Ejderha Mızrağı

Ejderha Mızrağı Romanları ve Tarihçesi

dragonlancelogo

Madem Ejderha Mızrağı (EM) tarihinden bahsetmek için yola çıktık, o zaman önce benim EM ile tanışışımın tarihine bir göz atalım. Öncelikle, ilk EM kitabı yayınlanalı yaklaşık 30 sene geçmiş durumda (TSR, 1984), ilk Türkçe kitabı çıkalı ve benim o kitabı okumamın üzerinden ise 15 sene geçmiş (Arkabahçe, 1998). Bunlar hiç de azımsanacak sayılar değil aslında. İnsan 15 yaşına geldiğinde liseye başlamış ve 30 yaşına geldiğinde de doktorasını bitirmiş oluyor. Yani, bu analoji üzerinden gidecek olursak, EM doktorasını vermiş, ben ise liseye başlamışım gibi düşünebiliriz. Tabii ki benim kitapları okumam öyle sürekli olmadığından, arada yaklaşık 5 yıllık bir boş süre olduğunu düşündüğümüzde, ortaokul da diyebiliriz.

dragonlance-backgroundYine sayılardan gidecek olursak, Türkiye’deki birçok EM severden daha az kitap okumuş olabilirim 46 kitapla (evet çetelesini tutuyorum Excelde). Ve yine devam edecek olursak, hali hazırda Türkçe’ye çevrilmiş (yanlışım varsa düzeltin) 53 EM kitabı var. Ben bunlardan 13 tanesini okumadım (Başlangıçlar, Kesişen Yollar, Tanışmalar serileri). Bunun yanı sıra, EM dünyasında roman olarak toplam 166 tane kitap var (1-2 hata payı olabilir, hatam varsa düzeltin).

Peki bu 166 kitap ne kadar bir süreyi kapsıyor? İşte bu yazının sebebi de bu aslında. Sorumuzun yanıtı: yaklaşık 9000 yıllık bir süre. Bundan yaklaşık 8500 yılı afetten önceki (A.Ö.) kitaplarda, kalan 500 yılı ise Afetten Sonra (A.S.) ve İkinci Afet (İ.A.) sonrası kısmı kapsıyor ve kitapların büyük kısmı özellikle son 100 – 150 yıllık bir tarihe sıkışmış durumda.

dragonlance-todd-lockwoodDaha net açıklayacak olursak, EM tarihindeki en eski tarihe giden roman yaklaşık A.Ö. 8500 yıllarına dayanan Douglas Niles’ın kaleminden çıkan ve Kayıp Tarihler (Lost Histories) Serisine ait Ejderhalar (The Dragons; TSR, 1996) kitabı. En sonuncusu ise Jean Rabe’in yazdığı TaşKahinleri (Stonetellers) üçlemesinin son kitabı olan Goblin Ulusu (Goblin Nation; Wizards, 2009) kitabı, ki bu da A.S. 433 (İ.A. 50) yılında geçiyor.

Bu 166 kitaptan büyük kısmı demiştik ya, madem sayılardan gidiyoruz, daha da açalım o konuyu; kitaplardan yaklaşık 125 tanesi Afetten Sonra geçiyor ve yine yaklaşık 90 tanesi Güz Alacakaranlığı Ejderhaları’ndan (TSR, 1984 ve Arkabahçe, 1998; Çeviri: Çiğdem Erkal İpek) sonra kapsanan yaklaşık 80 yıllık dönem içine sıkışmış durumda.

EM tarihinden ziyade matematik makalesi gibi olmaya başladı sanki yazı farkındayım ve biraz da “Bunları biliyor muydunuz?” kıvamında oldu, ama olsun, zaten buraya kadar okuduysanız, bilmek istiyor olduğunuzu varsaymaktan, devam etmekten ve sizin de okumaya devam edeceğinizi ummaktan başka çarem yok gibi.

Neyse, gel gelelim romanlara ve tarih içindeki yerlerine.

