The Day of the Doctor
Cumartesi akşamı sevgili FRPNET okuyucuları, bir efsanenin doğum gününü kutladık 90’dan fazla ülke ve milyonlarca seyirciyle: Doctor Who’nun 50. Yıldönümü. Son 1 yıldır geometrik artan haberleriyle ve propagandasıyla çok şükür bu önemli günü atlattık.
Pek tabii ki üzerinde konuşmadan olmayacak bu özel bölüm için ilk önce River ablamdan uyarı gelsin:
Steven Moffat, alemin en büyük trolü olabilir fakat bir süredir şunu söyleyip duruyordu: Bu özel bölümde Doktor’un hikayesi değişecek. Açıkçası çok da kafa yormadım ne olacak diye, nasıl olsa bir zamazingo çıkar dedim. Çıkan şeyse zamazingodan çok ötesi, uzun uzadıya düşünmese Moffat’ın bu işe kalkışmayacağının garantisi bir dönüm noktası oldu. Gallifrey’in kurtulmasından bahsediyorum, evet. 7 sezondur Doktor’un anlatmaktan imtina ettiği fakat ne büyük katliam yaptığını kimseden saklamadığı, The Last Time War bu bölümde başka bir sonla bitti. Oraya gelinceye kadar olanlara bakalım isterseniz, hem bu mükemmel bölümü unutmamak hem de tadını tekrar tekrar yaşamak için.
UNIT’in ne kadar geyik bir mekan olduğunu çözmek için çalışan elemanlarından birinin Doktor olduğunu bilmek yeterli herhalde. Olaylar, TARDIS’in UNIT tarafından yanlışlıkla helikopterle Trafalgar Meydanı’na indirilmesiyle başlıyor. Fakat bir yandan War Doctor, savaş sürerken çılgın bir karar alıyor ve çözümü kitle imhaya götürecek bombayı çalıyor. Öteki tarafta ise (çünkü Doktor’a doyamıyoruz) 10. Doktor, manitası Elizabeth I’le Zygonlar’ı atlatmaya çalışıyor. Olaylar, olaylar ve üçü karşılaşıyor. Fakat nasıl bir karşılaşma! Biri ötekinin TARDIS’ine laf atar, diğeri sonik tornavidayla hava atmaya çalışır, diğeri ise karşısındaki iki genç –ama aslında kendine göre yaşlı- Doktor’un kılığına kıyafetine saydırır! Sırf bu anlar için bile izlenir bu bölüm.
Mesele en sonunda Gallifrey’in patlatılmasına gelir. Burası önemli, çünkü yıllardır Doktorlar ne kadar büyük pişmanlık yaşadıklarını, kendisini affedemediğini, hayatındaki bu boşluğu ve çöküşü dolduramadığını söyleyip duruyordu. Fakat öyle bir nokta geldi ki, 3 Doktor da ve bunların ikisinin Gallifrey’in bitişinden sonrasını yaşadıklarını bilmelerine rağmen tek yolun bu olduğuna inanmışlardı, beraber yine gezegeni patlatacaklardı! Bir an “laaan nooluyorsunuz” demedik değil. Yine de öyle bir çaresizlik anında yapılacak en iyi şey belki de buydu, bütün evreni kurtarmak için 2,7 milyar insanı feda etmek. Velhasıl, tabii ki çok daha iyi bir çözüm vardı (Zygonların verdiği ilhamla) ve onu yaptılar. Hem de hepsi, bütün 13 Doktor! İnanılmaz bir an geldi, hepsini gördük, bütün TARDISleri, bütün Doktor’ları ve 13. Doktor Peter Capaldi, ilk görüntüsünü verdi. Tam bir gaz anı yaşanarak Gallifrey ‘bir yere’ donduruldu.
Nihayetinde yolcu yolunda gerek diyerek 3 Doktor National Gallery’de vedalaştı. Burada 10. Doktor’a laf sokan 11’i ayrıca kınadığımı belirtiyorum. Sanırım 50 yıllık bütün fanlara yapılan esas güzellik de sonda geldi, 11 kendi kendine küratör mü olsam diye emeklilik planı yaparken Tom Baker’ın NG küratörü olarak kendisiyle epik bir sohbete girişmesi unutulmazdı.
Eksik kalmasınlar, Rose ve Clara’dan bahsetmeden geçmek istemiyorum. Rose’un zaten kendisi olarak görülmeyeceği tahmin ediliyordu. Yani, eskiden de rüküştü ama bu güve yemiş kıyafeti çok anlamlı değildi. Bad Wolf’un, bombanın vicdanının bir yansıması olması güzel bir hatırlatma oldu. Zaten o olmasa, War Doctor bekler miydi bu kadar o düğmeye basmak için, emin değilim. Clara’ya gelince… Yararlı bir etkisi yok, ama zararı da dokunmuyor. Hele ki sezon sonunda olayını öğrenince iyice tadının kaçtığını söyleyebilirim.
Sonuç olarak Zaman Savaşı’nın iptal olmasıyla hikayelerin gidişatında ciddi değişiklikler olacak, burası kesin. Doktor’un artık bir amacının da olduğunu düşünürsek, ilerideki bölümlerde sadece kızları arabaya atan bir gezgin tipinde değil, evine dönüş yolunu arayan bir kahraman olarak izleyeceğiz kendisini.
Yaşayan diğer Doktorlar da olabilirdi. Ama olsalardı şu kısa bölümü çekemezlerdi. 10’un 5’in damadı olmasından, Russel T. Davis’in bile dışarıda kalmasına kadar 5, 6 ve 7. Doktorlarla komedi üzerine komedi.
Doyamayanlar için kısacık bir silinmiş sahne de verelim hemen:
Aaa! Yetmedi mi? Çok normal. O zaman yılbaşı özel bölümünün fragmanını da yayınlayan BBC’ye bir teşekkür edin. Belli ki Doktor kaşınmaya devam ediyor, Trenzalore’a bir göz atmadan duramıyor.
Cumartesi akşamı itibariyle aynı anda en çok ülkede (94) yayınlanan TV dizisi olarak Guiness Rekoru’nu alan bölüm fanlar arasında daha konuşulmaya devam eder, küçük bilgi kırıntıları takip edilir, espriler can sıkıcı oluncaya kadar tekrar edilir. Kim bilir, belki bir 50 sene sonra, 100. yılı da kutlarız?
Siz 50. yıl özel bölümünü izlediniz mi? Neler düşünüyorsunuz, lütfen aşağıdaki yorumlarda düşüncelerinizi belirtin!
Gallifrey falls no more!
2,7 milyar olan cocuk sayisi degil miydi?
izlemekten keyif aldığım matt ve david in uyumuyla dahada sevdiğim bir bölümdü.açıkları vardı. düşman yaratıklar iğrençti. yinede güzel bir bölümdü.