The Binding of Isaac Rebirth’e İlk Bakış
İlk keşfettiğim günden beri benim için adeta bir bağımlılık olan The Binding of Isaac hayatımdan 133 saat çaldı. Üstelik tüm Steam achievementlarını da açamadım! Oyun içindeki tüm eşyaları ve sırları açamamış olsam da Rebirth’ün geleceğini duyduğumdan beri heyecan içindeydim. Peki Rebirth beklentilerimi karşıladı mı?The Binding of Isaac Rebirth’ü şimdilik sadece 3 saat oynadım. Yani yazı için oyuna ilk bakış diyebiliriz. Çünkü 100’ün üstünde pasif eşya, trinket, aktif eşya ve her odanın sonunda düşen yardımcı eşyadan bahsediyoruz! İlk izlenimlerimi sırayla anlatmadan önce oyunun beni heyecanlandırdığı kadar mutlu ettiğini de söyleyebilirim. Oyunla ilgili gözlemlerime gelmeden küçük bir detayı belirteyim; daha önce hiç Binding of Isaac oynamadıysanız ya da Rebirth’ü duymadıysanız oyunu bir devam oyunu sanıyor olabilirsiniz. Rebirth bir devam oyunu değil, ilk oyunun yeniden yapılmış halidir. Tabii oyunu açar açmaz artık ilk oyundan çok daha zengin bir oyunun oyuncuları karşılayacağını da eklemeliyim.
Neden oyunu yeniden yapma ihtiyacı hissettiler?
Biraz ilk oyundan bahsetmek gerekirse, Binding of Isaac flash tabanlı hazırlanmıştı ve ciddi anlamda sorunlar barındırıyordu. Oyun içi çok fazla bug vardı, oyun yapımcının istediği efektlerden yoksundu. Çeşitli eksiklikler vardı. Örneğin her eşya birbiriyle mükemmel birleşimi oluşturmuyordu. Oyunun temelinde bulduğunuz eşyalarla bir tam tur içinde karakterinizi geliştirdiğinizi düşünürsek bu oldukça önemli bir detay. Örneğin atışlarınıza eğim katan Wiggle Worm ile ağzınızdan lazer çıkaran Brimstone beraber çalışmıyordu. Dalgalı bir lazeri görmek hepimizin hakkı! Oyundaki buglara değinmeyeceğim bile. Ancak elbette ben bu oyunu 133 saat, büyük bir keyifle oynadım ve bazıları için bu süre çok az bile gelebilir ancak belli bir kesim bana “işsiz” diyecektir. Ancak yazının başında da belirttiğim gibi, Isaac bağımlılık yaratıyor.
Aynı konu, gelişmiş oyun deneyimi
Rebirth bir yeniden yapım olduğu için tabii ki oyundaki hikayeyi bire bir taşımış. Isaac bir gün habersiz oyun oynarken sevgili Annesi Tanrı’nın sesini duyar ve oğlunu feda etmesi gerektiğini işitir. Isaac de evin bodrumuna kaçar. Oyunanışı bilmeyenler için anlatacak olursak, 3’üncü kişi bakış açısıyla Isaac’i yönlendiriyoruz ve oyunda yer alan her katta farklı odalara girip çıkarak oradaki düşmanlarla dövüşüp oyunu bitirmeye çalışıyoruz.
Rebirth’ün animasyon ve ses açısından ilk oyuna göre çok daha iyi olduğunu söyleyebilirim. En çok korktuğum şeylerden biri oyunun müziği ve seslendirmeleriydi. Bu konuda gerçekten iyi iş çıkardıklarını düşünüyorum ancak tabii ilk oyuna o denli alıştıktan sonra insan ilk etapta oldukça yadırgıyor diyebilirim. Sevmediğim tek şey ise Anne’nin yeni seslendirmesi oldu. İlk oyunda çok daha korkunç ve etkiliydi, şimdi pek hoşuma gitmedi. Animasyonlar ise oldukça iyi hale getirilmiş. Grafik açısından oyun ilk etapta ilk oyunu oynayanları itebilir ancak zamanla alışılıyor. Ben uzun süredir oyunun resmi blogunu takip ettiğim için bu konuda bir sıkıntı yaşamadım.
