Gotham – Bölüm 6 İncelemesi
Gotham, belli bir ivme kazandı ve onu koruyarak ilerliyor. Her bölüm 10 üzerinden 7-8’lik kalitede ve 6. bölüm Spirit of the Goat da o kaliteden uzaklaşmıyor.
Spirit of the Goat, Bullock’a odaklanıyor. 10 yıl önce Bullock’un Gotham’ın zenginlerini ayin yaparak öldüren bir adamı öldürdüğünü öğreniyoruz. Katili durduruyor ama ortağı Dix’in sakat kalmasına engel olamıyor Bullock. Katilin kurbanlarını nasıl öldürdüğü sır gibi saklansa da 10 sene sonra, yani günümüzde aynı şekilde öldürülmüş insanlar bulunuyor. Bullock’un şahsi olarak önem verdiği vaka onun zaten sevdiğimiz karakterine derinlik katarken geçmişini görmemizi de sağlıyor. (Dix’le 10 yıldır ilgilendiğini öğrenmemiz Bullock karakterine çok şey kattı mesela)
Spirit of the Goat katillerinin kaynağı ise terapist Dr. Marks çıktı. Zaten ya Marks ya Dix olacaktı bu işin arkasına, Dix’in olmaması iyi oldu, fazla klişe olurdu. Marks karakteri ise artık sıkan bölümlük “vigilante”lere yenisini katmaktan öteye gidemedi. Gotham için Gothamlıları öldüren vigilante konsepti diziye çok iyi gitse de her bölümde harcanan yeni bir vigilante göreceğimize kalıcı bir tane yaratılsa daha iyi olur.
Bu bölüm Edward Nygma’ya çok fazla yer verilmiş. Artık Nygma’nın karakter gelişiminin başlaması gerekiyordu ama bu sahneler hiçbir işe yaramadı. Gereksiz yere bol bol Nygma gösterilirken Mooney’e hiç yer verilmedi. Selina Kyle gene kısa ama güzel bir sahneyle yüzünü gösterdi. Son bölümlerin en iyi Penguin’in sahneleri de, Nygma sağ olsun, azalmıştı ama vurucu hamleyi yapan da o oldu. Son sahnede Gordon, Cobblepot cinayetinden tutuklanırken karakola adım attı Penguin. Bullock’ın Penguin’i öldürmediği için Gordon’a kızması ise bölümün en güzel sahnesiydi bence.
Bullock’un karakterini geliştiren, Nygma’nınkini geliştirmeye çalışan bir bölüm izledik. Umarım Dr. Marks bölümlük vigilante’lerin sonu olur ve kötü adamın kim olduğunu bu kadar belli eden bölümlerle karşılaşmayız. Gotham, 6 bölümdür beklediğimiz patlamayı yapamasa da kalitesini koruyarak yola devam ediyor.
Yazan: Berke Kadam
