AYBABTUİncelemeler

The Last of Us Part II: Remastered İncelemesi - Tıkır Tıkır Tıkırdama Gel Bana Gel

The Last of Us Part II: Remastered oyununu sizler için inceledik. Yarın PlayStation 5 için çıkış yapacak oyunun yeni nesle özel sunduğu No Return modu gibi sayısız özelliğe göz gezdirdik.

Çıktığı andan itibaren oyuncu kitlesini ikiye bölen, yılın oyunu ödüllerine damgasını vuran, hala dönem dönem ortalığı karıştıran The Last of Us Part II’nin PlayStation 5 portu Remastered’ın incelemesiyle karşınızdayız efendim! Hikayesi tartışmalı olmasına tartışmalı, oynanış bakımından kusursuz oyunumuz çıkışından sadece 4 sene sonra Remaster sürümüne kavuşarak bir eleştiri bombardımanı da buradan yemişti. PlayStation 5 için geriye dönük uyumluluk varken, hele de oyun eskimemişken saçma bir karar olarak yorumlanmıştı. Şimdiyse nihayet karşımızda duruyor.

Çıkışının üstünden 4 sene geçen oyunun hikayesini ve oynanışını incelemeyeceğim tabii ancak bahsetmeye değer çok güzel oyun modları ve özellikler var. Hazırsanız başlayalım.

Genel İyileştirmeler

İlk sürümü de zaten görsel açıdan kusursuz olan The Last of Us Part II: Remastered PS5 portuyla birlikte geliştirilmiş çözünürlük, gölgeler, dokular ve animasyonlar sunuyor. Destekleyen ekranlar için artık VRR desteği var. Grafik modunda 4K çözünürlük ve 30fps, performans modunda ise 1440p ile 4K arasında değişen çözünürlük ve 60fps sağlıyor. Oynadığım süre boyunca herhangi bir çökme veya bugla karşılaşmadım, bekleme süreleri de yok denecek kadar azdı. PS4-PS5 karşılaştırma videoları gelene kadar net yorum yapamayacağım tabii ama PS4 sürümüyle arasında ayan beyan bir fark yok diyebilirim görsel açıdan. Oynanışta da herhangi bir yenilik yok ama Dualsense’in Haptic Feedback özelliği tüm PS5 oyunlarında olduğu gibi yine şovunu yapıyor. Tetik hissiyatı mevzusunun hastasıyız.

No Return

TLOU II: Remastered’ın en büyük yeniliği, “No Return” modu. Ben de “PS4 sürümünü oynamış kararsızları sürüm yükseltmesi almaya ikna eder mi?” sorusunu cevaplamak için zamanımın kayda değer bir kısmını bu modda geçirdim. Bu arkadaş son zamanlarda fazlaca popüler olan Roguelike türünün TLOU serisinin çetin savaş sistemiyle harmanlanmış hali.

Herhangi bir hikayesi olmayan No Return’e oyunda yer alan çok sayıda karakterden birini seçerek başlıyorsunuz. Her bölüm arasında Sığınağınıza dönüyor, bölüm seçerek ilerliyor, 7 bölümün ardından bir boss dövüşüyle etabınızı noktalıyorsunuz. Sığınak ayrıca topladığınız kaynaklarla yeni teçhizatlar satın almanızı, silahlarınızı geliştirmenizi ve her yeni bölüme daha da güçlenerek başlamanızı sağlıyor. Tabii ki bir Roguelike kanunu olarak öldüğünüzde ilerlemeniz sıfırlanıyor ve sil baştan başlamanız gerekiyor.

No Return bünyesinde yer alan “Challenge”ları tamamladığınızda yeni karakterlerin ve ana oyundan tanıdığınız mekanların kilidi açılıyor. Başlarken açık olan tek karakterler Ellie ve Abby. İlerledikçe başlarken seçebileceğiniz yeni karakterler oyuna dahil oluyor. Ellie’nin Challenge’ı Dina’yı, Dina’nınki Jesse’yi şeklinde gidiyor mevzu. Her karakterin farklı özellikleri var: Mesela Ellie molotof yapabiliyor ve %50 daha fazla kaynakla başlıyor, Abby yakın dövüşle düşman öldürdüğünde sağlık yeniliyor, Lev ise daha hızlı ok atıyor ve düşmanları daha net duyuyor. Kilidi açılan karakter ve mekanlar ölürseniz sıfırlanmıyor, kalıcı olarak No Return’e dahil oluyor.

