Makaleler

Yayıncılar Tarafından Reddedilen 15 Efsane Fantastik ve Bilimkurgu Kitabı

Artık klasikleşmiş olarak kabul edilen, bilimkurguya, fantastik kurgu ve distopyalara yön vermiş efsane kitapların zamanında yayıncılar tarafından reddedildiğini öğrendiğinizde nasıl bir tepki verirdiniz? Belki siz çok kızmış olabilirsiniz ama bu efsane kitapların efsane yazarları, yenilgiyi kabul etmeyip isimlerini altın harflerle edebiyat tarihine geçirecek eserleri için mücadeleye devam etmişler.

Bilimkurgunun ilk ne zaman başladığını kestirmek biraz zor. Sadece edebiyattan bahsetmiyorum. İnsanlar kafalarını gökyüzüne kaldırıp yıldızların büyülü ışıltılarına kendilerini kaptırıp hayal etmeye başladığından beri bilimkurgu türüne giren birçok eserle karşılaştık. Gerek resim olsun, gerek kabartma ya da şiirler, şarkılar.

Kitaplar bilimkurgu türünü her zaman için ön planda tutmuşlardır. 20. yy’ın başından itibaren, bu türe ait inanılmaz fikirler üreten ve geleceğin gerçekliğine kapılar açan eserler verilmiştir. Bugünlerde sinema ve televizyon, bilimkurgu türünü sahiplendi. Ama H. G. Wells, Ray Bradbury, Frank Herbert gibi isimlerin kitapları yayınlanmasaydı, buraya kadar gelemezdik.

Ama dediğimiz gibi bu yazarlar çok inatçıydı ve yazılarını bastırmak istiyordu. İsterseniz gelin, bugünlerde artık efsane olarak kabul gören bazı fantastik ve bilimkurgu kitaplarının nasıl reddedildiğine yakından bakalım:

The War of the Worlds – H.G. Wells (1897)

H. G. Wells, usta bir bilimkurgu yazarının olmasının yanı sıra, tam bir fikir adamıydı. Kitaplarında bilimsel kurguyu pek göremezsiniz. Size devasa robotların nasıl çalıştığını anlatan karmaşık mekanizmaları anlatmaktan kaçınır. Ama bunun yerine size öyle bir tasvir yapar ki, gerçekliği sorgulatır.

H. G. Wells’in yazılarında Charles Dickens havasını görürüz. Klasik edebiyat yapmaktan hoşlanır. Ama bunu bilimkurgu ile süsler. Bu yüzden dönemi itibariyle benimsenmiştir. Ona dünya çapında ün kazandıran, uzaylı istilası kitabı The War of the Worlds (Dünyaların Savaşı) birçok yayıncı tarafından geri çevrilmişti. Hatta bir yayıncının yazara geri gönderdiği mektupta, kitap için “bitmek bilmeyen bir kabus gibi” tanımlaması yapılmıştı. Benzer şekilde The Time Machine (Zaman Makinesi) kitabı da “genel okuyucuya ve bilimsel takipçiye hitap etmediği” gerekçesiyle kabul edilmemişti.

Animal Farm – George Orwell (1945)

George Orwell ismini 1984 kitabı ile biliyor olabilirsiniz. Ama üstadın bir başka kitabı daha var ki, ideolojik düşüncelere bambaşka bir bakış açısı kazandırıyor. Animal Farm (Hayvan Çiftliği) reddedilen bir başka bilimkurgu/distopya kitabı.

Animal Farm, yapı itibariyle komünizm ve sosyalizm gibi ideolojik yapıları yerden yere vurur. Bu yüzden bazı kesimler tarafından beğenilmez. Kitap 1944 yılında yazılmıştı. Bahsettiğim üzere ideolojik boşluklara karşı yazılmıştı. Ancak 2. Dünya Savaşı’nın bitirilmesine yardım eden Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne laf geçiriyor gibi gözüktüğünden birçok yayıncı tarafından kabul görmemişti. Çünkü SSCB, Nazi Almanyası’nın ilerleyişini durdurmuş ve Birleşik Krallık üzerindeki kolunu kesmişti. Halkın da SSCB’ye karşı büyük bir saygısı bulunuyordu. Bu yüzden birçok kez, Orwell’in yüzüne kapılar kapatıldı.

Fahrenheit 451 – Ray Bradbury (1953)

Fahrenheit 451, bir kitap haline getirilmeden önce birçok kısa hikayeden oluşuyordu. Venüs gezegeninin transit geçiş yaptığı sırada kaybettiğimiz Ray Bradbury bu hikayeleri bir araya getirerek Fahrenheit 451’i oluşturdu. Uzak ama olası bir gelecekte, kitap okumanın ve bilginin paylaşımının kısıtlandığı bir dünya çizen Ray Bradbury, en büyük korkulardan birini gözler önüne sermişti.

