Edebiyat

Yüzüklerin Efendisi’nin İlham Kaynağı Nibelung Yüzüğü Serisinin İlk Kitabı Ren Altını Yayınlandı

VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY), Richard Wagner’in Nibelung Yüzüğü serisinin ilk halkası olan Ren Altını adlı eserini sanatseverlerle buluşturdu.

Alman opera bestecisi, tiyatro direktörü ve müzik teorisyeni olan Richard Wagner‘in, Nibelung Tetralojisi (Dörtlüsü) olarak literatüre geçmiş olan dört müzikli dramının ilki olan Nibelung Yüzüğü 1 – Ren Altını adlı kitap, yüzyıllardır sahnelenen bir opera klasiği olarak güncelliğini koruyor.

Ren Altını ile başlayan öykü, Die Walküre (Walküre), Siegfried ve son olarak Götterdammerung (Tanrıların Alacakaranlığı) ile devam ediyor.

Sigurd, Orta Çağa ait İskandinav baladlarında Sivard Snarensvend olarak geçer. Destanda Sigurd, Sigmund ve Hjordis’in oğlu olarak tanıtılır. Sigurd, Mimer adlı sihirbaz bir demirci tarafından büyütülmüştür. Destanda Balmund adlı kılıcı Mimer’e yaptırarak bu kılıçla Ejderha Fafnir’i öldürür. Aslında Völsunga destanı Odin’in oğlu Sigi ile başlar ve onun oğlu Rerir’le devam eden soyu anlatır. Völsung da Rerir’in oğludur. Destan boyunca yüzüğün laneti devam edecek ve neredeyse tüm Völsunga soyu bu lanetten payını alacaktır.

“Nasıl ki bir lanetle bana geldiyse, Aynı şekilde lanet olsun yüzüğe! Onun altını verdi bana ölçüsüz bir kudret, Şimdi onun sihri onu taşıyana ölüm getirsin! Hiçbir kısmetli ona sahip oldu diye sevinmesin Onun parıltısı, hiç kimseye mutluluk vermeyecektir, Kim ki onun sahibi, onun sorunu çok olacak Ve ona sahip olamayanı ise kıskançlık kemirecektir!”

J.R.R Tolkien’i de Etkiledi

2000’li yılların başlarında beyaz perdeye taşınan, J.R.R. Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi romanına ilham kaynağı olan eserde, Wagner’in çocukluğunda ilgilenmeye başladığı Yunan mitolojisine ve sonrasında da Cermen ve İskandinav mitolojilerine dair izler yer alır. 1854 yılında eserin librettosunu tamamlayan ve ilk kez 1869 yılında Münih Kraliyet Sarayı Tiyatrosu’nda sahnelenen eser, yaklaşık 200 yıldır Wagner’in sanata, felsefeye, müziğe ve şiire olan bakışını gözler önüne seren bir opera klasiği olarak güncelliğini koruyor.

160 sayfadan oluşan ilk kitabı Gürkan Başay Türkçeye çevirdi.

İyi okumalar.

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.