Bölümler dört farklı moddan oluşuyor: Assault (düşman dalgalarını alt et), Hunted (süre bitene kadar düşman saldırısına dayan), Capture (süre dolmadan düşmanların koruduğu kasayı ele geçir) ve Holdout (müttefikini saldırıdan koru). Bu bölümler her seferinde rastgele olarak seçebileceğiniz bölümler arasına giriyor ve hem insan hem de enfekte düşmanlarla savaşma imkanı sunuyor. Ayrıca tüm ayarlarını dilediğiniz gibi seçtiğiniz özel Roguelike etapları tasarlayarak kendi oyununuzu oynayabiliyorsunuz.

Gördüğünüz üzere çok detaylı hazırlanmış bir mod bu. Açıkçası başına tereddütle oturdum çünkü ana oyunu zorunda kalmadıkça çatışmaya girmeden, gizlice ilerleyip bol kaynak toplamaya odaklanarak bitirmiştim. Bunu seçmemde çarpışmaların çok gergin geçmesinin, kolay panik olmamın da payı var tabii. Haliyle hareketli aksiyonla TLOU’ı kafamda bağdaştıramamıştım. Eminim çoğu oyuncu benimle hemfikirdir bu noktada.

Ancak bu mod öyle bir bağımlılık yaptı ki size anlatamam dostlar. Her ölümümde daha büyük bir hınçla başına oturdum, her seferinde daha fazla kaynak, daha fazla karakter, daha fazla mekan açacağım diye kılı kırk yardım. “Grind” mevzusunu, Roguelike’ı ve TLOU usulü savaş sistemini kusursuz harmanlayan bir mod olmuş bu. Kararsızları tek başına oyunu almaya ikna eder mi bilmiyorum çünkü bu tarz oynanış herkesin hoşuna gitmeyecektir, belki de kimileriniz için bir noktada sıkıcı bir hal alacaktır. Ama okuduklarınız hoşunuza gittiyse bir şans vermenizi şiddetle tavsiye ederim.

Lost Levels ve Director Commentary

Bakın işte bu ikili benim için No Return’den büyük rol çalarak Remaster’ın yıldızı olmayı başardı. Lost Levels, yani “Kayıp Bölümler” oyundan çeşitli sebeplerle silinmiş 3 farklı bölüm. Pre-alpha aşamasında, Neil Druckmann’ın deyimiyle “Son halini alması için aylar gereken noktada” kesilen bu bölümler tamamen oynanabilir bir halde Remaster’a eklenmiş. Tabii bazı animasyonlar eksik, cilasız olduğu belli, hatta bir bölümde diyaloglar seslendirilmemiş bile.

Bu bölümlerin asıl olayı, her birine bizzat geliştirici ekip tarafından yapım sürecine dair açıklamalar serpiştirilmiş olması. Sürprizi kaçmasın diye detaylandırmayacağım burayı ancak bölüm tasarımında benimsedikleri yaklaşımlar ve hikaye akışına etkileri üzerine yorumları o kadar hoşuma gitti ki. “Grounded II: Making of The Last of Us Part II” belgeselinde sürece daha yakından bakacağız tabii ama toplasanız 15 dakika etmeyecek bu küçük sekanslarda ne kadar ince detayların düşünüldüğünü birinci ağızdan dinlemek aşırı hoşuma gitti benim.