Dediğim gibi, Güz Alacakaranlığı Ejderhaları ile birlikte Afetten Sonra, yanı tanrıların Krynn’i terk edişinde sonra yola çıkan Yol Arkadaşlarımız ile birlikte takvimler Afetten Sonra 351 yılını gösteriyor. Bundan itibaren 2 yıl içinde Tarihçeler Üçlemesi (TSR, 1984-1985; ArkaBahçe, 1998-1999, Çeviri: Çiğdem Erkal İpek) sonlanıyor ve Yol Arkadaşları kendi yollarında devam ederken Majere kardeşler öne çıkıyor. Kitapların sırasını da takip edecek olursak, bu gelişme ile aradan 5 yıl geçiyor ve 356-357 yıllarında Efsaneler Üçlemesi (TSR, 1986; ArkaBahçe, 2001-2002, Çeviri: Çiğdem Erkal İpek) karşımıza çıkıyor. Bu 5 yıllık arada herhangi bir ana kitap yok, sadece sonralardan çıkan ve Wizards’ın desteklediği Genç Okuyucular için Kitaplar (Wizards, 2004-2008) kitapları var. Bunlar çok az sayıda basılmış gibi görünüyor ve EM’nin kapatılmasından birkaç yıl önceki döneme denk geliyor basılmaları, o yüzden hiç üzerlerinde durmuyorum, merak ediyorsanız araştırması size kalmış.

dragonlanceBu ara bilgiden sonra tekrar ana hikayeye dönecek olursak, sırada İkinci Nesil kitapları var [Yaz Alevi Ejderhaları dahil (TSR, 1995; Arkabahçe, 2002, Çeviri: Ali Seval)]. Adından da beklediğimiz üzere, bu kitaplar ana iki üçlemeden bir nesil sonra, yani yaklaşık 20 yıl sonra, A.S. 378 yılında geçiyor. Tabii ki Yaz Alevi’nin AS 383’te yani İkinci Nesil (TSR, 1995; Arkabahçe, 2002, Çeviri: Ali Seval) kitabından 5 yıl sonra geçtiğinin de altını çizelim. Bu 5 yıllık sürede hem İkinci Nesil hem de Yaz Alevi’nde geçen ikinci nesil karakterlere dair hiçbir kitap yok ne yazık ki. Yani “Merak ettim Steel’in olayı neymiş, yok Palin ne zorluklar yaşamış?” diye düşünenleriniz varsa, üzgünüm, ama hayal kırıklığına uğrayacaklardır. En azından romanlar açısından. Hazır yeri gelmişken tekrar edelim, burada sadece romanlardan bahsediyoruz. Yani diğer materyaller, oyun kitapları, dergi makaleleri veya kısa hikayelerine dair bilgilere ne yazık ki bu yazıda yer vermiyorum.

Evet, ikinci ara bilgiyi de girdik gibi oldu. Neyse, Yaz Alevi ile birlikte, o yazı veya hemen öncesini farklı kişiler/ırkların yaşadıklarına dair anlatan Kaos Savaşı serisi geliyor (TSR, 1996-1999; Ankira, 2003 ve Arkabahçe, 2003-2006; Çeviri: Can Kantarcı, Ayşe Savay, Erkan Kuşburnu, Özlem Alpin, Özlem Alpin ve Öznur Karakaş).

