Walter Tevis’den İnsan Olmayanın İçindeki İnsana Bakış; Dünya’ya Düşen Adam
Bilimkurgu alanında çağının hem en asi hem de en yumuşak başlı yazarlarından biri olarak kabul edilen Walter Tevis‘in “Dünya’ya Düşen Adam” kitabı bir kez daha ama bu kez İthaki Yayınları etiketiyle okurların karşısına çıktı.
Yazarın en ünlü eserlerinden olan “Dünya’ya Düşen Adam”, 1976 yılında yönetmen Nicolas Roeg tarafından sinemaya uyarlanmıştı. David Bowie’nin “Newton” karakterine hayat verdiği film, bilimkurgu sinemasının kült yapıtları arasına girdi.
“Eğer Mars’tan Geliyorsanız, Gerçekten de Yalnız Olmalısınız”
Thomas Jerome Newton, halkının Dünyalılardan çok daha zeki olduğu Anthea adlı gezegenden kırık dökük bir uzay aracıyla Yerküre’ye gelen insansı bir uzaylıdır. Gezegeni nükleer savaş yüzünden yaşanmaz hale gelen Newton’ın amacı Dünya’da inşa edeceği uzay gemisiyle evine dönüp oradaki insanları yeni gezegenine taşımaktır.
Anthea’dan getirdiği yüksek teknoloji sayesinde servet yapıp işe koyulan Newton’ın bir uzaylı olduğundan halihazırda şüphelenen kimya profesörü Nathan Bryce’ın ilgisini, Newton’ın şirketinin piyasaya sürdüğü yeni ürünler daha da çok çekmeye başlar.
Ancak Dünya’da geçirdiği yıllar boyunca yavaş yavaş oranın canlılarına benzeyen Newton’ın amacına yönelik büyük tehlike ne Bryce ne de işin peşine düşen FBI’dır. Bu sıradışı uzaylının tek bir düşmanı vardır: İnsanlaşmak.
“Bir arketip ustası. Kendisinden taviz vermeden zamanın ruhunu yakalayabilen bir sanatçı.” – Jonathan Lethem
“Dünya’ya Düşen Adam’daki karakter ömrüm boyunca aklımda kalacak.”
– David Bowie
“Yazılmış en iyi bilimkurgu kitaplarından biri.” – James Sallis
“Dünya’daki bir uzaylıyla ilgili yazılmış en gerçekçi eser.” – Norman Spinrad
Ken MacLeod’un sonsözüyle basılan 224 sayfalık bilimkurgu romanı Mehmet Ali Ağaoğulları Türkçeye çevirdi.