TV kanalı olan ‘Tokyo TV’ye götürdü. Ne yazık ki 1997’nin Aralık ayında şu ünlü ‘Pokemon Krizi’ oluşmuştu ve yine geçen yıl bazı televizyon dizilerinden etkilenen birkaç gencin karıştığı cinayet vakaları, televizyon kanallarının Cowboy Bebop gibi şiddet içeren dizilere ve filmlere şüphe ile bakmasına yol açıyordu. Yine de Tokyo TV Watanabe’nin senaryosunun 12 bölümünü, bazı sahneleri sansürlü şekilde yayınlamayı kabul etti. Ünlü Sunrise stüdyosunun hazırladığı Cowboy Bebop dizisi, Nisan’da gösterime girdi ve yüksek prodüksiyon kalitesi ile izleyicilerin yoğun beğenisini topladı. Dizinin yayını bittikten sonra Bandai firması firması tüm diziyi kaset, Laserdisk ve DVD olarak piyasaya sürdü. Ardından yapılan bir anlaşma ile Cowboy Bebop Japon uydu kanalı olan WOWOW’da 1999 Nisan ayına kadar sansürsüz olarak tekrar yayınlandı.
Dizi şok bir sonla bitmişti ve Shinichiro Watanabe birbiri ardına devamı yapılmayacağına dair açıklamalarda bulundu. Buna rağmen diziyi ve karakterleri çok seven meraklıları ekibi rahat bırakmadı. 2001’de çıkan filmine kadar, Cowboy Bebop’un hem orjinal, hem de doujinshi manga versiyonları çıktı. Orjinal manga adaptasyonları dizideki hikayeyi yeniden anlatmaktansa, Cowboy Bebop evreninde geçen altenatif maceraları içermektedir. Bu manga dizilerinden biri mangaka (manga sanatçısı) Nanten Yutaka tarafından çizilen “Cowboy Bebop” ve diğeri de mangaka Cain Kuga tarafından hazırlanan “Shooting Star Bebop”tur. Her ikisi de Japonya’da ‘Asuka Comics Deluxe’ dergisinde yayınlanmıştır, ayrıca Yutaka tarafından çizilen manga İngilizce’ye de çevirilmiştir. Doujinshi manga versiyonları ise Internet’de biraz aranarak bulunabilir.
2001’de aynı ekip bu sefer Cowboy Bebop’un filmi olan “Knockin’ on Heaven’s Door”u hazırladı. Bu sefer yönetmenliği Watanabe değil, bayrağı ondan devralan Hajime Yatate yaptı. Aynı manga adaptasyonu gibi, film de dizinin yeniden işlenmesi yerine orjinal bir hikaye sunmaktadır. Dizinin 22. ve 23. bölümleri arasındaki zaman diliminde geçtiği belirtilen filmde, Bebop ekibinin dışında yeni karakterler de maceraya katılıyorlar. Japonya’da Cowboy Bebop filmi gösterime girmeden önce, Sunrise özel ürünler ve filmin biletleri ile beraber verilen promosyonel malzemeli (DVD, yaka iğnesi, t-shirt) paketler gibi kampanyalar hazırladı. Her ne kadar orjinal hikaye ile bir bağlantısı olmamasına rağmen, film adaptasyonu da, yüksek kalitesi ve hareketli konusu ile Cowboy Bebop evrenine iyi bir eklenti olmuştur.
Uzay Kovboyu ( da nedir?)
Cowboy Bebop, yakınca bir tarih diyebileceğimiz 2071’de, pek de görebileceğimizi zannetmediğim bir gelecekte geçiyor. İnsanoğlu çoktan dünyadan ayrılmış, birçok gezegene, uzayda çeşitli kolonilere yerleşmiştir ve gezegenler arası yolculuklar ‘Gate’ (Kapı) adı verilen bir hiperuzay atlama sistemi ile sağlanmaktadır. Uzayda dolaşmak bu kadar kolay olduğu için, Dünya’nın artık yaşanılmaz hale gelmesi sonucunda tüm insanlığın uzaya açılması ile uzay oldukça kalabalık bir hal almıştır.