Director Commentary, Lost Levels’da benimsenen düsturun ana oyuna yayılmış hali. Hikaye tamamlandıktan sonra açılan bu modda oyunun sinematik sahnelerine Neil Druckmann, Halley Gross, Ashley Johnson, Laura Bailey, Troy Baker ve Shannon Woodward’ın ağzından tekrar göz atma şansı buluyoruz. Her ne kadar No Return’e sağlam düşmüş olsam da TLOU II Remastered’ın asıl yıldızı kesinlikle bu Commentary eklemesi olmuş. Serinin hayranıysanız ve oyun geliştirme sürecine bir şekilde ilgiliyseniz bu özellikler çok satan bir AAA’in perde arkasını göstermesi açısından muazzam.  

İrili Ufaklı Ekstralar

TLOU II: Remastered’ın diğer ufak yenilikleri arasında “Guitar Free Play” ve “Speedrun” modları bulunuyor. Guitar Free Play adından da anlaşılacağı üzere oyundaki gitar çalma mini oyununu dilediğinizce oynamanızı sağlıyor. Gitara ek olarak banjo gibi farklı enstrümanları Dualsense’in dokunmatik paneliyle çeşitli pedallar, karakterler ve mekanlar eşliğinde tıngırdatabiliyorsunuz. Hatta karakterler arasında oyunun efsane bestecisi Gustavo Santaolalla’yı bile koymuşlar! Ben uzunca bir süre Bard’s Song çalmaya uğraşıp beceremedim ama oyun çıktığında hayranlar epey yaratıcı coverlar yapacaktır bu modla.

Bir diğer mod da “Speedrun Modu”. Hikaye bittikten sonra açılan bu modla speedrunning topluluğunun işini kolaylaştıracak zaman sayacı gibi çeşitli özellikler eklenmiş. “Speedrun Recap” özelliğini denemelerinizi izleyip analiz etme, daha da hızlandıracak stratejiler geliştirme imkanı sunuyor.

Unutmadan: Oyun oynarken erişilebilirlik özelliklerine ihtiyaç duyanlar için Açıklamalı Ses (Descriptive Audio) ve Sesten Titreşime (Speech to Vibration) özelliklerinin eklendiğini ayrıca ekleyeyim.

Sonuçta…

The Last of Us Part II: Remastered gerçekten de oyunun nihai sürümü. PlayStation 4 nesli sürümünü oynamadıysanız, artık el atmak istiyorsanız ve PlayStation 5 sahibiyseniz adresiniz kesinlikle bu arkadaş olmalı. Eski sürümü oynadıysanız, “Zaten geriye dönük uyumluluk özelliği var, tekrar oynamak istersem onu oynarım” diyorsanız, ekstra özellikler sizi çekmediyse çok da elzem değil. Ne de olsa PS4 sürümü kendi neslinin grafik ve teknik açıdan en üstün oyunlarından biriydi, kendisi hala gayet iyi bir seçenek. Ama halihazırda ilk sürümü oynamış, bu sürümü de arşivine eklemek isteyen sıkı bir hayransanız saatlerinizi gömebileceğiniz No Return modu sizi gayet güzel ihya edecek, grafik iyileştirmesi ve Haptic Feedback de pasta üstü çilek olacaktır. Commentary özelliği ve Lost Levels eklemeleri de zaten hem hayranlar hem de oyun geliştirme sürecine ilgi duyanlar için çok hoş bonuslar.

4 senelik bir oyuna Remaster yapmaya gerek var mıydı?” sorusunun cevabı kişiden kişiye değişecek olsa da The Last of Us Part II’nin PS5 portu en iyi bu şekilde yapılabilirdi diyor, sözlerimi burada noktalıyorum. Oynamayı düşünenlere iyi eğlenceler dilerim!

Bu İçeriğe Oy Verin

FRPNET Puanı

Grafkler - 9
Oynanış - 10
No Return - 10
Lost Levels, Director Commentary ve Diğer Bonus Eklemeler - 10

9.8

Görece erken çıkmış bir Remaster olsa da vaatlerini fazlasıyla iyi yerine getiren bir sürüm.

İlk kez oynayacaklar için ideal bir deneyim sunan The Last of Us Part II: Remastered, grafik ve hikaye açıdan ekstra yenilik sunmasa da No Return, Lost Levels ve Director Commentary modları serinin hayranlarını mutlu edecektir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.