Çorak Topraklarda Bir Yol Macerası – Mad Max Oyunu İncelemesi
Benim adım Max.
George Miller’ ın 1979 yılında sinema severler için buluşturduğu Mad Max serisi 2015 ylında devam filmi ile karşımıza çıktı. Gayet başarılı olan yapımda Mel Gibson yoktu ama onun yerine oyunculuğu sevdiğimiz Tom Hardy, Max Rockatansky rolü ile karşımıza çıktı. Şimdi ise Max’ in bu postapokaliptik dünyasına sinema salonları yerine bilgisayarımız da konuk oluyoruz ve Wasteland’de Max ile çılgın bir maceraya atılıyoruz.
Mad Max: Fury Road’u izleyemeyenleri için ufak bir spolier var bu kısımda. Mad Max Fury Road’u izlediyseniz Max sürekli bir kadın ve bir kızın (Glory ve Hope) görüntülerini görüyordu kafasının içinde. “Bizi kurtaramadın, öldük” gibi cümlelerle Max’ in psikolojini alt üst etmişlerdi bu iki kişi. Filmde bu iki insana dair başka bir şey yoktu ve film bu konuda soru işareti bırakmıştı kafalarda. Mad Max Video Game ise bu soru işaretlerinin cevabını veriyor.
Oyundaki Amacımız Ne?
Oyunun asıl hikayesine gelirsek; Max filmlerden alışık olduğumuz bir şekilde arabasını yine arabasını deli Wasteland’in deli insanlarına kaptırır. Arabayı kaybetmesinden sonra Chumbucket isiminde bir tamirci ile tanışınır. Chumbucket yetenekli bir tamircidir. Max ile beraber Magnum Opus isminde güçlü bir araba yapmalarını konu alıyor. Arabayı yaptıktan sonra ise filmde gördüğünüz ama gidemediğiniz Gas Town’a da gidip oradaki yarışlara katılmayı planlıyorlar. Arabayı yapmak için türlü türlü ana görev ve yan görevle haşır ve neşir oluyoruz. Ama maalesef hikaye anlamında Max gerek görevler olsun gerek anlatım olsun size pek bir şey veremiyor.
Sadece filmdeki birkaç soru işaretine cevap bulurken oyunda koskoca Wasteland’de boş boş dolaşıyoruz. Post-apolakiptik öğelerin en önemli simgelerinden olan Mad Max, gibi bir isimden daha iyi bir hikaye bekliyorduk açıkçası.
Mad Max, açık dünya bir oyun. Büyük bir haritaya sahip. Bölge bölge konumlandırılan haritada aracınız ile istediğiniz yere gidebiliyorsunuz ve görevleri yapabiliyorsunuz. Bu yüzden oyunda gezilip görülecek çok yer var ama bir o kadar boş yer mevcut. Bu yerleri görev yaparak açıyorsunuz. İki kısımda görev mekaniklerine göz atarsak ilk olarak ana görevlere değinelim. Ana görevler Max’ in Magnum Opus’u geliştirmesi için gerekli. Ana görev mekaniklerinin neredeyse tamamı aracınıza odaklı olmuş
Haritayı açarken ikinci olarak bol bol yan görev yapıyorsunuz. Yan görevler hep aynı tek düzelikle ilerliyor. Yan görevler ise Wasteland ’i temizlemekten geçiyor. Wasteland ’in her yeri; Korkuluklar, Petrol Rafinelerini, Keskin nişancılar, mayın tarlası ve haydut konvoyları ile dolu. Haritanızı bu ögelerden temizleyerek Wasteland’ i daha güvenli yaparken, birçok geliştirmeyi de açabiliyorsunuz. Ama işin kötü yanı gezip gördüğümüz her yerdeki mantık aynı.
Dediğim gibi bir süre sonra görevler kendini tekrar ediyor. Bu görevleri yaparken düşmanları öldürmek ve hurdaları toplamak artık dayanılmaz bir hal alıyor. Koskoca Max oyunda sürekli yerdeki hurdaları topluyor.
Görevler yönünden size pek bir şey vaat etmeyen oyun gelişim menüsü ile güzel işler çıkarmış. Yaptığınız görevler sonucunda hurda parçaları ile gelişim puanları toplayarak hem kendimizi hem aracımızı geliştiriyoruz. Max iki yönden gelişiyor. İlk olarak fiziksel olarak güçleniyor, daha fazla koruma sağlıyor kendine, şarjör kapasitesi artıyor. İkinci gelişim ise ruhsal yönden; Griffa isimli bir kişi ile buluşup yeteneklerinizi geliştirebiliyorsunuz.
