Ortaçağ Döneminden Kalma Kılıç, Türk Korsanlara Ait Olabilir
Yunanistan’ın kuzeyindeki bir Hıristiyan mezarında bulunan yüzlerce yıllık kılıcın Ortaçağ’daki Türk korsanlarla olası ilişkisi ortaya çıktı.
Çekya’daki Masaryk Üniversitesi’nden araştırmacılar, tek ağızlı kılıcın 14. yüzyılda manastıra baskın yapan Türk korsanlara veya manastırı onlara karşı savunanlara ait olabileceğini tespit etti.
Arkeolog Errikos Maniotis, bu tür kavisli ve tek ağızlı kılıçların o dönemde hem Türkler hem de Bizanslılar tarafından kullanıldığını söyledi.
“Kılıcın Bizanslılara mı mı yoksa Türk akıncılara mı ait olduğunu belirlemek zor” diyen Maniotis, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu dönemde iki taraf da benzer silahlar kullandı.
Maniotis, bölgede yaşamış bir rahibin onuruna “Hrisokamaros’lu Agios Nikolaos Manastırı” diye adlandırılan arkeolojik bölgeyi kazmak için Yunanistan’da görevli arkeologlarla birlikte çalıştı.
Kalıntılar, Ege Denizi’nin kuzeybatı kıyısında, Selanik’in yaklaşık 64 kilometre güneydoğusunda gün yüzüne çıkarıldı.
Arkeolog ekibi 14. yüzyılda bölgede bu kılıcın kullanılmış olabileceği üç askeri olay belirledi.
İlki 1344’te Türk korsanların kıyı boyunca düzenlediği ve manastır yöneticilerini de kaçırdığı saldırıydı. İkincisi 1345 ve 1371 arasında Bizans topraklarını fethetmeyi amaçlayan Sırp kralı Stefan Dušan’ın saldısıydı. Sonuncusu ise 1383 ve 1387 arasında Osmanlı birliklerinin Selanik’i kuşatmasıydı.
Araştırmacılar, kılıcın yaklaşık 45 santimetrelik bıçağının bozulmadan kaldığını ama saldırı esnasında yamulduğunu ifade etti.
Silahın Bizanslılara mı yoksa Türklere mi ait olduğunu belirlemenin sadece şekline bakarak mümkün olmayacağını söyleyen arkeologlar, kılıcın kökenine dair ayrıntılı bilgiler elde etmek için yeni araştırmalar yürütmeyi planlıyor.
Ender Bir Buluntu
Uzmanlara göre demirden yapılan kılıcın bugüne dek sağlam kalması da sıradışı bir durum çünkü bu döneme ait demir silahlar genellikle çabucak paslanıyor.
Arkeologlar bu ender görülen buluntuyu 2000 ve 2001 arasında keşfetmişti. O zamandan beri bölgedeki kazılar devam ediyor ve buluntulara yönelik bilimsel incelemeler sürüyor.
Kazılar zaman içinde manastırın 1,7 ila 2 metre kalınlığında, granit kayalardan yapılmış sağlam bir duvarla çevrili olduğunu gösterdi.
Bu tür dayanıklı manastırlar genelde korsan baskınları gibi saldırılar sırasında sığınak olarak kullanılıyordu.
Arkeologlar manastırın değerli dinsel eşyalara ve tahıl stoklarına ev sahipliği yaptığını da düşünüyor. Kazılar sırasında manastıra ait bir kulenin alt katlarında tahıl tohumlarının keşfedilmesi de bu düşünceyi doğruluyor.
Kule şu anda yaklaşık 5 metre yüksekliğinde. Ancak araştırmalar bir zamanlar çok daha yüksek olduğunu belirtiyor. Zira yapının bir noktada yangında ağır hasar gördüğüne dair kanıtlar var.
Ayrıca baltalar, ok uçları ve tek ağızlı kılıç gibi buluntular, yangın izlerinin görüldüğü aynı arkeolojik katmanda keşfedildi.
Maniotis ve meslektaşları yeni incelemelerden elde ettikleri bu bilgileri 27 Mayıs’ta Atina’da düzenledikleri akademik toplantıda sundu.
Bilim insanı sunum sırasında, “Bu, kulenin bir baskın sonrasında şiddetli bir yangın nedeniyle yıkıldığı sonucuna varmamıza yol açan kanıt” ifadelerini kullandı.