Mary Shelley’nin Hayatını Sophie Turner Canlandıracak
Frankenstein’ın yaratığı pek çok kez filme uyarlandı. Hatta farklı farklı senaryolarla bile değişik Frankenstein filmleri izledik ancak Frankenstein eserinin yaratıcısı yazar Mary Shelley‘nin hayatı pek de ilgi çekmemişti.
Şimdi ise Mary Shelley’nin hayatı beyazperdeye uyarlanıyor. Mary Shelley’i ise Game of Thrones dizisinde Sansa Stark karakterini canlandıran Sophie Turner oynayacak!
“Mary Shelley’s Monster” (Mary Shelley’nin Yaratığı) ismi ile vizyona girmesi beklenen filmi, daha önce Wuthering Heights, Carrie’s War dizilerini yöneten, son dönemde de fantastik korku dizisi Penny Dreadful’un birkaç bölümünü yöneten Coky Giedroyc yönetecek. Daha önce ortaya koyduğu işlerden de görüldüğü üzere, kendisi dönem filmleri ve dizileri konusunda uzman bir isim. Filmin senaryosunu ise 2012 yılında “Living with Frankenstein” isimli dizinin yönetmenliğini de üstlenen, Frankenstein ve Mary Shelley konusunda uzman bir isim olan Deborah Baxtrom yazacak.
Filmin oyuncuları tamamen belli olmasa da Sophie Turner dışında Taissa Farmiga (American Horror Story, ) ve Jeremy Irvine (War Horse) de açıklanan isimler arasında. Taissa Farmiga, Lord Byron’ın çocuğunun annesi ve Mary Shelley’nin üvey kardeşi olan Claire Clairmont‘ı canlandırırken Jeremy Irvine ise dönemin şairlerinden ve Mary Shelley’nin kocası Percy Bysshe Shelley‘yi canlandıracak.
Mary Shelley’nin hayatını önemli derecede etkileyen ve yine dönemin önemli isimlerinden olan Lord Byron’ı kimin oynayacağı henüz açıklanmadı.
Mary Shelley Kimdir?
Tam adı Mary Wollstonecraft Godwin Shelley, 30 Ağustos 1797 tarihinde doğmuş ve 1 Şubat 1851 yılında hayatını kaybetmiştir.
1797 yılında Londra’da doğdu. Babası William Godwin, radikal siyasal görüşleriyle tanınan bir yazar, annesi Mary Wollstonecraft ise dönemin etkili bir kadın hakları savunucusuydu. Annesi doğumu sırasında ölünce, babası tarafından büyütüldü ve doğal olarak ondan ve arkadaş çevresinden oldukça etkilendi. Bu şartlar altında edebiyat ve felsefe’nin başlıca ilgi alanları olması kaçınılmazdı. Çocukluğunun büyük bölümünü kitap okuyarak, hikâyeler yazarak geçiren Mary 1814’de, dönemin en gözde romantik şairlerinden Percy Bysshe Shelley’e aşık oldu. Percy Shelley’in evli olması nedeniyle İsviçre’ye kaçmak zorunda kaldıklarında Mary henüz 17 yaşındaydı. Babası William Godwin bu ilişkiye karşı çıktı. İki sevgili, Percy’nin eşinin 1816’da ölümünden sonra Londra’ya dönüp evlenebildiler. Ardından İtalya’ya yerleştiler.
Frankenstein‘in düşüncesi; Mary’de, 1816 yazında yarı uyanık olarak gördüğü bir kabus sebebiyle oluştu ve hikâyeyi geliştirmesi için eşi tarafından desteklendi. Frankenstein ya da Modern Prometheus 1818 başlarında yayımlandı. Romanın doğuşunda, İngiltere’deki sanayi devriminin, Locke ve Hobbes gibi düşünürlerin etkisini de görmek mümkündür.1822 yılında eşini bir tekne kazasında kaybeden Mary, Londra’ya döndü ve 1851 yılında ölünceye kadar profesyonel yazarlık yaptı.
Frankenstein; kuşaktan kuşağa bir korku klasiği olarak aktarılsa da, öyküde doğrudan korkuya yapılan bir gönderme yoktur aslında. Katil, canavar denilen yaratık ve yaratıcısı Dr. Frankenstein kurbandır aslında. Modern çağa ve rasyonel aklın egemenliğine karşı romantik başkaldırının metaforudur onlar. Yani toplum dışına itilen, kendi savaşını veren ve bu savaşta yenilen farklı insanların acıklı öyküsüdür.
Daha çok Frankenstein (1818) ile anılan Mary Shelley’nin diğer romanları şöyledir: Valperga (1823), The Last Man (1826), The Fortunes of Perkin Warbeck (1830), Lodore (1835), Falkner, A Novel (1837)