Türk Yapımı Cthulhu Oyunu – Stygian: Reign of The Old Ones
Her sene onlarca yeni oyun piyasaya çıkmakta ve ben sadece çok az bir kısmı için heyecan duymaktayım. Hele ki konu bağımsız yapımlar olunca, beklemeye değecek daha da az oyun kalıyor. Hadi biraz daha zorlayım ve bağımsız yerli yapımlara indireyim çıtayı. No:70 ve Mount & Blade: Bannerlord bu noktada en çok beklediğim yapımlar.
Bannerlord için son yayınlanan oynanış görüntülerinden sonra sabırsızlığım biraz daha arttı. Şayet izlemediysen en kısa zamanda izlemeni şiddetle tavsiye ederim sevgili okur. Dur yahu nereye gidiyorsun, bari yazıyı bitirseydim. Hah devam edeyim o zaman…
İşte böyle bir anda çıkageldi şu oyun karşıma. El çizimi grafikler, sıra tabanlı stratejik dövüş sistemi, rol yapma ögeleri derken bir anda kendi çıtasını aşıp en çok beklediğim oyunlar arasında yerini almayı başardı. Kısaca bahsetmek gerekirse Stygian, H.P. Lovercraft’ın Cthulhu mitosunda etkilenmiş hatta etkilenmekle kalmayıp tüm hikayeyi, karakterleri ve mekanikleri bu mitos üzerine kurmuş yerli bir oyun.
Dürüst olmak gerekirse bu mitos ile çok yakın bir alakam yok. Tecrübe ettiğim tek örnek Call of Cthulhu adlı güzide oyundur. Karanlık ve gergin atmosferi ile sizi sürekli olarak diken üstünde tutan bu yapım, doğal olarak Cthulhu mitosuna olan ilgimin de artmasına sebep olmuştu. Mamafih, tüketecek başka kaynağım yoktu. Elbette okunacak kitaplar vardı ama zaten sırada bekleyen onlarca kitabım varken bu mitosu araya sıkıştırmaya çalışmak, hem Lovercraft’a hem de benim kitaplarıma ayıp olurdu. Şimdi ise böyle bir oyunun geliştirilmekte olduğunu duyunca, ne kadar sevindiğimi ve heyecanlandığımı anlamışsınızdır.
Oyunda neler var?
Sitesindeki özellikler kısmını okurken cidden ağzımın suyu akıyor. Burada üzerinde durmak istediğim bir özellik var: akıl sağlığının oyuna etkisi. Her karakterin kendi kişiliğine özgü bir akıl sağlığı sistemi var. Bir rasyonalist, mitos yaratıkları üzerinde araştırma yaparak akıl sağlığı kazanabiliyor iken; yaratıcıya inanan kimseler, kayıp bir ruhu Tanrı’ya inandırınca akıl sağlığı kazanabilmekte. Ruhsal durumumuzun ise doğrudan doğruya konuşma seçeneklerine bir etkisi olacağı söyleniyor. Akıl sağlığımız bize engel olabileceği gibi bize destekte olabilirmiş. Yapımcı “Bazen çılgın bir dünyada, çılgın biri olmak işe yarar” demekte. Diğer bir dikkatimi çeken nokta ise bu evrende büyü yapmanın sandığımız kadar eğlenceli olmadığı. Çoğu zaman feda etmemiz gereken şeyler olacak. Akıl sağlığımız, canımız ve hatta ruhumuz. Oyun boyunca çaban dünyayı kurtarmak olamayacak, o savaş çoktan kaybedildi. Ölüme mahkum bu dünyada, ya kurtuluş için kendi amaçlarını takip edeceksin ya da intikam için mücadele edeceksin.
Ekipten de bahsedip oyunu beklemeye devam edeceğim köşeme çekileyim bari. Oyunun kendi sitesinden birebir çeviri yaparsak, yapımcılar kendilerini şöyle tanımlıyor “Lovecraft’ın eserlerini okurken Planescape: Torment, ilk Falloutlar ve Heroes of Might and Magic oynayarak büyümüş bir ekip”. Cultic Games, İstanbul’da bulunan stüdyoda, bağımsız bir oyun için kalabalık sayılabilecek bir gurup çalışkan insan. Umarım emekleri boşa çıkmaz ve hak ettikleri ilgiyi görebilirler.
Bağlantılar:
Geliştirici Sitesi: http://www.stygianthegame.com/
Facebook: https://www.facebook.com/stygianthegame
Twitter: https://twitter.com/stygian_thegame
Yazan: Tahir Özdemir
Ne güzel yaa. Böyle rahatsız konulu bi oyunu bu denli hastalıklı detaylara inercesine planlayıp yapmak, fantastik edebiyatlar üzerinde bilgelikten geliyor olmalı. Kodlayan ekibin yeteneklerinin (resimler ve mekaniğin işleyişinden anlayabildiğim kadarıyla yani) tartışılmaz derecede iyi olmasının yanı sıra, böyle büyülü ve işlenmesi cesaret isteyen bi oyunu planlayan kişilerin de hakkını vermek isterim. Çıktığında elimden geldiğince her türlü desteği vermeyi planlıyorum. Farkettim ki, ilk kez Lovecraft kitabı okuduğum günden beri özlemini duyduğum bi oyunmuş. Ağzımın suyu akıyor,..