Andromedan – Yerli Bir Bilimkurgu
Yazar Fatih Emre Öztürk’ün yeni romanı Andromedan – Bumerang’ın Ölümü isimli kitap raflardaki yerini alıyor.
Roza Yayınevi’nden çıkacak olan bilimkurgu romanı, 15 Ekim’de tüm online satış siteleri ve kitapçılarda olacak. İşte Andromedan – Bumerang’ın Ölümü isimli kitabın tanıtım yazısı:
Ursula K. Le Guin der ki: ‘Bana göre bilimkurgu geleceği öngören kehanetler silsilesi değildir. Bilimkurgu derdimi daha rahat anlatma biçimidir.’
Dünya edebiyatında geniş bir çevreye yayılmasına karşın Türk edebiyatına pek yerleşemeyen bilimkurgu aslında sanılanın aksine geleceği anlatmaz. Herkes bu yanılgıya düşse de bilimkurgu, genellikle yarattığı ütopik dünya ile dert anlatma yoluna gider.
Hiçbir bilimkurgu yapıtı saf değildir. Daima ardından sürüklediği mevzuatlar olur. Bilimkurgu bu açıdan bir nevi aracı gibidir. Bazen düşünce sistemini, bazen siyaseti, bazen mizahı kullanır. Bu açıdan çok geniş bir yelpazeyle rüzgâr aldığı söylenebilir.
Türkiye’ye pek ulaşamayan Herbert Goerge Wells, George Orwell, Arthur C. Clarke ve Stanislaw Lem gibi isimlerin yanı sıra Türkiye’ye de ulaşmayı başaran Jules Verne, Douglas Adams ve Ursula K. Le Guin gibi bilimkurgu üstatları tüm dünyada ses getirmeyi başarmıştır.
Bilimkurgu ülkemiz çerçevesinde incelendiğinde ise “çocukça” olarak nitelendirilmesiyle karşılaşırız. Bu sığ görüşün tüm heves kırıcılığına rağmen, Mehmet Açar ve Mehmet Emin Arı gibi yazarlar bilimkurguyu yaymaya ve Türkiye’nin bilimkurgu kültürünü oluşturmaya çalışsalar da pek başarılı olamamışlardır. Birçok öykücünün birleşip bilimkurgu öyküleri çıkarttığı da günümüzde görülmüştür. Fakat onların da hatrı sayılır bir başarısı olamamıştır. Yine de ülkemizde bilimkurgu ile tanışmayan, onu sevmeyen kişilerin aksine bilimkurguyla yatıp kalkan insanlar da yok değil. Bu insanların en büyük şikâyetleri ise Türk yazarların bu alana yönelmemesinden kaynaklanıyor. Bu inançtaki birçok kişi, kendi vatandaşları olan bir yazarın bilimkurgu yapıtı ortaya çıkartmasını dört gözle bekliyor. Andromeda galaksisinde yaşayan Andromedan ırkının, kendi galaksisinden çıkıp Dünya’ya ulaştığı bu serüven ile bilimkurgu adına yeşeren bu beklentileri karşılama amaçlandı.
Andromedan ırkının düşünce sisteminin de ortaya koyulması yapıta sosyolojik ve felsefi açıdan da bir değer sağlıyor. Bilimkurgu yaftasının ardında sosyolojik bir kimlik sakladığı da bu açıdan söylenebilir. Olaya bu gözle bakıldığında da; bilimkurgunun sağladığı aksiyonlar ve oluşturulan ırkla gelen sosyolojik yapının yarattığı felsefe yardımıyla okura istediği doygunluğa ulaşma imkânı sunuyor.