Yüz Bin Krallık
Miras Üçlemesi’nin ilk kitabı olan Yüz Bin Krallık, Genç yazar N.K. Jemisin’in ilk kitabı.
Yazarına 2011 Locus ve 2010 Romantic Times ödüllerini; Hugo ve Nebula adaylıklarını kazandıran bu ilk kitap, yayın dünyası tarafından çok başarılı ve yeni bir keşif olarak görülüyor.
Sürükleyici bir dile ve başarılı çeviriye sahip kitabın özelliği, fantastik edebiyata yeni bir bakış açısı getirmesi: Tanrılar, yarı tanrılar arasında mitolojik bir evrende geçmesi ve tutarlı bir yaradılış hikâyesinin üstüne kurulu olması. Kitap üç ana karakter üzerinde şekilleniyor: Karanlık Tanrı, Aydınlık Tanrı ve başkarakter Alacakaranlık Tanrıçası. Kitabın bir diğer özelliği de, erotizmi fantastik-genç yetişkine başarılı bir şekilde uyarlaması.
Kitapta başarılı bir varoluş felsefesi ve kurgusu var. Evrenin nelerden ve ne amaçla meydana geldiği, zıtlıkların neye hizmet ettiği, insanın neden ve nasıl hayat bulduğu sorularına yazar kendince cevaplar bulmuş. Bu soruları arka plana alarak iyi bir cinayet ve aşk öyküsü kurmuş.
Tanrıların sürekli farklı bedenlerde ve yaşlarda ortaya çıkması, başkarakterin sıradan bir güzel olmak yerine Amazon vahşiliği, bütün yeryüzüne tepeden bakan ışıltılı Göksaray’ın güzelliği, bir cinayetin izinin sürülmesi, taht kavgaları, yaşanan nefes kesici aşk, ilginç büyüler ve yaratıklar, kitabı dikkat çekici kılıyor.
Kitabın künye bilgisine ve arka kapak yazısına buradan ulaşabilirsiniz.