Bradbury, bu kısa hikayeleri bile yayınlamakta zorluk çekerken yardımına Hugh Hefner koştu. Evet, hani şu onlarca sarışınla beraber aynı evde yaşayan, Playboy’un kurucusu çapkın Hugh Hefner. Ray Bradbury’nin kitabı yayıncılar tarafından kabul edilmedi. Ama enteresan bir biçimde Hefner’ın hoşuna gitti. Bu yüzden Fahrenheit 451 ilk kez Playboy dergisinde yayınlanmaya başladı.

Komik gibi dursa da, birçok noktadan derinlemesine incelenebilir. Kitap yapı itibariyle, bilginin paylaşılmasını yasaklıyordu. Okuma keyfi, itfaiyeciler tarafından yakılıyordu. Ama Bradbury kitabını okuma yerine “seyretmeye” teşvik eden bir dergide yayınladı.

The Once and Future King – T. H. White (1958)

T. H. White, Kral Arthur ve Yuvarlak Masa Şövalyeleri için inanılmaz bir kitap yazmıştı. Rivayete göre T. H. White kitabın ismini Kral Arthur’un mezarında yazan sözlerden almıştı: The Once and Future King yani Bir Zamanların ve Geleceğin Kralı.

Yazarın kitabı 1941 yılında tamamlandığında, yayıncılar kitabın son bölümünün çok fazla barışçıl olduğunu söylüyordu. İngiliz tarihinin en önemli isimlerinden Kral Arthur’u merkez alan hikayenin, sonunun bu kadar yumuşak bitirilmiş olması, yayıncıların hoşuna gitmedi.

Elbette dönem itibariyle, İngiltere’nin savaşta olmasının da etkisi vardı. İnsanların coşkulu bir anlatıma ihtiyacı vardı. Ama White bekledi. Kitabına yeni eklemeler yapan T. H. White, sonunda 1958 yılında eserini bastırabildi.

Wrinkle In Time – Madeleine L’Engle (1962)

Madeline L’Engle’a Newberry Madalyası kazandıran bu eser tam 26 kere reddedilmiş. Wrinkle in Time (Zamanda Kıvrılma) bir çocuk kitabı olarak yola çıkmıştı. Ancak bilimsel ögelerin, kullanılması ile o dönemdeki birçok çocuk için bilimkurguya başlangıç kitabı olarak kabul edilmişti.

Wrinkle in Time, yayıncılar tarafından 26 kere reddedildikten sonra dünya çapında büyük ilgi gördü. Bugüne kadar 8 Milyon kopya sattığı belirtiliyor.

Dune – Frank Herbert (1966)

Dune, birçok okur tarafından gelmiş geçmiş en iyi bilimkurgu kitabı olarak gösteriliyor. Frank Herbert’a büyük ün getiren, Hugo ve Nebula ödülleri kazandıran Dune eseri, 23 yayıncı tarafından kabul edilmemiş.

Frank Herbert, bir ABD vatandaşı olmasına rağmen oryantal yapıyı alıp bir bilimkurgu hikayesinin ortasına oturtuyor. Gözlem gücü kuvvetli bir yazar olarak karşımıza çıkıyor. O Hanedanlar arasındaki çekişmeler derken bir anda kendinizi Dune gezegeninin içerisinde buluyorsunuz.

Dune birçok yayıncı tarafından geri çevrildi. Çünkü hikayenin çok uzun ve karmaşık olduğuna inanıyorlardı. Yayın haklarını satın alıp, kitapların ilgisiz kalmasından çekiniyorlardı. Ancak daha sonrasında ufak bir yayıncı olan Chilton Books elini taşın altına koyarak, tüm zamanların en çok gelir elde eden kitabını basmaya başladı. Sanıyoruz ki, Herbert ustaya kapıyı gösteren yayıncılar kitabın satış rakamlarını görünce saçlarını başlarını yolmuşlardır.

Nova – Samuel R. Delany (1968)

Ülkemizde Einstein Kesişimi kitabı ile tanıyacağınız Samuel R. Delany, gözünüzden kaçmış bir yazar olabilir. Ancak emin olun, ABD’de oldukça ilgi çekici bir noktada. Çünkü Nova’nın reddediliş biçimi oldukça enteresan. Delany daha öncesinde Nebula Ödülü kazanmış ve sonrasında çıkardığı kitaplarla da bu ödüle aday olarak gösterilmiş bir isim. Yani bir bilimkurgu camiasında bir yere sahip.

Yazarın 9. kitabı olan Nova’nın protagonisti bir siyahi. Yayıncılar, Amerikan okuyucularının baş karakterinin siyahi olan bir kitaba hazır olmadıklarını söyleyerek, Nova’yı geri çevirmişler. İşin garibi ise Nova sonunda yayınlandığında, ABD’de inanılmaz bir ilgi görüyor ve Hugo Ödülü’ne aday gösteriliyor.

Bu İçeriğe Oy Verin

1 2Sonraki sayfa

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.