Sea of Thieves – Oynamak ya da Oynamamak
Rare’in geliştirdiği Sea of Thieves, PC ve Xbox platformlarına çıkışını gerçekleştireli neredeyse iki hafta oldu ve oyun hakkında bir çok mecra kendi fikirlerini belirtti. Baştan belirtmem gerek, bu yazı bir inceleme yazısı değildir. Bir çok oyuncunun sohbetine ve inceleme yazılarına konuk olmuş, Sea of Thieves’in nasıl bir oyun olduğu ve hangi oyuncu tipine hitap ettiğini kendi düşüncelirimle anlatmaya çalıştığım bir blog yazısı olacaktır.
Geçtiğimiz sonbahar aylarında, Oyunun teknik alfasına erişim sağladığımda, geniş haritada tek başıma biraz gezinme fırsatım oldu. Daha sonraki oturumlarda ise farklı insanlar ile geniş bir mürettebatın içinde yer aldım. Oyun çok zevkliydi ve gerçekten oyunun teknik alfası olmasına rağmen çok eğlenmiştim. Zaten kendi mürettebatın ile açık denizde korsanlık yapabildiğimiz bir oyun her zaman hayalim olmuştu. Sea of Thieves, alfa aşamasında bile bunu bana hissettirmeyi başarmıştı, evet ama oyunda bir şeyler eksikti. Ee peki, bu oynadığımız daha alfa sürümü değil miydi? Oyuna daha fazla içerik gelmeyecek miydi? Hem evet, hem hayır. Evet, çünkü oyuna eklenecek daha çok içerik vardı. Hayır, çünkü oyunun aslında bize sunmak istediği, tüm çıplaklığı ile buydu; Arkadaşlarınız ile geçireceğiniz müthiş eğlenceli anlar.
Oyunun çıkış tarihi ile birlikte fiyat etiketi de açıklandığında bir çok oyuncu gibi benim de biraz canım sıkılmış ve bu fiyat etiketinin oyunun başarısını gölgeleyeceğini düşünmüştüm. Bir nebze de öyle oldu açıkçası. Bir çok oyuncu, 60 Dolar fiyat etiketine sahip bir çok oyuna göre Sea of Thieves’in içeriğini çok az buldu. Bir duruma göre haklılar. Bunu ben de bir çok oyuncunun bu fikrini savunuyorum. Ancak şunu yadsımamak gerek son zamanlarda video oyun oynayanların, içerik algısı her oyun ile örtüşmüyor. Sea of Thieves size bir hikaye, bir hedef (herkesin oyunlardaki hedefleri de göreceli olabiliyor.) sunmuyor olabilir ama geniş bir dünya ve kendi maceranızı arkadaşlarınız ile yaşama imkanı sunuyor.
Bir çok aynı fiyat etiketine sahip oyun, size en fazla 10 saat gibi bir oynanış sunarken, Sea of Thieves ise bundan çok çok daha fazlasını, yani arkadaşlarınız ile çok da rekabetçi ruhuna girmeden hem eğlenerek hem de daha fazla zaman geçirebileceğiniz bir evren sunuyor. Hatta Rare bu noktada bütün oyuncuları aynı seviyede tutmayı başaran bir sistem geliştirmiş. Oyunda yaptığınız tek ilerleme sizin görüntünüz ile ilgili. Yani paçavra da giyseniz, altın kaplama kılıç da kullansanız bütün oyuncular eşit. Bu da oyuncuların çekinmeden diğer oyuncular ile mücadeleye girmelerini cesaretlendiriyor. Yani oyunda bütün içeriklerden geri kalmamanız için her şey düşünülmüş. İki kişinin idare ettiği bir şalupa kullanıyor olsanız da arkadaşlarınız ile yapacağınız strateji sonucu, dört kişinin idare ettiği iki adet kalyonu bile rahatlıkla indirebilecek (tabii ki biraz korsanlık sinsiliğini çalıştırmak gerekiyor.) bir sistem mevcut oyunda.
Uzun lafın kısası; Sea of Thieves’in 60 dolar fiyat etiketini hak etmediğini düşünüyorsanız, Xbox GamePass ile bir ay boyunca deneyip sonra oyunu satın alma konusunda düşünebilirsiniz. Şunu bir kere daha hatırlatmakta fayda var; eğer oyunun PvP içeriğine karışmadan, sadece PvE içeriğinden yararlanacaksanız, Sea of thieves sizi bir süre sonra kesinlikle sıkacaktır. Eğer sizin içerik anlayışınız diğer oyunların bize tek düze sistem olarak sunduğu, bir hedef doğrultusunda dümdüz ilerlemekse (oyun ne kadar açık dünya olsa da) ve kendi maceranızı kendiniz yazmak değilse, Sea of Thieves’e kesinlikle yaklaşmayın bile. Unutmayın, Sea of Thieves arkadaşlarınız ile birlikteyken değerlenen bir oyun. Bol oyun ve macera dolu haftalar dilerim.