Guillermo del Toro, Pinokyo Filmi Hakkında Konuştu
Guillermo del Toro, Pinokyo filmi hakkında konuştu. Birçok kez anlatılmış olan Pinokyo’yu tekrar anlatmaya niyetli olmadığını, yepyeni bir hikayeyle karşımızda olayacağını söyledi.
Bu yıl zıt atmosferden iki farklı Pinokyo filminin yayınlanacağını söylemiştik. Bunlardan ilki Disney’in Pinocchio filmi olacak. Tom Hanks ve Robert Zemeckis‘i buluşturacak film 8 Eylül’de Disney+‘ta yayınlanacak. Detaylarına buradan bakabilirsiniz.

Guillermo del Toro ise Disney’in tonundan ve anlatısından tamamen uzaklaşacağını söylüyor. Collodi’nin hikayesinin şimdiye dek birçok kişi tarafından tekrar tekrar ekrana uyarlandığını söylüyor. Ancak onun yorumunun bu modanın yeni bir ürünü olmayacağını vurguluyor. Gerçekten de filmi hakkında söylediklerine bakarak bizi ilginç bir yorumun beklediğini anlayabiliyoruz.
Gerçekçi Bir Hikaye Olacak
Fantastik korku hikayelerinin yönetmeni Guillermo del Toro, Pinokyo filminde fantastik elementleri en aza indirmiş. Hikayede yalnızca üç fantastik unsur olacak: Konuşup hareket edebilen kuklamız, ona hayat veren ruh ve konuşabilen Cırcırböceği.
Hikayemde Pinokyo’ya hayat veren odun ruhu ve Pinokyo dışında büyülü bir yaratık istemedim. Konuşabilen bir tilki, konuşabilen bir kedi ve eşeğe dönüştürme büyüleri de istemedim. Pinokyo dışındaki her şeyin mümkün olduğunca gerçek hayata yakın olmasını istedim.
Guillermo del Toro

Zaten Guillermo del Toro Pinokyo filmi için masalsı bir dünya da yaratmıyor. Yaramaz kuklamızı Birinci ve İkinci Dünya Savaşı arasında İtalya’ya yerleştiriyor. Böylece o dönemin otoriter yönetimini ve faşizmin kokusunu filmine yediriyor.
Kim Kukla, Kim İnsan?
Yönetmen İtalya’daki faşizmi işlemek istiyor. Zira del Toro’ya göre bu, gerçek bir çocuk olmak isteyen bir kuklanın hikayesi için en ideal mekan ve zaman çifti.

Vatandaşların itaatkârlıklarıyla adeta kukla gibi hareket ettikleri bir ortam.
(…)
Aslında kitaba ters bir hikaye çünkü kitap çocuğun ruhunun garip şekillerde evcilleştirilmesini anlatıyor. Kitapta birçok muhteşem yenilik var. Fakat anı zamanda ebeveynlerin kurallarına uyup iyi bir çocuk olmak gibi şeyleri de övüyor. Benim filmim kendini bulmak hakkında. Yani bu dünyada kendi yolunu bulmak. Başkalarının sana dayattığı buyruklara boyun eğip bunların senin için sorun olup olmayacağını görmek hakkında değil.
(…)
Hikaye bana hep ruhun ehlileşip itaatkarlaşması hakkında gibi gelmiştir. Ama körce riayet etmek bir erdem değildir. Pinokyo’nun erdemi başkaldırabilmesidir. Diğer herkesin kukla gibi davrandığı bir düzene karşı çıkabilmesidir. Bunlar bana ilginç geliyor. O yüzden aynı eski hikayeyi anlatıp durmak istemiyorum. Hikayeyi, benim dünyayı nasıl gördüğüm üzerinden kendi yorumumla anlatmak istiyorum.
Guillermo del Toro

Geppetto
Yönetmen yalnızca Pinokyo’yu ve onun dünyasını değiştirmekle kalmıyor. Pinokyo’nun babası, sevgi dolu marangoz Geppetto da bu hikayede bambaşka biri oluyor.
Geppetto üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen hâlâ oğlu Carlo’nun ölümünü hatırladıkça kahrolan bir baba. O söz ufacık, tatlı, uslu, söz dinleyen oğlunu kaybetmenin acısı her gün onu mahvediyor. Pinokyo’yu da oğlunun mezarının üzerinde büyüyen bir ağacın dallarından oyup yapıyor. Ancak yas onun gözlerini öyle bir kör etmiş ki kukla canlandığında aslında en büyük dileğinin gerçek olduğunu fark edemiyor.

Tekrar baba olabilmek için yalvarıyor aslında. Fakat kendi uysal çocuğunun özünün bu inatçı kuklanın bedeniyle hayata döndüğünü göremiyor. Geppetto ile Pinokyo arasındaki asıl gerilim şu: Geppetto o iyi huylu, uslu çocuğunu geri istiyor. Ayrıca Pinokyo’nun özgür, vahşi ve coşkun yanlarını anlayamıyor.
Guillermo del Toro
Zaten yönetmen küçüklüğünden beri Pinokyo ve Frankenstein hikayelerini birlikte düşündüğünü söylüyor. Her ikisinde de bir babanın eliyle hayat bulan bir ruh var ve her ikisi de bir anda içine düştükleri bu düzenin ahlak ve kural sistemini anlayamadıkları için dışlanıyorlar. O yüzden del Toro’nun yapımı Frankenstein’a, Disney’in Pinokyo’suna benzediğinden daha çok benzeyecek.

Guillermo del Toro Pinokyo Filmi için Kuklalar Kullanıyor
Ünlü yönetmenin kuklanın görünümünü tasarlarken kullandığı temel fikir Gris Grimly’den gelmiş. Gris Grimly‘nin Pinokyo’yu tamamlanıp cilalanmış bir kukla değil de, gelişigüzel oyulurken yarım bırakılmış bir tahta parçası olarak resmetmesine hayran kalmış.
Ayrıca yönetmen filminin çekimlerii için de gerçek kuklalar kullanıyor. Kuklalarla stop-motion türünde hazırladığı filmin yönetmenliğinde ona Mark Gustafson da yardımcı oluyor. Gustafson daha önce Roald Dahl’ın kitabından uyarlanan, Wes Anderson‘ın yönettiği, 2 dalda Oscar adayı Fantastic Mr. Fox filminde de sanat yönetmenliği yapmıştı. Yani stop motion animasyonlar konusunda deneyimli biri.

Kadronun kalanına ve filmin diğer detaylarına da buradan göz atabilirsiniz.
Guillermo del Toro’nun Pinokyo filmi Aralık’ta Netflix’te yayınlanacak. Kuklayı görebileceğimiz ilk fragmanın da bu hafta yayınlanmasını bekliyoruz. Zira bu hafta del Toro’nun bir animasyon festivaline katılacağını söylemiştik.

Kaynak: Vanity Fair