İnsanlık, tabii ki her gittiği yeri de yola çıkış gezegeni olan Dünya’ya benzetmeye eğilimli. Cowboy Bebop’un sahneleri karanlık ve aydınlık gezegenler, gökdelenler ve arka sokaklar, sıcak çöller ve karlı kasabalar, güneşli kıyı şehirleri ve loş barlar. Bu mekanlarda her türden insan ve suçlu var, çeşit sıkıntısı yok. Teknoloji bazı yerlerde çok çok ileri, bazı yerlerde ise öylesine geri ki, izleyicinin “bunlar nasıl uzaya çıkmış?” diye kendine sorası geliyor. Cowboy Bebop western, gangster ve samurai kültürlerinin bilim-kurgu öğeleri ile yoğun şekilde harmanlanması ile ortaya çıkmış müthiş bir karmaşa…
Böyle bir evrende düzen olduğu gibi, doğal olarak suç da mevcut. Polis güçlerinin ve güvenlik kuvvetlerinin yetersiz kaldığı noktalarda işe ödül avcıları koyuluyor. Hikayemiz ise bir grup profesyonel ödül avcısının çevresinde dönüyor.
Karizma…
Spike Spiegel
Ekibin en ‘sıkı’ elemanı. Jet’in eski arkadaşı olan ve onunla beraber maceraya atılan Spike; kabarık saçları, incecik ama sağlam fiziği ve sessiz karakteri ile kendini belli ediyor. Spike sadece çok iyi silah kullanmakla kalmıyor, aynı zamanda yüzyüze dövüş alanında da tam bir uzman, kendisine Bruce Lee’yi örnek almış. Her ne kadar ‘başarılı’ bir ödül avcısı olsa da, insanlar ile iletişiminin o kadar da başarılı olduğu söylenemez; en iyi arkadaşı olan Jet bile buna istisna değil. Spike’ın geride bırakmaya çalıştığı, fakat eski bir aşk ve eski bir düşman yüzünden yapamadığı karanlık bir geçmişi var.
Jet Black
Jet, dizi ile ismini paylaşan ‘Bebop’ uzay gemisinin sahibi ve eski bir polis. Zamanla polis gücündeki yozlaşmadan dolayı hevesini kaybeden Jet, kuralları kendi koymaya karar verir ve bir ödül avcısı olur. Hayatı, Spike ile tanıştıktan sonra oldukça hareketlenir; hatta daha sonra gemisine kumarbaz bir kadın, bir çocuk hacker ve bir akıllı köpek almak zorunda kalır. Normalde kendisine hakim, fiziksel olarak da, psikolojik olarak da kuvvetli bir karaktere sahip Jet, bu zorunlu yolculara karşı kendisini nazik bir evsahibi gibi hissedememekte.
Faye Valentine
İşte Cowboy Bebop evreninin en güzel, en çekici ve en tehlikeli kadını… Faye Valentine şans eseri Bebop ekibine katılan bir diğer ödül avcısı. Bilirsiniz, gemide kadın olması uğursursuzluk getirir denir; Faye ise kendi başının çaresine bakmayı bildiği gibi, bu zorlama ekibin diğer üyelerinin başını da derde sokmayı iyi biliyor. Yine de Faye suçlu peşinde koşma konusunda hiçbir zaman Spike veya Jet’den aşağı kalmaz. Hatta bir çok seferinde Jet’i Bebop’da kalıp kontakları ile bağlantı kurmaya çalışırken; Faye’i de Spike ile beraber kendisini ateşin ortasına atarken görebilirsiniz.
Ed
Daha doğrusu “Edward Wong Hau Pepelu Tivrusky 4th”. Hoşuna gittiği için kendisine bu ismi koyan Ed (ki gerçek adının bu olduğu bile şüpheli!), aslında bu yetişkin ödül avcıları grubunun arasında eğreti duruyor gibi görünse bile, üstün hacker yetenekleri sayesinde Bebop’un vazgeçilmez bir parçası haline geliyor. 13 yaşında olduğunu söyleyen Ed, tam bir enerji deposu. Uyuduğu zamanlar dışında, eli kolu bir saniye bile durmayan Ed, turuncu-kızıl saçları ve ufak tefek yapısı ile bilgisayar ekranı ardında kaybolmaya hiç de niyetli değil…
Ein
Herhalde şimdiye kadar hiçbir anime dizisi veya filminde böylesine ilginç bir karaktere rastlamadınız. Ein bir ödül avcısı falan değil, hatta bir insan bile değil; bir köpek. Yine şans eseri ekibe katılan Ein gerçekte bir “Data Dog”. Welsh Corgi türünde bir köpek olan aşırı sevimli Ein, bir deney sonucu hiçbir köpeğin olamayacağı kadar zeki hale geliyor. Ein’ın tek eksiği konuşabilmek, onun dışında ekibe ve özellikle Ed’e birçok sefer hiç tahmin edemeyeceğiniz şekilde yardım ediyor. Yardım deyince aklınıza Lassie gelmesin bile, Ein ondan kat kat üstün ve bir o kadar da şirin.