Araba Kullanmak Önemli
Araç geliştirme sistemi de başarılı bulduğum kısımlardan olmuş. Magnum Opus’a 5 farklı kasa seçip istediğiniz gibi modifiye edebiliyorsunuz. Dilerseniz aracınızı hızlı gidecek şekilde geliştirirken dilerseniz tank kadar güçlü ve diğer araçlara sağlam hasarlar verecek yönde geliştirebiliyorsunuz. Tabii ki aracı güçlü yaptığınız zaman aracınızın hızı ve kontrol hassasiyeti düşüyor. Denge yine de iyi kurulmuş diyebilirim ve oyunu oynayan herkesin aracı için en son güncelemeri yapacağını düşünüyorum.
Oyunda 3 çeşit düşman tipi var Scratus, Roadkill ve Buzzard. Hepsinin farklı yetenekleri var ve sürekli başımıza dert olmaktalar. Kimi zaman döverek kimi zaman araba ile araçlarını yok ederek kurtulmaya çalışıyoruz bu arkadaşlardan. Araç ile yaptığımız saldırıların ayrı bir eğlenceli olduğunu belirtmek istiyorum. Oyun ilerledikçe aracımıza taktığımız silahlarımız ile düşmanları daha kolay bir şekilde yok edebiliyoruz. Oyunumuzun açık dünya olması hava olaylarının da bize düşman olması anlamına geliyor diyebilirim. Filmde gördüğünüz kum fırtınları oyun içerisinde de mevcut. Boş arazida giderken bir den fırtına başlıyor ve sığnak aramak için yola koyuluyordunuz. Sığınağa zamanında giremezseniz rüzgandan savrulan metal parçalar ya da yıldırımlar çok çabuk bir şekilde ölümünüze sebep oluyor. Oyuna çok güzel yedirilmiş bir unsur olmuş fırtınalar.
Oyun Warner Bros. yapımı olduğu için gelelim en güzel yönüne. Dövüş mekanikleri, artık Batman serisi ile özdeşleşen sistem ile aynı. Karşınızdakileri dövmek çok eğlenceli. Mantık gene aynı; sol fare tuşu ile atak yaparken sağ tuş ile koruma yapıyoruz. Batman serisindeki gibi kombo tuşlarının yerini tek bir tuş almış. Düşmana bıçak sapaklamak istersek veya elimizdeki sopa ile bitirici vuruşu yapmak istediğimizde tek tuş ile yapabililiyoruz. Düşmana fazla kombo yaptıkça Fury mod açılıyor ve daha güçlü oluyoruz aynı zamanda bitirici vuruş yaptıkça sağlık barımız artıyor.
Oyunun Grafikleri Nasıl?
Oyunun biraz da görsel ve teknik detaylarına girelim. Grafiksel olarak oyun ortalamanın üzerinde olsa da yeni nesil grafikleri sizlere vadetmiyor maalesef. Kaplamaların ve karakter tasarımlarınının yetersiz olduğunu düşünüyorum ama bir o kadar çevredeki detayların ve efekterin de başarılı olduğunu söyleyebilirim. Kum fırtınlaları, duman efekleri, patlama efekleri çok başarılı. Araçların da tasarımlarına diyecek bir söz yok. Wasteland’in çorak toprakları da oyuna iyi yansıtılmış. Ortalamanın üzerinde olan grafiklerin yanında yine de sayısız bug ve hata mevcut. Havada kalan kolon parçaları, bir yere sıkışan çıkamayan Max ve canınızı sıkan saçma sapan hatalar. Oynanışa pek etki etmese de yine de hatalar bolca mevcut. Bu kadar hataya rağmen güzel bir sisteminiz varsa en son grafik ayarlarında sabit hiç düşmeyene 60 FPS ile oyun zevkinizin de baltalanmaması çok iyi.
Sesleri de ortalamanın üzerinde olan oyunda Max dışında diğer karaktelerin seslendirmelerini çok sevdim. Araçların motor sesleri bir o kadar harika ve sizi gaza getiriyor. Oyunda pek müzik yok ama keşke filmdeki gibi müzikler kullanılsaydı oyun daha eğlenceli olabilirdi.
Film oyunları başarısız olur diyoruz ya Mad Max bir çok yönden başarılı bir çok yönden başarısız olan bir oyun olmuş. Yine de iyi optimizasyon, araç modifiyeleri, dövüş mekanikleri ile sizi gerçekten eğlendirebilen bir oyunken kendini tekrar eden yapısı ile de size “Bitse de kapatsam,” dedirten bir oyun olabiliyor. Post-apokaliptik dünyaları sevenlerdenseniz uygun fiyatı ile Mad Max‘i oynamalısınız diyorum.