Isaac artık daha kalabalık
Oyunu açtığımda ilk gözüme çarpan şey ilk oyunda olmayan üç adet save dosyası oldu. Artık oyunları farklı alanlara kaydedip yayın yapıyorsanız ya da bir YouTube serisi oluşturacaksanız ona göre oynayabiliyorsunuz. Ayrıca yarım kaldığınız bir seri varsa yarısında bırakıp devam edebiliyorsunuz. Güzel bir detay olmuş bence, çoğu kişi bunun gerekliliğini savunuyordu. Ancak ben gereklilik konusunda o kadar emin değilim, biraz oyunun ruhunu ve tarzını öldürdüğünü düşünüyorum ancak işe yarar bir özellik olduğu tartışılmaz.
Oyun Normal ve Hard olmak üzere iki zorluk seviyesi barındırıyor artık. İlk oyundan çok daha zor olmasına karşın biraz daha zorlaştırmak isteyenleri Hard kısmı tatmin edebilir. Ayrıca tüm achievementları açmak istiyorsanız oyunu Hard’da oynamanız gerekiyor çünkü Hard, hem Normal seviyesinin hem de kendi seviyesinin achievementlarını açıyor. Takip ettiğiniz belirli YouTube yayıncıları varsa onların Hard ya da Normal’de oynayıp oynamadığını da ekranın sol tarafında çıkan “Hard” simgesinden ayırt edebilirsiniz.
İlk oyunu uzun süre oynamış olanlar şüphesiz ki ilk açtıklarında çok zorlanmayacaktır. Hatta ben oyunu ilk oynayışımda tam bir tur tamamladım üstüne iki farklı karakter daha açtım. Ancak oyun ilerledikçe yeni düşmanlar ve farklı odalar zorluyor. Yeri gelmişken söyleyeyim Isaac artık yeni oynanabilir karakterlere de sahip. Bunların arasından ilk dikkatimi çeken Azazel oldu. Bana biraz fazla güçlü bir karakter gibi geldi ama oynanışı kesinlikle çok keyifli.
Yeni düşmanlarla dolu oyunda sinirinizi bozacak pek çok küçük düşman bulunuyor. Boss’ların sayısı da artırılmış ve kesinlikle harika olmuş bu durum. Bir süre sonra aynı Boss’larla oynamak insanı sıkabiliyor çünkü. Benim en çok sevdiğim detaylardan biri farklı boyutlardaki odalar oldu diyebilirim. Büyük odalar daha kalabalık düşmanlarla geliyor ve zorluğu da artırıyor tabii ki. Kat isimleri de artık gerçeği yansıtıyor. Örneğin Curse of Darkness’da bütün odalar gerçekten de karanlık. Etrafı görmek bir hayli zor ve renk efektleri çok daha iyi yansıtılabiliyor.
Yeni eşyalar, yeni heyecanlar
Oyunun en çok merak edilen yanlarından biri de eşyalardı. Eşyaların birbiriyle koordinasyonu ve yeni eşyaların sahip olduğu güçler merak ediliyordu. Eşyalar artık birbirlerini çok daha geniş bir yelpazede etkiliyor. Örneğin eskiden Technology alındığında o lazerin dümdüz izlediği yol değiştirilemezdi ancak şimdi üstüne onu hareket ettirebilecek pasif eşyalarla rengini dahi değiştirebiliyorsunuz.
Oyunla ilgili çok fazla detay vermek istemedim çünkü Isaac oynadıkça güzelleşen, bilinmez eşyalarıyla keyifli hale gelen bir oyun. Çok fazla spoilerın oyunun keyfini kaçıracağını düşünüyorum ancak oyunun çok fazla “sır” barındırdığını da söylemekte fayda var. Gizli odalara yenileri eklendi ve bazıları artık bombalarla açılabilecek gibi değil. Eminim oyunu oynaya oynaya öğrenmek isteyecek bir kitle vardır o yüzden çok açık etmek istemiyorum ama çok keyifli sürprizler sizi bekliyor.
Oyunun her ne kadar tamamıyla yenilendiğini söylesem de eski odaların birebir aynılarını da görmek mümkün. Ancak Heart’ın savaş mekaniği bile değişmiş. O yüzden Rebirth ilk oyuna göre pek çok yeniliği içinde barındırırken, ilk oyunu özletmeyecek her detayı da beraberinde getiriyor. 3 saatlik bir oynama süresiyle ilk izlenimlerimi bu kadar tutmak zorunda kaldım ancak ilerde, eşyaların tam listesi çıktığında yine amatör bir çeviri çalışmasında bulunabilirim. Rebirth’ün daha çok vaktimi çalacağı kesin…
Daha önceki The Binding of Isaac Kılavuzu ve İncelemesi yazısını buradan okuyabilirsiniz.