dragonlance-queen-of-darknessŞimdi bundan sonra ana kitap olarak sayılabilecek Yeni Çağın Ejderhaları geliyor önümüze (TSR, 1996-1998; Ankira, 2003, Çeviri: Cihan Karamancı). Burada kısa bir dipnot geçmemiz gerektiğini düşünüyorum; şöyle ki, Yeni Çağ Üçlemesi hemen İkinci Afetten sonra başlıyor aslında, ama arada Dragon Purge ve Dragon Overlordların hüküm sürüşünün anlatıldığı tarih kısmını es geçiyor ve yaklaşık 30 yıl ilerisine İ.A. 31 yılında başlıyor asıl hikayemiz. Bu aradaki yaklaşık 30 yıllık sürede ise Zaman Köprüleri (Bridges of Time; TSR, 1998-1999) Serisi dolduruyor. Yani Yeni Bir Çağın Doğuşu’nda ilk birkaç bölüm ile kalanı arasındaki 30 yıllık süreye 5 kitap geliyor. Yeni Bir Çağ’da ise karşımıza Dhamon çıkıyor. Dhamon, Palin ve diğerleri (daha doğrusu, niceleri) bizi yaklaşık 5 yıl oyalayarak ve Dhamon Efsanesi Üçlemesi ile (Wizards, 2001-2003; Ankira, 2003-2004, Çeviri: Cihan Karamancı) en son Kurtuluş romanı ile İ.A. 35 yani A.S. 418 yılına getiriyor Jean Rabe’in anlatımıyla.

Buradan sonra Weis ve Hickman tekrar olaya el atıyor tabiri caiz ise ve Ruhlar Savaşı Üçlemesini yazıyor (Wizards, 2000-2002; Arkabahçe, 2003-2004, Çeviri: Ali Seval, Aslı Alp ve Filiz İnceoğlu Öztürk). Bu içleme en son Dhamon ile İ.A. 35 yılında bıraktığımız Krynn’i neredeyse kaldığı yerden, İ.A. 38 yılına getiriyor. İşte burada seriler iç içe giriyor ve o 1-2 yıllık süre içerisine dahil olan Ölümlüler Çağı (Age of Mortals; Wizards, 2001-2004), Kesişen Yollar (Wizards, 2000-2003; Arkabahçe, 2005-2006, Damla Özlüer, Elif Umar, İbrahim Katip, Onur Kaya, ve Elif Çopuroğlu) (Crossroads) serileri çıkıyor karşımıza. Bunların hemen ardından ise Margaret Weis’in yazdığı Karanlık Havari Üçlemesi geliyor (Wizards, 2004-2006; Laika, 2008, Çeviri: Egemen Görçek) İ.A.39 yani A.S. 422 yılında. Bundan sonra ise Elflerin hiyakeleri, Solamniya’nın durumu, Cücelerin hali, Minatorların kapışmaları derken, daha önce de dediğimiz gibi, İ.A. 50 yılında Goblin Ulusu ile EM tarihi son buluyor.

dragonlance-raistlinYazının başında da dediğim gibi, kitaplar 100-150 yıllık bir tarihe sıkışmış durumda ve biz de burada özellikle onların üzerinden gittik, ki Güz Alacakaranlığı Ejderhaları’nın hemen öncesindeki Tanışmalar ve Başlangıçlar Serilerinden bahsetmedik bile. Zaten Türkçe’ye tercüme edilen kitapların hemen hemen tamamı da, sizlerin de zaten isimlerini tanımış olduğunuz gibi, bu zaman aralığındaki kitaplardan.

Biraz karışık, belki biraz özet bir yazı oldu muhtemelen, ama merak edenleriniz vardıysa, kitaplar hangi tarihte, hangi sıra ile okuyalım vs. diye, az da olsa ışık tutmuştur diye düşünüyorum.

Son olarak, tabii ki ana kitapları, yani Weis ve Hickman kitaplarını bir kenara koyacak olursak, ben bu tarih içerisinde okuduğum kitaplardan hangisini/hangilerini en çok sevdim sorusuna da yanıt verip yazıyı tamamlayalım. Hepsinin yeri farklı olsa da benim için, hem ilk olmasından ve Douglas Niles’ı ve onun yazım tarzını çok sevdiğimden The Dragons (A.Ö. 8500) ile birçok EM kitabından çok farklı olduğunu düşündüğüm için Edo Van Belkom’un yazdığı Lord Soth (Afet Esnasında) (TSR, 1996) benim en sevdiklerim arasında. O kadar kitap içinden daha Türkçe’ye çevrilmemiş olan iki tanesini saydığımın farkındayım, ama bir anda aklıma gelenler bunlardı.

Herkese iyi okumalar,

Selim “Şopar” Cambazoğlu

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.